• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Rekabet Hukukundaki Konumu

  • Rekabet Kanunu'nun, Kamu İktisadi Teşebbüslerini de kapsadığını unutmamak gerekiyor. Bu konuda Topluluk uygulamaları ve temel prensipleri önümüzdeki günlerde Türkiye'de ortaya çıkacak soruşturmalarda bizlere ışık tutacak nitelikte. rnrnAncak pazarda faaliyet gösteren teşebbüslerin bazı durumlarda Kurucu Antlaşma'nın 85. maddesi kapsamına girmemeleri sözkonusu olabilmektedir. İki ya da bir çok teşebbüsün, ulusal makamların emirleri ve haklarında alınan kararlar doğrultusunda hareket ederek rekabeti kısıtlayıcı ya da engelleyici eylemlerde bulunmaları durumunda 85. madde kapsamında mütalaa edilmemektedir. rnrnAncak Kurucu Antlaşma'nın 5 (2) maddesi; Üye Devletler, işbu Antlaşma'nın amaçlarının gerçekleşmesini tehlikeye koyabilecek tüm girişimlerden kaçınır ilkesini vazetmektedir. Böyle bir durumun ortaya çıkmasında ve bir Üye Devlet'in rekabeti kısıtlayıcı ya da engelleyici bir kararı teşebbüslere uygulatması durumunda Komisyon'un ilgili Üye Devlet'i ATAD'a dava etmesi gerekmektedir. rnrnNitekim Komisyon, Webb-Pomerene Act 1918 doğrultusunda Amerikan üreticilerinin ihracat karteli kurmalarını bazı şartlar dahilinde kabul eden ve Amerikan antitröst yasasından muaf tutulan bu oluşumun Avrupa Topluluğu'na ihracat yapması karşısında, kartelin yasalara uygun olduğunu ancak 85 (1) kapsamında iç pazarı ve Üye Devletler arasında ticareti ciddi boyutlarda etkilemesi durumunda rekabeti bozmasına göz yumulamayacağını bildirmiştir. rnrnKomisyon'un benzer bir kararı da Fransız-Japon Rulmanları Kararı'nda görülmektedir. rnrnAnlaşıldığı üzere Rekabet Hukuku kapsamında son yıllarda Komisyon ve kamu iktisadi teşekkülleri arasında ciddi bir hukuki çatışma gözlenmektedir. Nitekim bu çatışmanın Üye Devletler ile Komisyon arasındaki yetki çatışmasına dönüştüğü görülmektedir. Bu bağlamda konunun iki temel alanda irdelenmesi mümkün olabilmektedir. rnrnBirinci alan Komisyon'un KİT'nin faaliyet gösterdiği alanların liberalizasyonu üzerine geniş özelleştirme programlarını yürürlüğe koymasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda da doğal olarak, Üye Devletlerin Komisyon ile karşıkarşıya gelmesi söz konusu olmaktadır. rnrnİkinci alan da ise Komisyon'un Topluluk Rekabet Hukuku'nun ana esaslarına bağlı kalarak Kurucu Antlaşma'nın 90. maddesini yorumlarken, KİT'nin Üye Devlet kararları ile rekabet kurallarından muaf kalmalarını özendirmek yerine bu kurallara özel sektör teşebbüsleri gibi uymak zorunluluğunda olduklarını vurgulamasıdır. rnrnRoma Antlaşması'nın 90. maddesi: Kamu işletmeleri ve kendilerine özel haklar veya tekel hakları verilen işletmelerle ilgili olarak Üye Devletler, işbu Antlaşmanın kurallarına, özellikle 7 ve 95-94. (dahil) maddelerde öngörülenlere aykırı bir önlemi ne alır, ne de onu yürürlükte tutar. rnrnAyrıca, genel ekonomi yararına işleyen hizmetleri yönetmekle görevli işletmeler ya da bir vergi tekeli niteliği gösterenler, uygulanması hukukuen veya fiilen kendilerine verilen özel görevlerin yerine getirilmesine ters düşmediği ölçüde işbu Antlaşmanın kurallarına, özellikle rekabet kurallarına tabi tutulur. Alışverişlerin gelişmesinin Topluluk yararına aykırı bir ölçüde etkilenmemesi gerekir. rnrnAntlaşma, Komisyon'un işbu madde hükümlerinin uygulanmasını gözetir ve gerektiğinde Üye Devletlere uygun yönergeler ya da kararlar yollar; şeklinde hükümlerle donatılmıştır. rnrnRoma Antlaşması'nın 90. maddesinden anlaşıldığı üzere; Üye Devletler kamu yararını gözetmek amacı ile rekabet kurallarına saygılı kalmak koşulu ile genel ekonomi yararına veya vergi tekeli göstermeleri kaydıyla bazı konularda KİT'ne kısmi ayrıcalıklar getirebilirler. rnrnAncak gerek Roma Antlaşması, gerekse uygulamalarda sınırları o kadar da belirgin olmayan bu sistem üzerine ciddi tartışmalar çıkmaktadır. Ancak burada tartışılmaya açılması mümkün olmayan ve KİT'ne rekabet kurallarından muafiyet tanıyan iki temel esas mevcuttur. rnrnBunlar: rnrnUyumlu eylemlere getirelen muafiyet halinin temelde Topluluğun rekabet kuralları ile tamamen çelişmemesi ve bu kuralların uygulanmasına bir engel teşkil ederek onları anlamsız kılmaması ve Üye Devletler arasındaki ticareti önleyici nitelikte olmamasıdır. rnrnUyumlu eylemlere ilişkin anlaşma ve kararlar da kamunun konumu bu şekilde ortaya çıkarken, Hakim Durumun Kötüye Kullanılması halinde de kamunun konumunu rekabet hukuku açısından değerlendirilmesini de bir başka gün sizlere anlatacağım.