Rekabet Hukuku ilaç sektörüne ilişkin bir çok içtihatlarla doludur. Avrupa ilaç sanayi ilginç bir sektördür, herkezin herkezi dava
ettiği ve akla hayale gelmedik uygulamaların yapıldığı ve sonucunda da üreticilerin hüsrana uğradığı müthiş heyecanlı ve
hukuçulara büyük keyif veren bir alemdir. rnrnİşte ADALAT Davası da böyle vakalardan birisidir. Önemi ise 85.Maddenin Tek Taraflı
Eylemlere Teşmiline esas oluşturmasıdır. rnrnKomisyon'un 10 Ocak 1996 tarihli Adalat davasına ilişkin aldığı Karar, 85. Maddenin
uygulama alanının genişlemesine yol açmıştır. Avrupa Topluluğu rekabet kuralları çerçevesinde, tek taraflı eylemler ilgili
teşebbüsün hakim durumda olması esasına dayanan 86. maddenin kapsamında değerlendirilirken, 85. madde, hakim durumda olsun
olmasın, iki veya daha fazla bağımsız işletmenin arasında gerçekleşen rekabeti kısıtlayıcı anlaşma ve uyumlu eylemlere
uygulanmaktadır. rnrnAdalat davasında ise Komisyon, 85. Maddenin uygulama alanını, Bayer'in, toptancıları tarafından da kabul
gören tek taraflı eylemlerini kapsayacak şekilde yorumlamıştır. rnrnKoroner kalp rahatsızlıklarında kullanılan Adalat, Bayer ve
Üye ülkelerdeki işletmelerinin satış stratejilerinde önemli ağırlığa sahip bir ilaçtır. Öyle ki, Bayer İngiltere'nin Adalat
satışlarından elde ettiği gelir toplam cirosunun % 56'sına tekabül etmektedir. rnrnAdalat fiyatlarının birçok Üye Ülke'de milli
sağlık kurumları tarafından sabitlenmiş olmasına rağmen fiyatların ülkeler arası farklılıklar göstermesi sonucunda Fransa ve
İspanya gibi fiyatların düşük olduğu ülkelerde faaliyet gösteren toptancılar İngltere gibi yüksek fiyatlı ülkelere paralel ithalat
vasıtasıyla Adalat sokmaya başlamışlardır. Yıllar geçtikçe Bayer'in paralel ithalatlar sonucunda çok büyük maddi zarara
uğramasıyla, Bayer Fransa ve Bayer İspanya bu iki ülkedeki toptancılardan gelen mal taleplerinin tümünü karşılamama kararı
almışlardır. rnrnKomisyon 10 Ocak 1996 tarihli Karar'ında Bayer İspanya ve Bayer Fransa'nın mal arzını reddetmesinin 85. Maddenin
1. paragrafının ihlali olarak değerlendirmiştir. Kararına mesnet olarak da, Bayer'in sözkonusu ülkelerdeki işletmelerinin yine bu
ülkelerdeki toptancılarıyla, diğer Üye Ülkelere Adalat ihracatını yasaklamak amacıyla yapmış olduğu anlaşmayı göstermiştir.
Komisyon ayrıca, Bayer İspanya ve Bayer Fransa'nın toptancılarına karşı uygulamakta olduğu ihracat yasağını tarafların "sürekli
ticari ilişkisi" haline geldiğinin gözlemlenmesi çerçevesinde değerlendirmiş ve anlaşmanın varlığını da toptancıların ihracat
yasağını bilmelerine rağmen bunu onaylayan ticari davranışlar içerisinde faaliyetlerine devam etmelerine bağlamıştır. Bu bulgular
neticesinde Komisyon Bayer'i 3 milyon ECU para cezasına çarptırmıştır. rnrnKonu Bidayet Mahkemesine kadar çıkmış ve neticede de
Bidayet Mahkemesi Kararı'nda anlaşmaların varlığı üzerine değişik bir Karar alması ile sonuçlanmıştır. Bayer AG'nin Komisyon'a
karşı Bidayet Mahkesinde açtığı davada paralel ticaretin önlenmesi için toptancılara mal verilmemesinin, toptancıların bu yasağa
uymaması ve başka kaynaklardan mal temin ederek satışa sunması durumunda bir anlaşmanın varlığının ispatlanamayacağı Karar'ı hasıl
olmuştur ve Bayer'e tahakkuk ettirilen para cezası iptal edilmiştir. rnrnİlaç sektörü üzerine bir dizi davadan bundan sonra da söz
etmeye devam edeceğiz. Bugün Avrupa İlaç Sanayi'nin kazandığı ender bir dava ile başladık. Bu sektörle ilgili tüm davaları ilaç
üreticileri kaybetmişler ve ağır para cezalarına çarptırılmışlardır. Ancak ben iyi başlayan şeylerin iyi bittiğine inanırım. O
bakımdan da iyisi ile başladık. rnrnYeter ki birileri kıssadan hisse çıkartmayı öğrenebilsinler.