1980'li yıllarda başlayan küreselleşme eğilimi ile birlikte; birçok firma uluslararası alanda işbirliği anlaşmaları veya JV'ler,
şirket ortaklıkları, stratejik ortaklıklar yoluyla faaliyet göstermeye başlamıştır. Şirketlerin küreselleşme eğilimiyle birlikte
işbirliğine yönelmeleri, özellikle rekabet kurallarının işletilmesine ilişkin bir çok araştırmaya konu olmuştur. Yapılan
araştırmaların gösterdiği üzere, genel olarak rekabeti kısıtlayıcı eylemler Rekabet kurallarının işletilmediği veya varolmadığı
ülkelerde ortaya çıkmaktadır.rnrnRekabetin kısıtlanmasıyla ortaya çıkan ya da çıkması olası zararların giderilmesi için, kendi iç
pazarlarının zarar görme olasılığının bulunduğu durumlarda birçok ulusal Rekabet Kurumu yargı yetkilerini sınırötesi boyutlarda
kullanmaya çalışmaktadır.rnrnDiğer bir çok ülke ile karşılaştırıldığında, ABD bu uygulamayı en çok yapan ülke olarak ön plana
çıkmaktadır. Bu durumun oluşmasında en büyük etken, ABD'nin kendi iç pazarının ve tüketicilerin etkilenip etkilenmediğine
bakmadan, kendi ihracatının engellendiği durumlarda bu tip uygulamalara başvurmasıdır.rnrnBu uygulamalar özellikle ABD-AB
arasında, AB sınırları dahilinde gerçekleşen olaylarda siyasi rahatsızlıklara yolaçmaktadır. Aynı zamanda, siyasi anlaşmazlıklarla
beraber bazı uygulama sorunları da bulunmaktadır: Şirketlerin ikili soruşturmalara ve çelişen kararlara maruz kalmaları veya
yetkili bir kurumun bulunmayışı, yurtdışında delil toplamanın zorluğu, vb.rnrnUluslararası pazarlarda faaliyet gösteren
şirketlerin rekabet dışı uygulamalarının izlenebilmesi ve kontrol altına alınması için Rekabet Kurulları'nın birbiriyle işbirliği
yapmaları gerekmektedir. Bu tip ortak çalışmalar hem Rekabet Kurulları'nın sağlıklı çalışmasını sağlayacak, hem de şirketlerin
yararına olacaktır.rnrnİşbirliğinin sağlayacağı yararları gözönünde tutan ABD ve AB, 1991 yılında tarafların koordinasyonunu
kolaylaştıracak bir anlaşma imzalamışlardır. Bu anlaşma, taraflardan birinin rekabetin korunması amacına yönelik uygulamaları
sırasında, diğer tarafın önemli çıkarlarını da gözönünde bulunduracağı şeklinde hükümler içermektedir.rnrn1991 anlaşması,
taraflardan birinin diğer tarafın sınırları dahilinde gerçekleşen eylemlerden dolayı zarar görmesi halinde; diğer tarafın gerekli
önlemleri almasını talep etme hakkını içeren Uzlaşma Komitesi kavramını içermektedir.rnrnAB Komisyonu açısından bakıldığında, AB
sınırları içinde yürütülen soruşturmalarda, ABD'nin yetkisini kullanma hakkını ileri sürmekten vazgeçmesi anlamına gelen bu
anlaşma, birçok siyasi rahatsızlığın daha doğmadan önlenmesini sağlayacak niteliktedir.rnrnAynı şekilde, Komisyon'un talebiyle,
ABD Rekabet Kurulu tarafından, ABD'de yürütülecek soruşturmalarda daha sağlıklı ekonomik veri toplanması, şirketlerin benzer
masraflardan kurtarılması ve çifte baskıya maruz kalmalarının önlenmesi yolunda, önemli gelişmelere imkan tanımaktadır.rnrnABD ve
AT Komisyonu arasında görüşbirliğine varılan Anlaşma, taraflardan birisinin çıkarlarının zarar gördüğü eylemin diğer tarafın
sınırları dahilinde gerçekleşmesi durumunda, zarar gören taraf diğer taraftan gerekli önlemlerin alınmasını Uzlaşma Komitesi
yoluyla talep edebilir. Bu tip uygulamalar, ABD'nin sınırötesi yetki iddialarının Uzlaşma Komitesi yoluyla yumuşatılması anlamına
da gelmektedir.rnrnAskıya Alma veya Erteleme, rekabeti kısıtlayıcı eylemlere karşı önlem alınmasına yönelik talepte bulunan
tarafın tüketicilerini doğrudan, kesin ve kapsamlı olarak etkilemediği durumlarda veya eylemlerin diğer tarafın sınırları
dahilinde gerçekleştiği takdirde düşünülecektir.rnrnAskıya Alma veya Erteleme'nin gerçekleşmesi için, bazı koşulların yerine
getirilmesi gerekmektedir:rnrn talebin, talepte bulunulan tarafın yasalarına uygunluğu.,rnrn talepte bulunan tarafın uygulamalar
hakkında ve soruşturmanın ilerleyişi hakkında sürekli bilgilendirilmesi,rnrn son olarak da, konu hakkında talepte bulunan tarafın
isteklerinin gözönünde tutulmasıdır.rnrnAnlaşma, taraflara Askıya Alma veya Erteleme için bir zorunluluk getirilmemiştir. Bu
sayede, taraflara çıkarlarının bulunmadığı durumlarda talepleri reddetme hakkı sağlanmıştır. Kimi durumlarda da, soruşturmanın
karşılıklı taraflarca paralel olarak yürütülmesi gerekecektir. Anlaşma uyarınca bu tür soruşturmalar ancak iki tarafın pazarının
zarar görmesi durumunda açılacaktır. Taraflardan birinin ihracatının korunması amacıyla kullanılmayacaktır.rnrnBirleşmeler ve
devralmalar, ABD ve AB arasında mevzuat bazında büyük farklılıklar bulunması nedeniyle anlaşma taslağının içeriğinin dışında
bırakılmıştır.rnrnAnlaşma'nın gerekli onayları aldıktan sonra yürürlüğe girmesi, ABD-AB ilişkilerinde ve dolayısıyla küresel
ekonominin işleyişinde çok önemli bir dönüm noktasını oluşturmaktadır.rnrnBu uygulama ile Dünya'daki ekonomik etkinlikleri,
firmaların faaliyet alanlarını düzenleyen ve fevkalade önemli bir yeri olan Rekabet Hukuku'nun uluslararası işbirliğinde en etkin
ve belirleyici örneği oluşturulmuş olacaktır.rnrnBunun ardından belki de DTÖ örneğinde olduğu gibi, uluslar topluluğunun tüm
üyelerinin kabul edeceği ve ulusal rekabet kurallarının birbiri ile uyumlu olduğu ve de tüm rekabet yasalarının birbirleri ile
konuşabildiği bir sistem oluşturulabilecektir. Oradan da bir Dünya Rekabet Kurulu'nun kurulması mümkün olabilecektir.