• Rekabet Hukuku / Yayınlarımız

  • Avrupa Birliği Rekabet Hukuku Grup Muafiyet Rejimi'nde Son GelişmelerProf. Dr. Arif ESİN

    • Sayfa : 5/9
      <1...34567...9>



    Şayet değer üzerinden veri bulunamıyorsa ya da bu veriler anlamlı değillerse bu durumda miktar üzerinden pazar paylarını hesaplamak mümkündür.



    Teşebbüsün satışlarının değeri üzerinden hesaplanan pazar paylarında esas alınan mali yıl, hesaplanma tarihinden bir önceki mali yıldır. Piyasa payı hesabında sağlayıcının bağlı şirketlerinin de satışları göz önünde bulundurulmaktadır. Bunun açık anlamı, sağlayıcının bağlı şirketleri ile arasındaki ve bağlı şirketlerin aralarındaki şatışların bu hesaplamada göz önüne alınmayacağıdır.



    Öte yandan bazı ürünlerin hazırlanması bir yılı aşabilmektedir, bu gibi durumlarda son üç mali yılın içerisinde ilgili ürünün satış hasılatının ortalaması alınarak pazar payı hesaplanmaktadır.



    Pazar payının % 30'u aştığı ama % 35'i aşmadığı durumlarda, muafiyetten yararlanan teşebbüs pazar payının % 30 barajını aştığı mali yıldan itibaren iki yıl süre ile muafiyetten yararlanabilmektedir.



    Pazar payının % 35'i aştığı durumlarda ise muafiyetten yararlanan teşebbüs pazar payının % 35'i aştığı mali yıldan itibaren bir yıl daha muafiyetten yararlanabilmektedir.



    Ancak % 30 ve % 35 eşiklerini aşarak bunları ardışık bir biçimde değerlendirip üç yıl süre ile muafiyetten yararlanmak mümkün değildir. Eşik aşımı böyle ardışık bir seyir gösterir ise muafiyetten yararlanma ek süresi hiçbir şekilde ve şartta iki yılı aşamamaktadır.



    Öte yandan yukarıda anlatılan pazar payı hesaplamalarında dikey bir anlaşmanın üç değişik taraf teşebbüsü ve üç değişik ticari seviyeyi (üretim, toptan ve perakende) kapsadığı durumlarda % 30 oranına hangi seviyelerde bakılacağı konusuna getirilen açıklama çok açıktır: Ãœretim ve toptan seviyelerinde güvenlik eşiğinin aşılmaması gerekmektedir.



    Diğer ilgi çekici bir örnek de, bir yatırım malını ve yedek parçalarını tek başına üreten ve ayrıca satış sonrası hizimetleri için gerekli parçaların tek sağlayıcısı konumunda bulunan bir işletmenin pazar payının hesaplanması üzerine düşÃ¼nülebilir. Bu durumda, üretici teşebbüsün yeniden satıcıları ile yaptığı anlaşmaların muafiyetten yararlanabilmesi için sadece üretici teşebbüsün pazar payına bakılmalıdır.



    Bunlar ince ve milimetrik bir hesaplar, bunu sürekli olarak Rekabet Kurumu'nun uzman kadrolarının takip etmesi gerekiyor. Dolayısıyla senin adamın payını takip etmen gerekli sürekli, bu da tabii Rekabet Kurumu içerisinde bu yeni grup muafiyetleri tebliğinde bir iktisadi araştırmalar dairesinin, sürekli piyasaların gözlenmesi işini çıkartıyor, ek görev.



    Yeni düzenlemenin, yeni bir kavramı da var; grup muafiyetleri tebliğlerinde, tüzüklerinde görünmeyen bir yeni kavram çıkıyor ortaya, bir yeni oluşum var. Tüzüğün kendi üyelerine veya nihai tüketicilere ulaşan teşebbüslerin oluşturdukları dağıtım birliklerine de uygulanabilmesidir. Bu kapsamda böyle bir birliğin tedarikçileri ile yapacağı anlaşmaların grup muafiyetinden yararlanması mümkündür. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, Yeni Tüzük'ün dağıtım birliği içerisinde yer alan teşebbüslerin, bağlantılı teşebbüslerini de kapsamak kaydı ile, yıllık cirolarının 50 milyon Euro'yu aşmamasıdır. Sözkonusu eşiğin aşılması durumunda birlik üyesi ilgili teşebbüsün muafiyetten yararlanması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus da, dağıtım birliğinin üyelerin perakendeciler, diğer bir anlatım tarzı ile nihai ürünleri nihai tüketicilere yeniden satan teşebbüsler olması gerekmektedir. Güvenlik çemberi amacı ile konulan ve yukarıda sözü edilen % 30 seviyesindeki pazar payı eşik oranı ise Dağıtm Birlikleri için geçerli değildir. Bu kuruluşlar için sadece ciro eşiğine bakılmaktadır.





    Özetle Yeni Tüzük; ciron ile 50 milyon EURO'yu aşarsan ve böyle bir birliğin üyesi olamazsın diyor, bir sorun daha Rekabet Kurulu için. Bizde bu eşik ne olacak Bu ne olacak, Türkiye'de Kurul'un rekabeti kısıtlamamak için koyacağı eşik nedir 50 milyon çok büyük bir rakam, o bahsettiğim tipteki işletme için Türkiye'deki. Dolayısıyla bunu dediğiniz andan itibaren, orta boy işletmeler girmeye başlar işin içine, amaç o değil aslında.



    Dolayısıyla bunun da tabii, dağıtım hizmetleri meselesindeki şirketlerin teker teker olan cirolarını hesap edilmesindeki eşiğin ne olacağı da yine, sizin uğraşacağınız problemlerin başında geliyor.



    Bu arada yeni düzenleme Avrupa'da ilk kez olarak grup muafiyetleri tebliğlerinin içine, tabii "Arge" haricinde, biliyorsunuz bizim malûm bir tebliğimiz var Avrupa'da, onların hususlarına helal getirmeksizin yine yeni düzenlemenin içinde, fikri mülkiyet haklarıyla da ilgili maddeler konulmuştur. 



    Yeni Tüzük fikri mülkiyet haklarına ilişkin hususlarda iki çeşit dikey anlaşmanın muafiyetten yararlanmasına cevaz vermemektedir. Birinci tipteki anlaşma biçimi; sağlayıcı, alıcıya ait fikri mülkiyet haklarını kullanarak ya da alıcı tarafından kendisine verilmiş teçhizat ile sözleşme konusu mal ve/veya hizmetleri üretmesi durumuna ilişkindir. Ancak bu noktada bir hususu belirtmekte fayda vardır. Şayet alıcı, sağlıyıcıya mal ya da hizmetin teknik spefikasyonlarını belirtmekteyse veya bir içecek ürünün yeniden satış amacı ile lisans ile korunan çözeltilme ya da şişeleme özelliklerini veriyor ise bu durum muafiyetten yararlanılmasına engel teşkil etmemektedir. Ayrıca lisans altında bulanan yazılım programlarının yeniden satış amacı ile kopyalanması işlemleri de muafiyet kapsamında kabul edilmektedir.


      Sayfa : 5/9
      <1...34567...9>