Dünkü yazımızda Fransız Ekonomik Konjonktürleri İnceleme Merkezi tarafından hazırlanan EURO raporunda yer alan dört ana senaryonun
ilkine ilişkin açıklamalar yapmıştık. Bugünkü yazımızda da ikinci senaryoya yer vereceğiz. İkinci senaryo liberal model üzerine
inşa ediliyor. Özellikle Berlin duvarının yıkılmasından sonra ABD'nin desteğiyle hakimiyeti hızla artan liberal ekonomi modelinin
benimsenebileceğinin altı çiziliyor. rnLiberal modele ilişkin en önemli referans olarak ABD gösterilmekte. Yine işsizlik
parametresi kıstas alınarak bu model çerçevesinde Amerikan toplumunun işsizliğe yaklaşımı değerlendirilmekte. Özellikle de,
büyümenin yavaşladığı dönemlerde artış gösteren işsizliğe karşı mücadelede Amerikan hükümetlerinin -Avrupa'nın tam tersine-
iktisadi araçları ne kadar yoğun kullandıklarına değinilmekte.rnBunu destekleyen bir diğer gerçek de, Amerikan hükümetlerinin
makroekonomik düzenlemelere ilişkin sorumluluklarından hiçbir şart altında vaz geçmemeleridir. Bu da Dünya'nın neredeyse en
müdaheleci sistemini ortaya çıkartmaktadır. Oysa ki, tamamen ters bir yapıyı benimseyen tek para biriminin hakim olduğu alanda
ise, sistem, hükümetlerin makroekonomik alanlardaki sorumluluklarından vazgeçmelerine dayanmakta. Nitekim, oluşturulan istikrar ve
kalkınma paktı ve Avrupa Merkez Bankası'nın bağımsız yapısı başka türlü açıklanamamakta.rnDiğer taraftan, maliye politikalarının
Avrupa'da güçlü eller tarafından yönetilmesi tamamen yapısal politikaların hakim olması sonucunu doğuracaktır. Nitekim bugün hüküm
süren doktrin de yapısal milli politikaların para birliği mensubu ülkelerde inkar edilmez faydalar sağladığıdır. Göz önünde
bulundurulması gereken diğer bir husus da, tek para biriminin yeniden yaplandıracağı milli stratejilerdir. Örneğin fiyatlar
açısından tüketicilerin fiyatları karşılaştırması ve firmaların da maliyetlerini karşılaştırması kolaylaşacak. Bu doğrultuda
değişen bir çok parametre milli rekabet politikalarının ve stratejilerinin de yeniden yapılanması gerekliliğini doğuracak. Ancak
tek para ile birlikte hangi milli politikaların teşvik edileceği de henüz cevap arayan bir sorudur. rnYarın milli egemenlik
kavramının dönüşüne yönelik üçüncü senaryoyu inceleyeceğiz.