• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • TÜRKİYE İÇİN DTÖ ve AB ile UYUMLU DEVLET YARDIMLARI (Teşvik) SİSTEMİ

    • Sayfa : 5/15
      <1...34567...15>

    3.2.3.3.4. Sektörel Amaçlı Yardımların Uygulanması

    • Tekstil Sektörü

    Komisyon, 30 Temmuz 1971 tarihinde bir girişimde bulunarak, ulusal nitelikteki tekstil yardımlarını koordine etmeyi ve gerekli süreler içinde müdahalede bulunarak konu ile ilgili oluşabilecek fazla yardımları önlemeyi hedef almıştır. Komisyon'un temel amacı ise, bazı yardım tipleri şeklinde ortaya çıkan müdahaleleri sınırlamak olmuştur.

    Bu şekilde doğrudan fiyat oluşumuna bir etkisi olan bütün yardımlar yasaklanmış, sadece sektörün modernizasyonuna yönelik olanlar serbest bırakılmıştır. 1971 yılında ortaya konulan bu yaklaşımın andından, 1973 yılında, Komisyon'un girişimini derinleştirme ve tamamlama yoluna gittiği, şu yeni önlemleri aldığı görülmektedir:

    Bütün yardımlar önceden Komisyon'a bildirilecekler ve Topluluğun sektörel açıdan yapacağı bir değerlendirmenin konusunu oluşturacaklardır. Bu çerçevede, bir üye devletten gelen ve Birlik ülkeleri arasındaki ticaret ile rekabeti ciddi bir biçimde etkileyebilecek yardımlara karşı yapılan şikayetler için, istişari bir prosedür tesis edilecektir.

    Komisyon, 1977 yılında sentetik elyaflar sanayi için bir yardım denetim sistemi oluşturmuş ve bu sistem, 1985 yılında yeniden gözden geçirilerek düzenlenmiştir.

    Yine bu çerçevede, Komisyon tarafından Fransız Hükümeti'ne karşı açılan bir davada; ATAD, devlet tarafından tekstil sektöründeki işletmelerin sosyal yüklerinin bir kısımının üstlenilmesi yönündeki tüm yardımlarının askıya alınması kararını almıştır.


    • Enformatik Sektörü

    Komisyonun enformatik sektörö ile ilgili olarak görüşÃ¼ şu şekildedir:

    Enformatik, gelişmiş ülkelerde, çok sayıda faaliyet dalında giderek artan bir rol oynamaktadır. Geçmişte yaşanan hızlı büyümenin, gelecekte de devam edeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte, Birliktaki bilgisayar ve bağlı teçhizat üreticilerinin geleceği belirsiz bir konum arzetmektedir.

    Bazı üçüncü ülkelerin işletmelerinin hakimiyeti altındaki bir dünya piyasası üstünde etkin birer rakip olabilmek için yeterli büyüklükte değillerdir. Rekabet pozisyonlarındaki bu zayıflık, yetersiz bir rantabiliteye yol açmakta ve dolayısı ile araştıma-geliştirmenin finansmanı, üretim yatırımları ve software seçimi seviyelerinde güçlüğe yol açmaktadır. Bu güçlükler, bazı alanlarda, teknolojik bir gecikmeye neden olmakta ve bu da Avrupalı üreticileri daha da zayıf hale getirmektedir.

    Bu görüşlere yer veren Komisyon, Avrupa enformatik sanayisinin geliştirilmesini kolaylaştırmayı hedef alan yardımların gerekçelendiğini kabul etmiş ve özellikle bu yardımları, Avrupa seviyesindeki uzlaşmaya bağlı oldukları ölçüde desteklemiştir. Bunun dışında, bir üye devlet tarafından verilen yardımların diğer Avrupalı üreticilere etkisinin yok sayılabilecek ölçüde olduğu, zira bu alandaki esas rekabetin özellikle üçüncüülke üreticileri ile gerçekleştiği de kabul görmüştür.


    • Saatçilik, İşlenmiş ve İşlenmemiş Deri Sektörü

    Sorun, Fransız Hükümeti'nin saatçilik, işlenmiş ve işlenmemiş deri sektöründe, teknik meslek merkezleri oluşturmak suretiyle bu sektörlerde yer alan işletmelere, teknik yardım, teknik araştırma katkısı ya da ürün standartları vermesi, ayrıca, bu hizmetlerin parasal karşılığının Fransa'da bu sanayiye bağlı ürünlerin ithal ya da yerli ürün ayırımı yapılmaksızın satışlarından alınan belirli orandaki bir vergi ile karşılanmasından ortaya çıkmıştır.

    Bunun üzerine, Komisyon'un 17 Aralık 1973 tarihli Kararı ile Fransız Hükümeti'nden, sözkonusu merkezlerin finansmanı için diğer üye devletlerden ithal edilen ürünlerden alınan vergilerin artık alınmaması talep edilmiştir.

    1977 yılında ise, Komisyon, AET Antlaşması'nın 93. Maddesi'nin 2. paragrafında öngörülen prosedürü, Fransız Hükümeti'nin, saatçilik sektörü lehine verdiği yardım rejimi ile ilgili olarak başlatmış ve Fransız Hükümeti'nden diğer üye devletlerden yapılan ithalattaki ürünlerdeki vergileri kaldırmasını istemiştir.

    Konu ile ilgili olarak, Fransız Hükümeti'nin, Komisyon'a bildirdiği yardım rejiminin incelenmesinden; ithalat esnasında, gümrük mahalinde hiçbir verginin tahsil edilmediği anlaşılmışsa da, Komisyon incelemesini derinleştirdikçe, sözkonusu verginin KDV tahsilatı esnasında alındığı ortaya çıkmış, gümrükte vergi kesilmemesinin sözkonusu vergi tahsilini daha ileri aşamalara transfer etmekten öteye öteye geçmediği ölçüde yeterli bir garanti oluşturmadığı sonucuna varılmıştır.

    Sonuçta, Komisyon'un girişimlerine bağlı olarak, ithal mallarından alınan tüm gümrük etkili vergilerin tamamen kaldırılması sağlanmıştır.


    • Kağıt Hamuru Sektörü

    1968 yılının Nisan ayında, Fransız hükümeti Komisyon'a kağıt hamuru sanayii ile ilgili yeni yardım rejimini tebliğ etmiştir. Bu rejim sanayiye 1960 - 68 yılları arasında verilen teşviklerin devamı niteliğindeydi. Bu rejim çerçevesinde öngörülen yardımlar çeşitlilik göstermekteydi.

    Bu doğrultuda kağıt hamuru üretimine prim verilmesi, araştırma geliştirme yardımları, kirliliği ve gürültüyü azaltmaya yönelik yardımlar, ormancılık araştırma ve yeniden ağaçlandırma yardımları bu çerçevede yer alıyordu. Bu yardılmların finansmanı için ise Fransa'da satılan yerli üretim ya da ithal ürün niteliğinde olan bütün kağıt ve kartonlardan alınan bir vergi kullanılmaktaydı.

    Komisyon'un bu projeye karşı tavır alması nedeni ile Fransa 1971 Ocağı'ndan geçerli olmak üzere bütün üretime verilen doğrudan yardımları kaldırdı ve diğer yardım türlerinin finansmanı için de yeni bir yöntem geliştirmek durumunda kaldı.

    1978 yılında ise, Fransız hükümeti Komisyon'a öncelikle kağıt hamuru üreticilerine ve gazete kağıdı üreticilerini kapsayan, kağıt sanayisini teşvik rejimini tebliğ etti. Bu alanlardaki yatırım projelerinin Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu'ndan yararlandırılması öngörülmekteydi.

    Fransız hükümeti ayrıca Fransız gazete kağıdı üreticilerine, ton başına dünya fiyatının %4.5 'u oranında üretim yardımı verme kararı almıştır.

    Bu yardımlar çerçevesinde Komisyon'un görüşÃ¼, söz konusu yatırım yardımlarının Birlik gerekliliklerine uygun olduğu, bu doğrultuda gerek ulusal menşeli hammadde tedarikini arttırmaya, gerekse Birlik sanayisinin üçüncü ülkeler ile rekabet edebilme şansının olduğu faaliyet alanlarına giren sektörlerin rekabet yeteneklerini yükseltmeye yönelik yardımların desteklenmesi gerektiği doğrultusunda olmuştur. Özellikle Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu'ndan yararlanma ile ilgili olarak, bu yardımların yoğunluğunun düşÃ¼k ve sınırlı olmasının yanı sıra, bu sektörde üye devletler arası rekabetin hemen hemen yok denilecek seviyede olmasına bağlı olarak, Komisyon bu yardımlar ile ilgili hiçbir karşı görüş geliştirmemiştir.

    Bununla birlike gazete kağıdı üretimi konusunda Komisyon görüşÃ¼nün nüanslanması çok kısa sürede gerçekleşmiştir. Buna gerekçe, gazete kağıdı üretiminde üye devletler arasındaki rekabetin varlığı olmuştur. Bununla birlikte söz konusu sanayiinin ayakta durabilmesi için bir stratejinin 1985 yılına dek yürürlüğe konulamaması olgusu, Komisyon'un karşı tutumunu her zaman tartışmaya açık vaziyette bırakmıştır. Komisyon, bu süreç içinde Fransa'nın gazete kağıdı üreticilerine vermeyi planladığı yardıma 1979 yılının sonuna kadar izin vermiştir.


    • Otomobil Sanayii

    Komisyon'un, Devlet Yardımları kapsamında sektörde yer alan işletmelerden bir tanesine yardım verilmesi hakkında hiç değişmeyen politikası otomobil sanayiine yapılan yardımlarda da ortaya çıkmaktadır. Komisyon, bu tür teşvikleri, söz konusu yardımdan yararlanan işletmenin belirli bir vade sonunda yeniden başarılı bir biçimde rekabet edebilir hale gelmesine imkan tanıyacak yeniden yapılandırmaya yönelik olması ve öte yandan Birlik seviyesindeki mevcut sorunları daha kötü hale getirmemesi yada söz konusu sorunların çözümü yükünü bir üye devletten diğerine devretmemesi koşuluyla kabul etmektir.

    Bu temel üstünde, Komisyon Fransa'nın Citroen firmasına, İngiltere'nin de British Leyland firmasına verdiği yardılmarın genel ekonomisine karşıt bir tavır belirlememiştir. Yine aynı şeklide, Alman yetkililerine verdiği bilgi çerçevesinde, Volkswagen'e yardım programları kapsamında bir karşı tutumun olmadığını bildirmiştir.

    Buna karşın, Komisyon, İtalyan hükümeti tarafından Alfa Romeo firmasına verilmesi öngörülen ve sermayeye katkı şeklinde öngörülüp, firmanın 1984 yılı boyunca ve 1985 yılının ilk yarısında işletmenin uğradığı zararları kapamayı, sonrasında da grubun vergi yükünü azaltmayı amaçlayan yardımları kabul etmemiştir. Komisyon'un görüşÃ¼ne göre bu yardımlar, normal piyasa koşulları altında tasfiye edilmesi gereken Alfa Romeo işletmesinin faaliyetini sürdürmesini suni bir şekilde destek vermekten öteye geçmemekte, bu durumda da diğer rakip üreticiler kendi piyasa paylarını arttırmaktan men edilmiş duruma düşmektedirler.

    Öte yandan Komisyon'un, Fransız hükümetinin Renault grubuna verdiği yardımlar ile ilgili olarak verilen Komisyon kararında, sermayeye 8 milyar FF'lik katkının yanı sıra, 1988 yılı boyunca R.N.U.R statüsü değiştikten sonra 12 milyar FF'lik hissenin alımı kararı, Fransız hükümetinin şu koşullara uyması kaydı ile kabul edilmiştir:

    • İşletmenin sermaye hak sahipliğine halel gelmeksizin ve R.N.U.R statüsü bir Birlik hukuku rejimi haline dönüştürülmeksizin hisse alımı için öngörülen 12 milyar FF'ın kısmen ya da tamamen ödenmesi,

    • Sermayeye katkı şeklinde hiç bir yeni yardımın verilmemesi, ya da keyfi olarak herhangi diğer bir yardım verilmemesi,

    • Komisyon'a bildirildiği şekilde 1990 yılına kadar işletmenin yeniden yapılanmasının tamamlanması,

    • American Motors Corporation ile çeşitli ilişkiler çerçevesinde gelecekte doğabilecek borçların devlete geri ödenmesi.

    Renault grubuna yukarıdaki çerçeve ve koşullarda verilen yardımların yanı sıra IMF'e borçlanma şeklinde tedarik edilen krediler ile verilen yardımların ise ortak pazar ile bağdaşmadığı saptanmış ve bu yardımların normal koşullarda doğması gereken faiz yükü ile birlikte geri iade edilmesi kararı verilmiştir.

    Komisyon, daha sonra otomobil sektöründeki devlet yardımlarının denetimini düzenleyen bir sistem oluşturmuştur. Bu doğrultuda yayımlanan tebliğde, otomobil sektöründeki devlet yardımlarının çerçevesinin çizilmesi yoluna gidilmiştir. Buna göre bu sektörde verilen teşviklerin hangi amaca yönelik olursa olsun Komisyon'a bildirimi esası getirilirken, kabul edilebilir şartlarda verilen yardımların da yıllık raporlar halinde Komisyon'a bildirilmesi gerekliliği karara bağlanmıştır.


    • Off-shore Malzeme

    Bu çerçevede, Komisyon 2 Mayıs 1979 tarihli Karar'ı ile İngiltere'nin kuyu açma platformları için tesisat konstrüksiyon sanayine tanıdığı yardım rejimine karşı çıkmıştır.

    Söz konusu yardım rejimi kapsamında, İngiliz Hükümeti sabit platformlar, ek tesisat ve deniz altı bağlantıları ile palamar tesisatı (off-shore malzeme) için ucuz faiz uygulaması yoluna gitmiştir. Bu faiz indirimi sözleşmenin %80'ini kapsarken, diğer üye devletlerden ithal edilen bu kapsamdaki ürünler ya da diğer ülkeler ile yapılan taşaronluk anlaşmaları söz konusu indirimin haricinde bırakılmıştır.

    Yukarıda değinilen 2 Mayıs 1979 tarihli Karar'ında, Komisyon off-shore malzeme piyasasının son derece rekabete açık bir piyasa olduğunu saptamış ve İngiltere kara sahası içinde kullanılan off-shore malzemenin %20'sinin diğer AT üyelerinden ithal edildiğini saptamıştır. Bu doğrultuda İngiltere'de üretilen malzemenin piyasaya sürüm maliyetini azaltan ve bu yolla rekabeti saptıran faiz indirimleri, AET kurucu antlaşmasının 93/1 maddesi uyarınca yasaklanmış yardım kapsamında değerlendirilmiştir.

    Öte yandan bu yardımların 93. madde'nin 3. paragrafının (a) ve (c) bentleri uyarınca öngörülen istisnadan yararlanıp yararlanamayacağı konusu da Komisyon kararında ele alınmış ve gerek söz konusu yardımların gelişme yolundaki bölgelerde istikrarlı bir istihdama olanak tanımaması ( yardım rejiminin uygulanması sırasında üretim birimlerinin yaklaşık yarısı kapanmıştır.), gerekse yapılan işletme yardımlarının bu sektörü daha rekabet edebilir düzeye getirecek şekilde nitelendirilememesi gerekçeleriyle bu istisnalara sokulmamıştır.

    Ayrıca diğer üye devlet menşeli ürünlerin ithalinde faiz indiriminden yararlandırılmaması olgusu miktar kısıtlaması ile eş etkili önlem olarak nitelendirilmiş ve AET Kurucu Antlaşması'nın 30. maddesi ile bağdaşmadığı ölçüde, hiçbir sınırlamanın getirilemeyeceği yeniden vurgulanmıştır.


    • Gemi İnşa

    Konuyla ilgili olarak çok sayıda yönergenin 1969 yılından başlayarak kabul edildiği görülmektedir.

    28 Nisan 1981'de yürürlüğe giren ve 31 Aralık 1984'e dek uzatılan 5. yönerge kapsamında genel ilke olarak sadece yeniden yapılandırma yardımlarına ve bu yardımların giderek azalan nitelik göstermesi kaydı ile izin verilmektedir.

    Bir üye devlet tarafından Komisyon'a bir yeniden yapılandırma programı değerlendirilmek üzere sunulduğunda, Komisyon öncelikle bu devlette son yıllarda gerçekleştirilen ilerlemeleri dikkate alır. Komisyon bu doğrultuda, son yıllarda gerçekleştirilen kapasite indirimi ile istihdam azaltılmasının bazı ülkelerde gemi inşa sektörünün küçülttüğünü ve bu ufalmanın sektörün gelecek yıllardaki yaşamını tehdit etmekten kurtardığını saptayabilir. Kendileri hakkında bu saptamanın yapıldığı üye devletlerin, yeni yardım rejimleri geliştirirken, geçmişteki tip ve genişlikte yeniden yapılandırma planları önerme hakları yoktur. Bu tür durumlarda, istenen yeniden yapılandırma önlemleri basit bir indirim mantığına dayandırılmamalı, ancak diğer unsurlar tabanında geliştirlmelidir. Bu unsurlar da işletmelerin birleştirilmesi, modernizasyonu, üretimin rasyonelleştirilmesi, şeklinde düzenlenmiştir.

    Bu tür kurallar geçmişteki deneyimleri dikkate almaktadır. Esasen, gemi inşa sektöründe, başka isim altında olsa dahi sonuçta devlet yardımı sonucunu doğuran devlet müdahaleleri, diğer yardım tiplerinin tabi tutuldukları düzenlemelerin denetiminden kaçabilmektedir. Yukarıda adı geçen 5. Yönerge, Komisyon'u özellikle Birlik içindeki yeniden yapılanma ve rekabetin bozulmaması konularındaki ortak kuralların bu tür müdahaleler ile bozulmamasına izin verecek bir genel yaklaşım oluşturmak yolu ile bu sorunu çözme çabası göstermiştir. Bu şekilde Komisyon, gemi sahiplerine verilen yardımlar ile mevcut koşullar altında gemi inşa sektörüne verilen yardımların aynı etkiyi oluşturup oluşturmadığını incelemeye yetkili kılınmış, şayet aynı etkiyi doğurduğu sonucunu saptar ise de bu yardımların yeniden yapılandırmayı engellememesi ya da rekabeti bozmaması için önlemler almak doğrultusunda da yetkilendirilmiştir. Yine aynı doğrultuda, bazı üye devletlerin son yıllarda verdiği mali yardımların ( örneğin zararların telafisi, sermayenin yeniden finansmanı gibi) gemi inşa sektörüne yardıma yönelik unsurlar içerdiğini saptaması halinde de, aynı yaklaşım açısı ile sorunu çözmeye yetkilendirilmiştir.

    Bu düzenlemenin amacı, yönerge hedeflerinin gerçekleştirilmesinin Komisyon'un denetiminden kaçan şekil ya da aygıtlar ile verilen yardımlar yolu ile açık bir şekilde tehlikeye düşmesini engellemektir.

    Bu yönergeye uygun olarak, Komisyon 1 Ocak 1990 tarihindan itibaren uygulanabilecek yeni yardım tavanını saptamıştır. Yeni gemilerin inşası için verilebilecek yardım tavanı maximum %20 olarak belirlenmiştir.

    Bu şekilde 1989'a oranla yardım tavanı % 6 oranında düşÃ¼rülmüştür. Bu indirimle Dünya Piyasası fiyatlarının net ve kademeli olarak düzelmesi ile Topluluğun en aktif şantiyelerindeki maaliyetlerin mukayeseli yapısı dikkate alınmıştır.

    Söz konusu yönerge ile kendisine tanınan yetkilerin kullanımı çerçevesinde Komisyon, aynı sipariş için rekabette bulunan çeşitli üye devletlerin şantiyeleri lehine yardım projeleri kendisine tebliğ edildiğinde, AET Kurucu Antlaşması'nın 93. maddesinini uygulanması kapsamında en düşÃ¼k yardım seviyesine, ancak tavanı geçmemek kaydı ile ve söz konusu siparişin bir üçüncü ülke tarafından alınması ihtimali doğuyor ise daha yüksek bir yardım seviyesine tesis etme iznini verebilir.

    Bu çerçevede, söz konusu düzenlemenin uygulamaya konulması koşullarının yardım seviyesinin düzenlenmesinin en son aşamasında oluştuğu ve bu ana kadar ilgili şantiyelerin rekabet içinde kaldıkları görülmektedir.

    Bu durumda herhangi bir şantiyeyi seçme durumunda olan sipariş sahibi armatör, yardım konusu kendi tercihini belirlemeksizin daha ileri seviyede müzakerelerini geliştirebilecek ve bu sayede sözleşmenin tam rekabet koşulları içinde yapımı mümkün olacaktır.

    Gemi inşa sektörüne yardımlar konusunun OECD çerçevesinde ve özellikle ABD ile Birlik arasında düzenlenmesi ve yardımların kademeli olarak kaldırılması çalışmaları devam etmektedir.

     

      Sayfa : 5/15
      <1...34567...15>