Avrupa Komisyonu'nun Türkiye Temsilcisi Karen Fogg Rekabet Kurumu hakkında daha önce ileri geri konuşmuş, hatta Türkiye'de bir
rekabet kültürü olmadığını ileri sürmüştü. Bunun üzerine baktık Rekabet Kurumu'ndan kendilerini savunmak adına bir ses çıkmıyor,
zaten Türkiye-AB ilişkilerine bir katkısı olduğunu düşünmediğimiz sevimsiz Karen Fogg hakkında bir yazı yazıp istifaya davet
etmiştik. Gerçi Karen Fogg istifa etmedi ama sanıyoruz lafımız yerini bulmuş olsa gerek ki dün bir konferansta Rekabet Kurumu'nun
çalışmalarını övmüş. Gerçi yine ne kadar yüzeysel bir bürokrat olduğunu gösterir açıklamalarını da yapmış ama olsun hiç olmazsa
Türkiye hakkında bir gerçeği öğrenmiş, bu da bir başarı. Gümrük Birliği'nin çok başarılı olduğunu söylemiş; soruyorum acaba bu
başarıda AB'nin katkısı nedir, eğer ortada Avrupa ile rekabet edebildiğimiz gerçeği varsa bunu kendi çabamıza borçluyuz,
yapılmayan yardımlardan bahsetsin önce kendisi. Yine Nice Zirvesi'nin önemli olmadığı masalını yutturmaya kalkışmış. Devlet
Yardımları için Rekabet Kurumu gibi bir kurum kurulmasını istemiş ve ticaret, gümrük, ihale ve rekabet alanlarında Gümrük
Birliği'nin başarılarından bahsetmiş. İyi de tüm bunlar AB'nin işine gelen yönleri Gümrük Birliği'nin; biz rekabet kuralları
getirelim, ihalelere onları eşit koşullarla alalım, gümrük duvarlarını kaldıralım, bunların sonucunda da Avrupa'dan Türkiye'ye sel
gibi ithalat olsun. Sonra onlar kalksınlar bizim azıcık fazla ihracat yapan televizyon üreticilerimize anti-damping soruşturması
açsınlar, Karen Fogg'un iyi gördüğü tablo işte bu! rnrnBir başka konudan da bahsetmek isterim; bundan bir yıl kadar önce Napster
adlı yazılımın bilgisayarlar arasından internet bağlantısı ile müzik dosyası transferi yapmaya olanak vermesini bir devrim olarak
nitelendirmiş ve Fikri Mülkiyet'e Allah rahmet eylesin demiştim. Şimdi görüyorum ki Davos Zirvesi'nde en çok bu konu konuşulmuş,
demek ki tespitimiz doğru. Aslında fikri mülkiyetin sona ereceğini düşünmüyorum ama artık bu malların pazarlama stratejileri
değişecek; tüketiciler Napster'e üyelik aidatı verecek, telif hakkı sahipleri de bu parayı toplayan şirketten ve reklam
gelirlerinden pay alarak geçinecekler. rnrnSon olarak Sabah Gazetesi'nde çalışan kıyımına gidilmesinden sonra gazetenin
kalitesinin gözle görülür oranda düştüğünü söylemeliyim. Türkiye'nin en çok okunan gazetesi olmakla övünen Sabah dün son derece
anlamsız ve önemsiz bir olayı çocukların boks yapmasını manşet yapması yetmiyormuş gibi bugün de aynı haberin tepkilerini manşete
taşımış. Daha ucuza çalıştıracakları yeni üniversite mezunlarının bir an önce gazeteciliği öğrenmesini ve Sabah'ın normale
dönmesini diliyorum. rnrnRadikal Gazetesi'nin Türk Basını'na armağan ettiği bir kadın yazarın azgınlıklarından sonra görevine son
verilmesini ise olumlu karşıladığımı söylemeliyim, bu konuda kendisini savunanlara da yol verilse sevineceğimi saklamıyorum. Bu
derece ciddi olduğunu savunan bir gazetede nasıl oluyor da bu kadar ciddiyetsiz insanlar çalıştırılıyor anlayamıyorum.