Rekabet Hukuku / Sorularla Rekabet Kanunu
50
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre malların üretimi, dağıtımı ya da hizmetlerin sunulmasıyla ilgili olarak ekonomik ve teknik gelişme neyi ifade eder?
Mevcut piyasalarda, sosyal ve ekonomik kalkınmışlık düzeylerindeki farklılıklara bağlı olarak yapılandırılan ve mal ve hizmetlerin Türkiye genelinde tüketicilere ulaştırılabilmesini amaçlayan gelişmeleri ifade eder. Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile teknik gelişimin hedeflendiği ve böylelikle tüketicinin yararına kamusal bir çıkarın oluştuğu faaliyetler de ekonomik ve teknik gelişmenin unsurlarıdırlar. Ekonomik ve teknik gelişme çoğu zaman belirlenmesi zor olan soyut kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik ve teknik gelişmenin varlığı veya yokluğu somut olayın özelliklerine bakmak suretiyle Kurul'un takdirine bırakılmıştır. Bu konuda takdir yetkisini kullanan Kurul, ulaştığı sonucu iktisadi analizlerle desteklemelidir.
Gizle
51
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde ne tip muafiyetler mevcuttur?
Rekabet Kanunu'na göre iki tür muafiyet mevcut olup bunlar grup muafiyeti ve bireysel muafiyet olarak adlandırılmaktadır. Grup muafiyetleri ile ilgili mevzuatı Rekabet Kurulu'nun yayımlama hak ve yetkisi mevcuttur. Kurul, malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması, tüketicinin bundan yarar sağlaması ve ilgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması şartlarının hep birlikte gerçekleşmesi halinde, belirli konulardaki anlaşma türlerine bir grup olarak muafiyet tanınmasını sağlayan ve bunların şartlarını gösteren tebliğler çıkarabilir. Nitekim halihazırda Kurul tarafından çıkarılan ve uygulamada olan grup muafiyeti tebliğleri bulunmaktadır. Grup muafiyeti tebliğlerinde yer alan koşulları karşılamayan veya bu tebliğlerin kapsamına girmeyen anlaşmalar için ise bireysel muafiyet elde edilmesi imkanı mevcuttur. Bireysel muafiyetin elde edilmesi bakımından da yukarıda sıralanan şartların hepsinin birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Gizle
52
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre muafiyet nedir?
Rekabet Kanunu'nun 4üncü maddesi serbest piyasa düzenini teminen, mal ve hizmetlerin alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi ve kontrolünü, tekellerin önlenmesini, rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması veya engellenmesi, pazar paylaşımı ve teknik gelişmeyi kontrol altına almaya çalışmanın mümkün olmadığını kabul etmektedir. Ancak teşebbüsler tarafından yapılan veya belirli sektörlere yönelik olarak akdedilen anlaşma türlerinin, tanınan muafiyetler ile Kanun'un 4üncü maddesinden muaf tutulmaları mümkündür. Bu tür muafiyetler tüketici yararına olarak teknik ve ekonomik gelişmenin sağlanması gibi bazı şartlara bağlanmaktadır. Muafiyet tanınmış bir anlaşmanın gerekli şartlarla bağdaşmaz etkilere sahip olduğunun tespit edilmesi halinde Rekabet Kurulu tanıdığı muafiyeti geri alma yetkisine sahiptir.
Gizle
53
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre hangi hallerde muafiyet talep etmek mümkündür?
Rekabet Kurulu aşağıda belirtilen şartların tamamının varlığı halinde ilgililerin talebi üzerine, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birlikleri kararlarının 4üncü madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verebilir.
Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması, tüketicinin bundan yarar sağlaması, ilgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması durumunda muafiyet talep etmek mümkündür. Ayrıca muafiyetin verilmesi Kurul tarafından belirli şartların ve/veya belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabilir. Kurul tarafından verilen muafiyet süresi sona erdiğinde muafiyet şartları halen devam ediyorsa ilgili tarafların başvurusu üzerine muafiyet kararı yenilenebilir.
Gizle
55
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre ekonomik ve rasyonel gerçekler nelerdir?
Satın alınan mal miktarı, yıllık performans, teminat, vade, mevsimsel faktörler, kâr, zarar, navlun, sigorta, kredi gibi kavramlar ekonomik ve rasyonel gerçeklerdir.
Tedarikçilerin yeniden satıcılarına karşı uygulayacakları şartlar ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayandırılmalıdır. Bu gerçeklerdeki iktisadi farklılıklar, satış şartlarını ve bu şartlarda yer alan farklılıkları belirleyecek objektif kriterlerdir.
Sübjektif kriterlere dayandırılarak satış şartlarında ayırımcılık yapılması, alıcılar arasında rekabetin bozulmasına sebebiyet verdiği ölçüde yasaktır.
Gizle
56
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre karine nedir?
Karine; kelime anlamı itibariyle ipucu, belirti, bulgu kavramlarına karşılık gelmekle birlikte, hukuki olarak aksi ispat edilene kadar doğru olduğu addedilen kavram manasına gelmektedir. Piyasalarda fiili işleyenlerin rekabeti bozucu etki yaratan bir çok uygulamaları, yazılı belge ya da anlaşmalar ile tespit edilemeyebilir. Bu açıdan 4054 Sayılı Kanun, 4üncü maddesinin 3üncü fıkrası bir uyumlu eylem karinesi getirmektedir. Aynı maddenin 4üncü fıkrasında ise, fiili işleyen teşebbüslerin getirilen karinenin aksini ispatlamak suretiyle sorumluluktan kurtulmalarını sağlayacak bir kurtuluş beyyinesi getirmektedir. Bu durumda, Kanun'un 4üncü maddesi anlamında bir anlaşma, uyumlu eylem veya kararın varlığınını ispatlanamadığı durumlarda, piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil etmektedir. Ancak teşebbüslerin ekonomik ve rasyonel gerekçelere dayanmak koşuluyla uyumlu eylemde bulunmadıklarını ispatlayarak sorumluluktan kurutulabilmeleri mümkündür.
Gizle
57
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre talep edilen mal veya hizmetin teşhiri ya da yeniden arzına ilişkin şartlar ileri sürülebilmesi mümkün müdür?
Rekabet Kanunu'na göre talep edilen mal veya hizmetin teşhiri ya da yeniden arzında satıcının alıcıya çeşitli şartlar ileri sürmesi yasaklanmıştır. Ancak, grup muafiyetleri kapsamında çıkartılacak tebliğlerde, alıcı ve satıcı arasında yapılan dikey anlaşmalarda mal ve hizmet arzı veya teşhirine ilişkin zorlayıcı hükümlerin bulunup bulunamayacağı hakkında hükümler yer alabilecektir. Nitekim 14.07.2002 tarihli 2002/2 Sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği belirli mal veya hizmetlerin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmaların grup muafiyeti kapsamında Kanun'un 4üncü maddesinde vazedilen yasaklamadan muaf tutulabilmeleri için gerekli olumsuz koşulları (olmaması gereken) sıralamaktadır. Satıcının alıcıya yönelik olarak bu koşulların dışında kalan, mal ve hizmetlerin arz ve teşhirine ilişkin koşulları ileri sürmesi mümkündür.
Gizle
59
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre alım ya da satım pazarlarında boykot eylemleri mümkün müdür?
Alım ya da satımın engellenmesine yönelik boykot eylemleri Kanun'un 4üncü maddesinin (d) bendine göre yasaktır. Yazılı bir anlaşma olmadığı halde, piyasa uygulamaları ile uyumlu eylem halinde olduğu karineler ile tespit edilen teşebbüslerin, tedarikçi bir firma ya da firmalara karşı satın almama boykotu içine girmeleri ya da satmama eyleminde bulunmaları, kanuna aykırı ve yasaktır. Boykot ile oluşturulan zarardan uyumlu eylemde bulunan teşebbüsler sorumludur. Boykot faaliyetlerinin özellikle piyasalarda üreticiler tarafından istenmeyen ticari faaliyetlerde bulunan dağıtıcılara karşı yapıldığı görülmektedir.
Gizle
60
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre satış şartlarında satışa konu olan mal veya hizmetin haricinde farklı bir ürün için satın alma koşulu getirebilir mi?
Getirilemez. Satıcılar ile alıcılar arasında satışa konu ürüne ilişkin uzlaşmalara bir diğer ürünün satılma şartı ile sınırlamalar getirilmesi yasaktır. Genellikle üretici teşebbüslerin üretim planlamalarındaki aksaklıkları ile oluşan atıl stok ve stok maliyetlerinin dikey piyasa yapılanmalarında yeniden satıcı konumundaki teşebbüslere aktarılması amacını taşıyan zorlama satışlar yasaktır. Böyle bir yükümlülük sebebi ile yeniden satıcı konumundaki teşebbüsler, normal şartlarda almayacakları ürünleri de satın almaya zorlanmaktadırlar. Bu nedenle, belli bir ürünü talep eden yeniden satıcıya, bu ürünün bağımsız diğer ebatları ya da ilgili olmayan bir başka ürünün satın alımının zorlanması, aksi taktirde talep edilen ürünün satılmaması ya da iktisadi olarak satınalım şartlarının zorlaştırılması yasaktır.
Gizle
61
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre, rakip teşebbüslerin faaliyetlerini tek satıcılık şartı ile zorlaştırma, kısıtlama unsurları nelerdir?
Alım ve satımın serbest olduğu rekabet piyasalarında, tedarikçinin yeniden satıcısına bir diğer teşebbüsün aynı ya da benzer ürününü, ikame ürününü ya da ilişkili olmayan herhangi bir ürününü satmama kaydı ile kendi ürününü satma şartı getirmesi, rakip teşebbüslerin faaliyetlerini kısıtlama ya da zorlaştırma anlamını taşımaktadır. Bir muafiyet kararı ile tek satıcılık istisnası Rekabet Kurulu tarafından tanınmayan hiç bir iş kolu ya da işletme, yeniden satıcısı konumundaki alıcısına bir diğer teşebbüsün ürününü satın almama, depolamama ya da satmama zorunluluğu getiremez. Bu amaçla teminat senedi talep edemez. Edinmiş olduğu senetleri nakde tedavül edemez. Bu yönde bir akitleri olsa dahi, Kanun'un 56ncı Maddesi gereğince, ilgili sözleşmenin geçersiz sayılmasından ötürü, hak iddia edemez. Bir anlaşma tanzim etmeden, telkin ve baskı yolu ile bu sonuçları doğuracak taleplerde bulunamaz.
Gizle
62
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre mal ve hizmet üreten teşebbüsler eşit konumdaki alıcılarına farklı muamele yapabilir mi?
Rekabet Kanunu'nun 4üncü maddesine göre üretici/tedarikçi teşebbüsler eşit konumdaki alıcılarına münhasır bayi olmaları kaydı ile farklı muamele yapabilirler. Kanun'un 6ncı maddesi uyarınca ise böyle bir farklı muameleyi münhasır yeniden satıcılar da dahil olmak üzere eşit konumdaki hiçbir alıcıya yapamazlar.
Buradaki farklılık, tedarikçi olan teşebbüsün hakim durumda olup olmaması ile ilgilidir. Hakim durumda bulunmayan bir tedarikçinin yeniden satıcısı, eşit olmayan muamele neticesinde zarar ve ziyana uğraması veya zarar tehdidinin oluşması karşısında, tedarikçisini değiştirebilir ve piyasa şartlarında rekabetin tesisini sağlayacak kararları alabilir. Fakat hakim konumdaki bir tedarikçinin yeniden satıcısı aynı serbestiye sahip bulunmamakta olduğu için, zarar ve ziyana mani olamayacaktır.
Gizle
63
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre bir mal veya hizmetin arz veya talebinin nasıl belirlenmesi gerekir?
Arz ve talep miktarı ile piyasa fiyatının iktisadi kurallar çerçevesinde piyasada belirlenmesi gerekmektedir. Piyasa dışında alıcılar ya da satıcıların bu parametreleri belirleyebilmeleri veya kontrolü, piyasanın eksik rekabet halinde bulunduğunu, belirleyen veya kontrol edenlerin de kanuna aykırı şekilde hareket ettiğini göstermektedir. Eğer bu parametreleri belirleyen tek bir teşebbüs ise, bu aykırılığın derecesi daha da ağırlaşmaktadır. Arz miktarını piyasa talebi ve rakip teşebbüs faaliyetlerinden bağımsız olarak belirleyen bir işletme böylelikle talep miktarını kontrol edebiliyor ve belirlediği piyasa fiyatı ile rekabeti engelliyorsa, bu parametreler piyasada belirlenmiyor demektir.
Birden fazla üretici/tedarikçinin birlikte hakim duruma sahip olduğu bir piyasa oluşumunda karar ve anlaşma ya da uyumlu eylemlerle arz miktarı belirlenerek talep ve fiyat değişkenleri kontrol ediliyorsa, yine bu parametreler piyasada belirlenmiyor demektir.
Her iki durumda da arz ve talep parametrelerini belirleyen teşebbüsler, piyasada rekabetin engellendiği ya da bozulduğu ölçüde Kanun'un ihlalinden sorumludurlar.
Gizle
64
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre aynı mal ya da hizmet iş kolunda faalitet gösteren ve rekabet halinde olan teşebbüslerin, ayrı coğrafi alanlar ya da piyasalarda ihtisaslaşarak mal veya hizmetlerini sadece bu piyasalarda yoğunlaştırma
Bu durum piyasaların paylaşılarak ayrı ayrı piyasalarda rekabetin oluşmasını önlemek amacı ile gerçekleştirilmiş, teşebbüsler arasındaki bir uyumlu eylem olarak değerlendirilir. Bu uyumlu eylemler marifetiyle, ayrı ayrı piyasalarda hakim duruma sahip teşebbüsler yaratılmış olmaktadır. Eğer bu teşebbüsler hakim durumlarını ilgili piyasalarda kötüye kullanıyorlarsa, konu uyumlu eyleme ilave olarak hakim durumun kötüye kullanılması olarak da değerlendirilir ve buna göre inceleme yapılır.
Navlun, iklim gibi iktisadi anlam taşıyan dış faktörlerin etkisiyle yerel piyasalarda doğal olarak faaliyetlerin yoğunlaşması görülebilir. Fakat rekabet piyasasının oluşmadığı örneğin ikiyüz kilometre çapındaki bir alanda bir teşebbüs faaliyet gösterirken, bir başka üreticinin/tedarikçinin faaliyet gösterdiği yüz kilometre uzaklıktaki bir piyasaya ürün satmamak, navlun ve sair gerekçelerle iktisadi olarak açıklanabilir nitelikte değildir. Bu fiil iki üretici/tedarikçi arasında piyasaların bölüşüldüğü ve rekabetin engellendiğinin somut delilidir.
Gizle
<123456>