• Rekabet Hukuku / Yayınlarımız

  • Türkiye'de Telekomünikasyon Zirvesi

    • Sayfa : 2/6
      <1234...6>

     



    Ayrıca Telekomünikasyon pazarının liberalleştirilmesi AB muktesebatına uyum açısından da Türkiye için bir zorunluluktur. Katılım Ortaklığı Belgesi'nin kısa vadeli hedefler bölümünde Telekomünikasyon başlığı altında belirtilen telekomünikasyon sektöründe yetkili otoritenin gücünün artırılması, AB ile muktesebat uyumunun sağlanması ve Rekabet başlığı altında belirtilen devlet yardımlarının Rekabet Kanunu kapsamına dahil edilmesi gözönüne alındığında, liberalizasyon sürecinin hızla tamamlanması ve devlet müdahalesinin son bulması gerekliliğinden söz edilmektedir. Katılım Ortaklığı Belgesini telekomünikasyon sektörü için kısaca yorumlarsak; liberalizasyon sürecinin bir an önce tamamlanması ve sektörde rekabetin tahsis edilmesi, devlet müdahalelerinin kaldırılması ve yetkili kurumların etkin olarak çalışması gerektiği anlaşılmaktadır. 



    2. Telekom sektöründe ayrıcalık gözetmeyen rekabet kuralları 



    Telekom sektöründe ayrıcalık gözetmeyen rekabet kurallarını 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un rekabeti engelleyici ya da kısıtlayıcı anlaşma ve uyumlu eylemler ile teşebbüs birliği kararlarını yasaklayan 4. Maddesi, hakim durumun kötüye kullanılmasını yasaklayan 6. Maddesi ve hakim durum yaratıcı ya da hakim durumu güçlendirici birleşme ve devralmaları önleyen 7. Maddesi düzenlemektedir. Ancak konu bu kadar basit değildir. Örneğin teknolojik gelişmeler sonucu aynı telekom ağını birden fazla şirketin farklı amaçlar için kullanması sözkonusu olabilmektedir. Ayrıca telekom ağının birden fazla şirketin kullanabilmesi için diğer şirketlerin ağlarının ana ağa bağlanması veya aynı ağın üzerinde birden fazla şirketin hizmet vermesi önemli bir sorun haline gelmiştir. O dönemde, halen Türkiye'de olduğu gibi, AB ülkelerinin çoğunda da kamu karakterli tekeller telekom ağı üzerinde tekel haklarına sahipti; doğal olarak bu durum değiştirilmeden de, aynı ağın birçok hizmet için kullanılması mümkün olamıyordu. 



    Bu ortam içinde meydana gelen, British Telecommunications vakasında Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'nın Avrupa Birliği'nin rekabet kuralları telekomünikasyon sektörünü de kapsar şeklindeki kararı ile, AB'de bu sektörün rekabete açılmasının gerekliliği teyit edilmiş oldu. 



    Bu gelişmeler yalnızca Avrupa'da yaşanmamıştır. Aynı zamanda Amerika'da da AT&T'nin tekel haklarının 1984'teki hasıl olan bir kararla bölünmesi neticesinde şehirlerarası ve uluslararası pazarın rekabete açılması ile sektörde temel değişiklikler başlamıştı. 



    Bütün bu faktörlerin sonucu olarak 1987 yılında Avrupa Komisyonu ilk Telekomünikasyon Ãœzerine Yeşil Kitap'ı yayımlayarak liberalleşmenin ilk adımını attı. Bundan sonra 1998'e kadar Komisyon birçok karar ve yönerge ile AB genelinde telekomünikasyon'un rekabete açılmasını sağladı. 



    1 Ocak 1998'de Avrupa Birliği telekom pazarı rekabete açıldı denildiğinde; tamamen rekabetçi, bir çok telekom şirketinin telekomun çeşitli alanlarında çalıştığı bir pazardan söz edilmemektedir. Avrupa telekom pazarının çok büyük bir çoğunluğu henüz kamuya ait kuruluş yapısında bulunan tekel şirketlerden oluşuyordu. 

     

      Sayfa : 2/6
      <1234...6>