Avrupa Birliği’nde piyasalarda elektrik ile ilgili liberalizasyon 1999 başlarında ilk sonuçlarını vermeye başlamıştır. 19
Şubat 1999 tarihinden itibaren 12 Birlik Ãœyesi Devlet’te tüketicilerin % 25’i kendi istedikleri sağlayıcıyı seçme hakkına
sahip oldular. Bundan önce, tüketicilerin paralel tedarik imkanı meselesi Komisyon'un Hollanda’daki Ijsselcentrale Kararı'na
konu olmuştur. Bu vakada, elektrik üreticisi dört Belçika'lı teşebbüs ve bu teşebbüslerin ortak olarak faaliyetlerini
yürüttükleri SEP teşebbüsünün, elektrik tedariğinin güvenli bir şekilde sağlanması için paralel ticaretin engellenmesi
gerektiğine ve bunun da, kamu yararı gözönünde bulundurulduğunda ihlal olarak değerlendirilmemesi gerektiğine yönelik
iddiaları Komisyon tarafından geri çevirilmiştir. Zira Hollanda santrali çok yakınındaki yerleşim bölgelerine Belçika
santrallerinden daha ucuz elektrik vermekteydi.
Avrupa Parlamentosu ve Konsey’in yayımladığı Yönerge, elektrik satış ve elektrik dağıtım pazarı olarak iki ayrı pazarın
varlığından söz etmektedir. Komisyon elektrik dağıtımı pazarının doğası gereği tekel olduğunu kabul etmektedir. Bunu değiştirmek
amacıyla Yönerge, arz (tüketicinin seçme özgürlüğü) ve talep (yeni üretim kapasitelerin oluşturulması) üzerinde
yoğunlaşmıştır.
Ancak pazarın potansiyel rekabete açılması esnasında yeni aktörlerin evvelce çeşitli kamu kuruluşlarına yüklenmiş bulunan kamu
hizmeti ile ilgili sorumluluklarına benzer sorumluluklar yüklenmeleri göz ardı edilmemelidir. Bu bağlamda Yönerge’nin
uygulanması aşamasında, erişimin güvenliği ve pazarın liberalizyonu esnasında mevcut sistemin performansında herhangi bir
düşÃ¼şÃ¼n yaşanmamasının sağlanması amacıyla Ãœye Ãœlkelerin çeşitli tedbirler almasına olanak tanınmaktadır.
Yönerge ile açılan pazar sadece asgari seviyedeki pazardır. Ãœye Ãœlkeler daha hızlı bir biçimde liberalizasyon göstermekte
serbesttirler. Ancak bazı Ãœye Ãœlkelerin tüm pazarı açmalarına karşılık, bazılarının pazarın sadece % 25’lik bir bölümünü
açması ile ilgili olarak -bazı Ãœye Ãœlkeler tarafından yapılan eleştirilere karşı- Yönerge, geçiş dönemi olarak
adlandırılabilecek süre içerisinde, rekabete açık Ãœye Ãœlkeler’den yapılacak olan elektrik ithalatını itiraz sahiplerine
kabul etmeme hakkını vermektedir.
İlk bakışta karmaşık gibi görünen bu husus aslında her ülkenin değişik liberalizasyon politikasından kaynaklanmaktadır.
Elektrik üretimi, dağıtımı ve taşıma hatlarının kamu tekeli özelliği ya da özel kesime devredilme seviyesi ülkelere göre
değişmektedir. Bu arada ilginç olan olgu güneş enerjisinin kullanımının hızla artması ile artan elektrik fiyatlarına temiz
enerjiyi kullanmayanlar çevrecileri suçlar hale gelmişlerdir. Güneş enerjisi kullanıldığı için fiyatların yeterli tüketimin
olmamasından dolayı idareler tarafından arttırılması ise oldukça ilginç bir olgudur. Öte yandan enerji pazarının
liberalizasyonunda Komisyon tek yetkili değildir. Milli Rekabet Otoriteleri, hükümetler, bağımsız düzenleme organları, yasama,
hatta yargı ve uzantısı tahkim müessesesi bu konuda söz sahibidir. Hal böyle olunca da Türkiye gibi ülkelerde tefrikaya
dönen enerji liberalizasyonlarını seyireylemek mümkün olabilmektedir.