• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • Rekabet Kanunu ve Yöneticiler

  • Rekabet Kanunu ve Yöneticiler

    Küreselleşen Dünya ekonomisinde ticaretin gerek iç piyasada gerekse dış piyasalarda eksik rekabetten uzak ve rekabetin tesis edildiği bir ortamda gerçekleşmesi gerekmektedir. Ulusal rekabet kanunları iç piyasa düzenlerini rekabeti kısıtlayıcı unsurlardan temizleyerek uluslararası ticarette rekabetin gelişimine katkı sağlamaktadır. Türkiye de parlementer demokrasiyi ve serbest piyasa ekonomisini benimsemiş çağdaş Dünya’nın üyesi bir ülke olarak, ekonomisini geliştirecek ve Dünya ile bütünleştirecek bir kanunu milli mevzuatına adapte etmiştir. Avrupa Birliği ile kurulan gümrük birliği kapsamında çıkartılan 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 7 Aralık 1994 tarihinde yasalaşmıştı. Oldukça uzun bir süre özel sektörü böylesine yakından ilgilendiren bu yasadan pek söz edilmedi. Zaten Rekabet Kurulu’da atanamıyordu. Ancak 27 ay geçikme ile Mart 1997 tarihinde atanan Rekabet Kurulu hızlı bir yapılanma ile Rekabet Kurumu’nun altyapısını tamamladı, gerekli tebliğleri çıkarttı ve nihayet 5 Kasım 1997 tarihi itibariyle yasa karşısında tüm teşebbüslerin hak ve yükümlülüklerini anlatan tebliğini yayımladı.
    Ve artık basında gün olmuyor ki, Rekabet Kurulu’ndan söz edilmesin.

    Rekabet Kanunu, Rekabet Kurulu’na mali ve idari özerklik tanıyor. Rekabet Kurulu hiçbir merci, kurum veya kuruluşa bağlı değildir. Rekabet Kanunu’nun kendisine tanıdığı yetkiden gücünü alarak, görevini yaparken bağımsızdır. Hiç bir organ, makam, merci ve kişi, Kurul’un nihai kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez. Rekabet Kurumu, kamu tüzelkişiliğine haiz idari ve mali özerkliğe sahiptir. Bu özelliği ile Kurul siyasi erkin etkisi altından kurtulmuş bulunuyor. Hal böyle olunca da Rekabet Kurulu Türkiye’de neredeyse var olan tüm sektörleri soruşturma kapsamına aldı. Soruşturmalar sonucunda idari para cezaları verdi. Rekabet Kanunu’nunda para cezaları oldukça ağır. Bugüne kadar rekor cezalar verildi.

    Rekabet Kanunu’na göre bu cezalar 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tabidir. Özellikle de 15 Ağustos 2003 tarihinde ki yasa değişikliği ile artık cezalar önce ödeniyor, sonra Danıştay’da cezaya iptal davası açılabiliyor. Bu değişiklik Kanun’un caydırıcılığını daha da arttırmış bulunuyor.

    Rekor cezalardan yöneticiler de payını alabiliyor. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un para cezalarına ilişkin 16. maddesi yöneticilere de idari ara cezalarını öngörüyor. O bakımdan şirket yöneticilerinin Rekabet Kanunu’nu yakından takip etmeleri gerekmektedir.

    Örneğin yöneticilerin çok sık başvurduğu promosyon faaliyetleri 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde faaliyetleri değerlendirildiğinde bilmeleri gereken husus; bir set ya da paket olarak sunulan farklı ürünlerin, ayrı ayrı ya da bağımsız olarak satışına yönelik şartların, ilgili ürünün satınalımını iktisadi olarak anlamsız kılacak seviyede ağırlaştırılması; bir mal ile birlikte bir başka malın da satınalımını şart koşma etkisini taşıdığı ölçüsünde ve böylelikle rekabetin bozulması, engellenmesi, sınırlandırılması sonucunu doğurduğu ölçüde yasak olduğudur.

    Yöneticilerin sıkça başvurduğu bir yöntem olan satış şartlarında satışa konu mal veya hizmetin haricinde farklı bir ürün için satın alma koşulu getirmelerini değerlendirdiğimizde böyle şartları getiremediklerini bilmeleri gerekmektedir. Satıcılar ile alıcılar arasında satışa konu ürüne ilişkin uzlaşmalara bir diğer ürünün satılma şartı ile sınırlamalar getirilmesi yasaktır. Genellikle üretici teşebbüslerin üretim planlamalarındaki aksaklıkları ile oluşan atıl stok ve stok maliyetlerinin dikey piyasa yapılanmalarında yeniden satıcı konumundaki teşebbüslere aktarılması amacını taşıyan “zorlama satışlar†yasaktır. Belli bir ürünü talep eden yeniden satıcıya, bu ürünün bağımsız diğer ebatları ya da ilgili olmayan bir başka ürünün satınalımının zorlanması, aksi taktirde talep edilen ürünün satılmaması ya da iktisadi olarak satınalım şartlarının zorlaştırılması yine yasaklar arasında yer almaktadır.

    Öte yandan bazı şirket yöneticilerin talep edilen mal veya hizmetin teşhiri ya da yeniden arzına ilişkin şartlar ileri sürdükleri bilinmektedir. Ancak Rekabet Kanunu’na göre talep edilen mal veya hizmetin teşhiri ya da yeniden arzında satıcının alıcıya çeşitli şartlar ileri sürmesi yasaklanmıştır. Ancak, Grup Muafiyetleri kapsamında tebliğlerde mal ve hizmet arzının teşhirine ilişkin zorlayıcı hükümler bulunabilecektir. İşte Rekabet Kanunu ticareti kolaylaştırıçcı muhafiyetler sistemini getirmektedir. Bu muafiyetlerin yöneticiler tarafından yakından bilinmesi gerekmektedir.

    Haftaya muafiyetlerden söz edeceğiz.

    Â