• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • İTO Toplantısının Düşündürdükleri...

  • İstanbul Ticaret Odası olağan faaliyetleri arasında ilginç bir toplantı düzenliyor: Türk ve İsviçre Hukuklarında Dağıtım Sözleşmeleri Yoluyla Rekabet Düzeninin Bozulması. Rekabet Kurumu'nun çalışmalara başlaması ile dağıtım sistemleri yeniden gündeme geliyor. Malumunuz Kurul'un 1997/3 sayılı Tek Elden Dağıtım ve 1997/4 sayılı Tek Elden Satın Alma dağıtım sistemlerine ilişkin Tebliğleri yayımlandı ve Kurumun çalışmalarına başlaması ile de yürürlüğe girmiş oldu. Yasa gereği sözleşmelerinde 4054' e mugayir hükümler bulunan sözleşmeler butlan kalıyor. Rekabet Kurulu'nun eksiksiz tüm üyeleri toplantıya gelmişler. Bizim Kurul üyeleri sistemi tanıtmak için ve ilgililere öğretmek için açık bir siyaset izliyorlar ve her ciddi organizasyona katılıyorlar. Bu çok iyi niyetli bir girişim. Diğer ülkelerde bu böyle değildir. Yasa ortada, yasaya tabi işlemler yasa doğrultusunda işlem görür deyip, işin işinden çıkabilirler. Ancak bu iyi niyete karşılık, bakıyoruz salonda hep aynı simalar, Kurul üyeleri, avukatlar ve her toplantıya katılan üç beş meraklı ve hepsi bu. rnrnGelelim toplantının konusuna, konu itibariyle İsviçre rekabet hukuku dağıtım anlaşmaları bakımından Türkiye'yi bağlamıyor. Türkiye'yi bağlayan 1/95 sayılı OKK'nın 39. maddesinin 2/b paragrafı. Buna göre Türkiye, Topluluk kurumlarının içtihatlarını kabul ediyor. O bakımdan bu toplantıda entellektüel seviyede bir alıştırma yapılıyor. Yani konu yanlış seçilmiş. Avrupa'daki istisnai araba üreticisi olmayan ülkenin konuşmacısı, ülkesindeki dağıtım sistemini anlatacağı yerde, araba ticaretini anlatıyor bütün tebliğinde. Öte yandan AT dağıtm sistemini anlatacak İTO danışmanı, yanlış terminoloji ile Türk Tebliğlerini aktarmaya çalışıyor. rnrnKonuşmalara bakıyorsunuz, eksik bilgiler aktarılıyor. Örneğin 1997/3 ve 1997/4 sayılı tebliğlere temel teşkil eden 1983/83 ve 1983/84 sayılı Topluluk Yönetmeliklerinin süresinin 31 Aralık 1997 de bittiği bildiriliyor ve salonda bizim tebliğler de 50 gün sonra sanki havaya uçuyormuş gibi bir izlenim ortaya çıkıyor. Halbuki ilgili Topluluk Yönetmelikleri 1999 Aralık ayına kadar uzatılmış ve bu karar ATRG'de (C121) 19 Nisan 1997 tarihinde yayımlanmış. Ayrıca da Toplulukta ortaya çıkan değişikliklere Türkiye'nin yukarıda vazedilen OKK gereği makul bir süre içerisinde uyumu sözkonusu. rnrnYakında Kurul'un yayımlaması gereken Teknoloji Transferi Tebliği ise Topluluktaki eski versiyonu ile takdim ediliyor ve Patent Lisansları (1984) ve Know-how Lisansları (1988) Yönetmelikleri şeklinde anılıyor. Halbuki bu iki Yönetmelik birleştirilerek Teknoloji Transferi Yönetmeliği adı altında 9 Şubat 1996 tarihinde ATRG L31 de yayımlanmış. Kurul Üyeleri bıyık altından gülüyor. Ama olsun vatandaş eksikte olsa konu ile ilgileniyor. rnrnEksik rekabet haksız rekabetle karıştırılıyor. TTK'nun malum 56 ve 57. maddeleri haksız rekabet meselesini anlatırken, Rekabet Kanunu'nun 4. ve 6. maddeleri eksik rekabete neden olan rekabetin kısıtlanması, engellenmesi ve hakim durumun kötüye kullanılmasına ilişkin esasları düzenliyor. Bu konuyu artık öğrenelim, lütfen. Rekabet Kanunu haksız rekabetle ilgilenmez. rnrnBasın malum orada. Konu ile ilgilenmiyor. Rahmi Koç'un karsız hayatlar teorisi üzerine, koşumacı olan Rekabet Kurulu ikinci Başkanı Sayın Prof.Dr. Müftüoğlu'na Kurul Başkanı Sayın Prof.Dr.Aydın Ayaydın'ın böyle bir uzlaşmanın yasaya aykırı olduğuna ilişkin beyanatına karşı ne düşündüğünü soruyor. Şimdi Beyler, yasa gereki açıklamaları Kurul Başkanı yapıyor. Her önünüze gelen Kurul Üyesine bir beyanat talep etmeyiniz. Ama Prof. Müftüoğlu nefasetini koruyor ve yine yasa gereği Kurul'un önüne böyle bir konu gelirse Kurul kararı geçerlidir diyor. Ama gazeteci de üzülmesin diye sınırları zorlayıp, hocalığına sığınıp kişisel fikrini söylüyor. Bu konuya da bir açıklama getireyim. Sayın Koç'un önerisi 4054'a aykırıdır. Neden Çünkü malın sahibi malın fiyatı belirler. Dikey yapılanmada siz dönüp üstencinize bana bu ara malı şu fiyattan vereceksin çünkü ben zam yapmayacağım ve yeniden satıcınıza da hop benim ürettiğim malı vatandaşa şu fiyattan satacaksın diyemezsiniz. Bu yasaktır. Ayrıca yatay yapılanmada uyumlu eylem halinde fiyatları birlikte oturup tespit edemezsiniz. Sayın Koç bu konuları biliyor. O'nun söylediği bir milli mutabakat içerisinde enflasyonun üzerine gidelim mesajı, yoksa oturup TÜSİAD'ta veya TOBB'da teşebbüs birliği kararı gibi uyumlu eylem halinde fiyatları belirleyelim değil. Başkan Prof.Ayaydın'nın da dediği bunu yaparsanız çıranızı yakarız değil. Böyle bir konsansüs için yollar aranırken Rekabet Hukuku gözden kaçırılmamalı. Zaten yasamızda da Rekabet Kurulu'nun Hükümete tavsiyelerde bulunma ilkesi mevcut. Bizim basın yine çarşıyı karıştırmakla meşgul sizin anlayacağınız. rnrnÜlke gündemi dışında bir konu, yarımyamalak bilgiler, ilgisiz insanlar, çarşıyı karıştırmaya çalışan bir acaip basın ve iyi niyetli 11 Adam. Vay anam vay! rnrnBakınız Beyler, kendinize gelin ve bu işleri biraz öğrenmeye çalışın. Hukukta temel bir prensip vardır: Yasaları bilmemek mazeret sayılmaz. O nedenle de hukukta hayat o kadar basittir işte.