Şayet değer üzerinden veri bulunamıyorsa ya da bu veriler anlamlı değillerse bu durumda miktar
üzerinden pazar paylarını hesaplamak mümkündür.
Teşebbüsün satışlarının değeri üzerinden hesaplanan
pazar paylarında esas alınan mali yıl, hesaplanma tarihinden bir önceki mali yıldır. Piyasa payı hesabında sağlayıcının bağlı
şirketlerinin de satışları göz önünde bulundurulmaktadır. Bunun açık anlamı, sağlayıcının bağlı şirketleri ile arasındaki ve
bağlı şirketlerin aralarındaki şatışların bu hesaplamada göz önüne alınmayacağıdır.
Öte yandan bazı
ürünlerin hazırlanması bir yılı aşabilmektedir, bu gibi durumlarda son üç mali yılın içerisinde ilgili ürünün satış
hasılatının ortalaması alınarak pazar payı hesaplanmaktadır.
Pazar payının % 30'u aştığı ama % 35'i aşmadığı
durumlarda, muafiyetten yararlanan teşebbüs pazar payının % 30 barajını aştığı mali yıldan itibaren iki yıl süre ile muafiyetten
yararlanabilmektedir.
Pazar payının % 35'i aştığı durumlarda ise muafiyetten yararlanan teşebbüs pazar payının
% 35'i aştığı mali yıldan itibaren bir yıl daha muafiyetten yararlanabilmektedir.
Ancak % 30 ve % 35 eşiklerini
aşarak bunları ardışık bir biçimde değerlendirip üç yıl süre ile muafiyetten yararlanmak mümkün değildir. Eşik aşımı böyle
ardışık bir seyir gösterir ise muafiyetten yararlanma ek süresi hiçbir şekilde ve şartta iki yılı aşamamaktadır.
Öte yandan yukarıda anlatılan pazar payı hesaplamalarında dikey bir anlaşmanın üç değişik taraf teşebbüsü ve üç
değişik ticari seviyeyi (üretim, toptan ve perakende) kapsadığı durumlarda % 30 oranına hangi seviyelerde bakılacağı konusuna
getirilen açıklama çok açıktır: Ãœretim ve toptan seviyelerinde güvenlik eşiğinin aşılmaması gerekmektedir.
Diğer ilgi çekici bir örnek de, bir yatırım malını ve yedek parçalarını tek başına üreten ve ayrıca satış sonrası
hizimetleri için gerekli parçaların tek sağlayıcısı konumunda bulunan bir işletmenin pazar payının hesaplanması üzerine
düşÃ¼nülebilir. Bu durumda, üretici teşebbüsün yeniden satıcıları ile yaptığı anlaşmaların muafiyetten yararlanabilmesi için
sadece üretici teşebbüsün pazar payına bakılmalıdır.
Bunlar ince ve milimetrik bir hesaplar, bunu sürekli
olarak Rekabet Kurumu'nun uzman kadrolarının takip etmesi gerekiyor. Dolayısıyla senin adamın payını takip etmen gerekli sürekli,
bu da tabii Rekabet Kurumu içerisinde bu yeni grup muafiyetleri tebliğinde bir iktisadi araştırmalar dairesinin, sürekli
piyasaların gözlenmesi işini çıkartıyor, ek görev.
Yeni düzenlemenin, yeni bir kavramı da var; grup
muafiyetleri tebliğlerinde, tüzüklerinde görünmeyen bir yeni kavram çıkıyor ortaya, bir yeni oluşum var. Tüzüğün kendi
üyelerine veya nihai tüketicilere ulaşan teşebbüslerin oluşturdukları dağıtım birliklerine de uygulanabilmesidir. Bu kapsamda
böyle bir birliğin tedarikçileri ile yapacağı anlaşmaların grup muafiyetinden yararlanması mümkündür. Ancak burada dikkat
edilmesi gereken husus, Yeni Tüzük'ün dağıtım birliği içerisinde yer alan teşebbüslerin, bağlantılı teşebbüslerini de
kapsamak kaydı ile, yıllık cirolarının 50 milyon Euro'yu aşmamasıdır. Sözkonusu eşiğin aşılması durumunda birlik üyesi ilgili
teşebbüsün muafiyetten yararlanması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus da, dağıtım birliğinin üyelerin
perakendeciler, diğer bir anlatım tarzı ile nihai ürünleri nihai tüketicilere yeniden satan teşebbüsler olması gerekmektedir.
Güvenlik çemberi amacı ile konulan ve yukarıda sözü edilen % 30 seviyesindeki pazar payı eşik oranı ise Dağıtm Birlikleri
için geçerli değildir. Bu kuruluşlar için sadece ciro eşiğine bakılmaktadır.
Özetle Yeni Tüzük;
ciron ile 50 milyon EURO'yu aşarsan ve böyle bir birliğin üyesi olamazsın diyor, bir sorun daha Rekabet Kurulu için. Bizde bu
eşik ne olacak Bu ne olacak, Türkiye'de Kurul'un rekabeti kısıtlamamak için koyacağı eşik nedir 50 milyon çok büyük bir
rakam, o bahsettiğim tipteki işletme için Türkiye'deki. Dolayısıyla bunu dediğiniz andan itibaren, orta boy işletmeler girmeye
başlar işin içine, amaç o değil aslında.
Dolayısıyla bunun da tabii, dağıtım hizmetleri meselesindeki
şirketlerin teker teker olan cirolarını hesap edilmesindeki eşiğin ne olacağı da yine, sizin uğraşacağınız problemlerin başında
geliyor.
Bu arada yeni düzenleme Avrupa'da ilk kez olarak grup muafiyetleri tebliğlerinin içine, tabii "Arge"
haricinde, biliyorsunuz bizim malûm bir tebliğimiz var Avrupa'da, onların hususlarına helal getirmeksizin yine yeni düzenlemenin
içinde, fikri mülkiyet haklarıyla da ilgili maddeler konulmuştur.Â
Yeni Tüzük fikri mülkiyet haklarına
ilişkin hususlarda iki çeşit dikey anlaşmanın muafiyetten yararlanmasına cevaz vermemektedir. Birinci tipteki anlaşma biçimi;
sağlayıcı, alıcıya ait fikri mülkiyet haklarını kullanarak ya da alıcı tarafından kendisine verilmiş teçhizat ile sözleşme
konusu mal ve/veya hizmetleri üretmesi durumuna ilişkindir. Ancak bu noktada bir hususu belirtmekte fayda vardır. Şayet alıcı,
sağlıyıcıya mal ya da hizmetin teknik spefikasyonlarını belirtmekteyse veya bir içecek ürünün yeniden satış amacı ile lisans
ile korunan çözeltilme ya da şişeleme özelliklerini veriyor ise bu durum muafiyetten yararlanılmasına engel teşkil
etmemektedir. Ayrıca lisans altında bulanan yazılım programlarının yeniden satış amacı ile kopyalanması işlemleri de muafiyet
kapsamında kabul edilmektedir.