Rekabet Hukuku / Sorularla Rekabet Kanunu
65
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre bir mal veya hizmetin fiyatını, fiyatı oluşturan maliyet ve kar gibi alım ya da satım şartlarını kim tespit edebilir?
Rekabet Kanunu'na göre fiyat, maliyet, kâr marjı gibi ekonomik karar ve oranları -bir muafiyet istisnası yoksa- ilgili malı satma ve hizmeti sunma hak ve yetkisine sahip gerçek ve tüzel kişiler belirleyebilir.
Bir üretici ya da tedarikçi, yeniden satıcısına faaliyet konusu ürünün satışını ve satışla birlikte mülkiyet devri için gerekli tasarruf işlemini gerçekleştirerek, o ürün üzerinde sahip bulunduğu mülkiyet hakkını kaybetmiş ve karşılığında ticari bedeli almış olur. Bu durumda mülkiyet, yeniden satıcı konumundaki alıcıya geçmiş bulunmaktadır. İlgili malın yeniden arzına ilişkin kararları ilgili ticari aşamada ürüne sahip bulunan yeniden satıcı konumundaki teşebbüs belirleyebilmektedir. Tedarikçi teşebbüs, yeniden satıcısı konumundaki teşebbüsün satın aldığı ürünün yeniden satış şartlarına ilişkin hiç bir şart ya da sınırlama getiremez. Aksine davranış 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un açıkça ihlali anlamına gelecektir.
Aynı durum satınalım piyasaları için de geçerlidir. Özellikle hammadde ve yarı mamul tedariğine ilişkin alıcı konumundaki bir teşebbüs, tedarikçisi konumundaki teşebbüse maliyet, kâr ve benzeri şartları zorunlu kılamaz.
Gizle
66
-
Rekabet Kurulu'nun çalışmaya başladığı tarihten önceki rekabeti bozucu, kısıtlayıcı ve engelleyici anlaşma, uygulama ve kararların ve piyasaya hakim teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları kanun kapsamında nasıl değerlendirilecektir?
Rekabet Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış ve Rekabet Kanunu'na aykırı olarak rekabeti bozucu, kısıtlayıcı ve engelleyici anlaşma, uygulama ve kararlar ve piyasaya hakim teşebbüs ve teşebbüs birliklerinin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları neticesinde ortaya çıkan anlaşma, uygulama ve kararlar Kanun'un 56ncı maddesi uyarınca geçersizdir. Ancak Kurul'un 27 aylık bir süre ile geç olarak atanması 1997/5 Sayılı Rekabet Kurumu Teşkilatının Oluşuturulduğuna İlişkin Tebliğ ve 1997/6 Sayılı Rekabet Kurumu Teşkilatının Oluşturulmasından Sonra Teşebbüslerin ve Teşebbüs Birliklerinin 4054 Sayılı Kanun'dan Doğan Hak ve Yükümlülüklerine İlişkin Tebliğ'I yayımlamasının ardından teşebbüslere ve teşebbüs birliklerine tanınan 6 aylık bildirim süresi ile rekabete aykırı anlaşma, uyumlu eylem ve kararların 5 Mayıs 1997 tarihine kadar menfi tespit ve/veya bireysel muafiyet talebi ile Rekabet Kurulu'na bildirimini öngörmekteydi. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere ve onların yöneticilerine idari para cezası öngörülmüştür.
Gizle
73
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre bir piyasada hakim konumdaki teşebbüsün, edindiği finansal ve teknolojik avantajdan yararlanarak, hakim durumda bulunmadığı başka bir piyasada rekabeti engellemesi veya kısıtlaması nasıl incelenecektir
Birden fazla iş kolunda faaliyet gösteren bir teşebbüs, hakim durumda bulunduğu ve eksik rekabet piyasasında hakim durumunu kötüye kullanmadığı halde kâr maksimizasyonu gerçekleştirirken, bu piyasada elde ettiği sermaye ve teknolojik üstünlüklerini bir diğer piyasada kullanabilmekte ve gerçekte hakim duruma sahip olmadığı ikinci piyasada rekabeti bozabilmektedir. Böylelikle hakim durumda bulunarak kâr maksimizasyonu gerçekleştirdiği piyasaya girebilecek olan teşebbüslerin kâr ve sermaye temerküzlerini önleyebilir. Böyle bir durumda rekabeti engelleyen teşebbüs her ne kadar hakim duruma sahip bulunmasa da, hakim duruma sahip bulunduğu bir başka piyasadan elde ettiği olanakları kötüye kullanarak rekabeti bozabilir. Rekabet Kanunu bu gibi girişimleri yasaklamaktadır.
Aynı iş kolunda fakat farklı coğrafi piyasalarda faaliyet gösteren bir teşebbüs de, yukarıda tanımlanan mekanizmaya benzer bir şekilde hakim durumu vasıtası ile rekabeti engellemediği halde elde ettiği olanakları, hakim duruma sahip olmadığı bir başka coğrafi piyasada kötüye kullanarak ilgili piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin sermaye ve kâr temerküzünü önleyebilir ve böylelikle hakim duruma sahip olduğu piyasadaki eksik rekabet statükosunu sürdürmeyi hedefleyebilir. Rekabet Kanunu bu fiilleri yasaklamaktadır.
Gizle
75
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre serbest piyasa ekonomisinde hakim durumdaki bir teşebbüsün üretimi, pazarlamayı, teknik gelişmeyi kısıtlaması neden yasaktır?
Serbest piyasa ekonomisi, pazara giriş olanaklarının serbest olduğu, arz miktarı ve satım şartlarının talebin yapısı ve rakip teşebbüslerin faaliyetleri ile belirlendiği, fiyat ve sair şartların piyasada oluştuğu bir rekabet ortamında, teşebbüslerin hür iradeleri ile rekabet yapabilme serbestisini tanımlamaktadır. Fakat hakim durumdaki bir teşebbüsün serbest kararları ile ilgili piyasada oluşmuş olan rekabetçi ortamı bozması ya da rekabeti sınırlandırması ile, rakip konumdaki teşebbüslerin serbestileri kısıtlanmaktadır. Rekabet Kanunu herhangi bir teşebbüsün üretim ya da dağıtım miktarını kararlaştırmasını yasaklamamakta, fakat hakim durumdaki bir teşebbüsün bu parametreleri piyasadan, rakiplerinden ve alıcılarından bağımsız olarak kararlaştırarak rekabet yarışını bozmasını yasaklamaktadır.
Arz edilen ürünün miktarı arttıkça pazar fiyatının düştüğü genellemesi ile, hakim konumdaki bir teşebbüs üst fiyat seviyesi ile kâr maksimizasyonu sağlamak için arz miktarını kısıtlayabilmektedir. Fakat bu durum, tüketicinin ilgili mala ulaşmasını engelleyen ve piyasa fiyatının üretici tarafından tek yanlı olarak belirlendiği bir piyasa oluşumuna neden olabilmektedir. Bu ve buna benzer oluşumlar Rekabet Kanunu kapsamında yasaklanmıştır.
Gizle
77
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre hakim durumun kötüye kullanılması nedir?
Rekabet Kanunu'na göre ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasında hakim durumda bulunan bir teşebbüsün, ticari faaliyet alanına başka bir teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olması ya da rakiplerin piyasadaki faaliyetlerini zorlaştırmayı amaçlayan eylemlerde bulunması hakim durumunu kötüye kullanması olarak tanımlanmış ve yasaklanmıştır.
Hakim durumdaki bir tedarikçi/üretici teşebbüsün eşit durumdaki alıcılarına eşit olmayan şartlar öne sürerek veya uygulayarak doğrudan ya da dolaylı olarak ayrımcılık yapması, hakim durumunu kötüye kullanması olarak tanımlanmaktadır.
Hakim durumdaki bir tedarikçi/üretici teşebbüsün bir mal veya hizmetin satın alımına bir diğer mal veya hizmetin de satın alınmasını şart koşması; alıcı tarafından ilgili mal veya hizmetin yeniden satımına ilişkin fiyat, vade gibi satış unsurlarına sınırlamalar getirmesi yasaktır.
Hakim durumdaki bir tedarikçi/üretici teşebbüsün belirli bir piyasadaki hakimiyeti ile elde etmiş olduğu finansal, teknolojik ve ticari avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan eylemlerde bulunması yasaktır.
Hakim durumdaki bir tedarikçi/üretici teşebbüsün kâr maksimizasyonu ya da rakip teşebbüslerin pazara giriş fırsatlarını ortadan kaldırma amacını taşıyan ve tüketicinin zararına sebep olacak şekilde üretimin, pazarlamanın ya da teknik gelişmenin kısıtlanması da hakim durumun kötüye kullanılması olarak değerlendirilerek yasaklanmıştır.
Gizle
78
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a göre hakim durum nedir?
Rekabet Hukuku'nda hakim durum kavramı bir teşebbüsün, ilgili piyasada, rakiplerinden ve müşterilerinden büyük ölçüde bağımsız haraket edebilmesini ve istediğinde etkin rekabeti bozabilecek güce sahip olmasını sağlayacak durum olarak kabul edilmektedir. Rekabet Kanunu'nda ise hakim durum, belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün, rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücünü ifade etmektedir.
Öte yandan belirli bir pazarda bir teşebbüsün hakim durumda olmasının mutlaka ilgili pazara giriş olanaklarını tıkadığı ya da eksik rekabete yol açtıdığı anlamını taşımayacağı kuşkusuzdur. Hakim durumunun varlığını gösterebilmek için öncelikle yapılması gereken, ilgili ürün pazarının ve coğrafi pazarın kesin sınırlarıyla tanımlanmasıdır. Bu noktada uygulanan hakim durum testi esas itibarı ile bir teşebbüsün ilgili pazardaki payına yöneliktir. Şayet pazar payı yeterli bir gösterge oluşturmamakta ise, diğer faktörler de incelenmektedir.
Sonuç olarak bir teşebbüsün hakim durumunun tesbitinde öncelikle pazar payına bakılmaktadır. Bu noktada pazar payı itibarı ile tek veya birçok teşebbüsün konumu ayrıca incelenmektedir. Bu göstergenin ardından ilgili piyasanın yapısı ilgili ürün pazarı ve coğrafi pazar açısından değerlendirilmektedir.
Gizle
79
-
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında hakim durum hangi ölçütlere göre tespit edilir?
Hakim durumun tespit edilmesine ilişkin tek bir ölçüt bulunmamaktadır. İlgili piyasanın coğrafi büyüklüğü, ticari hacmi, faaliyet gösteren üretici/tedarikçi işletmelerin sayısı ve bölgesel yoğunlaşma oranları ile Türkiye genelinde üretici/tedarikçi işletmelerin yoğunlaşma oranları, satınalıcı/yeniden satıcı konumundaki işletmelerin sayısı, talebin yapısı gibi bir çok parametreye göre bir teşebbüsün hakim durumu tespit edilebilir.
Herhangi bir teşebbüsün hakim duruma sahip olduğunu tespit veya ifade edebilmek için ilgili firmanın pazar payı, teknik bilgisi, hammadde ve sermaye tedariğindeki kolaylıkları gibi temel parametrelerde rakiplerine göre mukayeseli bir üstünlüğe sahip olduğunu tespit etmek ve sahip olduğu bu üstünlükler sayesinde rakiplerinden, alıcılarından ve hatta bazı durumlarda piyasa talebinden bağımsız olarak ekonomik kararlar alabildiğini saptamak gerekmektedir.
Bir teşebbüs, Türkiye'nin ilgili piyasasının bütününde hakim konuma sahip bulunabileceği gibi, Marmara ya da Çukurova bölgesi, Rami ya da Tahtakale piyasası gibi sınırları iktisadi olarak tanımlanabilen ve çevre piyasaları ile niteliksel ve niceliksel farklılıkları belirgin olan daha küçük coğrafi alanlarda da hakim duruma sahip bulunabilir.
Rekabet Kanunu'nda sözü edilen hakim durum ile lider firma kavramları birbirleri ile karıştırılmamalıdır. Bir çok piyasada lider konumda bulunan bir teşebbüs, rakipleri ve talebin yapısından bağımsız olarak ekonomik kararlar alması durumunda, hakim durumdaki bir teşebbüsten farklı olarak, sahip bulundukları liderlik konumunu yitirebileceklerdir.
Ayrıca bir piyasada birden fazla sayıda teşebbüs de hakim durumda hareket edebilir. Hakim durum tespitinde, iş kolunun emek yoğunluğu, teknoloji yoğunluğu ya da sermaye yoğunluğu gibi özelliklerine göre tespitler farklılık arz etmektedir.
Öte yandan ikame ya da tamamlayıcı mal veya hizmetlerin bulundurulduğu gibi, bir dizi ek parametre de ilgili piyasa ve hakim durumun tanımlanmasında yer almaktadır.
Sermaye yoğun bir iş kolunda % 15'lik pazar payı ile bir teşebbüs ilgili piyasada hakim duruma sahip olabilirken, bir bilgisayar donanım firması % 55'lik pazar payına rağmen hakim durumda bulunmayabilir. Pazarın, ürünün ve teşebbüsün kendine has özelliklerine göre her vakada hakim durum tanımlaması farklılıklar göstermektedir.
Gizle
<1...3456>