• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • Krizde Lüks Tüketim Malları

  • Krizde Lüks Tüketim Malları

    Dünya’nın içine girdiği derin yapısal krize rağmen lüks tüketim malları ya da markalı ürünlerin tüketimi hiç de azımsanacak bir pazar değildir. Nitekim bazı ülkeler, örneğin Fransa, İtalya, bu markalı ürün sektörlerinin öncüleridir. Bu malların ihracatından büyük gelirler elde etmektedirler. Lüks tüketim ürünleri pazarı Dünya’da 195 milyar Euro’luk bir pazar büyüklüğüne sahiptir. Sadece 2007 yılında bu pazar % 10.2 büyümüştür. 2009 yılı için beklentiler derin krize rağmen pazarın % 6 büyüyeceği yönüündedir. Bu çalışma 59 büyük İtalyan markasını bünyesinde toplayan Altagamma Birliği tarafından hazırlanmış. Altagamma’nın başkanlığını Leonardo Ferragamo yapmaktadır. Sözkonusu büyümenin temelinde lüks tüketim markalarının Dünya’nın her yerinde çokça mağaza açmalarına bağlanıyor. Bunun yanı sıra eski Doğu blokunun, Rusya’nın lüks tüketim ürünlerine yönelmesi başlıca faktörler arasında yer alıyor. Ayrıca son finansal krizin bir dizi yeni zenginler üretteceği ve bunların sahip olmadıkları bu ürünleri hızla edinme gayretkeşliğine girecekleri düşÃ¼nülüyor.

    ABD’de pazar yerel tüketicilere dönük olarak % 7 büyümüş. Buna karşılık Avrupa Birliği’nin lüks tüketim merkezleri Paris, Roma, Milano, Londra, Düsseldorf, vb. kentlerde satışların büyük bir bölümü turistlere yönelik kalıyor. Bu konuda ABD’ye gezi için gelenlerin uçuşlarındaki son yıllarda ortaya çıkan sıkıntılar, ABD’ne gelen turistlerin alış verişten çok gezme görme işine zoraki yönlendirilmeyeri olarak gösteriliyor.

    Öte yandan oldukça ilginç bir olgu ise Uzak Doğu pazarında ortaya çıkan % 18 büyümenin % 30’u Çin’den geliyor olması. Çin’i % 25 ile Hindistan takip ediyor. Özellikle Çin’de bir süredir yeni zenginlerin türemesi beraberinde lükse düşkünlüğü bir nevi görmemişliği de getirmiş anlaşılan.

    Türkiye’de durum malum, “shopping mall†üstüne“shopping mall†açılıyor. İstanbul, Ankara ve diğer büyük kentlerde neredeyse her mahallede bir alış-veriş merkezi inşaa ediliyor. Hepsinin içinde büyük markaların mağazaları mevcut. Krizin etkisiyle perakende sektörü her ne kadar kiralarını bile ödeyemese, orta sınıfa hitap edecek ticaretten kaçınılıyor ve büyük markaların temsilcilikleri ya da franşiz mağzaları açılmaya çalışılıyor.

    Lüks tüketimde diğer ilginç bir yan ise, zenginlerin ya da marka düşkünü fakirlerin başta çanta ve ayakkabıya olan merakları. Bu sektör yalnızca kendi başına % 19 oranında büyümüş. Bunu % 12 oranıyla erkek giyimi takip ediyor. Lüks kadın giyimideki büyüme % 4 oranında kalmış. Ziynet, mücevherat, saat gibi takı sektörü eski cazibesini korurken, kozmetik, parfüm ve cilt bakım ürünleri artık lüks tüketimin dışına doğru kayarak dayanıksız tüketim ürünleri içerisinde düşÃ¼nülüyor. Zira bu pazarda markalı ürünler içerisinde zengini fakiri kendine göre birşeyler bulabiliyor.

    Ayrıca yeni bir pazar oluşmakta o da desing adı verilen herşeyin tasırımlı hali, burada da mobilya ön plana çıkıyor. Artık imkan sahibi kişiler markalı mobilyalar, aksesuarlar kullanmak istiyor. Bunlarında modası oluyor, modası geçince çöpe, halbuki bizim zamanımızda eskiyen mal değer kazanırdı, antika diye birşey vardı, babaannemin sandığı, dedemin koltuğu filan derdiniz, şimde kaldırıp atıyorsunuz. Bunun yanı sıra mutfak ve banyolar da tasarımlı ürünlerin arandığı alanlar.

    Elbette ki bahçe mobilyalarında da tasarım önplana çıkıyor. İşte bu gelişmekte olan pazarın büyüklüğü ise henüz 15,3 milyar euro cıvarında.

    Türkiye’nin hızla marka üretmesi gerekiyor, bu konuda gerek Dış Ticaret Müsteşarlığı, gerekse TİM özenli çalışmalar yapıyorlar. Ancak bu girişimlerin meyvelerini hemen almak mümkün değil, zira lüks tüketim markalarının yerleşmesi öyle bir kaç yıl içinde gerçekleşemiyor, uzun yıllara gerek var. Ve en önemlisi süreklilik, yaratılan bir markanın onlarca yıl sürdürülebilmesi. Yakında sürdürülebilir kalkınma gibi sürdürülebilir markacılık diye bir kavramla karşılaşırsanız hiç de şaşmayın...
    Â