• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • GÜMRÜK BİRLİĞİNİN KÜÇÜK VE ORTA BOY İŞLETMELERE ETKİLERİNİN AVRUPA BİRLİĞİ'NE UYUMLU TEŞVİKLERVE MESLEKİ EĞİTİM PROGRAMLARI İLE GİDERİLMESİ

    • Sayfa : 7/7
      <1...567



    3.3. Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği kapsamında yer alan hukuki muktesebatın kabulünün getireceği yeni ortam:




    Türkiye ve Avrupa Birliği'nin Gümrük Birliğini tesis etmeleri sadece birbirlerinin sanayi mallarından gümrük almamak, tarife dışı engel uygulamamak ve üçüncü ülkelere karşı ortak dış ticaret politikasını benimseyerek ortak bir gümrük tarifesini de uygulamakla sınırlı bir sistem değildir.


    Bu esasları hayata geçirmek buzdağının sadece görünen kısmıdır. Gerçek kütle bunun altında yatmaktadır. 


    İşte Türkiye, AB'nin gümrük birliği kapsamında yeralan ve "acquis communautaire" adı verilen hukuki muktesebatını da üstlenecektir. 


    Bu muktesebat üstlenilmeden Gümrük Birliği kapsamında malların serbest dolaşımının temini mümkün değildir. Mutesebat üstlenilmeden yapılacak bir gümrük birliğini Gümrük Birliği şeklinde nitelemek mümkün değildir. O sadece tercihli sanayii mal mübadelesini andırır. Uygulamada da akla gelmedik haksız rekabet ortamları, kaçakçılık ve haksız kazanç imkanlarını doğurur. 


    Türkiye'nin Gümrük Birliği kapsamına giren hukuki mevzuatı kabulü milli yasalarında yapacağı bir dizi değişikliği gerektirmektedir. 'Yakınlaştırma' adı altında yürütülen bu çalışmalar gerçekte aynen uymaktan öteye birşey değildir. Burada terimin etkisi altında kalıp bazı ayrıcalıklar ve gecikmeler düşÃ¼nmek doğru değildir. Elbette ki bazı uyum süreleri düşÃ¼nülebilir, Birliğe kabul dâhi ettirilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki; Türk endüstrisinden tarif edilmez bir biçimde güçlü olan AB endüstrisi, ilk planda Türk endüstrisini koruyan tedbirler sanılan bu uyum sürelerinden, dolaylı yollardan istifade ederek gerçek zarar ziyana yol açacak imkanları rahatça yaratır.


    O bakımdan Gümrük Birliği'nin tüm mekanizmalarıyla şemsiyesi altına girmek bir bakıma da sistemin doğasında var olan uzlaşma ve yardımlaşma imkanından faydalanma yolunu Türkiye'ye tanıyacaktır. 


    Bu doğrultuda: Türkiye, 


    Rekabet Hukuku'na uyum sağlanacaktır: Burada serbest rekabet koşullarını bozabilecek her türlü davranış ile ürünlere belirli istisnalar dışında yapılacak Devlet Yardımları da yasaklanmaktadır.


    Şirketlerarası birleşmeleri düzenleyici, karteller ve piyasa gücünün kötü niyetle kullanılmasını önleyici Birlik mevzuatı kabul edilecek ve bu yönde yasal düzenleme çıkartılacaktır.

    Kamu ihalelerinde milli ayrıcalıktan kaçınılacak, Avrupa Birliği menşeili işletmelere bu ihaleler açılacak ve ihaleler şeffaflaştırılacaktır.


    Avrupa Birliği standartlarına uyum sağlanması gerekmektedir.


    Dış Ticaret bilgilerinin, Avrupa Birliği usullerine uygun olarak tutulması ve karşılıklı değişimini sağlayıcı yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.


    Fikri ve sınai mülkiyet haklarını koruma altına alan Avrupa Birliği'na uyumlu yasal düzenleme çıkartılacaktır.


    Kontrfason üretiminin yasaklanması ve bunun ciddiyetle takibi sağlanacaktır.


    İhracat teşviklerini kaldıran yasal düzenlemeyle birlikte Avrupa Birliği'ne uyumlu yâni Roma Antlaşması'nın ilgili 92. ve 93. Maddeleri esas alınarak hazırlanacak yatırım teşvikleri düzenlenecektir. Ayrıca devlet yardımları mekanizması Avrupa Birliği Komisyonu'nun denetimine itiraz olmadan açık tutulacaktır. Burada en önemli husus Türkiye'nin ihracat taahhüdüyle gümrük vergisi ve fondan muaf ithalat uygulamasına l Ocak l995'te son vereceğidir.


    İç vergi uygulamalarında milliyete dayalı muamele farklılığını önleyici yasal düzenlemelerin çıkartılması gerekmektedir.


    Avrupa Birliği'nun Gümrük Mevzuatı aynen kabul edilecek ve Türk gümrüklerinde uygulanacaktır. Bu bağlamda TARIC tedricen kabül edilecektir.


    Yukarıda üç yeni ortam şeklinde değerlendirilen Türkiye - Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği'nin Türk ekonomisine etkilerinin çarpıcı bir yanı ise:


    Ekonomik entegrasyonun en önemli unsurunu teşkil eden bu gümrük birliğinin ve buna bağlı ortak politikaların üstlenilmesi esnasında, Türkiye tam üye olmaması nedeniyle Birlik kaynaklarından ve yardım mekanizmalarından yararlanamayacaktır.

      Sayfa : 7/7
      <1...567