• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • TÜRKİYE İÇİN DTÖ ve AB ile UYUMLU DEVLET YARDIMLARI (Teşvik) SİSTEMİ

    • Sayfa : 2/15
      <1234...15>

    SONUÇ VE ÖNERİLER


    AVRUPA BİRLİĞİ'NDE DEVLET YARDIMLARI

    1. Devlet Müdahalelerinin Yardım Biçimine Ait Gerekçeler


    Avrupa Birliği ülkelerinde büyümenin 70'li yIlların sonunda yavaşlaması üye ülkelerin sanayilerinin gelişmesi yönünde müdahale etme zorunluluğunu doğurmuştur; gerileyen sektörlere ve bu sektörlerin yeniden yapılanmasındaki sorunları karşılamak üzere devletlerin çeşitli mali mekanizmaları yardım biçiminde harekete geçirdikleri görülmektedir.

    Ayrıca devlet yardımlarının makro-ekonomik gerekçelerinin başında 80'li yıllara girilirken Birlik üyelerinin ticari ödemeler dengelerindeki sıkıntıları ve istihdam sorunları gelmektedir. Bu bağlamda devlet yardımları, üretim faaliyetlerini devam ettirebilmek (dolayısıyla istihdamı korumak), Birlik pazarı ve uluslararası pazarda rekabeti sağlayabilmek, sonuçta da ihracaatı desteklemek açısından zorunlu hamleler olarak değerlendirilmiştir.

    Yukarıda işaret edilen gerekçeler dayanılarak Birliğin küreselleşen ekonomik konjonktürde rekabet gücünü koruduğu, bu nedenle de sanayi dokusunun yenilenmesi için devlet yardım mekanizmasını işlettiği görülmektedir.

    “Esas olarak devlet yardımlarının gerekçesi uluslararası işbölümünde Avrupa Birliği’nin değişen rolünün geleneksel sanayilerden (tekstil, gemi inşa, demir-çelik) ileri sanayilere (bioteknoloji, infoteknoloji, yeni malzemeler, uzay) kayması sonucu sanayi yapısının yenilenmesidir. Bu süreçte kar hadleri düşen sermayenin üretken olmayan yatırımlara yönelmesini önlemek, yeni yatırımlara özendirmek ve yeni kaynaklar yaratmak görevi devletlere düşmektedir

    Sözkonusu yeniden yapılanmanın zamanlaması doğru yapıldığı taktirde yeni istihdam alanları yaratacaktır, aksi halde ciddi bir işsizlik sorunu doğurma olasılığı bulunmaktadır. Örneğin İngiltere'de tekstil endüstrisinde uygulanan yeniden yapılanma programına bağlı olarak bir işsizlik sorunu doğmamıştır. Sektördeki işsizlik sadece ithalata bağlı kalmıştır. Bu durumda İngiliz tekstil sanayinin rekabet gücünü kaybettiğinin en güzel örneğidirâ€. .

    Sonuç olarak yeniden yapılanma zorunluluğunun en belirgin sorunu istihdam dengeleridir. İstihdam dengelerinin bozulmasındaki belli başlı faktörler aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

    • Ekonominin genel dinamizmi: dinamik bir ekonomide yeniden yapılanmadan doğan işsizlik sorunuyla karşılaşan çalışanlar başka alanlara kaydırılabilir. Bu dinamizm kurulamamış ise istihdam dengeleri bozulmaktadır.

    • Ekonominin geneline yayılan hızlı büyüme bölgesel ve sanayi politikalarıyla desteklendiğinde işletmeler geleneksel hareketlilikleriyle başka bölgelere kayacak ve istihdam yaratacaktır. Bu hareketlilik özendirilemediği durumlarda genel istihdam dengeleri bozulmaktadır.

    • Çalışanların ekonomik faktörlerden ötürü (kiralar, taşınma giderleri) sosyal hareketliliklerini kaybetmeleri, ayrıca buna psiko-sosyal faktörlerde (uzun yıllar yaşadıkları çevreyi terk edememeleri) eklenince bölge bazında istihdam yapısının bozulması sözkonusudur.

    • Hizmet-içi eğitimin verilememesi sorunu yeni bir iş edinememe durumunda istihdamın daralması görülebilmektedir.

    • Doğal olarak sosyal hareketliliği az iş görenlerin yeniden yapılanma sürecine giren sektörde yaygın olmaları; örneğin orta yaşlı iş görenlerin, evli kadın iş görenler vb.

    Yukarıda sunulan fonksiyonlara bağlı olarak ekonominin bir yandan dinamik bir yapıya sahip olması, öte yandan da sanayi yapısının yenilenmesi söz konusudur. Ayrıca istihdam dengesi meselesi bu iki faktörün en can alıcı ortak kesenidir. Bu bağlamda da devlet yardımları önemli bir konuma gelmektedir. Aşağıdaki paragrafta devlet yardımlarının biçimleri incelenecektir.

     

    2. Devlet Yardımlarının Biçimleri

    Avrupa Birliği’nde ve diğer sanayileşmiş ülkelerde, devlet yardımlarının yukarıdaki paragraflarda açıklanan gerekçelere dayalı olarak görüldüğü sosyo-ekonomik ortamlarda devlet yardım biçimleri büyük ölçüde rekabet unsuruna dayalı olarak şekillenmektedir. Verimliliği düşen, maliyetlerin arttığı, dolayısıyla da rekabet gücünü kaybeden sanayilere dönük devlet yardımları bu bağlamda rekabet gücünün yeniden kazandırılması yönünde biçimlenmektedir. O bakımdan öncelikle rekabet biçimlerine göre yardım alan teşebbüslerin sınıflandırılması gerekmektedir.

     

    2.1. Devlet Yardım Biçimlerini Şekillendiren Rekabet Ortamları

    Devlet yardım biçimlerini şekillendiren rekabet ortamları iki ana başlıkta incelenebilir.

    Birinci başlık ulusal rekabet ortamları, ikinci başlık ise Birlik rekabet ortamlarıdır. Ayrıca bu iki tip rekabet ortamını uluslararası rekabet ortamı bağlamında düşÃ¼nmek gerekmektedir.

     

    2.1.1. Ulusal Pazarda Ortaya Çıkan Rekabet Ortamları

    Ulusal ortamlarda Devleti yardım yapmaya zorlayan üç tip rekabet ortamı gözlenmektedir:

    - Birinci tip rekabet ortamı, iktisadi kamu işletmelerinin özel kesim işletmeleri veya çok uluslu şirketlerin o ülkedeki kuruluşlarıyla rekabete girdiği durumdur. Bunun en açık örnekleri Almanya'da alüminyum, Fransa ve İtalya’da gübre sanyileridir.

    - İkinci tip rekabet ortamı, Birlik ülkesi işletmelere ait teşebbüslerin dış ülkelerde yaptıkları üretimin, Birliğe ithalat yoluyla geri dönüşÃ¼ sonucu ortaya çıkan rekabet ortamıdır. Bu konuda İtalyan ve Fransız mikro-elektronik sanayileri örnek teşkil edebilir.

    - Üçüncü tip rekabet ortamı, özel ve kamu teşebbüslerinin yaptığı üretimin Birlik dışı yabancı işletmelerin rekabetiyle karşı karşıya kaldığı durumdur. Bu üçüncü tip için en güzel örnek İngiltere'nin mikro-enformatik ve alüminyum sanayileridir.

     


    2.1.2. Birlik Pazarında Ortaya Çıkan Rekabet Ortamları

    Birlik pazarında ortaya çıkan rekabet ve bunun sonucu devlet yardımlarını zorunlu kılan üç tip rekabet ortamı gözlenmektedir.

    - Birinci tip rekabet ortamı, bazı kamu ve özel teşebbüslerin eşitsizlik yaratacak biçimde devlet yardımları görerek Birlik pazarında rekabeti bozucu teşebbüsler konumuna getirilmeleridir.

    - İkinci tip rekabet ortamı, kamu işletmelerinin, Birlik dışı kamu ve özel teşebbüsler ile Birlik iç pazarında rekabete girmelerdir.

    - Üçüncü tip rekabet ortamı, bir Birlik ülkesinde yer alan kamu, özel veya Birlik dışı sermayeli teşebbüslerin bu ülke dışında diğer işletmelerle rekabete girmeleridir.

    Yukarıda belirtilen rekabet ortamları iki tip yardımı beraberinde getirmektedir. Bu anlamdaki devlet yardım biçimleri rekabetin doğduğu durumdan önce veya sonra yapılan yadımlara ilişkindir.

     

    2.1.2.1. Rekabet Öncesi Yardımlar

    Belirli bir üründe ve belirli bir coğrafi pazarda teşebbüslerin rekabete girme olasılığının belirmesi durumunda bu çatışmanın ortaya çıkmasından önce devreye giren yardım çeşitleri rekabet öncesi yardımlardır. Bunların başında işletmelere yapılan sermaye aktarımları gelmektedir.

    Sermaye aktarımları devlet sermayesinin doğrudan işletme sermayesine katılımı şeklinde gerçekleşirken bazı durumlarda faizsiz verilen krediler ve/veya doğrudan yapılan ve dönüşÃ¼ olmayan krediler tarzında ortaya çıkmaktadır. Öte yandan çok düşÃ¼k faizli krediler veya uluslararası para piyasasına müracaat edildiği durumlarda devlet garantilerinden yararlandırılma gibi kolaylıklar yine bu biçim içerisine giren yardımlardır.

    Ayrıca önceden verilmiş kredilerin ve/veya faizlerinin işletmelerin rahatlatılması açısından silinmesi yaygın uygulamalar arasındadır.

    İkinci yardım biçimi teknolojik kalkınmışlık farklılığının giderilmesi için AR-GE faaliyetlerinin işletmelerde devlet fonlarınca karşılanmasıdır.

    Üçüncü biçim istihdama dönük yardımlardır. Burada esas, rekabet gücünün yeniden kazandırılması veya sürekliliğinin sağlanması için yapılan sabit sermayeye bağlı yatırımlarının etkili hale getirilmesinde hizmet-içi eğitim, formasyon vb. giderlerin devletçe karşılanmasıdır.

    Dördüncü biçimde, bazı hammadde ithalatında veya üretim faktörlerinde (enerji, taşıma vb.) gümrük vergi veya vergi indirimleri veya muafiyetlerin tanınması sözkonusudur.

    Beşinci şekilde ise; emlak vergilerinde indirimler tanınması, yeni işletme kuruluşunda veya işletmelerin yeniden hukuki düzenlenişlerinde tanınan vergi kolaylıkları gösterilebilir.

    Altıncı yardım tarzında ise sanayinin yeniden yapılanması üzerine sunulan tüm finans, vergi ve bilgi katkıları düşÃ¼nülebilir.

     


    2.1.2.2. Rekabet Sonrası Yardımlar

    Rekabet ortamının doğmasının ardından ortaya çıkan sorunlara, Devlet kuruluşlarının müdahaleleri rekabetten düşen işletmeleri canlandırmak amacıyla beş yönde şekillenmektedir.

    Birinci model, kamu ihtiyaçlarının verilen siparişler şeklinde karşılanmasıdır. Çoğu kez bu siparişler gereksinilenden fazla kamu alımı şeklindedir.

    İkinci model ulusal standartlar ve normlar koyarak sorunlu işletmelere yapay bir rekabet gücü kazandırılması üzerinde yoğunlaşmaktadır.

    Üçüncü modelde ulusal pazarda yerli malı kullanan tüketicilere kredi sağlanması, promosyon kampanyalarının düzenlenmesi görülmektedir.

    Dördüncü yardım türü dış pazarlara açılmayla ilgilidir. Burada dış pazarda tanıtım faaliyetleri Devletçe karşılanmakta, ihracatçılara bürokrasinin hafifletilmesiyle rahatlık kazandırılmakta, hatta döviz gelirlerinin ülkeye dönüşÃ¼nde büyük esneklik imkanları gösterilmektedir.

    Beşinci model, vergi iadesi veya sosyal sigorta vb. pirimlerin ödenmesinin ileri tarihlere ertelenmesi rekabet sonrası Devlet yardımları olarak gösterilebilir.

     

    3. Avrupa Birliği’nde Devlet Yardımları Meselesi

    Roma Antlaşması, bir üye devletin tam entegrasyon sürecinde karşılaştığı özel sorunlara karşı bir dizi önlemler almasını 26. madde gereği öngörmektedir. Bu madde sınırlı bir süre için ve yalnızca sözkonusu devletin üçüncü ülkeler çıkışlı, istatistik verilerinin kullanılabilir olduğu, son yıl süresince gerçekleştirdiği ithalat değerinin %5'inden fazla olmayan tarife pozisyonları için verilir. Öte yandan 123-128. maddeler bir Avrupa Sosyal Fonunun kuruluşunu öngörerek işgücünün sosyal ve coğrafi hareketliliğinin düzenlenişinde müdahaleleri ve sanayinin yeniden yapılanması sürecinde ortaya çıkabilecek işgücü eğitim, yerleşim vb. sorunların çözülmesinde yardım mekanizmasının harekete geçirilmesini düzenlemektedir. Hatta 226. madde üye devletlerin bölgesel ve sektörel sorunlarla karşılaştığında korumacı önlemlere başvurmasını kabul edilebilir bir olgu olarak değerlendirmektedir.

    Yukarıda sunulan örnekler etkin rekabetin belirli bir süre için askıya alındığı durumlardır. Ancak sözkonusu rekabetin askıya alındığı durumlardan yararlanılarak üye devletler arasında ticarete zarar verecek durumların doğmasına Roma Antlaşması müsaade etmemektedir. Bu bağlamda Birlik Antlaşma’nın 87, 88 ve 89. maddeleri Devlet Yardımlarını düzenlemektedir.

     


    3.1. Birlik Antlaşması’nın Devlet Yardımlarıyla ilgili Maddeleri: 87. 88. 89. Maddeler

    Madde 87

    1. İşbu Antlaşmada öngörülen kanıt hükümler saklı kalmak üzere, bazı ürünleri ya da bazı işletmeleri üstün duruma getirerek rekabeti bozan veya bozmak korkusu yaratan, devletler tarafından ya da hangi şekilde olursa olsun devlet kaynakları aracılığıyla yapılan yardımlar üye devletler arasındaki alışverişleri etkiledikleri ölçüde Ortak Pazar ile bağdaşmaz.

    2. Ortak Pazarla şunlar bağdaşır:

    a) Ãœrünlerin kaynağına bağlı olarak bir ayrıcalık yapılmamak koşuluyla tüketicilere verilen sosyal nitelikteki yardımlar.

    b) Doğal afetler ya da öteki olağanüstü olaylar tarafından ortaya çıkan zararları kapatmaya ayrılan yardımlar.

    c) Almanya'nın bölünmesinden etkilenen Federal Almanya Cumhuriyeti'nin bazı bölgelerinin ekonomisine, bu bölünmeden doğan ekonomik dezavantajları gidermek için gerekli olduğu ölçüde yapılan yardımlar.

    3- Şunlar Ortak Pazarla bağdaşır sayılabilir:

    a) Yaşam düzeyi anormal derecede düşÃ¼k olan ya da önemli bir işşsizliğin hüküm sürdüğü bölgeler ekonomisinin kalkınmasını kolaylaştırmaya ayrılan yardımlar.

    b) Avrupa'nın ortak yararına olan önemli bir projenin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmaya ya da bir üye devlet ekonomisindeki önemli bir bozukluğu düzeltmeye ayrılan yardımlar.

    c) Alışveriş koşullarını ortak yarara aykırı olduğu ölçüde bozmadıkça, bazı faaliyetlerin ya da bazı ekonomik bölgelerin kalkınmasını kolaylaştırmaya ayrılan yardımlar. Bununla beraber, işbu Antlaşma'nın üçüncü ülkelere karşı ortak ticaret politikasını belirleyen hükümleri saklı kalmak üzere, yalnızca gümrük korunmasının yokluğunu karşılayabilmek amacıyla 1 Ocak 1957 tarihinde gemi yapımına ilişkin yardımlar gümrük vergilerinin kaldırılasına uygulananlarla aynı koşullar içinde giderek indirilir.

    d) Komisyonun önerisi üzerine Konsey'in nitelikli çoğunlukla alacağı kararla belirlenen başkaca yardım kategorileri.

    Madde 88

    1- Komisyon, üye devletlerle birlikte, bu devletlerde bulunan yardım rejimlerini devamlı olarak inceler. Komisyon, bu devletlere Ortak Pazarın giderek kalkınmasının ya da işlemesinin gerektirdiği yararlı önlemleri önerir.

    2- İlgilileri, kendi görüşlerini bildirmeye çağırdıktan sonra Komisyon, bir devlet ya da devlet kaynakları aracılığıyla bağlanan bir yardımın 87. madde hükümleri ışığında Ortak Pazar ile bağdaşmaz olduğuna veya bu yardımın yolsuz şekilde uygulandığını saptarsa, kendisinin belirleyeceği süre içinde ilgili devletin bu yardımı kaldırması ya da değiştirmesi gerektiğine karar verir.

    Sözkonus udevlet verilen süre içinde bu karara uymazsa, Komisyon ya da ilgili her öteki devlet, 226 ve 227. maddeler uygulanmaksızın doğrudan doğruya Adalet Divanı’na başvurabilir.

    Bir üye devletin istemi üzerine Konsey bu devlet tarafından yapılan ya da yapılacak olan bir yardımın, olağanüstü durumlar böyle bir kararı haklı gösteriyorsa, 87. madde hükümlerinden veya 89. maddede öngörülen tüzüklerden ayrılarak Ortak Pazar ile bağdaşır sayılmak gerektiğine, oybirliğiyle karar verebilir. Komisyon bu yardım bakımından işbu paragrafın birinci satırbaşında öngörülen işleme girişmişse, ilgili üye devletin Konseye yöneltilen istemi, sözkonusu işlemi, Konseyin durumunu belirlemesine kadar erteleyici etkiye sahiptir.

    Bununla beraber, istemden sayılarak üç aylık bir süre içinde Konsey durumunu belirlemezse, Komisyon karar verir.

    3- Bu yardımları yapan ya da değiştiren projelerden Komisyon, görüşlerini zamanında bildirmesi için haberdar edilir. Komisyon bir projenin 87. maddeye göre Ortak Pazar ile bağdaşmadığı sonucuna varırsa önceki pragrafta öngörülen işlemi gecikmeksizin ele alır. İlgili üye devlet, bu işlem sonuçlanmadan önce tasarlanmış önlemleri uygulamaya koyamaz.

     

    Madde 89

    Konsey, Komisyonun önerisi üzerine 87 ve 88. maddenin uygulanması amacıyla ve özellikle 88. madde 3. paragrafın uygulanma koşullarını ve bu işlemden ayrık tutulan yadım kategorileri saptamaya yarayan bütün tüzükleri nitelikli çoğunlukla çıkartabilir.

    Yukarıda sunulan maddelerdeki genel prensiplerin temelindeki merkez cümle “Devlet yardımları, yerli üreticilere haksız rekabet sağladıklarında bu üreticileri diğer üye ülke pazarlarına ihracat yapar duruma getirebilir veya diğer üye ülkelerde faaliyette bulunan Birlik üreticilerinden gelen ithalata karşı rekabet etmede bir rekabet aracı olarak kullanılıp rekabetin bozulmasına neden olurlar†üzerine yoğunlaşmaktadır.

    Sözkonusu rekabeti bozucu unsurlar meselesinde Devlet Yardımları “sadece devletin yaptığı hibeler, ucuz krediler ve faiz indirimleri gibi karşılıksızlık unsurunun apaçık belli olduğu durumlardan ibaret olmayıp, vergi imtiyazları, bankalardan veya sermaye piyasalarından borç alan işletmelere sağlanan devlet garantileri, mal ve hizmetlerin daha uygun şartlarda temini ve devletin doğrudan ya da dolaylı olarak işletmelerin öz sermayelerine katılımı†da düşÃ¼nülmelidir.

    Yukarıda incelenen temel prensipler ile uygulamalar arasında bir dizi çelişkiler ortaya çıkmaktadır.

    Birlik bir yandan Devlet Yardımlarına karşı, rekabeti bozdukları için oldukça duyarlı kalırken, öte yandan uluslararası pazardaki rekabet gücünü korumak ve geliştirmek açısından bu tür uygulamalara açıkca da olmasa göz yummak durumunda kalmıştır.

     

    3.2. Avrupa Birliği’nde Devlet Yardımlarının Düzenlenmesi

    Avrupa Birliği’nde Amsterdam Antlaşması’nın temel hükümlerini aykırılık arz etmeden yapılabilecek Devlet Yardımları üç ana alanda toplanmaktadır. Birlikte gizli devlet yardımlarının yapıldığı bilinmektedir. Ancak bu yardımların 87 ve 88. maddelerin çok genel prensipleri içermesinden yararlanılarak hükümetlerin yeni mekanizmalar kurması sonucu ortaya çıktığı aşikardır. 89. madde ise Komisyon’un önerisi üzerine Konsey’de uygunluk esaslarına göre çıkarılacak bir dizi Tüzük ile meseleyi denetim altına almayı amaçlamaktadır.

    Öte yandan AB içerisinde devlet yardımları konusuna serbest piyasa düzeni bakımından etkin rekabeti bozabilecek bir aygıt olarak yaklaşılmış, buna bağlı olarak AET kurucu antlaşması çerçevesinde Rekabet Kuralları başlığı altında yer alan üçüncü bölüm, Devletler tarafından verilen yardımların düzenlenmesi kapsamı altında değerlendirilmiştir. Bu kapsam altında devlet yardımlarının denetimi işlevinin de Komisyon’a verildiği görülmektedir.


    3.2.1. Devlet Yardımı Kavramının Tanımı ve AET Antlaşması Çerçevesinde Getirilen Yasaklamalar

    AET kurucu antlaşmasının devlet yardımlarının genel çerçevesini çizen 92. maddesinin 1. paragrafı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

    Bu anlaşma ile öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydı ile, üye devletler arasındaki ticareti etkiledikleri ölçüde, üye devletler tarafından verilen yardımlar ya da hangi görünüm altında olursa olsun, üye devlet kaynakları aracılığı ile bazı işletmeleri ya da bazı ürünleri destekleyerek rekabeti bozan ya da bozma tehdidi taşıyan yardımlar Ortak Pazar ile bağdaşmaz.

    AET kurucu antlaşmasının 92/1 maddesi kapsamında düzenlenen devlet yardımlarının yasaklanması kavramı bazı ölçütlerde sert, ancak düzerleniş itibariyle değerlendirildiğinde ise oldukça esnek bir görünüm sunmaktadır. Bu yaklaşımın daha açık bir biçimde anlaşılabilmesi için sözkonusu maddenin irdelenmesinde fayda vardır:

    Kurucu antlaşma kapsamında devlet yardımı kavramına bakıldığında :

    " üye devletler tarafından verilen yardımlar ya da hangi görünüm altında olursa olsun, üye devlet kaynakları aracılığı ile yapılan yardımlar " şeklinde kaleme alındığı görülmektedir. Bu doğrultuda yasaklama kapsamına, geleneksel anlamda devlet yardımı olarak algılanan bütün doğrudan yardım türleri ( sübvansiyon, faizsiz kredi ya da ucuz faizli kredi, vb ) girdiği gibi, güncel ekonomik yaşamın ortaya koyduğu ve ticari ilişkilerde bir avantaj yaratabilecek her tür uygulamayı da düşÃ¼nmek mümkündür. Bu çerçevede yardım kavramı, üye devletlerin işletmeler adına tesis ettikleri garatilerden, firmalar üstündeki sosyal yüklerin azalytılmasına, güçlükte olan işletmelere sağlanan mali kolaylıklara kadar uzanan genişlikte bir yelpaze içinde şekillenmektedir. Hatta kavram genişletilmiş, doğrudan devlet müdahaleleri olmaksızın, devlet aracılığı ile avantajlı IMF kredilerinin kullandırılması dahi bu çerçeveye sokulmuştur.

    92.maddenin 1. paragrafı devlet yardımlarının Ortak Pazar ile bağdaşmaması ya da başka bir ifade ile yasak sayılan devlet yardımları kavramını tanımlarken üç temel unsur sıralamıştır:

    • Yardım bazı işletmeleri ya da bazı ürünleri destekler mahiyette olmalıdır. Bu yasaklamadan hareketle neyin yasak kapsamına girmediğinin düşÃ¼nülmesi yoluna gidilirse, sadece bir ya da bir kaç işletmenin yardım kapsamında tutulmayıp, bütün işletmelerin desteklendiği, bir kaç ürün grubunun ayrıcalıklı tutulmadığı haller yasaklanmış devlet yardımı kapsamına girmeyecektir. Bir başka deyişle ekonominin bütününün desteklenmesi sözkonusu olduğunda ortada yasaklanmış nitelikte bir devlet yardımı kalmamaktadır. Ayrıca devletlerin sosyal amaçlı desteklerini de ortada bir işletme olmadığı oranda yasaklama kapsamına sokmamak gereği ortaya çıkmaktadır.

    • Yardım rekabeti bozmalı ya da bozma tehdidi taşımalıdır. Devlet yardımının yasaklı kapsamına girmesi için piyasada rekabeti bozucu bir etkinin ortaya çıkması gerekir. Sözkonusu piyasa ise iki seviyede düşÃ¼nülmelidir. Rekabet bozulması gerek bir ülkenin kendi iç pazarında yeralan üreticiler arasında, gerekse Birlik üye devletlerinin kendi aralarındaki piyasa ilişkilerinde ortaya çıkabilir. Ancak her iki durumda da bir rekabet bozulması gereği öngörülmüş olup, rekabetin bozulmadığı hallerdeki devlet yardımlarının yasak kapsamına düşmeyeceği açıktır.

    • Yardım üye devletler arasındaki ticareti etkilemelidir. Bu çerçevede kurucu antlaşma metni ile ilk aşamada hedef alınan yardımın, özellikle üye devletlerin diğer Birlik üyesi devletlere yönelik verdikleri ihracat teşvikleri olduğu açıkça görülmektedir. Bunun yanı sıra, üye devletlerin diğer üye devletlerden yapılan ithalatı kısıtlayıcı nitelikte sonuca yol açan tür yardımlarında yasaklama kapsamına sokulmaları da sökonusudur.

    Bu doğrultuda Komisyon'un yayımladığı bir Karar'da, örneğin bir üye devlette tek bir faaliyet sektörünhe verilen ve hedefi bu sektörün araştırma ve rasyonelleştirilmesine katkıda bulunmak olan bir yardımın, bir diğer üye devlette yerleşik bulunan işletmelerin zararına olarak, kendi ulusal işletmelerinin rekabet yeteneğini arttırması halinde, bu yardımların 92. madde 1. paragraf anlamında yasak kabul edilen yardımlar kapsamına girdiği sonucuna varılmıştır.

     

    3.2.1. Devlet Yardımlarının Yasaklamasına Getirilen İstisnalar

    AET kurucu antlaşması kapsamında devlet yardımları konusunun düzenlenmesinin esnek bir görünüm sunduğuna daha önce değinilmişti.

    AET kurucu antlaşmasının 92 maddesinin 2. ve 3. paragrafları aşağıdaki şeklide düzenlenmiştir:

    92/2. Ortak Pazarla şunlar bağdaşır:

    a) Ãœrünlerin kaynağına bağlı olarak bir ayrıcalık yapılmamak koşuluyla tüketicilere verilen sosyal nitelikteki yardımlar.

    b) Doğal afetler ya da öteki olağanüstü olaylar tarafından ortaya çıkan zararları kapatmaya ayrılan yardımlar.

    c) Almanya'nın bölünmesinden etkilenen Federal Almanya Cumhuriyeti'nin bazı bölgelerinin ekonomisine, bu bölünmeden doğan ekonomik dezavantajları gidermek için gerekli olduğu ölçüde yapılan yardımlar.

    92/3- Şunlar Ortak Pazarla bağdaşır sayılabilir:

    a) Yaşam düzeyi anormal derecede düşÃ¼k olan ya da önemli bir işşsizliğin hüküm sürdüğü bölgeler ekonomisinin kalkınmasını kolaylaştırmaya ayrılan yardımlar.
    b) Avrupa'nın ortak yararına olan önemli bir projenin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmaya ya da bir üye devlet ekonomisindeki önemli bir bozukluğu düzeltmeye ayrılan yardımlar.

    c) Alışveriş koşullarını ortak yarara aykırı olduğu ölçüde bozmadıkça, bazı faaliyetlerin ya da bazı ekonomik bölgelerin kalkınmasını kolaylaştırmaya ayrılan yardımlar. Bununla beraber, işbu Antlaşma'nın üçüncü ülkelere karşı ortak ticaret politikasını belirleyen hükümleri saklı kalmak üzere, yalnızca gümrük korunmasının yokluğunu karşılayabilmek amacıyla 1 Ocak 1957 tarihinde gemi yapımına ilişkin yardımlar gümrük vergilerinin kaldırılasına uygulananlarla aynı koşullar içinde giderek indirilir.

    d) Komisyonun önerisi üzerine Konsey'in nitelikli çoğunlukla alacağı kararla belirlenen başkaca yardım kategorileri.

    Antlaşmanın yukarıdaki bölümlerinin okunmasından iki ayırım altında toplanabilecek yardım kategorisinin mevcut olduğu sonucuna varılmaktadır. Bunlar:

    • Herhangi başka bir işleme gerek kalmaksızın, Ortak Pazar ile bağdaşır nitelikte olanlar;
    • Ortak Pazar ile bağdaşabilirliği varsayım olarak kabul edilen yardımlar.

      Sayfa : 2/15
      <1234...15>