• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • TÜRKİYE İÇİN DTÖ ve AB ile UYUMLU DEVLET YARDIMLARI (Teşvik) SİSTEMİ

    • Sayfa : 11/15
      <1...910111213...15>

    2.3.1.5.2. Genelde Rekabet Hukuku, Özelde Devlet Yardımları Konusunda AT Hukuku ile ilişki ve sistemin işleyişi çerçevesinde öngörülen usuller

    “Madde 35

    32, 33 ve 34. maddelere aykırı olan bütün uygulamalar, Avrupa Birliğinu kuran Antlaşma’nın 85, 86 ve 92. maddeleri ile Birlik ikincil hukuku düzenlemelerinin uygulanmasından kaynaklanan ölçütler uyarınca değerlendirilir.â€

    “Madde 36

    Taraflar, iş ve meslek sırlarına saygının getirdiği kısıtlamalar dahilinde, bilgi alış verişinde bulunurlar.â€

    “Madde 37

    1. Ortaklık Konseyi, Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içinde, 32, 33 ve 34. maddeler ile ilgili 35. madde düzenlemesinin yürürlüğe girmesi için gerekli kuralları, karar yolu ile kabul eder. Bu kurallar Birlik'taki uygulananları temel alır ve diğer hususların yanı sıra, her bir rekabet makamının rolünü belirler.

    2. Bu kurallar kabul edilene kadar:

    a) Birlik ya da Türk makamları, anlaşmaların, kararların, uzlaşmalı uygulamaların ve hakim durumun suistimal niteliğindeki kullanımının kabul edilebilirliğine 32 ve 33. maddeler uyarınca karar verirler.

    b) GATT’ın “sübvansiyonlar†kodu hükümleri, 34. madde uygulama kuralları olarak uygulanır.â€

    “Madde 38

    1. Birlik ya da Türkiye, bir uygulamanın 32, 33 ya da 34. maddeler ile öngörülen koşullarla bağdaşmadığı görüşÃ¼ndeyseler ve:

    - bu uygulamanın 37. maddede düzenlenen uygulama kuralları uyarınca yeterli şekilde değerlendirilmediği, ya da

    -bu tür kuralların eksikliği halinde, bu uygulamanın diğer tarafın çıkarlarına ciddi bir zarar ya da zarar tehdidi getirmesi ya da ulusal sanayiine önemli bir zarara yol açması

    hallerinde, Gümrük Birliği Ortak Komitesi nezdinde istişarede bulunduktan ya da sözkonusu istişare talebinden itibaren 45. iş gününü takiben, uygun önlemleri alabilir. Öncelikle, Gümrük Birliği’nin işleyişini en az aksatacak önlemler tercih edilir.

    2. 34. madde ile bağdaşmayan uygulamalar konu olduğunda, sözkonusu uygun önlemler, Tarifeler ve Ticaret üstüne Genel Anlaşma (GATT) ‘nın uygulanması halinde, sadece Tarifeler ve Ticaret üstüne Genel Anlaşma’da öngörülen usuller ve koşullar ile, bu anlaşma çerçevesinde müzakere edilen ve taraflar arasında uygulanabilir diğer araçlara saygı dahilinde kabul edilebilir.â€

    Gümrük Birliği kapsamında genelde rekabet kurallarının, özelde ise devlet yardımlarının işleyişine yönelik düzenlemeler OKK’nın 35, 36, 37 ve 38. maddelerinin konusunu oluşturmaktadır.

    Bu doğrultuda 35. madde rekabete aykırı bir fiilin ortaya çıkması, yani doğrudan işletme davranışlarının, hakim durumun suistimalinin ya da doğrudan devlet yardımlarının yol açabileceği bir rekabet ihlalinin hangi kriterler esas alınarak değerlendirileceğini göstermektedir.

    Bu çerçevede, OKK düzenlemeleri ile AT kurucu Antlaşması’nın rekabete ilişkin düzenlemeleri arasında tam bir paralellik kurulduğu, ve öncelikle sözkonusu Antlaşma'nın 85, 86 ve 92. maddelerine atıfta bulunulduğu görülmektedir. Bir diğer ifade ile, OKK’nın 32, 33 ve 34. maddeleri, AT kurucu Antlaşması'nın bu bağlamındaki maddelerinden ayrı düşÃ¼nülerek kaleme alınmış maddeler değildir.

    Ancak, 35. madde kapsamında daha ilginç olan ve Türkiye açısından çok büyük bir iş yükünü beraberinde getiren olgu, madde ile ayrıca Birlik ikincil hukukuna gönderme yapılmış olmasıdır. Bu durumda Türkiye açısından sadece birincil hukuk seviyesinde değer ifade eden AT kurucu Antlaşması maddeleri değil, aynı zamanda bu birincil hukukun yaşama geçirilmesini sağlayan tüm Birlik tasarruflarının da dikkate alınması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

    Yapılan düzenlemeler gereği, bu tasarrufların aynen alınıp Türkiye’de yürürlüğe konulması sözkonusu olmamakla birlikte, bu tasarruflarda belirlenen bütün kriterler, Türkiye açısından yürürlüğe koyma aşamasında dikkate alınması zorunlu kriterler olarak gözükmektedir.

    Buna göre, maddenin kapsadığı alanlardaki bütün uygulamalar, AT ile aynı kriterler esasında yürürlüğe sokulmak zorunluluğundadır ve bu bağlamda ara sıra ifade edilmekte olan, yürürlüğe koyma aşamasında Birliktan biraz daha esnek yaklaşımlar içinde olunması düşÃ¼ncesi, 35. maddenin düzenlemesinden anlaşıldığı şekli ile olası gözükmemektedir.

    36. madde, Türkiye ile AT arasında devlet yardımları konusu da dahil olmak üzere rekabete ilişkin konularda yapılacak işbirliğinde uyulması gereken bazı kuralları düzenlemek üzere yazılmıştır. Bu bağlamda iş ve meslek sırlarına saygının getirdiği kısıtlamalar esas olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda örneğin, her işletme için stratejik nitelik taşıyan ve rakiplerinin öğrenmemesini arzuladığı bilgilerin verilmesi ve işlenmesinde gizliliğe riayetin esas olacağı açıktır.

    37. madde ise, Gümrük Birliği’nin devlet yardımları da dahil olmak üzere rekabet kurallarının yürürlüğe konulmasında büyük önem arz eden ve hemen yukarıda kısaca açıklanılmasına çalışılan 35. maddenin yürürlüğe konulması ile ilgili düzenlemeleri esasa bağlamakta ve ayrıca bu düzenlemeler yürürlüğe konulana kadar geçecek süre içinde dikkate alınması gereken kriterlerle ilgili yöntemleri açıklığa kavuşturmaktadır.

    Bu bağlamda öncelikle yapılması gereken saptama, 35. maddeye yönelik yürürlüğe koyma zamanlamasının, Gümrük Birliği’nin yani 1/95 sayılı OKK’nın yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl olarak planlanmasıdır.

    İkinci olarak yer verilen düzenleme, bu çerçevede yürürlüğe konulacak olan kurallar için ayrı bir OKK’nın çıkartılacağıdır.

    Üçüncü olarak yer verilen düzenleme, 35. madde de belirtildiği gibi, bu kuralların AT açısından bir yenilik getirmeyeceği, AT’nin mevcut kurallarının esas alınarak hazırlanacağıdır. Bu çerçevede gerek AT kurucu Antlaşması’nın 85, 86 ve 92. maddeleri anlamında AT’nin birincil (primer) hukukunun, gerekse bunların uygulanmasını sağlayan ikincil (sökonder) hukukunun dikkate alınacağının altını yeniden çizmekte yarar bulunmaktadır.

    Dördüncü olarak düzenlenmesine gidilen husus ise, Birlikta mevcut bulunan ve Türkiye’de de kurulması çalışmalarına devam edilen her rekabet makamının rolünün belirlenmesidir. Bu doğrultuda özellikle ilgili rekabet makamlarının görev alanlarının tayini ve nihayet birbirleri ile olan ilişkilerinin tanımlanması gerekecektir.

    37. maddenin devamında ise, yukarıda ifade edilmeye çalışılan işlemler gerçekleşene kadar geçecek süre zarfında, yapılacak rekabet ihlalleri değerlendirmelerinde hangi kriterlere riayet edileceği esasa bağlanmıştır.

    Bu çerçevedeki düzenlemeler gerçekleştirilene kadar devlet yardımları dışında kalan rekabet ihlalleri ile ilgili olarak 32 ve 33. maddelerin genel düzenlemeleri ile yetinilmesi sözkonusudur. Devlet yardımları ile ilgili olarak ise, hem Türkiye’nin, hem de AT’nin taraf oldukları GATT’ın Sübvansiyonlar Kodu hükümlerine atıfta bulunulmuş, bu Kodla düzenlenen usuller aracılığı ile çıkabilecek sorunların çözümü amaçlanmıştır.

    Yapılan bütün bu düzenlemelere karşın tatminkar bir çözüme ulaşılamaması, yani ihtilaf doğması halinde başvurulacak yöntemler konusu ise 38. maddenin ilgi alanını oluşturmaktadır.

    Bu tür bir ihtilaf halinde, öncelikle bir istişare süreci ve konunun karşılıklı istişare kapsamında çözümü yollarının araştırılması, bu sürecin işlememesi durumunda ise tek taraflı önlem alma yetkisinin düzenlenmesi sözkonusudur. Doğal olarak bu durum ihtilafların makul kalıplar içinde çözümü mümkün olmadığı ölçüde başvurulabilecek son yol olarak değerlendirilmelidir. Esas itibarı ile tek taraflı olarak alınabilecek önlemlerin sınırının da yine madde içinde çizildiği görülmektedir. Buna göre başvurulması gereken önlem ya da önlemlerin, Gümrük Birliği’nin işleyişini en az aksatacak önlem olması gerekmektedir. Ancak en az aksatacak kriterinin de oldukça sübjektif bir yapı arz ettiği açıktır.

    Öte yandan çıkabilecek bir ihtilafın devlet yardımları ile ilgili olması halinde, yine atıfta bulunulan mekanizma, GATT çerçevesinde konu ile ilgili düzenleyici kurallardır. Bir başka deyişle, GATT’ın tarafı olan Türkiye ve AT, Gümrük Birliği’nin esas olarak GATT’dan aldıkları izin doğrultusunda gerçekleştirirlerken, doğal olarak kendi aralarındaki GATT ilgi alanına giren konularda, GATT ilkelerini ön plana çıkartmaktadırlar.

     

    2.3.1.5.3. Mevzuat Uyumunun Gerçekleştirilmesi ve İhtilafların Çözümü Bağlamında Devlet Yardımları Sorununun Düzenlenmesi

    “Madde 39

    1. Gümrük Birliği ile arzu edilen ekonomik bütünleşmenin gerçekleştirilmesi için, Türkiye rekabet konusundaki mevzuatının Topluluğunki ile uygun olmasını ve etkin bir şekilde uygulanmasını gözetir.

    2. 1. paragrafta yer verilen yükümlülüklere uymak için, Türkiye:

    a) Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girişinden önce, Avrupa Birliği Antlaşması’nın 85 ve 86. maddelerinde yer alan, işletmelerin davranışlarını yasaklamayı amaçlayan bir kanunu kabul eder. Ayrıca, Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girişinden itibaren bir yıl içinde, Birlik'ta yürürlükte bulunan blok muafiyet tüzüklerinde ve Avrupa Birliği makamlarınca geliştirilen içtihatlarda yer alan bütün ilkelerin Türkiye’de uygulanmasını sağlar. Birlik, Gümrük Birliği’nin yürürlüğe giriş tarihinden itibaren mümkün olan en kısa süre zarfında, Türkiye’yi blok muafiyet tüzüklerinin kabulü, kaldırılması ya da değiştirilmesi ile ilgili işlemler hakkında bilgilendirir. Bu bilgilerin verilmesinin ardından, gerekli olduğu takdirde, mevzuatını uygun hale getirmek için Türkiye’nin bir yılı vardır;

    b) Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girişinden önce, bu kuralları ve ilkeleri etkin bir şekilde uygulayacak, rekabetten yükümlü bir makam tesis eder;

    c) bu kararın yürürlüğe girmesinden önce, tekstil ve hazır giyim sektörlerindeki bütün yardım rejimlerini, Avrupa Birliği Antlaşması’nın 92 ve 93. maddeleri uyarınca belirlenen Birlik çerçevesine ve genel ilkelerine uygun hale getirir. Türkiye, sözkonusu çerçeve ve genel ilkelere uyumlu hale getirilen bu sektördeki bütün yardım rejimlerini Topluluğa bildirir. Birlik, Türkiye’yi, Gümrük Birliği’nin yürürlüğe giriş tarihinden itibaren mümkün olan en kısa süre zarfında sözkonusu çerçeve ve genel ilkelerin kabulü, kaldırılması ya da değiştirilmesi ile ilgili işlemler hakkında bilgilendirir. Bu bilgilerin verilmesinin ardından, mevzuatını uygun hale getirmek için Türkiye’nin bir yılı vardır;

    d) bu kararın yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içinde, tekstil ve hazır giyim sektörlerinin dışında kalan bütün yardım rejimlerini, Avrupa Birliği Antlaşması’nın 92 ve 93. maddeleri uyarınca belirlenen Birlik çerçevesine ve genel ilkelerine uygun hale getirir. Birlik, Türkiye’yi sözkonusu çerçeve ve genel ilkelerin kabulü, kaldırılması ya da değiştirilmesi ile ilgili işlemler hakkında bilgilendirir. Bu bilgilerin verilmesinin ardından, mevzuatını uygun hale getirmek için Türkiye’nin bir yılı vardır;

    e) Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girişinden itibaren iki yıl içinde, d) bendi uyarınca kabul edildiği şekli ile Türkiye’de yürürlükte bulunan bütün yardım rejimlerini Topluluğa bildirir. Yeni bir yardım rejiminin kabul edilmesi gerektiği takdirde, Türkiye, bunun içeriğini mümkün olan en kısa süre zarfında Topluluğa bildirir;

    f) bir işletmeye ya da işletmeler grubuna verilecek olan ve Birlik'ta yürürlükte bulunan çerçeve ve genel ilkeler uyarınca bir üye devlet tarafından verilmesi halinde bildirimi gereken bütün münferit yardımları, Topluluğa önceden bildirir. Aynı şekilde, Birlik çerçeve ve genel ilkeleri dışında verilecek olan ve bir üye devlet tarafından verilmesi halinde bildirimi gereken12 milyon ECU’den daha fazla tutardaki bütün münferit yardımları da Topluluğa bildirir.

    Türkiye, üye devletler ile aynı şekilde, üye devletler tarafından verilen ve AT Antlaşması’nın 93. maddesi temelinde Komisyon’un incelemesine tabi tutulan münferit yardımlar hakkında bilgilendirilir.

    3. Türkiye ve Birlik, işletmelerin kısıtlayıcı uygulamaları ile ilgili kanunlarındaki bütün değişiklikler hakkında, karşılıklı bilgi teatisinde bulunurlar. Aynı zamanda bu kanunların uygulandığı vakalar da karşılıklı olarak bildirilir.

    4. Bu maddenin 2. paragrafının c), e) ve f) bentleri uyarınca elde edilen bilgiler ile ilgili olarak, Topluluğun, Türkiye tarafından verilmesi istenen ve bir üye devlet tarafından verilmesi halinde Avrupa Birliği mevzuatı uyarınca gayrı kanuni olarak addedilecek bir yardıma itiraz hakkı vardır. Türkiye’nin Topluluğun görüş açısını paylaşmaması ve bu ihtilafın otuz günlük bir süre zarfında çözüme ulaştırılmaması halinde, Birlik ve Türkiye’nin bu ihtilafı tek başlarına tahkime götürme hakları vardır.

    5. Türkiye’nin, bir üye devlet tarafından verilen ve Avrupa hukuku uyarınca gayrı kanuni olarak addettiği bir yardıma karşı itiraz ve Ortalık Konseyi’ne başvuru hakkı vardır. İhtilafın Ortaklık Konseyi tarafından üç aylık süre zarfında çözümlenememesi halinde, Ortaklık Konseyi Avrupa Birlikları Adalet Divanı’na başvurmayı kararlaştırabilirâ€.

     


    “Madde 40

    1. Birlik, Avrupa Birliği Antlaşması’nın 85, 86 ve 92. maddeleri uyarınca alınan ve Türkiye’nin çıkarlarını etkileyebilecek doğadaki bütün kararları mümkün olan en kısa süre zarfında Türkiye’ye bildirir.

    2. Türkiye, Topluluğun Avrupa Birliği Antlaşması’nın 85, 86 ve 92. maddeleri uyarınca karar verdiği bütün vakalar üstüne bilgi talep etme yetkisi vardırâ€.

    “Madde 41

    Kamu işletmeleri ve özel ya da münhasır haklar tanınan işletmeler ile ilgili olarak, Türkiye, en geç Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girişini takip eden ilk yılın sonunda, Avrupa Birliği’nu kuran Antlaşma hükümlerinin ve özellikle 90. maddesinin, yanı sıra ikincil hukuk ilkelerinin ve bu temelde geliştirilen içtihadın uygulanmasını sağlar.â€

      Sayfa : 11/15
      <1...910111213...15>