• Rekabet Hukuku / Rekabet Bülteni

  • Sayı : 10 / Yıl : 2003

  • Avrupa Birliği’nde Devlet Yardımlarının İzlenmesi ve Denetlenmesi

  • Avrupa Birliği’nde Devlet Yardımlarının
    İzlenmesi ve Denetlenmesi

     

    NİSA ÃœNAY
    Rekabet Kurumu Başkan Danışmanı

    1.1. GİRİŞ

    Avrupa Komisyonu’nun devlet yardımlarını kontrolü, üye devletler tarafından uygulanan veya öngörülen devlet yardımı tedbirlerinin takip edilmesiyle ilgilidir. Bizzat Avrupa Komisyonu’nun farklı yardım programlarına ve farklı amaçlarlarla (kamu) mali kaynaklarını dağıtmasına karşın, AB üye devletlerinin üzerinde uzlaşmış olduğu Topluluk program ve yardımları, Avrupa politikasıyla uyumludur ve denetlenmeleri gerekmektedir.

    Avrupa Komisyonu’nca uygulanan biçimiyle devlet yardımlarını kontrolü, Avrupa Birliği’ni oluşturan farklı üye devletlerin sağladığı devlet yardımlarıyla ilgilidir. Bu tip yardımların Avrupa Ortak Pazarı içindeki rekabeti bozma ihtimali bulunmaktadır: esasen, devlet tarafından “fonlanan†bir şirket, bu desteğe sahip olmayıp ürettiği karla ayakta kalan bir şirketten her zaman daha güçlü olacaktır. Ayrıca, devletin mali destek sağladığı sürece, piyasaya uygun (ve piyasa tarafından talep edilen) ürünler üretmek ve bu faaliyetten kar elde etmek arasındaki doğrudan ilişki daha az önemli hale gelecek ve devletin desteklediği şirket rekabetçi ve üretken yapısını kaybedecektir.

    Ayrıca, ortak Avrupa para birimi “euro†nun 2002’den itibaren piyasaya sürülmesi nedeniyle, farklı üye devletlerin hükümetleri tarafından yaratılan bozulmalara izin verilmesi artık mümkün olmamaktadır. Bu bozulmaların para spekülasyonuna yol açabilecek şekilde, Avrupa tek pazarı bünyesindeki (bölgesel) farklılıkları vurgulama ve ayrılık yaratma olasılığı yükselmiştir.
    Birbirinden çok farklı kurallar, Komisyon’dan Ãœye Devletlere gönderilen mektuplar gibi örneğin yıllar içerisinde geliştirildikçe, Ãœye Devletler kendi bölgelerindeki şirketlere bunlar aracılığıyla verdikleri devlet yardımlarından Komisyon’u haberdar etmek durumundadır.

    1.2. Şirketlerin ve Ãœye Devletlerin Rekabeti Bozmama Yükümlülüğü
    Eşit şartlarda rekabet etme hakkı, üye devletlerin devlet mülkiyetinde işletmelere sahip olmasını yasaklamamaktadır.Bununla birlikte, AT Antlaşması’nın 3(g) maddesi Ortak Pazar’da rekabetin bozulmamasını sağlayan bir sistem tesis etmiştir. Bu sistem rekabetin bozulmasını, üye devletlerce mi yoksa ekonomik faaliyette bulunmaları koşuluyla, kamu veya özel teşebbüslerce mi yaratıldığına bakmaksızın önlemeye çalışarak, hakimiyete yönelik eylemleri safdışı bırakmaktadır.
    Böylelikle, Komisyon rekabete aykırı uygulamanın devlete veya girişimciye ilişkin niteliğine göre, rekabete aykırı uygulamalara karşı çeşitli türde tedbirler alabilmektedir.
    • 81 veya 82. maddeyi uygulamak üzere 17 sayılı Tüzük kapsamında veya ticari bir faaliyet yerine getirdikleri ölçüde, kamu veya özel işletmelere ya da özel veya münhasır haklar verilen işletmelere karşı birleşmenin kontrolü konusunda 4064/89 sayılı Tüzük kapsamında tedbir.
    • Bu işletmlere ilişkin olarak 81 veya 82. Maddeye ya da ayırımcılık karşıtı hüküm içeren 12. maddeye( eski 6) aykırı bir tedbiri yasalaştırarak veya yürürlükte bırakarak 86 (eski 90) (1). Maddeyi ihlal eden bir üye devlete karşı 86(eski 90) (3). Madde kapsamında tedbir.
    • Rekabeti bozan ve Ortak Pazar’la bağsaşmayan devlet yardımı sağlayan bir üye devlete karşı yöeltilen, 88. Madde (eski 93) kapsamında tedbir ve
    • Antlaşma çerçevesinde (31. madde (eski 37) dahil) bir yükümlülüğü yerine getirmemiş veya özellikle 86 (eski 90) (3). Madde çerçevesinde Komisyon kararına uymamış bir üye devlete karşı Adelet Divanı’nda 226. Madde (eski 169) kapsamında tedbir.

    Sonuç olarak, bir işte örneğin çoğunluk hisse sahibi olarak rol üstlenen devletler, özellikle bu şirketlere mali kaynak sağlıyorsa, iş kriterlerine uymalları gerekmektedir. Temel olarak, sadece özel bir yatırımcı bu şirkete öreneğin sarmeye sağlayacaksa, devletin bu semayeyi sağlamasına izin verilmektedir. Bunun yanı sıra, yardımın miktarı ve verildiği koşulların da bir özel yatırımcınınkilere denk olması gerekmektedir. 22 Mart 1999 itibariyle 659/1999 sayılı Tüzük yürürlüğe girmiştir. Bu tüzük, devlet yardımlarını kontrolün prosedürel yönleriyle ilgilenmektedir. 7 Mayıs 1998 tarihinde Konsey bir başka Tüzük çıkarmıştır ve bu tüzük ortak pazarla bağdaşmaları koşuluyla, belirli kategorilerdeki yatay devlet yardımlarının bildirim yükümlülüğünden muaf tutulmasına ilişkin bazı tüzükler yayımlaması konusunda Avrupa Komisyonu’nu yetkilendirmektedir. Bu tür yatay devlet yardımları küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) araştırma ve geliştirme, çevrenin korunması, istihdam, eğitim ve bölgesel devlet yardımlarıyla ilgilidir.

    1.3. Geniş Bir Tanım

    Antlaşma’nın 87. Maddesinde (eski 92. Madde) belirtildiği üzere, “hangi şekilde olursa olsun bir üye devlet tarafından veya devlet kaynakları aracılığıyla verilen ve belirli teşebbüsleri veya belirli malların üretimini kayırarak rekabeti bozan veya bozmayı tehdit eden her yardım, üye devletler arasındaki ticareti etkilediği ölçüde, ortak pazarla bağdaşmaz.â€

    Aşağıdaki durumlarda, devlet tarafından veya devlet kaynaklarıyla sağlanan herhangi bir avantaj devlet yardımı olarak değerlendirilmektedir.

    • Yardım alana ekonomik fayda sağladığı,
    • Belirli firmaların veya belirli malların üretiminin seçilerek desteklendiği,
    • Rekabeti bozma ihtimali bulunan ve
    • Ãœye devletler arasındaki ticareti etkileyebilecek durumlar

    Avrupa Komisyonu ve Avrupa Adelet Divanı “yardım†kavramına çok geniş bir yorum getirmiştir. Böylece, Avrupa Antlaşaması “hangi şekilde olursa olsun… verilen†yardımlara değinmekte, Topluluk kurumlarıda da her kamu yardımını ya da yerel veya bölgesel bir otorite tarafından verilen her yardımı dahil etmektedir. Yardım, özel bir şirket veya özel hukuk kapsamında faaliyet gösteren bir kamu şirketinden veya devletin, bir kamu kurumunun yada yerel veya bölgesel bir otoritenin doğrudan veya dolaylı olarak hakim etki yarattığı başka herhangi bir organdan dahi gelebilir.

    Yasak, doğrudan veya dolaylı olsun, her tür yardım tedbirini etkiler. Yardımın şekli ve amacı ile veriliş nedeni gerçekte konu dışıdır; önemli olan tek şey, bunun rekabet üzerindeki etkisidir. Bu nedenle, sadece sübvansiyon gibi olumlu katkılar değil, bir firma üzerindeki mali yüklü azaltan diğer herhangi bir tedbir de yardım olarak kabul edilir. Bu diğer tedbir, örneğin kredi alamk için devlet veya devletin kontrol ettiği bir kurum tarafından verilen bir teminat, kredi maliyetini azaltan bir faiz sübvansiyonu olabilir.

    1.4. Devlet Yardımlarına Yönelik İstisnalar

    AB politikası, devlet yardımının rekabeti bozması halinde yasaklanması üzerine kurulmuştur. Bununla birlikte, rekabeti bozan veya bozmayı tehdit eden devlet yardımlarına yönelik bu genel yasaklama, 88. maddenin tespit ettiği istisnalar [87(2). madde] ile yumuşatılmaktadır.

    Devlet yardımlarını kontrol amacıyla, söz konusu yardımlar birkaç kategoride tanımlanmıştır ve bu kategorilerde farklı kuralları olan kontrol süreçleri uygulanmaktadır. Bu çerçevede, devlet yardımı planları ve bireysel devlet yardımları ile bildirilmiş devlet yardımları, mevcut yardımlar, kanuna aykırı veya kötüye kullanılan yardımlar arasında ayırım yapılmaktadır.

    Mevcut devlet yardımına ilişkin olarak ayırt edilebilen beş tür bulunmaktadır:

    1. AB Antlaşması öncesinde veya bir devlet AB üyesi olmadan önce halihazırda mevcut olan devlet yardımı planları ve bireysel devlet yardımları;
    2. AB Antlaşamsı 88 (2). Maddesi uyarınca Komisyon tarafından izin verilen şekliyle tüm devlet yardımları (bu kategori, AB Antlaşması’nın 88 (2). maddesi 3. Paragrafına göre Avrupa Konseyi tarafından Ortak Pazar’la bağdaştığı istisnai olarak ilan edilen devlet yardımlarını eşit ölçüde kapsamaktadır);
    3.Komisyon’un ataleti nedeniyle 1. maddenin b bendinin (iii) hükmü uyarınca izin verildiği düşÃ¼nülen devlet yardımları;
    4.Komisyon geri alınması talimatını vermediği için geri alınmamış olan devlet yardımları;
    5.Son olarak, uygulandıkları sırada devlet yardımı olarak kabul edilme koşullarını karşılamayan ancak müteakiben, Ortak Pazar’ın gelişimine bağlı olarak AB Antlaşması’nın 8(1). maddesi kapsamına giren tedbirler

    Bildirilmiş kategorisinde ise, Komisyon’a bildirilmiş olması haricinde, tedbir, AB Antlaşması’nın 87 (1). maddesi kapsamına girmekte ve kanuna aykırı olarak değerlendirilmektedir. Devlet yardımının Ortak Pazar’la bağdaşmaması halinde, Komisyon ilerisi için tedbir teklif etme hakkına sahiptir. Bu son kategoriye ilişkin en tipik durum, sanayideki belirli sektörlerin serbestleştirilmesidir.

    Devlet yardımının kötüye kullanılması ve kanuna aykırı devlet yardımı arasındaki fark açık bir şekilde tanımlanmıştır.Devlet yardımını söz konusu yardımdan yararlanan taraf kötüye kullanırken, kanuna aykırı devlet yardımı bizzat üye devlet tarafından verilmektedir. Usuldeki farklılık bu ayırımla bağlantılıdır: Kanuna aykırı devlet yardımı olması halinde, Komisyon resmi soruşturma prosedürünü başlatmaksızın devlet yardımının bağdaştığını ilan edebilirken, devlet yardımının kötüye kullanımı halinde bu mümkün değildir. Bununla birlikte Komisyon’un devlet yardımının bağdaşmadığı konusundaen ufak bir şÃ¼phe duyması halinde resmi soruşturma prosedürü başlatılabilmektedir.

    87(1). Maddenin uygulanmadığı genel bir “de minimis†kuralı bulunmakla birlikte, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için, “de minimis†kuralı geçerlidir. Buna göre, üç yıl içerisinde toplam 100,000 Euro’yu geçmeyen devlet yardımları verilebilmektedir.

    Devlet yardımları üzerinde mutlak bir yasak mümkün değildir. Antlaşma’nın 2. Maddesinin belirttiği üzere, Topluluğun görevlerinden biri, “tüm Topluluk’ta ekonomik faaliyetlerin uyumlu ve dengeli gelişimini teşvik etmektir†ve ekonomik kalkınma bir üye devletten diğerine, bir bölgeden diğerine değişiklik gösterdiği için, bu görev belirli bir devlet müdahalesini gerektirebilmektedir. Bu nedenle, AB Antlaşması’nın 87(2) ve (3). Maddesi (eski 92(2) ve (3). Madde ) bir dizi istisna düzenlemektedir.

    Bağdaşan Yardımlar
    Aşağıdakiler iç piyasayla bağdaşmaktadır:

    • İlgili ürünlerin (örneğin temel gıda maddeleri) menşeiyle ilgili ayırımcılık yapmadan verilmesi koşuluyla, bireysel tüketicilere verilen, sosyal nitelikte devlet yardımları
    • Doğal afetlerin veya istisnai olayların neden olduğu zararları iyileştirme amaçlı yardımlar;
    • Almanya’da ülkenin bölünmesinden etkilenen bölgelere verilen yardımlar.

    Bağdaşabilen Yardımlar:

    Komisyon yapacağı incelemeye bağlı olarak aşağıdakilerin de iç piyasayla bağdaştığına karar verme yetkisine sahiptir:

    • Belirli faaliyetlerin veya bölgelerin gelişimini teşvik eden yardımlar;
    •Avrupa’nın genel menfaatine olan önemli bir projenin uygulanmasını veya bir üye devletin ekonomisindeki ciddi bir rahatsızlığı düzeltmeyi amaçlayan yardımlar;
    •Konsey’in belirtiği diğer yardım kategorileri.

    Örneğin 1998 yılında Komisyon, Madeira adası ve Portekiz’in geri kalan kısmı arasındaki uçuşlar için Madeira halkına verilen sosyal nitelikte yardıma izin vermiştir.

    1.5. Yardımın Önceden Bildirimi

    Komisyon üye devletlerin sadece Ortak Pazar’la bağdaşan yardımlar vermesini sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla, AB Antlaşması’nın 88. maddesinde (eski 93) düzenlendiği üzere, her yardım ve yardım planı Komisyon’a bildirilmeli ve yürürlüğe koyulmadan önce Komisyon tarafından onaylanmalıdır. Ãœye devletlerle işbirliği içerisinde, Avrupa Komisyonu mevcut tüm yardım sistemlerini sürekli değerlendirme altında tutmaktadır.

    1.6. Yatay Devlet Yardımları

    Devlet yardımlarıyla ilgili kurallar, AB Antlaşması’nın 89. maddesi (eski 94. madde) esasında 1999 yılında kabul edilen bir Konsey Tüzüğü’ndebirleştirilmiş ve açıklığa kavuşturulmuştur. Bu madde, Konsey’in 87. ve 88. maddelerin (eski 92 ve 93. maddeler) uygulanması için uygun her tüzüğün kabulune imkan vermektedir. Bu amaçla, 1998’de, Komisyon’un belirli kategorilerdeki yatay devlet yardımlarını bildirim gerekliliğinden muaf tutmasına imkan veren bir tüzük kabul etmiştir.

    Bundan sonra belirtilecek yardımlar gibi, (sektörel ve bölgesel) “yatay†hedeflere sahip yardımlar konusunda 87 (eski 92) (2) ve (3). Maddenin nasıl uygulanacağına ilişkin çeşitli yönlendirici ilkeler yayımlamaya başlamıştır.

    • Araştırma ve geliştirme yardımları, Topluluğun araştırma ve geliştirmeye yönelik devlet yardımı çerçevesinde tabidir. Komisyon araştırma ve geliştirme yardımlarına karşı genellikle olumlu bir tavır alamkta olup Antlaşma’nın 163. Maddesi (eski 130f) bunun altını çizmektedir. Ancak, araştırma ve geliştirmeyi teşviki amaçlayan yardımlar ve normalde üretken yatırımları finanse etmek için tasarlanmamış ve bu nedenle 87 (eski 92) (3). Madde kapsamında muaf tutulma olasılığı olmayan işletme yardımları arasında ayırım yapılması güçtür. Belirli herhangi bir işletmeye yarar sağlamaksızın temel araştırma ve geliştirmeyi teşvik etmek için verilen yardımlar ise, genellikle yardım olarak kabul edilmemektedir.

    • Çevre yardımları, Topluluğun çevrenin korunmasına yönelik devlet yardımı ile ilgili yönlendirici ilkelerine tabidir. Bu ilkeler bir yandan geniş kapsamlı ve kulanıcı dostu bir çerçeve sunarken, diğer yandan yasal gerekliliklerin de ötesinde kirliliği azaltmak için gönüllü faaliyeti cesaretlendirmek amacıyla, “kirleten öder†ilkesinin (174. Madde (eski 130)) tam olarak uygulanmasına yöneliktir.

    • Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları, Topluluğun, zor durumdaki firmaların kurtarılması ve yeniden yapılandırılmasına yönelik devlet yardımları konusundaki yönlendirici ilkelerine tabidir. Söz konusu ilkeler, özellikle (dönemsel veya konjonktürel sorunlara karşılık) yapısal sorunları çözmek için tasarlanmış, başarılı olabilecek bir yeniden yapılandırma planı sunma gerekliliği olmak üzere, bu tür yardımların Ortak Pazar’la bağdaştığının düşÃ¼nebileceği koşulları detaylandırmaktadır. Adelet Divanı’nın Intermills’de verdiği hükmün anlamı; başarılı olabilecek bir yeniden yapılandırma planı (ticari) sunulmadan ve kamu kaynaklarıyla yeniden yapılandırılan, sonra da piyasada faal konuma gelen bir şirketin yaratacağı sonuçlar değerlendirilmeden devlet yardımı verilmesi mümkün değildir.

    • İstihdam yardımları, Komisyon’un yardımın Ortak Pazar’la bağdaşırlığını değerlendirmek için kullandığı kriterleri tanımlayan yönlendirici ilkelere tabidir. Genelde, Komisyon üye devletleri, yardım şeklinden çok genel tedbirler şeklinde, işgücü maliyetlerini azaltmaya teşvik etmektedir. Örneğin; diğer sektörler pahasına belirli bir sektördeki işgücü maliyetlerini azaltmayı öngören Fransız tekstil yardım planının Ortak Pazar’la bağdaşmayan bir işletme yardımı olduğu düşÃ¼nülmüş ve kabul edilmemiştir. İş idamesine ilişkin devlet yardımları ise sadece süre olarak sınırlı oldukları ve istisnai durumlarla çok gerekli oldukları takdirde kabul edilmektedir.

    • AB veya AEA ülkelerine ürün veya hizmetlerin ihracına yönelik ihracat yardımları rekabeti bozmakta ve üye devletler arasındaki ticareti doğrudan etkilemektedir. Bu tür yardımlar 87 (eski 92) (3). Madde kapsamında ender olarak haklı gösterilebilmektedir. Örneğin gemi yapımı sektöründe, üçüncü ülkelere ihraç edilen ürünlere ilişkin ihracat yardımları tolere edilebilmektedir.

    Konsey, Komisyon’un belirli kategorilerdeki yatay yardımları muaf tutmasına izin vermiştir. (ör. Küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen devlet yardımları konusundaki grup muafiyeti tüzüğü).

    1.7.Bölgesel Hedefleri Olan Devlet Yardımı Planları

    Bölgesel yardımlar, 16 Aralık 1997 tarihli Komisyon yönlendirici ilkelerinde yayımlanan detaylı değerlendirme yöntemlerine tabidir. İlkeler özellikle, göz önüne alınacak bölgeleri saptamaya ilişkin nicel kriterleri ve sosyo-ekonomik eşitsizlikleri ölçme yöntemlerini içermektedir. Yardım, hayat stamndardının anormal ölçüde düşÃ¼k olduğu veya istihdamın gerekenin ciddi boyutlarda altında olduğu bölgelerin ekonomik kalkınmasını teşvik edecekse veya böyle bir yardımın ortak menfaatlere aykırı ölçüde ticaret koşullarını olumsuz etkilemediği hallerde ve yardım belirili ekonomik bölgelerin kalkınmasını kolaylaştırcaksa, bölgesel yardım planlarının ortak pazarla bağdaştığı düşÃ¼nülebilmektedir.

    Komisyon gerekli kontrollerden sonra, üye devletler tarafından teklif edilen şekliyle bölgesel yardım planlarına izin verme yönünde yetkilendirilmiştir. Onaya yönelik değerlendirme, ulusal bölgesel yardımla ilgili yönlendirici ilkelere ve büyük yatırım projeleri için bölgesel yardım konusunda “Multisektörel Çerçeveâ€ye dayanarak yerine getirilmektedir. Bölgesel hedeflere sahip devlet yardımı planları, belirli bölgeler için ayrılması ve spesifik amaçları bu bölgelerin kalkınması olması nedeniyle, diğer kategorilerdeki devlet desteğinden farklıdır.

    Aşağıdaki tablo, yatırım yardımları (yatırımları ve iş yaratılmasını destekleyen yardınlar ) ve istisnai olarak işletme yardımları (şirketin genel işletme maliyetlerinin devralınmasında yer alan yardımlar) gibi devlet yardımı türlerinin bir özetini sunmaktadır. Sadece, yatırım yardımları bölgenin kalkınmasının başlatılmasını tetiklemek amacıyla sö konusu bölgenin yapısal dezavantajlarını telafi etmede yetersizce bu ikinci durum ortaya çıkmaktadır. Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ile büyük şirketler arasında fark gözetilmiştir.

    Komisyon, büyük şirketlere verebilecek yatırım yardımlarının limitlerini daha detaylı olarak hesaplamıştır. İşletme yardımına ise, sadece Avrupa Birliğinin uç sınırlarında yer olan diğer koşullar şu şekilde sırlanmaktadır: I) yardım hayat standardının anormal ölçüde düşÃ¼k olduğu bölgelerle sınırlıdır, iii) yardım azalan oranda gerçekleşir ve iv) üye devletler veya üçüncü ülkelere ihracatı azaltmak için kullanılamaz.

    1.7. Sektörel Hedefleri Olan Devlet Yardımı Planları

    Belirli sektörel sorunlara yönelik devlet yardımlarına ilişkin olarak özel kurallar çıkarılmış olup, bu sektörlerden bazıları şunlardır:

    • Çelik;
    • Kömür;
    • Sentetik lifler;
    • Gemi yapımı;
    • Ulaştırma (73. Madde (eski 77));
    • Tarım ve balıkçılık (36. Madde (eski 42)).

    1.8.Devlet Yardımlarnın Kontrolünde Komisyon Uygulaması

    1.8.1.Vakaların Kaydedilmesi

    Ãœye devletlerin sağladığı yardımlarla ilgili vakaların eline ulaşması üzerine, Komisyon, tüm idari kurumlar gibi, vakaları sınıflandırmak ve ele almak için belirli bir sistemden yararlanmaktadır. Bu kayıt sistemi yardımın türüne dayalıdır ve esasen, konunun aciliyeti hakkında Komisyon’a ipucu vermektedir.

    Bu sistemde, münferit olarak devlet yardımı vaka numarası verilmektedir. Bu vaka numarası dört unsurdan oluşmaktadır: öreneğin: “N 154a/2000â€. Vakalar şu şekilde sınıflandırılmaktadır.

    Tablo 1: Devlet Yardımlarının Sınıflandırılması

    Sınflandırma N bildirilmiş bir vakayı belirtir
    N N Bildirilmemiş bir vakayı belirtir.
    E Mevcut yardıma ilişkin bir vakayı belirtir.
    Komisyon yardımın ortak pazarla bağdaşırlığı konusunda şÃ¼pheler beslediğinde, resmi soruşturma açılır ve vaka sınıflaması C’ye dönüşÃ¼r.
    Numara:

     

    Yıl: Kendi vaka türünün seri numarasını belirtir, ör. 154. Zaman zaman, pek çok devlet yardımı tedbiri içeren büyük tek bir vaka, iki veya daha fazla vakaya bölünebilir. Bu bölünme ‘a’, ‘b’ vs. ile tanımlanır.
    Vakanın Komisyon tarafından kayıt yılını belirtir, ör. 2000

    Bildirilmiş yardımın bildirilmemiş yardımdan daha hızlı (daha kısa süre bitimleri) ele alınması gerektiğinden, bu esasen idari bir araçtır. Bununla birlikte, sonuçlar oldukça farklı olduğundan, münferit devlet yatdımı vakasına verilen numarayı kontrol etmek çok yararlı sonuçlar doğurabilmektedir. NN numarasının verilmiş olması durumunda, Komisyon mevcut herhangi bir sürede karar almak zorunda değildir. Yalnızca, vaka Komisyon’da kaydedildikten sonra 18 ay içerisinde karar alma yönünde Komisyon’un bağlayıcı olmayan bir taahhüdü olması gerekmektedir. Bu bağlayıcı olmadığından, ne üye devletler ne de şirketler bu süre bitimini uygulayabilmektedir.

    Uygulanabilir kurallar, yardımın verilmiş olduğu sektör türüne bağlı olarak farklılık göstermektedir: Antlaşma’nın kapsamına giren devlet yardımı vakaları için, usul kuralları 659/99 sayılı, 22.03.1999 tarihli Konsey Tüzüğü’nde ortaya koyulmuştur. AKÇT Antlaşması’nın kapsamına giren devlet yardımı vakaları için ise, ilgili maddeler AKÇT Antlaşması’nın 4 (c) maddesi ve 95. maddesidir. Ancak, bu Antlaşma’nın süresi 22 Temmuz 2002 tarihinde sona erecektir.

    Yardım sistemine ilişkin olarak, vakaların iki kategoriye ayrılması gerekmektedir:

    • Devlet yardımı planları:
    Devlet yardımı planları, daha başka uygulama tedbirleri gerekmeksizin, teşebbüslere bireysel yardımların verilebileceğini belirten resmi yazılardır. Bu planlar devlet yardımlarının verilebileceği koşulları, ne miktarda verilebileceğini açıklamaktadır.

    • Bireysel başvurular:
    Topluluk devlet yardımına ilişkin çeşitli yönlendirici ilkelerde ortaya koyulan bazı koşullar çerçevesinde, bireysel olarak verilen yardımlar, onaylanmış bir yardım planı bazında verilse dahi bildirilmelidir. Bu yardımlar, onaylanmış bir yardım planına dayanmıyorsa, bunların da bildirilmesi gerekmektedir. Burada, örneğin kamu kaynaklarının meblağı bir devlet yardımı planının koşulları çerçevesinde verilse de, Komisyon her münferit devlet yardımı vakasından haberdar edilmelidir.

    • Bireysel başvurular:
    Topluluk devlet yardımına ilişkin çeşitli yönlendirici ilkelerde ortaya koyulan bazı koşullar çerçevesinde, bireysel olarak verilen yardımlar, onaylanmış bir yardım planı bazında verilse dahi bildirilmelidir. Bu yardımlar, onaylanmış bir yardım planına dayanmıyorsa, bunların da bildirilmesi gerekmektedir. Burada, örneğin kamu kaynaklarının meblağı bir devlet yardımı planının koşulları çerçevesinde verilse de, Komisyon her münferit devlet yardımı vakasından haberdar edilmelidir.

    1.8.2.Devlet Yardımlarında Karar Türleri

    Bir devlet yardımı vakasında alınacak muhtemel muhtemel kararlar, Antlaşma’nın 88. Maddesinin uygulanmasına ilişkin detaylı kurallar ortaya koyan 659/1999 sayılı, 22 Mart 1999 tarihli Konsey Tüzüğü’nde açıklamaktadır.

    Özet olarak, karar türüne göre şu muhtemel kararlar tanımlanabilmektedir.
    • Yardım yer almadığı için işlem başlatmadan onay;
    • Yardıma itiraz olmadığı için işlem başlatmadan onay;
    • Resmi işlem başlatmak işlem başlatmak veya işlemi uzatmak için;
    • Bildirimin geri çekilmesi nedeniyle resmi işlemi sona erdirmek;
    • Olumlu bir kararla resmi işlemi sona erdirmek : yardım bağdaşmaktadır;
    • Olumsuz bir kararla resmi işlemi sona erdirmek;
    • Yardım yer almadığı kararıyla resmi işlemi sona erdirmek.

    1.8.3.Komisyon’un Kontrol Mekanizması

    Komisyon 87 (eski 92) (3). Madde kapsamında bir devlet yardımını değerlendirirken geniş bir takdir yetkisinden yararlanmaktadır. Komisyon, ekonomik koşulları dikkate alarak, yardımın Topluluk hedeflerine ulaşılması için gerekli olup olmadığıı değerlendirmelidir. Hedefin normal piyasa koşulları altında gerçekleştirilebilmiş olup olmayacağı ve yardımın süresi, yoğunluğu ve kapsamının, amaçlanan sonucun önemiyle orantılı olup olmadığı kontrol edilmelidir.

    Devlet yardımının bir ortak girişim kurmak veya birleşme yoluyla bir şirketi yeniden yapılamndırmak için verilmiş olduğu hallerde, Komisyon iki farklı usul kapsamında hareket etmektedir. İşlemi 81(3). Madde veya birleşmeyi kontrol tüzüğü kapsamında değerlendirmeye yönelik bir başka usul. Açıkçası, çelişen değerlendirmeler olması, uygulamada zorluklara yol açabilmektedir. Bu tür bir durumda, Komisyon’un tek bir politika tanımlaması gerekmektedir.

    22 Mart 1999’da kabul edilen 659/1999 sayılı Konsey Tüzüğü, usul kurallarının sistematik olarak düzenlenmesi ve açıklığa kavuşturulmasıyla şeffaflığı ve hukuki belirginiliği artırmayı amaçlamaktadır. Tüzük özellikle bildirim, eylemde bulunmama (bildirilmiş bir yardımın etkilerinin askıya alınması), ön dğerlendirme, bilgi talepleri, sözlü savunma, kararlar, ara tedbirler, kanuna aykırı yardımların geri alınması, rapor verme yükümlülükleri, izleme yetkileri, ulusal bağımsız denetleme organlarıyla işbirliği ve üçüncü şahısların haklarını konu almaktadır.

    88(1). Madde uyarınca, Topluluk’ta giderek artan entegrasyon ve değişen ortam nedeniyle, Komisyon kendisinin izin verdikleri dahil, mevcut tüm devlet yardımlarını sürekli gözden geçirmelidir. 87(1). Madde kapsamında yasaklanan ve 87 (2). Madde veya de minimis imkanı veya genel herhangi bir yönlendirici ilke kapsamında izin verilmeyen bir yardımı verme ya da bu yardımda değişiklik yapma yolundaki her plan 88(3). maddeye göre Komisyon’a bildirilmelidir.

    Bildirim, planlanan yürürlük tarihinden en az iki ay veya gerekli hallerde 30 gün önce yapılmalıdır. 88(3). Maddenin ihlali durumunda ise ödeme yapılmamaktadır. Yardım planının 87(2). Madde kapsamındaki istisnaları uygun olduğu durumlarda dahi Komisyon bildirimi zorunlu kabul etmektedir. Bildirimde bulunmama, 226. madde, (eski 169) kapsamındaki istisnaları uygun olduğu durumlarda dahi komisyon’un veya ulusal mahkemeler huzurunda, kanuna aykırı yardımın geri alınmasını talep eden şahısların dava açmasına yol açabilmektedir. Yardımın bağdaşması veya bağdaşmaması konusunda gerekli bilgileri alamak amacıyla, ulusal mahkemenin Komisyon’a danışması mümkündür. Konu, karar için Avrupa Komisyonu’na götürülmüş olduğundan, ulusal rekabet otoriteleri konuya dahil değildir. Bu durumda ulusal mahkemeler Avrupa hukuku hükümlerini veya bu esasta alınan kararları uygulayabilmektedir.

    Devlet yardımı önceden bildirilmelsizin yürürlüğe koyulduğu takdirde, 659/1999 sayılı tüzüğün 1(f) maddesi, yeni bir yardımın kanuna aykırı olduğunu belirtmektedir. Uygulama yasağı doğrudan etkiye sahiptir ve ulusal mahkemeler tarafından uygulanabilir şekilde, birey haklarını doğurmakatadır. Buna göre örneğin, devlet yardımının geri ödenmesi amacıyla, özel şirketler mahkemede (rakiplerine verilmiş) devlet yardımının kanuna aykırılığı iddiasında bulunabilmektedir. Ayrıca komisyon, yardımın Ortak Pazar’la bağdaştığı konusunda bir karar alıncaya dek, üye devletin kanuna aykırı her tür yardımı askıya almasını talep eden bir karar alabilmektedir. Bu durumda ilk olarak ilgili üye devlete görüşlerini sunma olanağı verilmektedir. Bu durumda ilk olarak ilgili üye devlete görüşlerini sunma olanağı verilmektedir. Komisyon’un kanuna aykırı yardımı Ortak Pazar’la bağdaşmaz ilan ettiği hallerde, ilgili üye devletin ulusal hukuku çerçevesindeki usuller uyarınca yardımın yararlanandan geri alınmasını istenebilmektedir.

    İki safhalı değerlendirme: Komisyon, ilk değerlendirmesini Adelet Divanı’nın talep ettiği şekliyle iki aylık bir süre içerisinde tamamlamalıdır. Bu ilk değerlendirme, yardımın bağdaşmasıyla veya bağdaşması konusunda ciddi şÃ¼pheler olması durumunda, yardımın yürürlüğe girmesini engelleme amaçlı prosedürün başlatılmasıyla sonuçlanabilmektedir. Komisyon’un bu kararlardan birini iki aylık süre içerisinde almaması durumunda, devlet yardımı kendiliğinden onaylanmış sayılmakta ve Komisyon’un bu yardıma karşı harekete geçmesi engellenmektedir. Bu nedenle, işlem başlatılmaması doğrudan etkiye sahip bir eylemdir veü ye devlet veya daha çok, ilgisi olan diğer tarafların (ör. Rakipler) buna itiraz etmesi beklenebilmektedir.

    İkinci safhada, işlem başlatılmasından sonra, Komisyon Resmi Gazete’de bir tebliğ yayımlayarak üye devletleri ve ilgisi olan diğer tarafları bilgilendirmektedir. Komisyon (211 ve 284. Maddeler (eski 155 ve 213) kapsamındaki yetkileri esasında) rakipler dahil, üye devletlere, işletmelere, veya birliklere bilgi taleplerini ileterek, soruşturmayı sürdürmekte ve bu aşamada, ilgili üye devletleri, üçüncü şahısları ve şikayet sahiplerini de dinleyebilmektedir. Bu yönde yasal bir yükümlülük bulunmamakla birlikte Komisyon, şikayetleri dkkatle incelemek ve detaylı bir pazar analizine geçmek durumundadır.

    Bildirilmiş yardımın 88 (3). Madde uyarınca Ortak Pazar’la bağdaştığını veya 86 (2). Madde kapsamında onaylandığını belirten bir Komisyon kararına diğer üye devletlerin veya üçüncü şahısların itiraz hakkı bulunmaktadır. Ancak, konunun kendilerini doğrudan ve bireysel olarak ilgilendirdiğini kanıtlamaları gerekmektedir. Bununla birlikte, Komisyon yardımın bağdaşmadığını tespit ettiği takdirde, ilgili devlete uygun bir sürede bu yardımı kaldırma veya yardımda değişiklik yapma talimatını vermektedir.

    İlgili üye devletlerin de karara itiraz etme hakkı bulunmaktadır. (230 (eski 173) (1). Madde) Adelet Divanı 243. Madde (eski 186) uyarınca ara tedbirler çıkarmazsa, kararın uygulanması gerekmektedir. İlgili devlet Komisyon kararına uymadığı takdirde, Komisyon veya İlgisi olan başka herhangi bir devlet 226 ve 227. Maddelerden (eski 169 ve 170) saparak, konuyu doğrudan Adelet Divanı’na havale edebilmektedir (88 (eski 93) (2) (3). Madde)

    1.8.4. Kanuna Aykırı Yardımın Geri Alınması

    Adelet Divanı karara itiraz etmez ya da kararı teyit etmezse, Komisyon yetkili ulusal otoritelerin kanuna aykırı yardımı geri almasını talep etmektedir. Yardımı alan, yardımın 88. Maddede (eski 93) ortaya koyulan prosedür uyarınca verilmiş olduğuna dair haklı bir beklentisi olması dışında, iyi niyet ilkesinin uygulanmasını talep edememektedir. Ãœye devletin kanuna aykırı devlet yardımını geri almaması durumunda, Komisyon yeni bir yardımın muafiyetine itiraz etmektedir. Söz konusu şirketin iflasına yol açabilecek olsa dahi, kanuna aykırı şekilde verilmiş bir devlet yardımının iade edilmesi gerekmektedir. Tek istisna, “mutlak olanaksızlık†durumlarıdır ve yardımdan yarar sağlayanın, bunu ulusal mahkeme huzurunda kanıtlaması gerekmektedir. İstisnai durumlarda, Komisyon’un olumsuz kararı, üye devletin talebiyle Konsey tarafından hükümsüz kılınabilmektedir. (88 (2) (3) ve (4). Madde).

    Ulusal mahkemeler, Komisyon ve ulusal mahkemeler arasında işbirliği konulu Tebliğ uyarınca Komisyon’dan yardım ve bilgi talep edebilmektedir.

    1.9.5. Komisyon Kararlarının Yayımlanma Süreci

    Birinci Safha: Ön inceleme
    ŞÃ¼pheye yer bırakmayan vakalar, tedbirin yardım teşkil etmediğine dair bir karar ve Ortak Pazar’la bağdaştığı için yardıma itiraz etmemeye dair bir kararla kapanabilmektedir. Bu kararlar için, Resmi Gazete’de, resmi Topluluk dillerinin onbirinde birden duyuru yayımlanmakta, ancak kararın kendisi sadece ilgili üye devletin dilinde yayımlanmaktadır.

    Komisyon’un yardımın Ortak Pazar’la bağdaşırlığı konusunda şÃ¼phelere sahip olduğu takdirde, resmi soruşturma prosedürü başlatması gerekmektedir. Bu yöndeki karar Resmi Gazete’de, diğer resmi dillerde anlamlı bir özetle birlikte orijinal dildeki versiyonda yayımlanmaktadır.

    Komisyon’un devlet yardımı kararlarının herkese açık versiyonları, kararların kabülünden haftalar sonra yayımlanmaktadır. Çünkü ilgili üye devletin, ticari sırların kararın yayımlanan metninden çıkarılmasında mutabık kalması gerekmektedir. Bazı vakalar için basın açıklamaları da yayımlanmakta ve bunlara kararın alındığı gün ulaşılabilmektedir. Karardan kısa bir süre sonra kayıt safhası aracılığıyla da görülebilmektedir.

    1.10. 31.03.2001 Tarihi İtibarıyla Ön İnceleme Altındaki Vakalar

    Aşağıdaki tablo, Komisyon’un incelediği vakaların bir özetini sunmaktadır (Aşağıdaki tablolarda “N†“bildirilmiş bir yardımıâ€, “NN†ise “bildirilmemiş bir yardımı†ifade etmektedir. Komisyon’un uygulanmasında, örneğin üye devlet Komisyon’u ödeme yaptıktan sonra yani devlet yardımından çok geç haberdar ettiğinde vaya Komisyon bu devlet yardımınını bir şikayet sonrasında veya esen araştırmak suretiyle öğrendiğinde, devlet yardımı vakasına “NN†numarası verilmektedir.

    Tablo 2: 31.03.2001 tarihi itibarıyla ön inceleme altındaki vakalar
    (üye ülke bazında)

    B DK D EL E F IRL I
    Tarım GM N 5 5 20 7 18 5 2 40
    NN 4 1 2 2 1 7
    Toplam 5 5 24 8 20 7 3 47
    B DK D EL E F IRL I

    Rekabet GM E 2 2 1 4 1
    N 14 8 43 4 31 43 7 37
    NN 4 1 16 2 5 3 4
    Toplam 20 9 61 7 36 43 14 42
    B DK D EL E F IRL I
    Enerji ve
    Ulaştırma
    GM N 1 2 1 2 10
    NN 1 1 3 1
    Toplam 2 3 1 5 11
    B DK D EL E F IRL I
    Balıkçılık GM N 2 4 1 27 8 5 6
    NN 6 3 2
    Toplam 2 4 1 33 11 5 8
    B DK D EL E F IRL I
    Genel Toplam 25 18 92 16 90 66 22 108
    L NL A P FIN S UK EU
    Tarım GM N 4 6 8 1 9 130
    NN 1 1 1 20
    Toplam 4 7 8 2 10 150
    L NL A P FIN S UK EU
    Rekabet GM
    E 1 1 12
    N 1 8 10 4 5 18 233
    NN 2 2 1 1 2 3 46
    Toplam 1 10 12 5 7 3 21 291
    L NL A P FIN S UK EU
    Enerji ve
    Ulaştırma
    GM N 1 2 19
    NN 1 7
    Toplam 2 2 26
    L NL A P FIN S UK EU
    Balıkçılık GM N 4 4 1 1 63
    NN 2 13
    Toplam 4 6 1 1 76
    L NL A P FIN S UK EU
    Genel Toplam 1 20 19 11 18 5 32 543


    Ãœye devletler, öreneğin şirket devlet yardımını geri ödemişse, vakaları geri çekebilmektedir. Aşağıdaki vakalar (01.01.2000-31.03.2001 arasında) Komisyon’a bildirildikten sonra geri çekilmiştir.

    Tablo 3: Geri çekilen vakalar

    B DK D EL E F IRL I
    Tarım GM
    Rekabet GM 1 1 1 3 1 1 5
    2 2 20 9 9 8
    Toplam 3 2 21 1 12 1 10 13
    L NL A P FIN S UK EU
    Tarım GM
    Rekabet GM 3 16
    3 3 1 1 58
    Toplam 3 6 1 1 74

    (B: Belçika, DK: Danimarka, D: Almanya, EL:Yunanistan, E:İspanya, F:Fransa, IRL: İrlanda, I:İtalya, L:Lüxemburg, NL:Hollanda, A:Avusturya, P:Portekiz, FIN:Finlandiya, S:İsveç, UK:İngiltere, EU:Avrupa Birliği)


    1.11. Hükümetler ve Kamu Organlarının Kullanabileceği Yardım Araçları

    Ãœye devlet yetkililerinin ulusal firmaları desteklemek amacıyla kullandığı araçlar, üçüncü şahıslardan (daha fazla) kaynak aktarılması için bir tür devlet desteği şeklinde ortaya koyulan tam bir sübvansiyondan, çeşitli vergi indirimlerine dek değişmektedir.

    Aşağıdaki liste, kamu otoritelerinin yararlandığı yardım araçlarını belirtmektedir.

    • Geri ödenebilir yardımlar;
    • Öz sermaye;
    • Öz kaynak kredisi;
    • Faiz sübvansiyonu;
    • Uzun vadeli kredi;
    • Teminat;
    • Kira yardımı;
    • Gelir kaybı;
    • Borcun silinmesi;
    • Parafiskal vergi indirimi;
    • Sosyal güvenlik indirimi;
    • Vergiden muaf kazanç;
    • Vergi matrahında indirim;
    • Verginin ertelenmesi veya iptali;
    • Vergi oranında indirim.

    1.12. Devlet Yardımlarının Kontrolünün Şirketler Ãœzerindeki Etkileri

    Devlet yardımı “de minimis†eşiğinden yüksek olduğu sürece, onay için Komisyon’a bildirilmelidir. Mevcut “de minimisâ€, yani Avrupa’daki herhangi bir gerekliliği yerine getirme zorunluluğu olmadan, bir üye devletin bir konuya yapacağı maksimum yardım mikatarı şu an üç yıl için 100.000, Euro’dur.

    Avrupa Komisyonu, öncelikli hedeflerine bağlı olarak, devlet yardımlarını farklı kategorilere ayırmaktadır.

    • AR-GE yardımları;
    • Eğitim yardımları
    • İstihdam yardımları;
    • KOBİ yardımları;
    • Kalkınma yardımları;
    • Enerji tasarrufu yardımları;
    • Çevre yardımları;
    • Doğrudan yabancı yatırıma ilişkin yardımlar;
    • Genel yardımlar;
    • Yatırım yardımları;
    • Bölgesel yardımlar;
    • Kurtarma yardımları;
    • Yeniden yapılandırma yardımları;
    • Sektörel yardımlar;
    • Sosyal planlar;
    • Ulaştırma yardımları.

    Bir başka ayırım ise sektöre veya faaliyete göre yapılmaktadır:

    • Tarım,
    • Kimya ve ecza sanayii,
    • İnşaat ve mühendislik,
    • Elektirikli ve elektronik ürünler,
    • Enerji ve ulaştırma,
    • Finans sektörü,
    • Balıkçılık,
    • Sanayi makineleri,
    • İmalat sanayii,
    • Motorlu taşıtlar,
    • AKÇT dışındaki çelik hizmetleri,
    • Gemi yapımı,
    • Çelik,
    • Çelik demirden dışı metaller,
    • Sentetik lifler,
    • Tekstil ve giyim sanayii,
    • Turizm,
    • Ulaştırma.

    Komisyon tarafından karar alınmadığı sürece, bir üye devletin, devlet yardımından yarar sağlayan tarafa bu yardımı ödemesi mümkün değildir (eylemde bulunmama hükmü). Bununla birlikte, bir devlet yardımının ödemesi, bildirimden sonra Avrupa Komisyon’nun “a priori†(önceden) resmi mutabakatını almadan gerçekleştiği takdirde, bu devlet yardımının, Komisyon’un resmi mutabakatı olmadan verilmesi nedeniyle kanuna aykırı olması gerekmektedir. Ancak Komisyon, bir karar alınmadan önce, bu belirli amaca hizmet eden yardımın Ortak Pazar’la bağdaşırlığını kontrol etmek durumundadır.

    Devlet yardımının kötüye kullanılması, yani devlet yardımının, bu yardım verirken üye devlete ilk başta ifade edilenden farklı bir amaç için kullanılması halinde, Komisyon devlet yardımının kötüye kullanıldığına ilişkin bu iddiayı incelemek üzere resmi işlem başlatabilmektedir.

    Herhangi bir şirketin, rakibinin kanuna aykırı bir şekilde devlet yardımı aldığına dair şikayette bulunması mümkündür. Bu durumda Komisyon için iki olasılık mevcuttur: Komisyon resmi bir karar alabilir veya bu vaka görüş bildirmek için yetersiz gerekçe olduğunu ilan edebilir. Sadece davacının, izin verilmiş bir devlet yardımına veya devlet yardımına veya devlet yardımı olmayan bir tedbire atıfta bulunması durumunda bu ortataya çıkmaktadır. Ancak, şikayetlere ilişkin bu prosedürün yine de Komisyon tarafından tüm detaylarıyla kabul edilmemesi söz konusu olabilmektedir. Antitröst durumunda olduğu gibi, Komisyon’un şikayeti değerlendirip, nihayetinde Topluluk menfaati olmadığı gerekçesiyle tepki göstermeme olasılığının olup olmadığı henüz net değildir.

    Komisyon’un tüm kararları Avrupa Topluluğu Resmi Gazetesi’nin “C†sersinde duyurulmaktadır. Bununla birlikte, bazı kararlar sadece “kartuşâ€ olarak adlandırılan, farklı dillerde ve özet şekilde yayımlanabilmektedir. Bu tür kararlara ilgili Ãœye Devletin dilinde uzun olarak yayımlandıkları Internet üzerinden ulaşılabilmektedir.

    Ulusal mahkemeler devlet yardımlarının kontrolünde önemli bir rol oynamaktadır: söz konusu mahkemeler, devlet yardımlarıyla ilgili kararları uygulamak zorundadır. Kanuna aykırı devlet yardımı verilmiş olması halinde, ulusal mahkemeler tazminata izin verebildikleri gibi “eylemde bulunmama“ talimatı verebilmektedirler. Komisyon’un ulusal mahkemelerle işbirliği bir Bildirge’de açıklanmış ve ATAD ‘ın “SFEI†hakkındaki kararında vurgulanmıştır. ATAD kararı uyarınca, ulusal mahkemelrin Komisyon beklememeleri, bağımsız olarak tepki göstermeleri gerekmektedir. Tedbire ilişkin herhangi bir şÃ¼phe olması halinde ise, ulusal mahkemeler ATAD’a veya Komisyon’a danışabilmektedirler.

    Komisyon giderek daha fazla grup muafiyeti çıkarmaktadır, bu çerçevede gelecek birkaç yıl içinde ulusal mahkemelerin öneminin arması beklenmektedir.

    Devlet yardımlarının kontrolünde ulusal rekabet otoritelerinin rolünün de önümüzdeki yıllarda arması beklenmektedir. Komisyon’un iş yükünü azaltmak ve idareyi vatandaşa yakınlaştırmak amacıyla, ulusal rekabet otoritelerine daha fazla yetki verilmesi doğrultusunda devlet yardımlarının kontrolünün yeniden düzenlenmesi planlanmaktadır.

    2. Kamu İşletmeleri, Devlet Yardımları Ve Piyasanın Serbestleştirilmesi

    2.1. Kapsam

    Kamu işletmelerine ve üye devletlerin özel veya münhasır haklar vermiş olduğu işletmelere ilişkin olarak, AB Antlaşması’nın 86(1). maddesi (eski 90 (1) ), üye devletlerin Antlaşma’da yer alan kurallara ve özellikle rekabet kurallarına aykırı her tür tedbiri yasalaştırmasını veya yürürlükte bırakmasını yasaklamaktadır.

    86 (2). Madde Antlaşma’nın genel kurallarından bir ölçüde sapmaya imkan vermektedir. Buna göre, genel ekonomik yarar sağlayan hizmetlerin işletilmesiyle görevli kurumlar, rekabet kurallarının uygulanması kendilerine verilmiş belirli görevlerin yerine getirilmesini hukuken veya fiilen engellemediği ölçüde, bu kurallara tabi olmalıdır. Bu hükmün amacı, üye devletlerin bazı işletmeleri ekonomi veya vergi politikası aracı olarak kullanmadaki menfaatini, Topluluğun rekabet kurallarına uyum ve iç piyasanın korunmasındaki menfaatiyle uzlaştırmaktadır. Ulusal hizmet şirketleri bu sapmaya (bir ölçüde) uygunluk gösterebilmektedir.

    Komisyon’un serbestleştirme politikası, bu belirli alan için üye devletlere uygun direktif veya kararlar yöneltmesine imkan veren 86(3). Maddeye (eski 90(3)) dayanmaktadır. Örneğin, 96/19/AT sayılı Direktif, 1 Ocak 1998’I telekominikasyon piyasasında serbest rekabetin yürürlüğe girme tarihi olarak belirlemiştir.

    2.2. Serbestleştirilecek Ãœrün ve Hizmetler

    Kamu hizmet yükümlülüğü kapsamında bir üye devletin topraklarının tümüne veya bir kısmına temel hizmet götüren ağlardan yararlanan tekellerden kaçınmak amacıyla, Komisyon şu konulara serbestleştirme politikası izlemektedir:

    • Gaz ve elektirik üretimi ve dağıtımı;
    • Telekominikasyon;
    • Posta hizmetleri;
    • Ulaştırma;

    2. 3. Kamu İşletmelerine Verilen Devlet Yardımları

    AB Antlaşması’nın 86. Maddesi özellikle kamu teşebbüslerine verilen devlet yardımlarıyla ilgilenmektedir. Prensipte, devlet yardımı verilmesine ilişkin kuralların aynısı bu şirketler için geçerlidir. Antlaşma’da belirtildiği üzere “Üye devletler bu Antlaşma’da yer alan kurallara, özellikle 85.iİla 94. Maddelerde öngörülen kurallara aykırı herhangi bir tedbiri yasalaştıramaz veya yürürlükte bırakamazâ€.

    Antlaşma’nın açıkça ifade ettiğine göre: “Genel ekonomik yarar sağlayan hizmetlerin işletilmesiyle görevli veya gelir üreten tekel özelliğindeki teşebbüsler, bu Antlaşma’da yer alan kualların uygulanması kendilerine verilmiş belirli görevlerin yerine getirilmesini hukkuken veya fiilen engellemediği ölçüde, bu kurallara tabidir. Ticaretin gelişimi Toplululuk menfaatlerine aykırı olacak şekilde etkilenmelidir.â€

    Avrupa Komisyonu durumu değerlendirmek ve üye devletlere uygun direktifler veya kararlar hazırlamak üzere yetkilendirilmiştir.

    Adelet Divanı tarafından 87(1). Madde çerçevesinde teyit edilen şekliyle devlet yardımları, geniş kapsamlı bir nosyondur. ve diğer özel şirketlere yüklenen masraflardan muafiyeti de içermektedir. Devlet yardımının sağlanmasına neden olan gerekçeler değil yardımın sonuçları önem taşımaktadır. Bu anlamda, Adelet Divanı sosyal güvenlik ödemelerindeki indirimin veya rekabete ilişkin özel yönlendirici ilkelerin devlet yardımı olarak nitelendirilmesi gerektiğini tespit etmiştir.

    Yakın dönemde, yukarıda açıklanan devlet yardımı türünü değerlendirmek için “piyasa yatırımcısı†testi önerilmiştir. Bu test çerçevesinde, “özel yatırımcı kamu yatırımcısı olarak benzer koşullar altında hareket etse, aynı koşullar altında aynı tedbire (devlet yardımı) yönelmiş olur muydu†sorusunu irdelemek önemlidir.†Bu test karşılandığı anda, tedbir rekabette bozulma yaratmıyor anlamına gelmektedir.

    3. AVRUPA KOMİSYONU’NUN SÃœREÇ İÇİNDEKİ YERİ

    Komisyon, AB rekabet kurallarına saygı gösterilmesini sağlama görevine sahiptir. Bu görevi yerine getirirken;

    1 Resen
    2 Ãœye devletler, firmalar veya bireylerden gelen şikayetler üzerine;
    3 Firmaların anlaşmaları bildirimleri takiben veya
    4 Bir üye devletin planladığı devlet yardımlarına ilişkin bildirimleri takiben harekete geçmektedir.

    Komisyon geniş araştırma yetkilerine sahiptir. Önceden bildirimde bulunmadan işyerinin binasında incelemelerde bulunabilmekte ve gerekli dökümanları görmeyi talep edebilmektedir. Bir karar almadan önce, ilgili firmalara ve üye devletlere , özel olarak düzenlenen oturumlarda görüşlerini açıklama olanağı tanımaktadır. Bir Komisyon kararına konu olan firmalar veya üye devletler, karara ilk Derece Mahkemesi ve Lüksemburg’daki Adelet Divanı önünde itiraz edebilmektedir. Rekabete aykırı davranıştan mağdur olduğuna inanan bireyler veya firmaların, davalarını ulusal mahkemelerin huzuruna getirmesi de mümkündür. Örneğin 1999 yılında, Avrupa’daki on çelik firmasının ve mesleki birlikleri Eurofer’in itirazını takiben, ilk Derece Mahkemesi, fiyat tespiti, pazar paylaşımı ve gizli bilgi alışverişi nedeniyle kendilerine para cezası veren Komisyon kararını temelde teyit etmiştir.

    Â