• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • TÜRKİYE İÇİN DTÖ ve AB ile UYUMLU DEVLET YARDIMLARI (Teşvik) SİSTEMİ

    • Sayfa : 7/15
      <1...56789...15>

    5.2.2. İşletme Giderleri Sübvansiyonu

    Diğer bir mali mekanizma ise işletme giderleri desteği olarak;

    • İşletmenin teşviği aldığı birinci yılda işletme giderlerinin bir milyon $' ı aşmamak kaydıyla % 75 'i; ikinci yıl için 750 bin $' ı aşmamak kaydıyla % 50'si sübvanse edilmektedir.

     

    5.3. Modernizasyon ve Geliştirme Sübvansiyonu
    Küçük ve orta boy işletmelerin modernleştirilmesi ve geliştirilmesi kapsamında aşağıdaki alanlarda mali yardım görmeleri mümkündür.

    A) Bilgi-işlem destekli küçük tezgahların satın alınması,
    B) Ãœretkenliği, verimliliği, kaliteyi arttırıcı ve yeni pazar araştırmalarını sağlayıcı faaliyet giderleri,
    C) AR-GE faaliyet giderleri,
    D) Risk sermayesinin KOBİ'lere yönlendirilme giderleri,
    E) Modernleştirme çalışmalarına destek danışmanlık firmalarının giderleri,
    F) Kredi-Garanti kurumlarına olan primlerin ve zararın karşılanması,
    G) Modern işletme tekniklerine geçişle ilgili eğitim ve diğer giderlerin karşılanması, girmektedir.

    Yukarıda belirtilen alanlarda teşvik görmek isteyen küçük ve orta boy işletme tanımı aşağıdaki şekilde yapılmaktadır:

    • Sanayi sektöründe faaliyet gösteren en çok 200 işgören kapasiteli ve sabit yatırım tutarı en fazla 20 milyon $' a kadar;
    • Hizmet sektöründe faaliyet gösteren en çok 75 işgören istihdam kapasiteli ve sabit yatırım tutarı en fazla 7.5 milyon $' a kadar olan, işletmeler söz konusu teşvik kapsamına alınmıştır.

    Bu teşviğin mekanizmalarına bakıldığında:

    • Yatırımların 675 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 37.5'i A kapsamında yer alan faaliyetler için, kurumlar ve gelir vergisinin kredilendirilmesi şeklinde,
    • 120 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 75' i B kapsamında yer alan faaliyetler için, aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde,
    • 750 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 45 oranında C kapsamında yer alan faaliyetler için, aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde,
    • 300 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 5 oranında D kapsamında yer alan faaliyetler için, aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde
    • E kapsamında yer alan yıllık 300 bin $'ı ve 3 yıllık l.3 milyon $'ı aşmamak kaydıyla giderlerin % 50'sinin sübvanse edilmesi şeklinde,
    • F kapsamında yer alan kredi-garanti kurumlarının garanti verdiği kredilerde zararla sonuçlanan faaliyetlerde kayıpların % 70 oranında karşılanması öngörülmektedir. Ancak bu zarar karşılama işlemi toplam yatırımın % 50'sini aşamamaktadır.
    • G kapsamında yer alan faaliyetler için, yıllık 100 bin $'a kadar veya yıllık faaliyetlerin % 70' i sübvanse edilmektedir.

    Yukarıda sunulan mekanizmalar dışında KOBİ'lere ait işyerlerinin modernizasyonu ( E kapsamına giren faaliyetler ) konusunda 2 milyon $'a kadar olan giderlerin finansmanında kullanılacak kredilerin Merkez Bankası'nın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla düşÃ¼k faizle kullandırılması söz konusudur.

     

    5.4. Yatırım Malları Edinimine İlişkin Sübvansiyonlar

    Bu teşvik kredi veren her hangi bir finans kuruluşu tarafından düşÃ¼k faizli kredilerin sübvansiyonunu kapsamaktadır.

    Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren müteşebbisler, 5 yıl vade ile elde ettikleri bu kredileri yatırım mallarının satın alınmasında kullanmaları gerekmektedir.

    Söz konusu krediler 12 aydan kısa vadeli olmamakta, ayrıca tabanı 100 bin $, tavanı ise 3.5 milyon $ olarak saptanmıştır.

     

    5.5. Teknolojik Geliştirme ve Uygulama Sübvansiyonları

    KOBİ girişimcilerinin temel bilimler alanında gerçekleştirilen yenilikleri ürün bazında uygulamaları sonucu adeta bir ödüllendirme biçiminde organize olan nakdi yardımları esas almaktadır.

    Bu teşviklerin iki temel esasa dayandırılarak düzenlendiği görülmektedir:

    • Birinci esas uygulamalı çalışmalardır. Burada elde edilmiş teknolojik ve bilimsel gelişmeleri üretime aktararak ürün bazında sonuç alıcı çalışmalara yönelmek gerekmektedir.

    Bu temel esas doğrultusunda KOBİ girişimcilerinin dışarıdan alacağı teknik desteğin % 50 oranında sübvanse edilmesi söz konusudur (Teknik desteği veren bir müşavirlik bürosu, üniversite, meslek okulu, vb. kuruluşulardır ).

    Şayet böyle bir proje doğrudan girişimci tarafından yürütülebiliyor ise o zaman projenin % 35' i sübvanse edilmektedir.

    Öte yandan aynı tür işlemler için sübvansiyonun yanı sıra, proje giderlerinin % 70'i 3-10 yıl vadeli olarak % 4.5 faizle ucuz kredi kullandırılarak finanse edilmektedir.

    İkinci esas ise teknoloji geliştirmeye dayalıdır. Burada yeni ürünler tasarlamak, yeni üretim teknikleri, makina ve teçhizat geliştirmek, icat etmek söz konusudur.

    Bu durumlarda 15 yıl vadeli olmak üzere proje bedelinin % 35 - %55'i düşÃ¼k faizli kredilendirme yoluyla sübvanse edilmektedir. Ayrıca bu kapsamda birinci temel esas çerçevesinde kullandırılan teşviklerden proje bedelinin % 50' si aşılmamak kaydıyla yararlanmak mümkündür.

    Böylelikle de bir çok mekanizma kullandırılarak kümülatif olarak projeyi % 100 oranında teşviklendirmek mümkün olabilmektedir.

     

    5.6. KOBİ Girişimci-Ortaklıklarına Tanınan Mali Yardımlar

    KOBİ girişimcileri tarafından oluşturulan ortaklıklara tanınan mali yardımlar olarak,

    Bu mali yardım programına hizmet sektöründe faaliyet gösterenler alınmaktadır. Sübvansiyion kapsamına sabit yatırımlar ve/veya diğer yatırımlar, girişimcilerin sundukları hizmet ürünlerinin pazarlanması girmektedir.

    Söz konusu teşvikten yararlanmak için en az 5 girişimcinin bir araya gelmesi ve tek girişimcinin % 20' nin üstünde pay sahibi olmaması gerekmektedir.

    Tanınan mali yardım ise:

    • Sabit yatırımların % 70' inin 2 milyon $' ı aşmamak kaydıyla 10 yıl vadeli,

    • Diğer yatırımlarda ise,verilen kredilerin yatırım tutarının % 70' i veya 500 bin $' ı aşmamak kaydıyla 5 yıl vadeli olarak temin edilmesi ve temin edilecek kredilerin faizlerininin % 30 - % 60 oranında sübvanse edilmesi şeklinde organize olmaktadır.

     

    5.7. Girişimcilerarası İşbirliğine Yönelik Mali Yardımlar

    Girişimcilerarası işbirliği ve istihdam teşvikleri olarak, iki başlık altında düzenlenen yardımlarda:

    • Birinci başlıkta bir çok girişimcinin oluşturduğu işbirliği sonucu her türlü modernizasyon, tevsi yatırımları, üretkenliğin ve verimliliğin arttırılması, atıl kaynakların kullanımına ait projelere 12 yıl vadeli, 2 milyon $' a kadar açılan kredilere normal faiz hadlerinin % 50 oranında altında faiz uygulanmaktadır.

    • İkinci başlıkta ise istihdamın korunması ve yeni istihdam alanlarının açılmasını temin eden projelere kaynak temin edecek finans kuruluşlarının sermayelerine ortak olacak küçük ve orta boy girişimci ve bunların kurdukları kooperatiflerin katılım paylarının karşılanması söz konusu olmaktadır..

    Söz konusu şema oldukça ilginç bir görünüm sunmaktadır: bir yanda KOBİ girişimcileri kamu eliyle sermayelendirilip kendi kredi kurumlarını kurarken; öte yandan varolan kredi kurumlarının sermaye yapılarını güçlendirmektedirler.

    Böylece finans kuruluşlarının para bilgisi, girişimcinin üretim bilgisiyle sağlıklı finansman modellerine ulaşabilmektedir. Ancak bu modelde sadece istihdamı koruyucu ve yeni istihdam alanları açan projeler yer almaktadır. Sistemin başarılı bir biçimde yürütülmesi durumunda diğer alanalarda da yaygınlaştırılması mümkündür.

     

    5.8. Ticari Faaliyetleri Destekleme Sübvansiyonu

    Ticari faaliyetlerde bulunan girişimcilerin işlerini büyütmek üzere yeni yer, makina, bina inşaat, ticari araç alımı, vb. her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan teşvikler ucuz kredi ve doğrudan nakdi yardım tarzında organize olmaktadır.

    • Ucuz kredi şemasında 7 - 15 yıl vadeli 500 bin $' dan fazla olmamak kaydıyla alınan kredi faizlerinin % 50 - % 65 oranında sübvanse edilmesi söz konusudur. Ancak alınan kredi, projenin toplam maliyetinin % 70'ini geçmemektedir, bu durumda da % 30 öz kaynak kullanımı zorunludur.

    • Doğrudan nakdi yardım şemasında ise proje bedelinin % 10'u sübvanse edilmektedir. Öte yandan bu şemayı tercih eden girişimcilere ilave olarak, 7 - 15 yıl vadeli, proje bedelinin % 60' ını aşmamak kaydıyla alacakları kredilerde normal faiz hadlerinin % 40' ı oranında bir sübvansiyon verilmektedir. Ancak kredinin alt limitinin 500 bin $ üst limiti ise 5 milyon $ olarak saptanmıştır.

    İki şema arasındaki fark ise ikinci şemada % 10' luk doğrudan nakdi yardım alınması buna karşılık faiz sübvansiyonunun daha düşÃ¼k tutulması ama kredi tabanının da yukarı çekilmiş olmasıdır. Sonuçta yüksek bedelli projelerin ikinci şemaya yönlendirilmesi düşÃ¼nülmektedir.

     

    6. Krizdeki İşletmelere Yardımlar
    Komisyon, güçlükte olan işletmelere üye devletlerin yaptığı yardımlar ile ilgili tutumunu çeşitli vak'alar sonucunda belirlemiştir.

    İlk olarak 1971 yılında, piyasada kredi bulamayan, güçlükteki bir işletme için Belçika Hükümeti'nin verdiği kurtarma kredisinin Komisyon tarafından, Hükümetçe geri alınması kararının verildiği görülmektedir.

    Bu karara temel gerekçe olarak, sözkonusu işletmenin, hiçbir yeniden yapılanma planı ya da gelecekteki rekabet edebilirlik konumunu düzeltme planı göstermeksizin yardımdan yararlandırılmasının mümkün olamayacağı kararı verilmiştir.

    Komisyon'un kararının diğer gerekçelerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

    • Güçlükte olan işletmelere verilen bu tür krediler, piyasa ekonomisinin müeyyidelerini, yani rekabet edemeyen firmanın piyasadan silinmesini önlediğinden, piyasa ekonomisinin normal işleyişini engellemektedir;
    • Bu tür işletmelerin yapay bir şekilde ayakta tutulması, sektörlerin yeni yapılara adapte olması için teşvik edilememelerine yol açmaktadır;
    Bu tür marjinal işletmelerin ticari faaliyetleri ve piyasada kalabilmek için uyguladıkları fiyatlar, piyasayı ciddi zararlara uğratabilmektedir;
    • Bu tür yardımlar, dolayısı ile Birlik içindeki rekabeti ve ticareti ciddi biçimde zedelemektedir.

    Buna karşın, Komisyon güçlükte olan işletmelere verilen bütün yardımları hedef almak istememiş ve aşağıdaki hallerde bu tür yardımlara destek verdiğini belirtmiştir:

    • Güçlükte olan işletmelerin ve/veya bölgelerin durumlarını kalıcı olarak düzeltmeyi hedef alan yeniden yapılanma amaçlı yardımlar söz konusu olduğunda,
    • Etkilerini değerlendirmeye izin veren yeterli nitelikte bir bölgesel ya da sektörel özelliğe sahip olunduğunda.

    1973 yılından itibaren yaşanan ekonomik ve sosyal güçlüklere bağlı olarak, Komisyon, üye devletler tarafından uygulanmaya konulan ve bazı işletmelerin başka türlü elde etmelerine imkan olmayıp, gerek yeniden yapılanmaları ya da üretim zincirini değiştirmeleri için (kurtarma yardımları) kısa süreli, gerekse sözkonusu işlemin meyvelerini vermesi için (yan yardımlar) gerekli süre zarfında verilen yardımlar hakkında çeşitli vesilelerle görüş bildirmek zorunda kalmıştır. Çoğunlukla bu tür yardımların lehinde tavır alan Komisyon, bununla birlikte bazı kriterler de geliştirmek zorunda kalmıştır. Buna göre sadece zaman içinde sınırlı ve kurtarma yardımı kavramına giren ve bu sürenin bitiminde mevcut aksaklıkları giderebilecek nitelikte olan bir yardımın verilebilmesi için, şu kriterlere uyulması gereklidir:

    • Bu yardımlar kredi garantisi ya da piyasa koşulları ile eşit faiz oranı ile geri ödemeli kredi niteliğinde, hazine yardımı olmalıdır;
    • Verilecek tutar, işletmenin devamlılığını sağlamak için gerekli tutarı aşmamalıdır;
    • Sadece gerekli ve mümkün olan önlemler için öngörülen süreyi aşmamalıdır;
    • Çok kesin sosyal gerekçelere bağlı olarak verilmelidir;
    • İşletmenin desteklenmesi, diğer üye devletlerdeki sanayi yapısı dengelerini bozucu etki yaratmamalıdır.

    "Yan yardımlar" kapsamında Komisyon tarafından geliştirilen kriterler ise şu şekildedir:

    • Bunlar işletmenin yeniden yapılandırılması ya da üretim zincirini değiştirmesi programı ile doğrudan ilişkili olmalıdır;
    • Belirli bir vadede işletmenin sözkonusu üründeki rekabetini gerçek anlamda tesis edecek nitelikte olmalıdır;
    • Bu tür bir programın meyvelerini verebilmesi için kaçınılmaz olan geçiş dönemi süresince işletmenin dengesini sağlamak için gerekli olan yoğunluk ve sınır içinde olmalıdır.
    • Son kritere bağlı olarak verilme süreleri gerekli sınırı aşmamalıdır.

    Komisyon, gerek "kurtarma", gerekse "yan" yardımlar için ortak bir zorunluluk olarak, uygulanmalar için sektöriel bir program talep etmekte ve bu uygulamanın anlamlı somut sonuç beklentilerinin önceden kendisine tebliğini istemektedir.

     

    7. İstihdam Teşvikleri

    Yaklaşık bütün "Rekabet Politikası hakkında Raporlar" içinde, Komisyon, istihdam yardımları hakkındaki temel tutumunu yinelemektedir. Bu çerçevede özellikle vurguladığı unsur bu tür yardımların verilebilmesi için temel gerekçenin sosyal güçlükler ve mevcut istihdam koşullarının kötülüğüdür.

    Bu temel gerekçelere bağlı olarak verilen yardımlarda aranan bir diğer koşul ise, bu yardımların Birlik içi rekabette ve ticarette, asgariyi geçmeyecek bozukluklara yol açmalarıdır.

    Bir başka değişle istihdamın sürdürülebilmesi gayesini güden yardımların sınırı Birlik içi rekabetin ve ticaretin esenliği kriterinde belirmektedir. Bu kritere bağlı olarak ise salt statu quo'yu korumayı amaçlayan, dolayısı ile işsizliği ve mevcut sanayi sorunlarını bir üye devletten bir diğerine taşıma riskleri içeren yardımlar ile gerek orta ve uzun vadede bir işletmenin yaşayabilirliğini sağlamaya yönelik yeniden yapılandırma gerekse piyasa gelişmelerinin ortaya koyduğu taleplere cevap vermeye yönelik yeni istihdam yaratmaya yönelik yatırımlar arasında bir ayırım yapılmıştır.

    Bu ilk yardım kategorisi reddedilirken, son iki yardım kategorisi, kendi içinde riskler taşısa dahi kabul edilebilir yardımlar şeklinde nitelendirilmiştir.

     

    8.Avrupa Birliği’nde Devlet Yardımlarının İzlenmesi ve Denetimi

    Avrupa Birliği’nde hükümetlerin, yerel yönetimlerin ya da diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ekonomiye müdahale faaliyetleri bazı durumlarda rekabet hukuku kuralları ile çelişmektedir. Bu durum beraberinde bir denetim mekanizmasının da geliştirilmesini gerekli kılmıştır. Bu denetim işlevi AET Kurucu Antlaşması ile Komisyon’a tanınmış, bu çerçevede mevcut yardımlar ile tasarım aşamasında olan yardımlar arasına da bir farklılık getirilmiştir.

    8.1. Mevcut Yardımların Denetimi

    Komisyon, üye devletler ile birlikte, bu devletlerde hali hazırda uygulanmakta olan yardım rejimlerini sürekli olarak incelemekte ve kendilerine ortak pazarın gelişme durumunu dikkate alarak öneriler yapmaktadır. Komisyon mevcut bir devlet yardımının rekabeti kısıtlayıcı etkisi bulunduğu kanaatine vardığı durumlarda, üye ülkeye bu konuda bilgi vererek 30 gün içerisinde cevap vermesini istemektedir. Bunun üzerine Komisyon bazı öneriler geliştirir, ancak Komisyon önerilerinin bağlıyıcılığı bulunmamaktadır. Nitekim ilgili üye devletin Komisyon’un önlem önerilerini yürürlüğe koymaktan kaçınması halinde, Komisyon Amsterdam Antlaşması’nın 88 nci (AET Kurucu Antlaşması’nın 93) maddesinin 2 nci paragrafında öngörülen usul uyarınca, gerekli gördüğü değişiklikleri ya da yardım miktarı üzerinden indirimleri yapma yoluna gidebilir, hatta söz konusu yardım rejiminin iptaline karar verebilir. Bu çerçevede, Komisyon özellikle sektörel ya da bölgesel özellik taşımadığı ölçüde 87 inci maddenin 3 üncü paragrafında (a) ya da (c) bendinden yararlanamayan, yapıları itibarı ile de rekabeti ve üye devletler arası ticareti engelleme ya da kısıtlama tehlikesi içeren yatırım yardımları konusunda daha sert bir tavır sergilemektedir.

    Komisyon, bir üye devlet tarafından verilen yardımın ortak pazarla bağdaşmadığı kararına varması ya da bu yardımın rekabeti kısıtlayıcı ya da engelleyici etkisine varan bir boyutta kullanıldığını saptaması hallerinde, bu yardımın kaldırılması ya da değiştirilmesi için ilgili üye devlete belirli bir süre tanımaktadır. Ãœye devletin Komisyon kararına uymaması durumunda Komisyon soruşturma açmaktadır. Mevcut devlet yardımlarına ilişkin soruşturma usulü, yeni devlet yardımlarına ilişkin soruşturma usulü ile aynıdır.

    Sonuç olarak üye devlet, Komisyon’un nihai kararına süresi içerisinde uymaz ya da hiç uymazsa, Komisyon ya da etkilenen diğer ilgili üye devletler doğrudan Adalet Divanı’na (ATAD) başvurabilir ve Antlaşma’ya aykırılık davası açabilirler. Bununla birlikte eğer kendisi hakkında Divan’a başvurulan üye devlet Konsey’den bir istisna talep ederse, Konsey bu talebe cevap verene dek karar askıda kalır. Konsey’in üç aylık süre zarfında karar vermemesi durumunda, Komisyon kararı uygulanmaktadır.

      Sayfa : 7/15
      <1...56789...15>