• Rekabet Hukuku / Rekabet Bülteni

  • Sayı : 1 / Yıl : 1999

  • KOBİ Tanımı Üzerine 3 Nisan 1996 Tarih ve 96/280/CE Sayılı Komisyon Tavsiyesi

  • KOBİ Tanımı Ãœzerine 3 Nisan 1996 Tarih ve 96/280/CE Sayılı Komisyon Tavsiyesi

    Avrupa Topluluğu Komisyonu, Kurucu Antlaşma’nın 155. maddesinin 2. paragrafında kendisine tanınan tavsiye ve görüş bildirme yetkisinden hareketle, küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ) kavramının açık bir biçimde tanımlanmasına yönelik olarak 3 Nisan 1996 tarih ve 96/280/CE Sayılı Tavsiye’yi yayımlamıştır .

    Komisyon’u bu doğrultuda bir tavsiye yayımlamaya iten en önemli faktör ise, gerek Topluluk boyutunda, gerek Ãœye Ãœlkeler boyutunda KOBİ’lere yönelik mevcut politikaların ve girişimlerin neredeyse hepsinin KOBİ tanımını farklı kriterlere dayandırmalarıdır. Bu karmaşık durumun, bir taraftan teşebbüsler arasındaki rekabeti bozucu etkiler doğurması, diğer taraftan da KOBİ’lere yönelik girişimlerin uyumlu bir şekilde yürütülmesini imkansız kılması, Komisyon’u tüm Topluluk’ta geçerli bir KOBİ tanımı yapmaya itmiştir.

    Komisyon’un sağlıklı bir KOBİ tanımına ulaşmaya yönelik önemli girişimlerinden biri de, 1992 yılında Konsey’e sunduğu ve 96/280/CE Sayılı Tavsiye içerisindeki tanımın temellerini oluşturan rapordur. Komisyon bu raporda doğru bir KOBİ tanımı için dört temel kriterin dikkate alınması gerektiği üzerinde durmuştur: Personel sayısı, ciro, bilanço büyüklüğü ve rekabet hukuku anlamında teşebbüsün bağımsızlığı. Komisyon ayrıca küçük işletmeler için 50, orta ölçekli işletmeler için de 250 çalışan üzerinden eşik değerler belirlemiştir.

    Her ne kadar bu çerçeve tanım 1992 yılından sonra Topluluk boyutunda küçük ve orta ölçekli işletmelere yapılan mali yardımlarda ve özellikle de Avrupa Yatırım Bankası mali yardım uygulamalarında temel tanım olarak benimsenmiş ise de, yeknesak bir uygulama alanı bulamamıştır. Bu durum doğal olarak, KOBİ’lere yönelik farklı uygulamaların ortaya çıkmasına ve özellikle de kimi Topluluk, kimi Ãœye Ãœlkeler, kimi de Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ve Avrupa Yatırım Fonları (AYF) tarafından finanse edilen mali programlarda farklı teşebbüs gruplarının KOBİ olarak nitelendirilmesi ve bu teşebbüslere yönelik ayırımcı uygulamaların ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur.

    Komisyon, 1992 yılında çerçevesini çizmiş olduğu KOBİ tanımına ilişkin kriterleri, yayımlamış olduğu Tavsiye metninde de gündeme getirerek, özellikle işletmelerde çalışan personel sayısının -önemli bir kriter olmakla beraber- tek başına belirleyici olamayacağına değinmiştir. Komisyon, personel sayısının yanı sıra, işletmelerin finansal kriterlere dayalı bir sınıflandırmaya tabi tutulmalarının performans ve rekabet güçlerinin belirlenebilmesi için kaçınılmaz olduğu görüşÃ¼nü savunmuştur.

    Komisyon, finansal kriterlere ilişkin olarak ise, teşebbüslerin yalnızca cirolarının dikkate alınmasının yetersiz olacağını bununla birlikte bilanço büyüklüklerinin de dikkate alınması gerekliliği üzerinde durmuştur . Ciro ve bilanço büyüklüğü kriterlerinin sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmeleri için ise, işletmelerin Rekabet Hukuku anlamında fonksyonel bağımsızlıklarının da değerlendirme kapsamına alınması gerekmektedir. Zira, personel sayısı ve finansal kriterler kapsamında KOBİ olarak değerlendirilebilecek bir işletmenin büyük bir şirketler grubuna bağlı olması, bu işletmenin diğerlerine oranla rekabet gücünün daha fazla olması sonucunu doğurmaktadır.

    Yukarıda açıklanan kriterleri göz önünde bulunduran Komisyon, her bir kriter için net eşik değerleri belirleyerek, Tavsiye metnini ve dolayısıyla da Topluluk’ta geçerli olan güncel KOBİ tanımını ortaya koymaktadır.

    Buna göre, ücretli personel sayılarına ilişkin kriter dikkate alındığında en fazla 250 ve daha az ücretli personel çalıştıran işletmelerin -bu kriter kapsamında- KOBİ tanımına girdikleri kabul edilmiştir. Komisyon, bazı farklı KOBİ tanımlarında belirleyici değer olarak kullanılan 500 ücretli personel eşiğinin gerçekçi olmadığına da dikkat çekmiştir. Zira, Topluluk’ta faaliyet gösteren 14 milyon işletmenin % 99,9’unda 500 veya daha az sayıda ücretli personel çalışmakta; ve bu durum sağlıklı bir tanım yapılmasını engellemektedir.

    Komisyon, ciro ve bilanço büyüklüklerine ilişkin eşik değerleri belirlerken de Eurostat verilerini dikkate almıştır. Bu verilere göre, Topluluk’ta, 250 ücretli personeli bulunan bir işletme yılda ortalama en fazla 40 milyon Ecu ciroya ulaşmakta ve ciro ile bilanço büyüklüğü arasındaki oran da ortalama 1.5 olarak gerçekleşmekte. Komisyon bu verileri dikkate alarak ciro eşik değeri için 40 milyon Ecu ve bilanço büyüklüğü için de -1.5 oranından yola çıkarak- 27 milyon Ecu eşik değerlerini tespit etmiştir.

    Komisyon ayrıca, KOBİ’ler bünyesinde de “küçük ölçekli işletmelerâ€, “orta ölçekli işletmeler†ve “mikro ölçekli işletmeler†arasında da ayırıma gidilmesi gerekliliğine dikkat çekmiştir. Nitekim Komisyon benzer metodları kullanarak “küçük ölçekli işletmeler†için de eşik değerler belirlemiştir. Buna göre, küçük ölçekli işletmeler için çalışan sayısı 50 den az olarak belirlenirken ciro eşik değeri için 7 milyon Ecu ve bilanço büyüklüğü için de 5 milyon Ecu eşik değerleri tespit edilmiştir.

    Buna göre Komisyon’un KOBİ tanımına bakıldığında;

    1. KOBİ’ler:

    - 250’den az çalışanı olan, ve
    - yıllık cirosu 40 milyon Ecu’yü geçmeyen veya bilanço toplamı 27 milyon Ecu’yü geçmeyen ve
    - aşağıda verilen 3. maddede düzenlenen fonksiyonel bağımsızlık kriterlerine uyan işletmelerdir.

    2. Küçük ölçekli işletmeler ile orta ölçekli işletmeler arasında bir ayırım yapılmasının gerekli olduğu durumlarda ise “küçük ölçekli işletmeâ€:

    - 50’den az çalışanı olan, ve
    - yıllık cirosu 7 milyon Ecu’yü geçmeyen veya bilanço toplamı 5 milyon Ecu’yü geçmeyen ve
    - aşağıda verilen 3. maddede düzenlenen fonksiyonel bağımsızlık kriterlerine uyan işletmelerdir.

    3. Sermayesinin veya ticari malvarlığının veya oy haklarının % 25 veya daha fazlasına KOBİ veya “küçük işletme†tanımına girmeyen bir veya birden fazla işletmenin sahip olmadığı işletmelerin bağımsız olduğu kabul edilmektedir. Bu eşik değer ancak iki durumda geçilebilmektedir:

    - işletmenin sermayesinin veya ticari malvarlığının veya oy haklarının % 25 veya daha fazlasına kamu kuruluşları, risk sermayeli kuruluşlar veya yatırım kurumlarının -işletme üzerinde tek başına veya birlikte kontrol hakları olmamak kaydıyla- sahip olmaları,

    - sermaye dağılımı neticesinde pay sahiplerinin belirlenememesi ve fakat işletmenin, sermayesinin % 25 veya daha fazlasına KOBİ veya “küçük işletme†tanımına girmeyen bir veya birden fazla işletmenin sahip olmadığını hukuken kanıtlaması.

    4. Yukarıda 1. ve 2. maddelerde belirtilen eşik değerlerinin hesaplanmasında, ilgili işletmenin verileriyle birlikte, bu işletmenin sermayesinin veya ticari malvarlığının veya oy haklarının % 25 veya daha fazlasına sahip olduğu diğer işletmelerin de verileri dikkate alınacaktır.

    5. Mikro ölçekli işletmeler ile diğer KOBİ türleri arasında bir ayırıma gidilmesi gerektiğinde, mikro ölçekli işletmelerin 10 kişiden daha az çalışanı olan işletmeler olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

    6. Şayet bir işletme -bilanço kapanış tarihinde- belirlenen personel sayısı ve finansal eşiklerin altına veya üstüne çıkarsa, bu işletmenin yeni haliyle KOBİ veya küçük ölçekli işletme veya mikro ölçekli işletme olarak sınıfının belirlenebilmesi için anılan değişikliklerin üst üste iki mali dönemde gerçekleşmesi gerekmektedir.

    7. Bir işletmedeki çalışan sayısı, bu işletmedeki yıllık çalışan personel üzerinden hesaplanır. Geçici veya sezonluk çalışanlar oranları nispetinde dikkate alınır. İşletmenin tanımlanmasında dikkate alınacak olan yıl, bir önceki kapanmış mali yıldır.

    8. İşletmelerin tanımlanmasında kullanılacak olan ciro ve bilanço büyüklükleri için, bir önceki kapanmış 12 aylık mali dönem verileri dikkate alınır. Yeni kurulan işletmelerde ise bu değerler, içerisinde bulunulan mali dönemdeki mevcut veriler üzerinden varsayıma dayalı olarak hesaplanır.

    9. Komisyon, Tavsiye metnindeki ciro ve bilanço büyüklüğü eşiklerini Topluluk ekonomisindeki değişikliklerle uyumlu olacak şekilde Tavsiye’nin yürürlüğe girdiği tarihten başlamak üzere dört yılda bir yeniden düzenler.

     

    Â