• Rekabet Hukuku / Yayınlarımız

  • İMKB Konferansı : REKABETİ ENGELLEYİCİ EĞİLİMLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

    • Sayfa : 5/28
      <1...34567...28>

    Ve ben burda bütün yetkililere soruyorum ve bu konuda biz bu rekabeti bu günkü bu noktaya getiren o büyük firmalara da burdan sesleniyorum, suçumuz ne Bakkalın suçu ne Toptancının suçu ne Bu kadar ölçekli binlerce küçük sanayii ölçekli iş sahipleri küçük sanayideki imalatçılar, hepsi ortadan kalkacak zaman içerisinde kalkacaktır arkadaş, binlerce işsizler sokağa gelecektir niçin Sebep, herkes hakkını alsın herkes yatırdığının karşılığını alsın toplumumuzun kalkınması için memleketimizin kalkınmasına lazım olan bir husustur. Rekabet eşit koşullarda eşit şartlarda eşit haklar sonucu olursa haklı bir rekabet olur ama rekabet eşit şartlarda eşit koşullarda olmazsa o zaman haksız rekabet olup haksız rekabet sahibi olan taraf her zaman ve her koşulda haklı tarafı bertaraf edebilir diyoruz. Onun için haklı adaletli toplumumuza uygun memleketimizin sanayisine, memleketimizin kalkınmasına, toplumumuzun refahının daha iyi olmasına katkıda bulunacak bir Rekabet Yasası'nın Türkiye'de geldiği zaman ben Rekabet Yasası'nı temsil eden yargı organlarını da lütfen camiam ve sektörüm adına şunu söylemek istiyorum; gıda sektörü başka sektörlere benzemez. Elbiseyi ütüleyip giyebilirsin, temizlemeye verip yeniden kullanabilirsin, ayakkabına pençe vurup giyebilirsin, üç gün acaba midene bir şey koymadan yaşayabilirmisin Dikkatinizi çekerim. Eğer bizim üreticimizi sağlıklı bir şekilde köylümüzü orda yaşama şansını, yaşama olanaklarını onlara sunamazsak, köylümüz bugün üretmediği veyahut da üretemediği malı yarın hiç üretmeyecektir. DüşÃ¼nüyorum eğer biz bu zincir içerisinde gıda toptancıları olmasa eğer köylümüze o pencereyi açmasak, bundan on sene önce Türkiye'de herhangi bir mahsül 5-6 kişinin tekeline girer, onlar onu depolardı ondan sonra gıdım gıdım satarak onu tüketen insanların sırtından geçimini sağlardı veyahut da rant kazanırdı. Biz İstanbul Gıda Toptancıları olarak bu rantı ortadan kaldırdık üreticinin hakkı ne ise onu telefonla, bu günkü bilgi çağına uyarak onu bilinçlendirdik. Bu gün Erzincan'daki bir fasulyeci İstanbul'da ne kadar malının ne kıymette olduğunu, Malatya'daki bir kayısıcı İstanbul'da kayısısının ne fiyatta olduğunu biz bunlara gösterdik. Ve şunu söylemek istiyorum bu çok ciddi bir olaydır; Eğer bizim köylümüz ürettiği malla geçinebilirse Türkiye'de şehirlere akım da duracaktır. Hangi vatandaş kendi yöresinde geçimini sağladığı zaman şehire gelmek ister Ben sözümü çok uzatıp sizi rahatsız etmek istemiyorum. Sıkıntılarımız çoktur yalnız, bu sıkıntı yalnız İstanbul Gıda Toptancılarının sıkıntısı değil. Az evvel bakkal Başkanımızda orda o 5 sene önce çok iyi bilir yanına geldiğim zaman sıkıntıyı hiç görmemişti ama zannediyorum bugün onun sıkıntısı benimkinden fazladır. Hepinizi saygı ve sevgi ile sunuyorum. Tesekkür ederim Sayın Başkan. 



    PROF.DR.ARİF ESİN

    - Değerli misafirlere küçük bir açıklamada bulunmaM gerekiyor. Sayın Başkanımızın, Sayın Kotil'in sözünü ettiği vaka Rekabet Kurumu'nda sonuçlandı ve tabii burada isimlerini belki zikretmemiz uygun olmayacaktır; birçok büyük firma trilyonlara yakın cezalar aldılar. Ancak tabii ki ceza almaları ihlalin durduğu anlamını da taşımaz. Dolayısıyla kendisinin sözlerinden ve Rekabet Kurumu'nun birşey yapmadığı sözcüğünün arkasında ihlalin devam ettiğini anladım. Yoksa biliyorsunuz yasa sürelidir. Belli bir süre içerisinde Rekabet Kurumu yaptığı soruşturmayı bitirir ve Kurul da gerekli nihai kararını yargı denetimine tabii açık olması kaydıyla da verir. Şimdi efendim, konu gıda toptancılarına gelmişken aramızda Kontur Hipermarket Zinciri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali Bilgen'de var. Ali Bey'e ben şimdi sözü bırakıyorum. 



    ALİ BİLGEN

    - Teşekkür ederim Sayın Başkan, Sayın diğer konuşmacı arkadaşlarımla birlikte bizleri dinleyen diğer misafirlerimizede toplantıya katılmaları dolayısıyla teşekkür eder saygılarımı sunarım. İki benden evvelki konuşmacılarımızın konuştukları konulara katılmakla birlikte, özellikle Ekrem Bey'in konuşmasında, temsilcilerimizin yeterli olmadığı konusuna ben de değinmek istiyorum, şÃ¶yleki; İstanbul Ticaret Odasında meslek Grubu olarak bizi temsilen bulunan herhangi bir grup olmamasına rağmen veya herhangi bir meslek komitesi olmamasına rağmen, Bakkalar Odası Sayın Başkanı da burda, onlarında istemeden çeşitli şirketlerinin üyesi olmak zorunda oldukları bir oda olmasına rağmen temsil edilmemeleri dolayısı ile Sayın Günay Bey'in bahsettiği haklı rekabeti kesinlikle önleyen bu unsurların varlığı yok sayılamaz. Ancak Günay Bey'in birazda eksikliği bana göre de şu şekilde tamamlanmalı diye düşÃ¼nüyorum. Ben 28 senedir resmen 23 senedir resmen düzeltiyorum, çalıştığım, gıda içerisinden gelen bir insan olarak da özellikle unkapanı piyasasında burada eskimeyen dostlar diyorum gördüğüm vakit eski dostlarım demedim. Çoktan beri görüşmediğim insanlarla da görüştüm, onlarla birlikte hareket ettiğimiz vakit bir dönemler bizim bulunduğumuz borsanın binası o zamanlar borsayı oluşturan ürünler vardı. Mesela permasharp jilet derlerdi, o gün kimde çok permasharp jilet varsa borsa o olurdu. Yahut da bulunmayan başka bir üründü. Rekabetin oluşması için gerekli şartlar önce bir sefer tekelciliğin olmaması gerekiyor tabii ki. Çünkü rakip yoksa rekabet olması mümkün değil. Dolayısıyla tekelcilik kesinlikle olmayacak bir düzenleme yapılmalı. Doğru; bir kanun oluştu. Var uygulanıyor, haa zamanında her ne kadar süreci olmuş olsada zamanında sonuç alınamaması dolayısıyla verdiği rahatsızlıklar olabilir. Ama daha evvel hiç yokken sesimizi duyurabileceğimiz taraflar olarak herhangi bir Kurum olmaması dolayısıyla bunlara da müteşekkiriz tabii ki. Günay Bey'in tesbitlerinde eksik gördüğüm taraf, süreç içerisinde yurtdışından gelen yatırım amacı olmayan sadece satıştan para kazanan Türk şirketleri ile ortaklığa girerek çeşitli versiyonları yurtdışındaki versiyonları ülkemize kazandıran Kuruluşlar olduğu gibi sadece getirdikleri küçük bir Kuruluş aşamasında sermayeleri çok kısa sürede katlayarak götürdükleride bir gerçektir. Ãœretim diye gelen birçok şirketin şu anda üretim yapmayıp, bizden çok sonra dağılmalarına rağmen Avrupa ülkesi olarak kabul edilen diğer ülkelere üretimlerini kaydırdıklarıda bir gerçek. Ãœrünlerin üzerine baktığımız vakit bir tüketici olarak ambalajlarında anlamadığımız anlamlarını ne ifade edildiğini bilmediğimiz çeşitli zaman zaman bizi rahatsız eden ülkelerden gelen olanlarıda görüyoruz.


      Sayfa : 5/28
      <1...34567...28>