• Rekabet Hukuku / Rekabet Bülteni

  • Sayı : 2 / Yıl : 2000

  • Rekabet Bülteni

  • Rekabet Kurulları ve Öncelikli Meseleleri
    Prof.Dr.Aydın AYAYDIN
    Rekabet Kurulu Kurucu Başkanı, İstanbul Milletvekili





    İleri sanayileşmiş ülkelerde rekabet otoriteleri idari ve mali özerkliğe sahip kurumlardır. Nitekim Türkiye'de de 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 20. maddesi Rekabet Kurumu'na mali ve idari özerklik sağlayarak benzer bir korumayı getirmiştir. Ayrıca, Kurum görevini yaparken bağımsızdır; hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurumun nihai kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez ibaresiyle siyasi erkin rekabet piyasalarının oluşmasında, rekabet ihlalleri ile mücadelede ve hatta tekelleşmenin önlenmesinde Rekabet Kurulu'nun kararlarına müdahalesini önlemiştir.



    İşte bu türde bir özerklik sayesinde ileri sanayileşmiş ülkelerdeki rekabet otoriteleri rekabet ihlallerini önleyici tedbirleri alabilmektedirler. Benzer durum Türkiye için de geçerlidir.



    Türkiye'de Rekabet Kurulu Kanun'un TBMM'de yasalaşmasından 27 ay sonra oluşturulabilmiştir. Ancak çok hızlı bir yapılanma ile ülkemizin en modern kamu kurumu konumuna getirilmiştir. Kuruluş döneminde büyük bir heyecan ile çalışılmış ve Rekabet Kurulu'nun varlığı çok kısa bir süre içerisinde Türk kamuoyunda hissedilmeye başlanmıştır. Hatta bu hızlı gelişme bazı çevreleri rahatsız dahi etmiştir. Ancak kamuoyununu desteği ve beğenisi ile ilk zorlukların altından kalkan Kurul, hızla rekabet ihlallerinin üzerine giderek saygınlığını arttırmıştır.



    Rekabet Kurulu'nun ilk dönemlerinde gösterdiği dirayetli çalışmalara devam etmesi gerekmektedir. Rekabete saygılı ve uluslararası pazarlarda rekabet içerisinde bulunan işletmelerin beklentisi, Rekabet Kurulu'nun Türkiye'deki rekabeti kısıtlayıcı eylemlerde bulunanlar ile ciddi olarak mücadeleye girmesidir.



    Rekabet kültürü adını verdiğimiz ve ekonomiye dinamizm getirecek olan bu gelişme ancak Rekabet Kurulu'nun caydırıcı vasfı ile kazanılır. Rekabet kültürü ve buna bağlı eğitim üniversitelerin işidir. Ayrıca Rekabet Kurumu'nun mevcut yapılanması ülkemizdeki rekabet ihlallerinin haritasını çıkaracak biçimde organize edilmiştir. Ãœlkenin rekabet haritasının çıkarılması Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın işidir. Buna karşılık Bakanlığın oluşturduğu bu haritanın içerisinde rekabeti kısıtlayıcı eylemlerde bulunanlar ve tekelleşme çabasına girişenler ile mücadele ise Rekabet Kurulu'na Kanun ile verilmiş bir görevdir. Rekabet Kurulu'nun esas görevi budur. Buna karşılık Kanun'un 30. maddesi Kurul Başkanı'na rekabet politikaları ile görüş oluşturulması yetkisini vermiştir, bu sayede ilgili bakanlığa Kurul'un görüşÃ¼nü iletmek mümkündür. Böylelikle rekabet ile ilgili tüm kurum ve kuruluşların sağlıklı işbirliği de tesis edilmiş olacaktır.



    Ãœlkemizde rekabet hukuku ve ekonomisine ilişkin çalışmalar oldukça yenidir. Bu konulara eğilmiş yeterli miktarda yayın ve araştırmacı mevcut değildir. Bu bakımdan yayın hayatına giren ve ilk ihtisas dergisi olan Rekabet Bülteni'nin önemi çok büyüktür. Bu öncü davranışın Türkiye'deki rekabet kültürünün akademik boyutunu oluşturacağına inanıyorum.