• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • Rekabet Kurulu'nda Neler Oluyor ? (III)

  • Rekabet Kurulu'na üye seçimleri ülkemizin şu zor günlerinde sanki pek önemli bir meseleymiş gibi bir bardak suda fırtınalar kopardı. Dünkü yazımda meseleyi özel kesimin bir bölümü ve diğer kamu kuruluşlarında çalışanlar açısından değerlendirdim. Bu dedikoduların odak noktası kurumdaki maaşlara ve lojmanlara dayanıyor. Fakir bir ülkeyiz. Memurumuza özlediğimiz düzeyde yer ve para veremiyoruz. Birinin şartı biraz iyi olunca insan özeniyor. Ama gerçekte Rekabet Kurumu'nda çalışanların maaşları o kadar da abartılacağı kadar yüksek değildir. Halbuki sorumlulukları çok ağırdır. Triliyonlarca lira tutarında idari para cezası veriyorlar, Dünya ölçeğinde holdinglerin ticaretlerini engelleyebilecek kararlar alıyorlar. Dönüp dolaşıp zayıf bir Rekabet Kurulu arayışlarına girenlerin oyunlarına dayanıyor bu rezillikler. Bunlara çıkıp cevap verilmesi gerekiyor. Şeffaflık bunu emrediyor. Sakınacak hiçbir yönü olmayan bu Kurum neden kendini dört yıldır savunamıyor. Burada Kurum Başkanı daha aktif olmalıdır. Yoksa Kurul üyelerinden biri basın sözcüsü olmalıdır. Basına sık sık açıklamalarda bulunulmalıdır. Genç muhabirlere değil, genel yayın yönetmenlerine uzanılmalıdır. Eğer Başkan bu tip çalışmaları sevmiyorsa, ki bu ayıp değildir, bu eksikliği doldurtmalıdır. Başka bir Kurul üyesi bunları yapabilir. Eski Başkan Ayaydın aktif adamdı, kurum hergün manşetlerdeydi, sonra da zaten milletvekili oldu. Kimileri için çok ayıp etti, hani varya bazı arkadaşlar siyaset yapmayı ayıp sayıyorlar ve Mustafa Parlak' ı yerden yere vuruyorlar. Bence gelinen bu aşamada, konu İ.Hakkı Karakelle meselesi değildir. Bu görevli, diğer kurumda çalışan adaylar gibi aday olmuştur. Aday olmasını telkin edenlerin aklında iki yıl sonraki seçim vardır. O seçimde yeniden seçilme mücadelesinin malzemesi edilmiştir. Yoksa Karakelle, tüketici koruma, rekabeti koruma,vb. işleri seven, hatta hafta sonları bile duyduğumuz kadarı ile daireye gelip çalışan bir kamu görevlisidir. Şimdi kurumda görev yapan bu amiri bu işlere bulaştırıp, boy boy gazetelere çıkartanlardan hesap sorulmalıdır. Dışarıya sızan bu bilgileri veren memurlardan, göz yuman amirlerden hesap sorulmalıdır. Ama, yalan Dünya! Büyüklere bir şey olmayıp, arada kalanlar kaynıyor.