AB Komisyonu Türk bürokrasisine teşviklerin ne şekilde denetlenmesi üzerine seminerler vermeye geldi. Bu konuda iki yıldır on adet
yazı yazdım. Aslında bürokrasinin bu vurdum duymazlığının temel nedeni denetleme işini teşvik uygulamanın bırakmak istememesidir.
rnYapılması gereken çok basittir: Devlet yardımlarının izlenme ve denetlenme işini Rekabet Kurulu'na vermek gerekmektedir. Şimdi
bu gerçeği yine bilmemezlikten gelerek ben size bu işlerin ne anlam taşıdığını onbirinci kez bir daha yazayım.rnDevlet
yardımlarının izlenme ve denetlenmesi meselesi Türk ekonomisinin kara deliklerinin birinin daha kapatılması için gerekmektedir.
21.yy ekonomilerinin geldiği nokta kamu kaynaklı yardımların rekabeti bozucu etkilerinden arındırılarak yapılmasını emretmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin sürdürelebilir bir kalkınmayı sağlayabilmeleri için elbette ki teşvik aygıtlarını kullanmaları
gerekmektedir. Bu konu özellikle Türkiye için geçerlidir. Ancak teşviklerin ya da modern adı ile devlet yardımlarının teşebbüsler
arasında rekabeti bozacak bir yapıda düzenlenmesi durumunda serbest piyasa düzeninin bozulması söz konusu olmaktadır. Bu bakımdan
bu tür müdahalelerin izlenmesi ve denetlenmesi gerekmektedir. AB ve diğer gelişmiş ülke uygulamaları bunu
göstermektedir.rnTürkiye'de düzenleyici ve uygulayıcı birimler mevcuttur. Görevlerini fevkalade titiz bir biçimide
yürütmektedirler. Ancak bu uygulamaların piyasalarda etkin rekabeti ortadan kaldırıp kaldırmadığının hiçbir şekilde denetimi
yapılmamaktadır. Ayrıca uygulama biriminin kendi kendini denetlemesi gibi bir işlemin kabul edilebilir bir yanı da yoktur. Zaten
yasalar uygulamacıya böyle bir görevi de vermemektedir.rnÖte yandan Türkiye'nin uluslararası taahhütleri izleme ve denetleme
biriminin kurulmasını gerektirmektedir. Nitekim 1/95 sayılı OKK Türkiye'nin ekonomisinde ne tür devlet yardımı yapabileceğini ve
yapamayacağını vazetmektedir.rnİşte AB ile ekonomik entegrasyonu tamamlamaya çalıştığımız şu dönemlerde devlet yardımlarının
izlenme ve denetlenme işi daha büyük önemi haiz bir mesele halini almıştır. Sözkonusu işlevin kim tarafından yapılması, kim
tarafından yapılmaması, nasıl ve ne şekilde yapılması gerektiği üzerine uluslararası uygulamaları da belirterek kamuoyunu
bilgilendirmek istiyorum. Gerek özel kesimde gerekse kamu kesiminde bir konsensüs oluşturmamız gerekmektedir. Ama önce neyin ne
olduğunun bilinmesinde fayda vardır. Eksik bilgi ile yanılabiliriz.rnDevlet yardımlarının izilenme ve denetlenme işi öncelikle
idari ve mali özerkliği haiz bir kurum tarafından yapılmak durumundadır. Bunun aksi uluslararası toplulukta kabul görmez bir
girişim olur. Siyasi otoritenin emir veremeyeceği, karışamayacağı bir birim olması gerekmektedir. Yoksa denetleme işi
gerçekleştirilemez. Yarın bunu kimin yapması gerektiğine değineceğim.