Kriz üstüne kriz yiyen sanayimizi batmaktan kurtarmak üzere çeşitli cankurtaran simidi modelleri üzerinde çalışılıyor. Bu tip
kurtarma operasyonlarının eşitlik ilkesine halel getirmeyecek şekilde yapılması gerekir. İşte bu vesileyle, belki biraz fikir
jimnastiği yaptırır ümidiyle Avrupa Birliği'ndeki şirket kurtarma teşvikleri üzerine bir yazı yazmam gerektiğini düşündüm.rnAvrupa
Topluluğu'nda önemli bir teşvik mekanizması Krizdeki İşletmelere Yapılan Yardımlar'dır. Bu şemaya göre de:rnKomisyon, güçlükte
olan işletmelere üye devletlerin yaptığı yardımlar ile ilgili tutumunu çeşitli vak'alar sonucunda belirlemiştir.rnİlk olarak 1971
yılında, piyasada kredi bulamayan, güçlükteki bir işletme için Belçika Hükümeti'nin verdiği kurtarma kredisinin Komisyon
tarafından, Hükümetçe geri alınması kararının verildiği görülmektedir.rnBu karara temel gerekçe olarak, sözkonusu işletmenin,
hiçbir yeniden yapılanma planı ya da gelecekteki rekabet edebilirlik konumunu düzeltme planı göstermeksizin yardımdan
yararlandırılmasının mümkün olamayacağı kararı verilmiştir.rnrnKomisyon'un kararının diğer gerekçelerini şu şekilde sıralamak
mümkündür:rn Güçlükte olan işletmelere verilen bu tür krediler, piyasa ekonomisinin müeyyidelerini, yani rekabet edemeyen firmanın
piyasadan silinmesini önlediğinden, piyasa ekonomisinin normal işleyişini engellemektedir;rn Bu tür işletmelerin yapay bir şekilde
ayakta tutulması, sektörlerin yeni yapılara adapte olması için teşvik edilememelerine yol açmaktadır;rnBu tür marjinal
işletmelerin ticari faaliyetleri ve piyasada kalabilmek için uyguladıkları fiyatlar, piyasayı ciddi zararlara uğratabilmektedir;rn
Bu tür yardımlar, dolayısı ile Topluluk içindeki rekabeti ve ticareti ciddi biçimde zedelemektedir.rnrnBuna karşın, Komisyon
güçlükte olan işletmelere verilen bütün yardımları hedef almak istememiş ve aşağıdaki hallerde bu tür yardımlara destek verdiğini
belirtmiştir:rn Güçlükte olan işletmelerin ve/veya bölgelerin durumlarını kalıcı olarak düzeltmeyi hedef alan yeniden yapılanma
amaçlı yardımlar söz konusu olduğunda,rn Etkilerini değerlendirmeye izin veren yeterli nitelikte bir bölgesel ya da sektörel
özelliğe sahip olunduğunda.rnrn1973 yılından itibaren yaşanan ekonomik ve sosyal güçlüklere bağlı olarak, Komisyon, üye devletler
tarafından uygulanmaya konulan ve bazı işletmelerin başka türlü elde etmelerine imkan olmayıp, gerek yeniden yapılanmaları ya da
üretim zincirini değiştirmeleri için (kurtarma yardımları) kısa süreli, gerekse sözkonusu işlemin meyvelerini vermesi için (yan
yardımlar) gerekli süre zarfında verilen yardımlar hakkında çeşitli vesilelerle görüş bildirmek zorunda kalmıştır. Çoğunlukla bu
tür yardımların lehinde tavır alan Komisyon, bununla birlikte bazı kriterler de geliştirmek zorunda kalmıştır. Buna göre sadece
zaman içinde sınırlı ve kurtarma yardımı kavramına giren ve bu sürenin bitiminde mevcut aksaklıkları giderebilecek nitelikte olan
bir yardımın verilebilmesi için, şu kriterlere uyulması gereklidir:rnrn Bu yardımlar kredi garantisi ya da piyasa koşulları ile
eşit faiz oranı ile geri ödemeli kredi niteliğinde, hazine yardımı olmalıdır;rn Verilecek tutar, işletmenin devamlılığını sağlamak
için gerekli tutarı aşmamalıdır;rn Sadece gerekli ve mümkün olan önlemler için öngörülen süreyi aşmamalıdır;rn Çok kesin sosyal
gerekçelere bağlı olarak verilmelidir;rn İşletmenin desteklenmesi, diğer üye devletlerdeki sanayi yapısı dengelerini bozucu etki
yaratmamalıdır.rnrn"Yan yardımlar" kapsamında Komisyon tarafından geliştirilen kriterler ise şu şekildedir:rnrn Bunlar işletmenin
yeniden yapılandırılması ya da üretim zincirini değiştirmesi programı ile doğrudan ilişkili olmalıdır;rn Belirli bir vadede
işletmenin sözkonusu üründeki rekabetini gerçek anlamda tesis edecek nitelikte olmalıdır;rn Bu tür bir programın meyvelerini
verebilmesi için kaçınılmaz olan geçiş dönemi süresince işletmenin dengesini sağlamak için gerekli olan yoğunluk ve sınır içinde
olmalıdır.rn Son kritere bağlı olarak verilme süreleri gerekli sınırı aşmamalıdır.rnrnKomisyon, gerek "kurtarma", gerekse "yan"
yardımlar için ortak bir zorunluluk olarak, uygulanmalar için sektöriel bir program talep etmekte ve bu uygulamanın anlamlı somut
sonuç beklentilerinin önceden kendisine tebliğini istemektedir.