Kültür, "Doğanın yarattıklarına karşı insanoğlunun yarattığı herşey" olarak düşünülebilir. Genelde kültür kavramının, bilgi,
eğitim, entellektüel birikim, uygarlık tarzı, tarihi özellikler, toplumun kendine özgü yapısı ve manevi geçmişi, bunları dile
getiren kurumlar, eserler, tarihi miras, kimlik, yaşam tarzı gibi pek çok tanımı vardır. Ancak günümüzde kültür, bu kavramsal
yaklaşımların yanısıra toplumun iktisadi ve sosyal yaşantısının vazgeçilmez bir etkinliği ve ürünü olarak da görülmektedir. rnAB,
onbeş üye ülke ve 370 milyon insanın yaşadığı bir kültür mozağidir. Din, kültür ve gelenek gibi temel unsurlarla beraber bir yığın
farklılıkları bulunan bu topluluk kendi içinde güney-kuzey, merkez-çevre (kırsal-şehir) ayrımları da yaşamaktadır. Güney
toplumları ile Kuzey toplumları arasındaki temel farklılıklar giderilmeye çalışılırken birçok problem yaşanmaktadır.rnAB kültürü,
'kültür sektörü' olarak ele almış ve buna göre, kültürel mal ve kültürel etkinliklerin değerlendirilmesine, üretilmesine,
dağıtımına çalışan kişi ve kurumların tümüdür.rnSiyasi Birliğin kurulmasında kültürün rolü; 1961 yılından itibaren Avrupa
Parlementosu kültüre siyasi birlik açısından yaklaşmış, Avrupa Toplumlarını birbirine bağlayacak, dışa karşı savunacak bir
kültürel birliğin kurulması gerektiğini savunmuştur. Daha sonra kültüre yaklaşımlar bu yönde olmuştur. 1973'te yayımlanan Avrupa
Kültürel Kimliği Bildirisi'nde "Avrupa kimliğinin parlementer demokrasi, insan hakları, sosyal adalet ve medeniyet üzerine kurulu
olduğu"nu belirtmişlerdir. rnEkonomik açıdan kültür; AB Komisyonu 10. Genel Müdürlüğü çalışmalarını özellikle 80'li yıllarla
birlikte geliştirilen, kültürün üretim, dağıtım, değişim haraketlerine katılan ekonomik bir ürün olduğu görüşü çerçevesinde
sürdürmeye başlamıştır. Kültürün artan önemine kuramsal bir yanıt vermek üzere önce üye ülkeler Kültür Bakanlarının düzeyinde
toplanmalarına karar verilmiş ve 1984'ten beri diğer bakanlar toplantısı gibi Kültür Bakanları da yılda iki kere Konsey'de
toplanmaya başlamışlar. Konsey zamanla etkinliklerini arttırmış, Avrupa Televizyonu Yönergesini kabul etmiş, kültürel ve tarihi
eserlerin korunması alanında çalışmalar yapmıştır. Çünkü AB'nin kültür politikasının temelinde ulusal kültürleri koruyarak ortak
Avrupa Kültür Mirasına sahip çıkmak ve Ortak bir Avrupalı Kimliği yaratmak yatmaktadır.rnAB siyasi birliği gerçekleştirmek
amacıyla, ortak bir kültür yaratma peşinde. Ancak üye ülkelerin çıkarları çatıştığı için bu hiç kolay olmayacaktır. Amerikan
Kültürü'nün yoğun saldırısı karşısında kendi kültürünün yok olma tehlikesi yaşadığını gören Avrupa, güçlü bir Avrupa kültürünü
yaşatmak ve yaymak amacıyla bir takım çalışmalara girişti. Ancak bu bazı üye devletlerin savunduğu 'ortaklık sadece iktisadi
alanda olabilir herkes kendi kültürüne sahip çıksın, ortak bir kültürümüz olamaz' düşüncesi ile ne derecede başarılı
olabilecekleri tartışılır.rnAB ekonomik bir topluluk değil, aynı zamanda bir kültür topluluğudur. Pek çok dilin, kültürün, zevk ve
değer yargılarının temelinde ortak bir kültür mirasının bulunduğuna inanılır. AB'nin kültür politikalarının temeli ulusal
kültürlerin korunmasına dayanır. Medyanın kültürlerini yok etme tehtidi ile karşılaşan Avrupa Birliği üyeleri buna engel olabilmek
ve medyanın kötü etkilerini kontrol altına alabilmek için ortak bir medya haraketine girişti. İstenilen şeffaf, demokratik ve
tarafsız bir medya ama insan haklarına ve ulusal kültürlere saygı temel alınmalı.rnAB'de, entegrasyonu geliştirmek, siyasi ve
ekonomik bütünlüğü gerçekleştirmek ve topluluk halkları arasında uyumu sağlamak amacıyla geliştirilen ortak politikaların arkası
kesilmiyor. Gözler şimdi 4.kuvvete, yüzyılın en etkili kitle haraketini sağlayabilecek olan medyaya çevrildi. Yüksek teknolojiden,
sınırları ülke sınırlarını aşan ve engellenemeyen ilişkiler zincirinden söz ediyoruz. Dünya belki küçülmedi ama göreceli olarak
düşünürsek, bir tek düğmeye basarak dünyayı evimize taşıyabiliyoruz artık. rnGenel olarak Topluluk üyeleri AT'yi istiyorlar ama
AB'ye karşılar. Aynı zamanda Federasyon kurulmasının yanlış olacağını Konfederasyonun daha doğru olacağı görüşündedirler.
İnsanları Birlik fikrine inandırmak ve Avrupa içindeki ayrımcılığa son verme görevi medyaya düşmektedir.