• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • Rekabet Kurulu ve Türkiye Şeker Fabrikaları

  • 4 Eylül 1999 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Rekabet Kurulu'nun 13 Ağustos 1998 tarihli Kararı'na ilişkin olarak 9 Eylül günü köşemdeKurul kararını yorumlamaya çalıştım.rnrnKarar Amasya, Kayseri ve Konya'daki özel kesimin şeker fabrikalarının Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin hakim durumunu kötüye kullandığına ilişkin bir şikayet üzerine Rekabet Kurumu uzmanları yaptıkları önaraştırma sonucunda soruşturma açılmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşıyor ve Rekabet Kurulu'da soruşturma açmıyor.rnrnTŞF hakim durumdadır, fakat uygulayacağı fiyatları serbestçe belirleyemiyor. Fiyatları belirleyen Bakanlar Kurulu ve Sanayi Bakanlığı aracılığıyla yürürlüğe alınıyor. Onlar da 4054 sayılı Kanun çerçevesinde bir teşebbüs değil.rnrn233 sayılı KHK'de KİT'lerin özerk ve bağımsız olarak piyasa şartlarına göre faaliyet göstereceği esası benimsenmiş olmasına rağmen Bakanlar Kurulu'nun sürekli müdahalesi olduğu malum.rnrnOkurlarımızdan bu konuda aldığımız mektuplar üzerine Rekabet Hukuku'nda teşebbüs kavramına bir açıklık getirmekte fayda görüyorum.rnrn4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun' göre: Teşebbüs, piyasada mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimleri, ifade eder.rnrnRekabet Kurulu 13 Ağustos 1999 tarihli kararında Türkiye Şeker Fabrikaları'nı bir teşebbüs olarak kabul ediyor ve Rekabet Hukuku anlamında bu işletmenin bir teşebbüs olduğunun altını çiziyor. Ancak kararlarını bağımsız olarak alamadığı belirtiyor. Bu durumda da TŞF, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un tanımlar bölümündeki teşebbüs tanımına uygun düşmüyor. Kararlarını bağımsız olarak alamayan bir işletmenin uygulamak zorunda kaldığı politikalar ile hakim durumunu kötüye kullanması elbette ki mümkün görünmüyor.rnrnBu durumda da Rekabet Kurulu'nun Bakanlar Kurulu'na soruşturma açması yine yasa gereği mümkün değil, çünkü Bakanlar Kurulu bir teşebbüs değil.rnrnDünya'da da rekabet ihlalleri meselelerinde piyasalara siyasi erkin müdahalelerinin ciddi sorunlar yarattığı malum. Bu konuda Avrupa'da bir çok mesele Adalet Divanı'na kadar taşınmış. Hatırlanacağı üzere yine bu sütunda konuya ilişkin birçok örnek vakalar anlatmıştım. Nitekim Rekabet Kurulu'nun kararı da bu açıdan değerlendirildiğinde doğrudur.