• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • Otomotiv SektörüneYeni Kurallar Geldi!

  • Avrupa Birliğinde 1 Ekim 2002 tarihinden itibaren otomobil dağıtım ve servis hizmetlerine yönelik rekabet kurallarını düzenleyen 1475/95 sayılı grup muafiyeti tüzüğünün yerine geçecek olan yeni tüzük tüm taslakları onaylanarak dün AB Komisyonu tarafından kabul edildi. Halen yürürlükte olan ancak 30 Eylül 2002'de uygulamadan kalkacak olan mevcut tüzüğe göre yapılan uygulamalardan elde edilen tecrübeler ışığında hazırlanan yeni grup muafiyeti tüzüğü otomobil üreticilerinin büyük karşı lobilerine rağmen Rekabet Komiseri Mario Monti'nin zaferi olarak yasalaştı. rnHatırlatmakta fayda var, aslında Komisyon'un bir düşüncesi de 1475/95 sayılı tüzüğün sona ermesinden sonra yeni bir tüzük çıkartmayıp otomotiv sektörünün 2790/99 sayılı dikey anlaşmalar grup muafiyeti tüzüğü kapsamına almak idi. Bunu yaamadılar. Belki de sektör gerçekten bu kadar da radikal bir değişime hazır değildir. Ancak, inceledim, yeni otomotiv tüzüğünün sona erme süresi 2790/99 sayılı tüzük ile aynı tutulmuş. Yani yeni otomotiv tebliği en az 31 Mayıs 2010 yılına kadar yürürlükte kalacak anlaşılan. rnTüzüğün ön gördüğü en önemli değişiklik çok-marka satıcılığının önünü açması. Bu kapsamda, bayiler aynı mekanda birden fazla markaya yönelik araç satışı yapabilecekler. Yeni tüzük ile çok fonksiyonlu bayilik sisteminin de yapısı değişiyor. Bu kapsamda bayiler kendi kimliğini tespit edebilme özgürlüğüne sahip oluyor ve isterlerse tamir ve bakım fonksiyonlarını üzerlerine almama, ve hatta bu fonksiyonu taşeronlara devretme hakkıyla donatılıyor. İlk bakışta gördüğüm kadarıyla servis istasyonlarına ilişkin diğer bir düzenleme ise bağımsız servis istasyonlarına yönelik. Bu kapsamda, üreticiler, bağımsız servis istasyonlarının eğitim, malzeme (özellikle arıza teşhis aletleri) taleplerini karşılamakla yükümlüler. Bununla birlikte, yetkili servis istasyonlarının bağımsız servislere yedek parça satışı önünde hiçbir kısıtlama da yapılamayacak.rnAvrupa Birliği otomotiv sektöründeki bu gelişmeler Türkiye'yi de yakından ilgilendirmekte. Ne de olsa mevzuatlarımız paralel. Dolayısıyla, Türkiye, gerek dikey anlaşmalara ilişkin yeni tüzüğü gerekse de yeni otomotiv tüzüğünü yakın takibe almak zorunluluğu içerisinde.