• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • Özelleştirme'nin Esnaf Sanatkara Etkileri Hiç Düşünüldü mü? (III)

  • Türkiye'nin makro dengeleri göz önüne alındığında ve Dünya'daki globalizasyon hareketi içerisinde yer almak zorunluluğu hasıl olduğunda, Türkiye'de özelleştirmenin ivedilikle yapılması gerekmektedir. Bu harekete karşı durmanın ülke menfaatleri açısından sakıncalı bir durum yarattığı kuşkusuzdur. Bu konuda gerek siyasi irade gerekse kamuoyunda milli bir mutabakat oluşmuştur.Ancak KİT'lerin özelleştirilmesinde esnaf ve sanatkar açısından ve ülkemizin varlığı ve milli menfaatlerimiz bakımından iki hususa önemle dikkat etmek ve çözüm bulmak gerekmektedir:Birinci husus; özelleştirme sonucu bozulan istihdam yapısının diğer yazılarımızda değinilen gerekçeler dikkate alınarak, esnaf ve sanatkar kesiminin doğal ekonomik dengesini değiştiren ve haksız rekabet koşulları doğuran sonuçlar vermesinin önlenmesidir. Bugün için özelleştirme olgusunda kesinleşen başlıca veri Türkiye'de gelecek bir iki yıl içerisinde 100-150 bin yeni esnaf ve sanatkarın ticaret dünyasına ilave olacağıdır.İkinci husus; bozulabilecek istihdam ve mesleki dağılım yapısının özelleştirmelere paralel olarak dengelenmesi ve yeni istihdam alanları açılmasını sağlayıcı programların özelleştirme ile aynı anda yürürlüğe konulmasıdır.Türkiye'de iyi programlanmış bir özelleştirme hareketinin ekonomiye büyük ivme kazandıracağı kuşkusuzdur. Özellikle ihracatçı sektörler ve işletmelerine ciddi bir uluslararası rekabet şansı ve avantajı verecektir. Özelleştirmenin makro dengelerde hızlı bir iyileşmeyi ortaya çıkaracağı ve doğrudan yabancı sermaye akımına yol açacağı tartışılmaz olgular arasında gelmektedir.Ancak sosyal dengeleri kısa vadede bozması da çok muhtemeldir. Makro dengelerdeki düzelme ise ancak orta vadede olumlu etkilerini gösterecektir. Bu ise yatırımlarda artışa neden olacak ve istihdam yaratıcı etkiler gözlenecektir. Öte yandan sosyal dengelerdeki kısa vadeli bozulma ve orta vadeli olumlu etkiler bir dizi ciddi sorunu da beraberinde taşımaktadır: İyi planlanmış özelleştirme hareketlerinde bile bu zamanlama uyuşmazlığı mevcuttur. Bu dilemmanın aşılmasındaki temel strateji, özelleştirme programına paralel yürütülecek destek programlarının ciddi bir biçimde hayata geçirilişine bağlı kalmaktadır. Destek programlarının yürürlüğe konulamaması durumunda ortaya çıkacak sosyo-ekonomik sorunlar siyasi irade üzerinde etkisini gösterecektir. Bu durumda da özelleştirme konusundaki kararlılıktan tavizler verilirken, özelleştirme etrafında oluşan milli mutabakat hızla eriyecek ve yerini özelleştirme karşıtı lobilerin doğuşuna bırakacaktır.Türkiye, özelleştirme hareketi içerisine girerken gümrük birliğini de tamamlamaktadır. Özelleştirmenin getireceği bazı olumsuzlukları giderirken, Topluluk normlarına uygun hareket etmek durumundadır. Bu durumda da özelleştirme ile birlikte yürütülecek destek programlarının (örneğin, istihdam yaratıcı teşviklerin) Topluluk mevzuatına uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.Söz konusu ortamda esnaf ve sanatkarın özelleştirmeden ötürü uğrayacağİ kayıpların karşılanması amacıyla uygulanabilecek teşvik esaslı mali yardımlar özelleştirmeye destek programı çerçevesinde Avrupa Topluluğu ve GATT hükümlerine uyumlu olarak düzenlenmek durumundadır.Türkiye'de Özelleştirme Programı'nın başarıya ulaşması için her kesim gücü oranında özveriye hazır olduğunu açıkça beyan etmiştir. Ancak bu programın sadece bir kesimin üzerine adeta yıkılması ileride tamiri güç sorunları da beraberinde getirecektir. İşte bu nedenle özelleştirmeden elde edilecek gelirlerin bir destek programı dahilinde etki altında kalacak kesimlere yüklerine doğru orantılı olarak dönmesi ve ortaya çıkacak geçici uyumsuzlukların hızla giderilmesi ilk gelecek Hükümet'in özelleştirme programının temel öğesidir.