Geçtiğimiz haftalarda, Avrupa Topluluğu'nda Komisyon ve Üye Ülke rekabet otoriteleri arasındaki işbirliği mekanizmaları ve bu
işbirliğinin temel prensipleri üzerine bir dizi yazı yazmıştım. Şimdi de, kurumlalarası işbirliğinin nasıl işlediğine dikkat
çekmek istiyorum.rnrnBu doğrultuda da, rekabet ihlali vakalarını öncelikli olarak intikal ettikleri idari organ göz önünde
bulundurularak iki ana gruba ayırmakta fayda var: birincisi, önce Komisyon'a intikal eden vakalar; ikincisi de, önce Üye Ülke
rekabet otoritelerinden birine intikal eden vakalar. Bugün, ilk önce Komisyon'a intikal eden vakalara ilişkin işbirliği
prensiplerini inceleyeceğiz.rnrnKomisyon tarafından yürütülen vakaların üç ayrı kaynağı bulunmaktadır. Bunlar, Komisyon'un resen
açmış olduğu soruşturmalar, Komisyon'a yapılan bildirimler ve son olarak da şikayetlerdir. Bu durumda, Komisyon'un resen açmış
olduğu soruşturmalar doğal olarak milli rekabet otoritelerine intikal etmemektedir. Bununla birlikte, 85(1) madde hükümlerini
85(3) madde uyarınca uygulanamaz kılma yetkisinin sadece Komisyon'a verilmiş olmasından hareketle, bildirimlere ilişkin olarak da
milli rekabet otoritelerinin işbirliğine yönelik herhangi bir katılımı olamamaktadır. Sonuç itibariyle, milli rekabet otoriteleri,
Komisyon'un talebi üzerine, Komisyon'a bildirilmemiş olan ve fakat Topluluk rekabet hukuku uyarınca bildirime tabi anlaşmalara
ilişkin şikayetlerde ve 86 maddeye ilişkin ihlallerde Komisyon ile işbirliği içerisine girebilmektedirler. Bunlara ek olarak
belirtmekte fayda vardır ki, bir muafiyetin geri alınmasına ilişkin şikayet veya vaka da kesinlikle sadece Komisyon tarafından ele
alınabilmektedir.rnrnBurada Komisyon'un şikayetleri geri çevirme hakkına değinmekte fayda vardır. Bidayet Mahkemesi içtihatlarıyla
da sabit olduğu üzere, bazı durumlarda Komisyon, soruşturma açmayı gerektirecek derecede Topluluk çıkarlarını ilgilendirmeyen
şikayetleri geri çevirme yetkisine sahiptir. Komisyon'a tanınan bu yetki, şikayetçi tarafların haklarının, Üye Ülke rekabet
mevzuatları ve -mümkün olduğu durumlarda- milli rekabet otoritelerince güvence altına alınmasıyla dengelenmektedir. Nitekim, ATAD
ve Bidayet Mahkemesi içtihatları, 85 ve 86 maddelerin ihlal edildiği iddiasıyla Komisyon'a şikayette bulunulabilmesini düzenleyen
17 sayılı Tüzüğün 3üncü maddesinin, şikayetçi tarafların Komisyon nezdinde yapmış oldukları şikayetlere ilişkin -müsbet veya
menfi- mutlaka bir Komisyon Kararı ile muhattap olacakları gibi bir hüküm içermediğini belirtmektedir.rnrnAncak, Komisyon'un
kendisine intikal eden bir şikayeti geri çevirebilmesi için, bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Komisyon'un, öncelikle,
kendisine iletilen bir şikayetteki Topluluk çıkarlarını belirleyebilmesi için şikayet dosyası içerisindeki iddiaları hem uygulama
açısından hem de hukuki açıdan araştırması gerekir. Komisyon, bir şikayetin hangi fiili ve/veya hukuki gerekçeler ile Topluluk
çıkarları üzerinde olumsuz etki yaratmadığı hususunda şikayetçi tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür.rnrnBemim vakasında Bidayet
Mahkemesi "bir şikayetteki ihlal iddialarına konu eylemin etkilerinin sadece bir Üye Ülke sınırları içerisinde hissedildiği ve
vakanın bu Üye Ülkedeki rekabet otoritelerine intikal ettiği durumlarda, Komisyon, Topluluk çıkarlarının etkilenmediğine yönelik
gerekli incelemeleri de yaptıktan sonra -şikayetçi tarafın haklarının tatmin edici bir şekilde güvence altına alındığından emin
olması şartıyla- ilgili şikayeti geri çevirebilir" hükmüne varmıştır.rnrnKomisyon, tüm bu şartların yerine getirildiğine kanaat
getirirse, ihlal iddiasına konu anlaşma veya kanuna aykırı eylemin etkilerinin hissedildiği Üye Ülke rekabet otoritesinden
şikayeti değerlendirmeye almasını ister. Bu durumda da ilgili rekabet otoritesi vakayı devralır ve Komisyon da, vakayla ilgili
kendisinde bulunan bilgi ve belgeleri milli rekabet otoritesine tevdi eder.