Rekabet hukuku sistemine son yıllarda dahil olan itiraf müessesesi inanılmaz başarılı sonuçlar veriyor. Kısaca değinmek gerekirse,
içerisinde bulunduğu bir rekabet ihlalini rekabet otoritelerine bildiren şirketler hiçbir ceza almadan ve tabii ki ihlale son
vermek kaydıyla kurtulabiliyorlar. Bunun da belli dereceleri var. Örneğin AB'de en önemli ihbar, Komisyon'un varlığından haberdar
bile olmadığı bir rekabet ihlalinin ihlale katılan bir firma tarafından yapılanlar olarak kabul ediliyor Bu firma veya firmalar
hiç para cezası almıyorlar. Bugün değinmek istediğim konu da böyle bir "kendi kendini ihbar etme" sonucunda ortaya çıkan büyük bir
rekabet ihlaline ilişkin Komisyon'un yürütmüş olduğu ve kararı yeni yayınlanan bir soruşturma.rnLüksemburg'da faaliyet gösteren en
büyük beş bira üreticisi 8 Ekim 1985 yılında adını "Konvansiyon" koydukları bir anlaşma yaparlar ve bira üreticilerinin bayileri
veya satış noktalarıyla yapmış oldukları anlaşmaların münhasırlık hükümlerinin koordine edilmesi ve yabancı bira üreticileri ile
anlaşma yapılmasınını engellenmesi planlarını devreye koyarlar. Daha sonra ise bu kapsama dekorasyon ve ekipman desteği verilen ve
fakat bunun karşılığında münhasırlık hükümleri öngören anlaşmalar da dahil edilir. Konvansiyon'un bir amacı da bu tip münhasır
anlaşmalardan doğacak ihtilaflarda Konvansiyon taraflarının birbirine destek olması ve anlaşmazlıkların giderilmesi. Açıkcası
yapılan tamamen bir anlaşma yoluyla bira satış noktalarının paylaşılması ve arzın yapısının şekillendirilmesi yoluyla piyasaya
girişlerin engellenmesi. Ağır bir rekabet ihlalirnİhlal 1985 yılından beri süregelir ve fakat 1999 yılında Interbrew teşebbüsü
Konvansiyon'a taraf üreticilerden birini devralır ve bu uyumlu eylemin içerisinde yer almanın başına açacağı belalardan kurtulmak
maksadıyla da daha birinci günden Komisyon'a Konvansiyon'un bir kopyasını gönderir ve ihbarda bulunur. rnSonuç itibariyle Komisyon
derhal bir soruşturma açar ve sektördeki tüm ihlalleri teker teker ortaya çıkarır. İhbarcı teşebbüs ise Komisyon'un soruşturması
sonucunda (eğer ihbar olmasaydı) alacağı 2.4 milyon Euro cezadan kurtulur ve para cezasına çarptırılmaz.rnBu vaka AB rekabet
hukukunu zenginleştiren unsurlar içeriyor. Öncelikle, genellikle soruşturma açılmasına çok az bir zaman kala veya Komisyon
ihbardan haberdar olup soruşturma açtıktan hemen sonra yapılan ihbarların aksine, bu vakada itirafçı teşebbüsün sunduğu belge ve
bilgileri Komisyon'da ilk defa görüyordu. Soruşturma bu belgelere ve dolayısıyla "sadece" itirafa dayandırıldı. Vakanın ikinci
önemli özelliği ise itirafın ihlalde en çok para cezasına çarptırılması gereken teşebbüs tarafından yapılması. Alışılmış uygulama,
itirafçıların genelde karteli küçük oyuncuları veya "boyun eğenleri" arasından çıkmasıdır.