Â
Avrupa Birliği'nin rekabetten sorumlu komiseri Prof. Dr. Mario Monti geçtiğimiz günlerde Avrupa Rekabet Günü adlı konferansta
yaptığı konuşmada rekabet kurallarının büyük tüketici kitlelerine ulaşmakta zorluk çektiğinden bahsetti. Telekomünikasyon
tekellerinin liberalizasyonunun ise fiyatların üzerinde olumlu etkilerinin çok hızlı bir şekilde görüldüğünü, pazara yeni
girenlerin eski tekelci yapıları fiyatlarını düşÃ¼rmeye zorladığını söyledi. AB genelinde telefon ücretlerinin düştüğünü,
kimi görüşme türlerinde iki yıllık düşÃ¼şÃ¼n % 35'e kadar vardığını belirtti. Fransa örneğinde geçtiğimiz yıl içinde
uluslararası görüşmelerde % 22, yerel görüşmelerde % 7 ve cep telefonu görüşmelerinde %14'e varan düşÃ¼şler olduğunu
kaydetti. Ayrıca, fiyatların düşmesinin yanısıra hizmet kalitesinin de liberalleştirme sonrası çok arttığını belirtti.Â
Tartışılan konulardan biri de yurtiçi roaming anlaşmalarıdır. Sözkonusu olan bir anlaşma olduğunda da Rekabet Hukuku açısından
bir değerlendirme yapmak gerekmektedir; acaba yapılan anlaşmada rekabeti engelleyici unsurlar var mıdır ve tüketici açısından
faydaları gözönünde bulundurularak rekabetin kısıtlanmasına izin verilebilir miÂ
Roaming anlaşmaları ayrı ülkelerde faaliyet gösteren operatörler arasında yapılabildiği gibi aynı ülkede faaliyet gösteren
operatörler arasında da yapılabilir. Avrupa Topluluğu resmi belgelerinde roaming anlaşmaları uluslararası ya da yurtiçi şeklinde
kesin çizgilerle ayrılmamaktadır. Mobil iletişime dair çıkan ve Avrupa Birliği'ne Ãœye Ãœlkelerin yapacakları düzenlemelerde
gözönünde bulundurmaları gereken Yeşil Kitap'ta roaming anlaşmaları mobil araç kullanıcılarının diğer bir operatörün ağından
yararlanmalarına izin veren ticari anlaşmalar olarak tanımlanmıştır. Uluslararası roamingin gereksiz yatırımları önlemesi ve
mobil iletişim ağını hızla genişletmesi açısından faydaları genel kabul görmüştür. Yurtiçinde yapılan roaming anlaşmaları da
Topluluk hukukunda farklı bir muameleye tabi değildir, zira getirdiği faydalar aynıdır. Topluluk tarafından yeni nesil mobil
telefon teknolojisi olan UMTS için çıkarılan düzenlemede yurtiçi roamingin üye devletlerce teşvik edilmesi gerektiği ve
gerekirse üye devletlerin bu yönde kararlar alabileceği belirtilmiştir. GSM şebekeleri için de durum farklı değildir.Â
Özellikle nüfusun seyrek olduğu bölgelerde yatırım yapmaktan kaçınan mobil telefon operatörleri, yurtiçi roamingin teşvik
edilmesiyle ülke bütününe hizmet verebilir duruma gelebilecektir. Lisans hakkını alan ilk operatör ya da operatörler
yaptıkları büyük yatırımların karşılığı olarak geniş kitlelere hitap edebilme ve büyük müşteri portföyü oluşturma imkanına
sahip olurlar. Daha sonra lisans alan operatörlerin ise pazara ilk giren operatörlerle rekabet edebilmeleri için yurtiçi
roaming anlaşmalarına ihtiyaçları vardır çünkü yapacakları yatırımlar karşılığında metropollerde önemli bir pazar payı elde
etmeleri zor olacaktır. Oysa nüfusun seyrek olduğu bölgelerde yapılan yatırımlar yeni pazarlar yaratacağından pazara sonradan
giren operatörlerin da şansı artacaktır. Ancak böyle bir durumda yeni operatörün ayakta kalabilmesi için halihazırda kurulmuş
olan diğer operatörlerin altyapısından yararlanması kaçınılmazdır. Aksi bir durum eksik rekabet yaratacaktır; pazara ilk giren
operatörler hakim durumlarını pekiştireceklerdir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, Topluluk Hukuku da bu konuya değinmiş ve üye
devletlere gerekli tedbirleri alma yetkisini vermiştir.Â
Mobil telefon lisansları her ülkede sınırlı sayıda verilmektedir. Bu da, pazarın tam olarak serbest rekabete açık olmadığını,
pazarda rekabetin ancak bir kontrol mekanizması ile tesis edilebileceğini göstermektedir. İşte bu aşamada yurtiçi roaming
anlaşmaları önceden lisans alanlarla, sonradan lisans alanlar arasında bir eksik rekabet yaşanmaması ve iletişim ağının tüm
yurda hatta yatırımın verimsiz olduğu bölgelere bile yayılması açısından son derece yararlı ve gerekli görülmektedir.Â
Â