Sık sık telekomünikasyon sektöründe Batı'da vuku bulan gelişmelere yer veren yazılar yazmaktayım. Şimdi de, yine daha önce israrla
değindiğim konuları bir de yeni Bakanımız için dile getiriyorum. Umarım faydalı olurrnrnTürkiye'nin telekomünikasyon sektöründeki
yapılanmasında model olarak alması gereken AB ve ABD'nin sektördeki uygulamaları artık bizler için tam anlamıyla ipucu niteliği
taşımaya başladı. Burada, özellikle Avrupa Birliği'nin -tam üyelik sürecinden kaynaklanan mevzuat uyumu bağlamında- öne çıktığını
görüyoruz. Nitekim, Avrupa Birliği Konseyi'nin Lizbon Zirvesi'nden çıkan en önemli sonuçlardan birisinin bilişim ve
telekomünikasyon sektörlerinde yapılması planlanan iyileştirmeler olduğunu daha önce de belirtmiştim. Alınan kararlara göre 2001
yılı sonuna kadar telekomünikasyon sektörünün tamamen uyumlaştırılması ve serbestleştirilmesi gerekiyor. İnternet bağlantısı
fiyatlarının düşürülmesi için etkin bir rekabet ortamı yaratılması isteniyor. rnrnKomisyon Topluluk'ta rekabetin korunmasını
sağlayan kurum olduğu için bu hızlı büyüyen ve çok önemli sektöre özel bir önem veriyor. Sektördeki rekabetin korunması için
Komisyon bir takım kısıtlamalar getirebiliyor. Mesela Amerika'da da bu süreç ilk olarak AT&T firmasının sektördeki hakim durumu
göz önüne alınarak bölünmesiyle ortaya çıkmıştı. Biliyorsunuz şimdi aynı süreç Microsoft için de geçerli olabilir. rnrnAvrupa
Komisyonu başlangıçta, özellikle ulusal tekellerin Ortak Pazar'ın işlemesini engellediğini göz önüne alarak bir dizi yönerge
çıkardı. rnBöylece zaman içinde tüm devlet tekellerini ortadan kaldırarak, sektörü özelleştirdiler. Bu aşamada üye devletlerin
mevzuatlarının da uyumlaştırılmasına çaba sarfedildi. Komisyon, ulusal rekabet otoritelerinin de ulusal boyutta olan vakalarda
etkin olmasını sağlamaya çalıştı.rnrnTüm bu gösterilen çabalar meyvelerini verdi ve Avrupa'da uluslararası telefon ücretleri
düştü; 1997 ile 1999 arasında bu oran % 40 olarak gerçekleşti. Şimdi hedeflenen ise internet bağlantılarını fiyatını düşürerek,
Avrupa'nın bütünleşme sürecinde bu teknolojik olanaktan yararlanmak ve teknoloji savaşında Amerika ve Uzak Doğu ile olan
mücadelelerini sürdürebilmek. Tabii bunu sağlamak için de en çok güvendikleri silah pazarda hakim durum yaratılmasını engelleyerek
sağlıklı bir rekabet ortamı yaratmak.rnrnAvrupa Telekomünikasyon pazarının bugünkü değeri yaklaşık 180 milyar euro olarak tahmin
ediliyor, pazarda yakalaşık 180 operatör firma hizmet veriyor.rnrnHer alanda olduğu gibi bu alanda da Türkiye'nin yapması gereken,
daha doğrusu en kolaycı ve pratik çözüm olan komşuda piş ağzıma düş prensibinin kullanılmasıdır. Yani Avrupa'daki gelişmeleri iyi
takip edelim ve biz de teknolojinin getirdiği olanaklardan yararlanalım. Telekomünikasyon ve bilişim sektörünün sağlıklı
gelişebilmesi için de rekabet kurallarına sıkı sıkıya riayet edilmesi gerektiğini bilelim.