• Rekabet Hukuku / Yayınlarımız

  • 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Çerçevesinde KOBİ'lere Etkiler Prof. Dr. Arif Esin

    • Sayfa : 4/8
      <123456...8>

    3.5. Rekabet Kanunu'nun 4. maddesinin e bendi, eşit hak ve yükümlülüklerle eşit edimlerdeki teşebbüslere karşı farklı şartların uygulanmasını yasaklamaktadır. 



    Bu maddenin açık ifadesi, performans ve teminat gibi kriterlerde eşit konumdaki işletmelere karşı tedarikçi firmaların eşit fiyat ve satış şartları uygulamalarını zorunlu hale getirmesi, iktisadi olarak geçerli kabul edilmeyen sübjektif kriterlerle eş edimlerdeki alıcılara karşı farklı iskonto ve vade uygulamaları, ya da teminat şartları uygulamaları gibi şartları farklı uygulamanın yasaklanmış olmasıdır. 



    Ãœlkemizdeki ticari örf ve adetler Anadolu medeniyetleri ve Osmanlı gelenekleriyle Cumhuriyetimizin hukuk sistemine geçirilmiştir. Hal böyleyken, Türk ticari örf ve adetleri ile uzaktan yakından bir ilgisi olmayan Batı satış sistemlerine uyum ciddi sorunlar yaratabilecektir. Örneğin yıllardan beri Anadolumuzun ufak bir şehrinde basiretli tacir olarak ticaretini gerçekleştiren bir toptancının ana firmadan alacağı şatış şartlarının ve iskontoların, bu işe yeni başlamış bir tüccar ile aynı statüde olmasının zorlanması, Anadolu ticaretini bozacak bir nitelik arz etmektedir. 



    Bunun yanısıra aynı sistemin toptancıdan perakendeciye de uygulanması yukarıdaki şekilde bir çok sıkıntıyı beraberinde getirecektir. 



    3.6. İlgili maddenin f bendi ise, tedarikçi firmaların arz ettiği ürünlerin alıcısı olan yeniden satıcı konumundaki işletmeye, satışa konu mal veya hizmete bir başka mal veya hizmetin alımını da şart koşmasının yasaklanmasıdır. 



    Bu maddenin açık ifadesi, bir malın satışının gerçekleşmesi için alıcıya bir başka malın ya da hizmetin de satınalımının zorlanmasının yasaklandığıdır. 



    Bu maddenin etkisi, piyasalardaki promosyon, kampanya benzeri faaliyetlerle tedarikçi firmaların atıl stok kalemlerinin diğer satış kalemlerinin satışına ilave edilerek satınalım şartlarının zorlanmasını yasaklamaktadır. Piyasalarda spot olarak nitelendirilen mekanizmanın oluşmasında önemli bir etken olan bu uygulamanın yasaklanması ile birlikte, satıcının stok yükünü alıcıya yüklemesi fiili son bulacaktır. Bu durum özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde çok yaygın olan sallama mal tabir edilen sistemi önleyecektir. 



    4. Uyumlu eylem, anlaşma ve kararlara muafiyet tanıyan kararların Rekabet Kanunu çerçevesinde konumu 



    Kanun'un dördüncü maddesi, uyumlu eylemler, kararlar ve anlaşmalar marifetiyle teşebbüslerin piyasalarda rekabet koşullarının oluşmasını engellemeleri ya da rekabeti kısıtlamaları/bozmalarına, bazı koşulların oluşması durumunda Rekabet Kurulu'nca muafiyet tanınarak izin verilebileceğini belirtmektedir. 



    Muafiyet tanınırken kamu yararı gözetilmektedir. Zaruri olarak tek fiyattan satılması gereken, yalnızca belirli aracılar tarafından gerçekleştirilebilecek olan, piyasaların teşebbüsler tarafından paylaşılmasını zorunlu kılan ve dördüncü maddede yasaklanan fiillerin ifa edilmesini gerektiren bazı piyasalar mevcut olabileceği belirtilmektedir. Gazete, akaryakıt gibi bazı ürünlerin kamu yararı gerekçesiyle ve Türkiye genelinde yaygın olarak tüketiciye sunulabilmesi için 4. maddede tanımlanan kısıtlamalara muafiyet tanınabilir. İlgili muafiyetler bireysel veya sektörel olarak, muafiyet talep edilmesi kaydıyla ve Rekabet Kurulu tarafından en çok beş yıllık bir dönem için verilir. Muafiyet tanıma kararına gerekçe, tüketicinin ilgili mal veya hizmete ulaşabilmesi, dağıtım kanalları itibarıyla geniş bir coğrafi alanın ilgili mal veya hizmete kavuşabilmesi, dağıtım ve üretim faaliyetlerinde kamu yararına gelişme ve iyileşmelerin olabilmesidir. 



    İlgili muafiyetin tanınması için temel gerekçeler, mal veya hizmetin üretimi ve dağıtımına ilişkin gelişmelerin sağlanması ve böylelikle tüketici lehine bir sonucun oluşması, ilgili piyasanın önemli bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması, ve hedeflenen iyileşmeyi gerçekleştirecek seviyenin üzerinde bir muafiyetin uygulanmamasıdır. 



    4054 sayılı Rekabet Kanunu'nun ilgili 5. maddesi, Topluluğun Kurucu Antlaşmasının 85. maddesinin 3. fıkrası'na uyumludur. 



    En çok beş yıllık bir dönem için tanınabilecek olan muafiyet kararları, dördüncü maddede anılan şartların benzeri olarak bazı başka şartların yerine getirilmesine bağlanabilir. Bu durum, muafiyet alacak işletmelere ve/veya iş kollarına, yeni bir rekabet kuralları düzenlemesi getirilebileceğini belirtmektedir. Bu itibarla Rekabet Kurulu, ilgili muafiyetlere ilişkin tebliğleri uygulamaya sokacaktır. 



    Muafiyetlere ilişkin bu düzenleme, 6 Mart 1995 tarihli 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'nın 39. maddesinin 2/a bendinde Ayrıca, Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içerisinde, Toplulukta yürürlükte bulunan tüm blok muafiyet yönetmeliklerinde ve Avrupa Topluluğu makamlarınca geliştirilen içtihat hukukunda yer alan ilkelerin Türkiye'de uygulanmasını sağlayacaktır. ifadesi yer almaktadır. 



    Bu durumun açık ifadesi, Türkiye'de uygulamaya alınacak olan muafiyet tüzüklerinin AT'nin muafiyet kararları ile eş yapıda olacağının imza ve karar altına alındığı, ve bu yönde Türkiye'nin, Topluluğun muafiyet rejimini ve içtihat hukuğunu aynen benimsediğidir. 



    Topluluğun kurucu antlaşmasının 85. maddenin 3. fıkrasına istinaden tanıdığı blok muafiyet yönetmelikleri ve bunlara bağlı olarak gelişen içtihat kararlarının yekünü onbinlerce sayfalık bir müktesebattır. Ayrıca Topluluğun rekabet mevzuatı uzun yıllar içerisinde gelişme göstermiş olan ve ilerleyen zaman içerisinde önceki kararların aleyhine kararların da içtihatta yer aldığı bir hukuk birikimidir. Türkiye'nin ise tüm bu hukuk birikimini aynen ve derhal kabulü ile uygulamaya almasının, Türk hukuk sisteminde önemli karmaşaları beraberinde getireceği düşÃ¼nülmektedir. 



    Blok muafiyetler adı altında toplanan Topluluk mevzuatı aynen Türkiye tarafından uygulamaya alınacaktır. Bu sistemin temeli tüm dağıtım ve pazarlama sistemlerini dikey entegrasyonlar başlığı altında düzenlemesidir. Burada Rekabet Kanunu'nun 4. çetin rekabet koşullarını koyan maddesinden muafiyet talep edilerek değişik ve daha az kısıtlayıcı bir rekabet anlayışına geçiştir. Rekabet Kurulunun bir iş kolu veya işletmeye muafiyet tanıması, bu işkoluna veya işletmeye Rekabet Kanunu'nun 4. Maddesinde sıralanan yasakların uygulanmayacağı anlamındadır. Fakat bununla birlikte, ilgili işkolu veya işletmenin niteliği ile piyasa şartları göz önünde bulundurularak yeni bir kurallar bütünü oluşturulacak ve muafiyet tanınan işletme(ler), Rekabet Kurulu tarafından ilan edilecek bu yeni kurallara tabi olacaklardır. 



    Ancak Rekabet Kurulu'ndan özel izin almak marifetiyle muafiyet talepleri gerçekleştirilebilecektir. Öte yandan bunların dışında özel dağıtım ve özel satın alma anlaşmaları kapsamında yapılacak dağıtım sistemleri de mevcuttur. Ayrıca sözkonusu tüzüklerin içerisinde bira dağıtımı ve akaryakıt istasyonlarına ilişkin özel maddeler mevcuttur. Bu durum akaryakıt istasyonlarının ana firmalar ile yapmış olduğu sözleşmeleri geçersiz kılmakta ve bayilerin ana firmaları değiştirme şansını beraberinde getirmektedir. Öte yandan bira üretici ve dağıtım firmalarının satış noktaları, fıçı satışlarında uyguladıkları sözleşme şartlarının uygunsuzluğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca da üretici firmalar arasındaki bayi yarışına son vermekte ve bayilerin istedikleri üreticiye yönelmelerini sağlamaktadır. 



    Bu tüzükler reklam giderlerinden yerleştirilen satış malzemesi ve alet edavatlara kadar uzanan bir dizi yeni kuralı beraberinde getirmektedir. Ayrıca sözleşmelerin iptali üzerine çok kapsamlı maddelerle donanırken, sözleşme süreleri üzerine de bağlayıcı hükümleri ihtiva etmektedir. Sözkonusu tüzüklerin her noktası mevcut ticari aktörleri bir başka biçimde etkilemektedir. 



    Blok muafiyet tüzükleri içerisinde yer alan diğer önemli bir tüzük ise otomotiv dağıtımına ilişkin hususlardadır. Ayrı bir düzenleme şeklinde ortaya çıkan dağıtım sistemi, tüm bayi teşkilatını yeni bir yapılanmaya mecbur kılmaktadır. Bir bayinin diğer markaları satma hakkından, bir servis istasyonunun ana firma tarafından kurulan tesiste başka araçları tamir etmesini yasaklayan hususlara ilişkin maddelerle donanan bu tüzük, ayrıca bayilerin kendi bölgeleri dışında satış yapmalarını engellemekte, hatta bayilerin kendi bölgeleri dışındaki alıcılara mailing yapmalarını yasaklamakta veya ana firmaların yedek parça üreticilerinin markası ile yedek parçaları kullanmasını emretmektedir. Burada da ayrıca bayilik süreleri, sözleşme şartları ile ilgili çok çetin kısıtlamalar mevcuttur. 



    Topluluğun Rekabet kurallarını belirleyen 85. maddenin 2. paragrafı, yukarıda anlatılanlar doğrultusunda aykırılıklar barındıran işletmeler arasındaki sözleşmelerin iptalini öngörmektedir. Aynı prensip 4054 sayılı yasamızın 56. maddesinde de yer almaktadır. Bu durum çok ciddi bir karmaşayı beraberinde getirmektedir. Türkiye'de işletmeler arasında yapılan sözleşmelerin tümünün yeni mevzuata aykırı olduğu düşÃ¼nülmektedir. Bu durumda da işletmelerin tüm sözleşmelerini yeniden düzenlemeleri gerekecektir.


      Sayfa : 4/8
      <123456...8>