Rekabet Kurulu seçimleri hakkında bilgilendirici ilk yazıyı 5 Ocak 2001 tarihinde yazmıştım. Sonra kuralar çekildi ve seçimlerin
rekabet içerisinde geçmesini telkin ettiğim yazının tarihi 2 Mart 2001'dir. Burada uzman kişileri aday olmaya çağırdım,
beklediğimin altında aday adayı çıkmış. Sonuç Kurul'un eski üyesi ile Kurumun başkan yardımcısı seçimleri kazanıyor. O yazımda
şayet İ.Hakkı Karakelleyi aday yaparsanız seçilecek bir konumda aday yapın diye telkinde bulundum. Zira Kurul tarafından ikinci
sırada giderse ve seçilemez ise, bu kişiye biz seni istemiyoruz sen de gereğini yap anlamı taşır; şayet birinci sırada gider de
Hükümet seçmez ise, o zaman sakıncalı piyade anlamını taşır ve Kurul gereğini yapmak zorunda kalır. İşte bu büyük dilemma maalesef
gerçekleşti. Hal böyleyken, Rekabet Kurulu'nda dört yıl hizmet vermiş, bir çok soruşturmayı bizzat yürütmüş ve triliyonlara varan
cezalara imza atmış ya da aklı başında en doğru karşı oy yazılarını yazmış Mustafa Parlak siyasi bir figür gibi göterildi. Mustafa
Parlak geçmişte milletvekilliği yapmıştır. Bence her vatandaşın yapabileceği en şerefli görev yasama organı üyeliğidir. Bu ayıp
bir şey değildir. Bu kanun çıkarken de Parlak milletvekilidir ve oy kullanmıştır. Milletvekilliği bir meslek değildir, tıpkı
Rekabet Kurulu üyeliği gibi o bakımından belli dönemlerde bu görevler ifa edilir. Şimdi bizi yöneten hükümetlerin onlarca yasasını
yapan ve Kurul'da dört yıl soruşturma yürütmüş birine çürük diş deniyor ve Kurul Başkanı bunu seyreyliyor. Vay anasına!rnrnMesele
Rekabet Kurulu hakkında bu yıpratıcı kampanyanın ana nedenlerine inmektir. Öncelikle özel sektörün bir bölümü Kurul'un idari ve
mali özerkliğiniden rahatsızdır. Zira bu özerklik insanların rüşvet yemeden işlerini yapmalarını sağlar. İşte bu nokta bazı
kesimler için sıkıntı yaratmaktadır. Kurumun dingonun ahırına dönmesi ve içeriden iş çıkarma gayesi ile kapıda korsanlar
beklemektedir. Telaş bunun içindir. Ancak bu seçimi kaybedenlerin bu arsızların oyununa düşmesi ve onlara yanaşması acı verici bir
gelişmedir. Ve mutlaka cezalandırılmalıdır. Yoksa bu olayların önü alınamaz, her seçimde bu olacaksa yandık babam.rnrnİkinci
mesele kamu kesiminin gözü Rekabet Kurumu'nun üzerindedir. Çünkü son yıllarda kurulduğu ve doğru adamlar tarafından örgütlendiği
için daha derli toplu ve tüm bürokratların çalışmak istediği bir kurumdur. Diğer kamu kurumlarında makan aracı ve danışman sayısı
RK'nun onlarca katıdır. Bu Türkiye'de lojmanlarda maalesef metresler yatmaktadır. O bakımdan da diğer kurumlar böyle dedikodulara
bayılırlar. İşte Kurum'da olan bitenleri saptırarak ulu orta anlatıp, belki bu Kurul görevden alınır da, benim başkanlığımda diğer
arkadaşlarla biz yönetiriz sevdası bu müessir olaylara neden olmuştur. Yarın devam edeceğim.