• Rekabet Hukuku / Rekabet Bülteni

  • Sayı : 10 / Yıl : 2003

  • Ulusal Program’da Devlet Yardımları’nın Konumu

  • Ulusal Program’da Devlet Yardımları’nın Konumu

    Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 2003/5930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Avrupa Birliği Müktesebatının Ãœstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Kararı 23 Haziran 2003 tarihinde kabul etmiş ve 24 Temmuz 2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlamıştır. Aşağıda sunulan bölüm Türkiye Ulusal Programı’nda yer alan Devlet Yardımları’na ilişkin durum tespiti ve mevzuat uyumu kapsamındaki taahhütlerimizdir.

    I. Öncelik tanımı

    a) Mevcut durum
    Türkiye’de devlet yardımları alanında birbirinden bağımsız olarak faaliyet gösteren bir çok kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Yatırım yardımları (yerli ve yabancı) esas itibarıyla Hazine Müsteşarlığınca uygulanmaktadır. Yatırımlarda devlet yardımları uygulamaları halen birden çok karar ve tebliğde yer alan usul ve esaslara göre yürütülmektedir. Yatırımlarda Devlet Yardımları Sisteminin ana dayanağı, halen yürürlükte olan 25.3.1998 tarih ve 23297 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yatırımlarda Devlet Yardımları ve Yatırımları Teşvik Fonu Hakkında 23.02.1998 tarihli ve 98/10755 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıdır.

    Yatırımlarda devlet yardımları sistemine dahil mevzuattan Genel Destek Sistemi (98/10755 sayılı Karar) ve KOBİ Destek Sistemi ülke bazında uygulanan genel nitelikli destek sistemleridir. Bu sistemlerde bölgesel farklılıklar sadece desteklerin yoğunluğunu etkilemektedir. Diğer uygulamalar ise, sadece belirli bölgeleri kapsayan sistemlerden oluşmaktadır (Doğu ve Güneydoğu Anadolu illeri, depremden zarar görmüş iller gibi).

    İhracat destekleri olarak yapılan yardımlar ise AB’nin “yatay yardımlar†başlığı altında topladığı nitelikteki yardımlardan oluşmakta ve esas itibarıyla Dış Ticaret Müsteşarlığınca yürütülmektedir. İhracat kredisi ve sigortası uygulamaları ise Eximbank tarafından yapılmaktadır. Ayrıca KOBİ sayılan firmalara Halk Bankası tarafından kredi verilmektedir.
    AB Hukuku, devlet yardımlarına, rekabeti ve ticareti olumsuz yönde etkilemediği ve Topluluğun tümünün çıkarına olduğu durumlarda cevaz veren bir yapı arz etmektedir. Dolayısıyla yardım esasta “yasak†olup, istisnai durumlarda onay alınmaktadır. Söz konusu istisnai durumlar ise Topluluğu kuran Antlaşmada sayılmıştır. Bunlar elbette GATT Sübvansiyonlar Anlaşmasına da uygun kurallardır. Bu konudaki AB Hukuku, Antlaşmadaki temel kurallar dışında, bir dizi tüzük, direktif ve kararlardan, içtihat kararlarından ve hayli kapsamlı bir ikincil mevzuattan (Komisyon genelgeleri) oluşmaktadır. Komisyon bu mevzuat ile üye devletlerin yardım uygulamalarını kontrol etmekte ve izlemektedir. Kabul gören yardımlar, kısaca şÃ¶yle özetlenebilir: çevre, ar-ge, istihdam, eğitim gibi yatay nitelikli yardımlar; bölgesel gelişmişlik farklarını önlemeye yönelik yardımlar; KOBİ’ler gibi belirli ekonomik faaliyet alanlarına yönelik yardımlar ve gemi-inşa ile ulaştırma sektörüne yönelik yardımlar. Tarımsal yardımlar sözü edilen AB sübvansiyon hukukunun dışında tutulmaktadır. Devlet Yardımları, Topluluk bütçesinden yapılan yardımlar gibi, aynı bölgesel esasa dayanmaktadır. Uygulanan sistem, NUTs (nomenclature of statistical territorial units) adı verilen coğrafi bazda tespit edilmiş kalkınmışlık kriterleri esası üzerine kuruludur. Bu kriterlere göre coğrafi ünitelerin gelişmişlik düzeyleri belirlenmekte ve yardım seviyeleri buna göre ayarlanmaktadır. Türkiye, 1/95 sayılı OKK hükümleri gereği olarak beş yıl boyunca (bu süre uzatılabilecektir) en az gelişmişlik düzeyinde sayılmıştır. Dolayısıyla yukarıda sayılan yardımları azami düzeylerde uygulayabilecektir. Kaldı ki, mevcut mevzuatın objektif kriterleri bazında değerlendirildiğinde de durum değişmemekte ve Türkiye en ziyade müsaadeye mazhar olma konumunu elde edebilmektedir. Bununla birlikte, mevcut mevzuat hüküm ve kriterlerinin Türkiye’ye cari olabilmesi için ivedilikle yukarıda adı geçen bölgesel yardım mevzuat ve tekniklerinin (NUTs) uyumlaştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

    Türkiye’nin bu konudaki mevcut uygulamaları da coğrafi esasa dayanmakla birlikte istatistiki coğrafi birimler, kriterler ve hesaplama teknikleri bakımından geniş bir uyum çalışması gereklidir.

    Türkiye ayrıca AB’nin hassas sektörlerinde yardımları kısıtlayıcı ve/veya yasaklayıcı hükümleri içeren mevzuatı da uygulamak durumundadır.
    “Yatay†nitelikli yardımlarla ilgili mevzuatımız halihazırda AB mevzuatına geniş ölçüde uyumlu hale getirilmiştir.

    Türkiye bir yandan uyguladığı yardımları AB kurallarına uygun hale getirirken, öte yandan Komisyonun “izleme ve bilgilendirme†(monitoring and notification) ihtiyacını karşılayabilecek şekilde yeniden organize olmak durumundadır.

    Rekabet ve Devlet Yardımları ile ilgili tüm yasal düzenlemeler (ikincil mevzuat dahil) ve mevcut uygulama kuralları ülkemiz açısından bağlayıcı bulunmaktadır.

    Söz konusu mevzuat, esas itibarıyla, yardımın Komisyona bildirim prosedürleri, AB’de geliştirilen rekabeti bozmayan yardım türleri, bölgesel yardım eşikleri, özel kurallara tabi hassas sektörler, yardım yoğunlukları, ihmal edilebilir yardım tutarları (de minimis) gibi konulara ait yasal düzenlemeler ve yatay yardım mevzuatı ile kamu kesiminden KİT ve özel sektöre aktarılan kaynakların saydamlığını sağlamayı amaçlayan düzenlemelerden oluşmaktadır.

    b) Sorumlu kuruluş
    Devlet Yardımları alanında ana sorumlu kuruluşlar Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Eximbanktır. Ayrıca, bu hususta mevzuat gereği görev verilmiş olan Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile bankalar (İller Bankası gibi) da yetkili olabilmektedir.

    c) Nihai hedef
    Yatırımlarda devlet yardımları alanında müktesebata uyum sağlamak açısından AB tarafından bu konuda alınan kararların, konuların ve/veya kriterlerin yerli mevzuatın içine yerleştirilmesi diğer bir deyişle birebir üstlenilmesiyle uyum sorununun çözülmesi mümkün görülmemektedir. Bu sorunların çözümü aşamasında ortaya çıkması muhtemel idari ve teknik sıkıntıların aşılabilmesi ve sürecin kısaltılabilmesi açısından teknik düzeyde ortak çalışmalar yapılması gerekecektir. Bu manada AB’den ekonomik ve sosyal açıdan oldukça farklı bir yapıya sahip olan Türkiye’nin devlet yardımları sistemine AB’de kullanılan devlet yardımları enstrümanlarının (bölgesel ve sektörel tercih kriterleri, KOBİ tanımı, yardım tavanları ve gerekçeleri gibi) yerleştirilmesi ve uyarlanabilmesi için teknik düzeyde ortak çalışma imkanları sağlanmalıdır. Konuyla ilgili olarak Türk tarafınca hazırlanan proje ve yürütülen çalışmalarda AB ile yeterli seviyede irtibat sağlanamamış ve teknik düzeyde çalışmalar henüz başlatılamamıştır.

    Diğer taraftan, devlet yardımları uygulamalarını yürüten birimlerin organizasyonu açısından da AB Ãœyesi Ãœlkeler ile Türkiye arasında idari yapıdan kaynaklanan sistem farklılıkları bulunmaktadır. AB’de yardım uygulamaları AB fonları, Merkezi Hükümet ve yerel idarelerce yürütülürken Türkiye’de bu uygulamalar tamamen Merkezi Hükümet tarafından yapılmaktadır. Ayrıca, uyum sağlanması gereken mevzuat sadece uygulama kriterlerini kapsamamaktadır. Devlet yardımları uygulama birimlerinin mevcut uygulamalarının kontrolü, takibi ve sonuçlarının değerlendirilmesine yönelik AB tarafından talep edilen bilgilerin temini açısından idari anlamda yeniden yapılanması gerekebilecektir.

    Ãœlkemizde devlet yardımı politikalarının belirlenmesi, koordinasyonu ve denetlenmesi, AB kurallarına göre eksiklikleri ve yapılması gerekenler, uygulamalar arasında koordinasyonun temini, AB rekabet politikalarına uygunluk ve uygulamaların takibi ve sonuçlarının değerlendirilmesine yönelik yeni yapılanmaların oluşturulması konularında ilgili tüm kurumların katılımıyla Türkiye çapında ortak çalışmalar yürütülerek, bu çalışmalarda ortaya çıkan hususlar ve değerlendirmelerin AB ile yapılacak ortak çalışmalar ile ele alınması uygun olabilecektir.

    Avrupa Birliği Genel Sekreterliği koordinasyonunda bir Alt Çalışma Grubu oluşturulmuş ve devlet yardımları ile ilgili çeşitli konularda çalışmalara başlamıştır.

    II. AB müktesebatı ile Türk mevzuatı karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemler

    a) Türk mevzuatının mevcut durumu
    Yatırım Destekleri
    Yatırımlarda Devlet Yardımları başlığı altında uygulanmakta olan mevzuat iki ana başlık altında toplanmaktadır. Ãœlke bazında yapılan yatırımları kapsayan genel nitelikli uygulamalar ile bölgesel amaçlı uygulamalar.
    Genel Amaçlı Uygulamalar
    Genel Teşvik Mevzuatı:
    Mevzuata yönelik hükümler, 25.3.1998 tarih ve 23297 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yatırımlarda Devlet Yardımları ve Yatırımları Teşvik Fonu Hakkında 23.02.1998 tarihli ve 98/10755 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 6.5.1998 tarih ve 23334 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yatırımlarda Devlet Yardımları ve Yatırımları ve Teşvik Fonu Esasları Hakkında Kararın Uygulanmasına ilişkin 98/1 No’lu Tebliğ çerçevesinde yürütülmektedir.

    Genel Teşvik mevzuatı yöresel ve sektörel ayrım içermeyen yatay ve genel bir mevzuattır. Bu mevzuat çerçevesinde sadece vergi muafiyet ve istisnaları bulunmaktadır. Diğer ülkelerde vergi mevzuatı içinde yer alan uygulamalar Türkiye’de teşvik mevzuatında derlenmektedir. Şu anda uygulanmakta olan destekler;

    Yatırım indirimi: Gelir ve Kurumlar Vergisinden indirim imkanı sağlamaktadır.

    Gümrük Muafiyeti: Yatırım kapsamında yer alan makine ve teçhizata uygulanmaktadır (amortismana tabi yatırım malları). Bu muafiyet Gümrük birliğinden sonra anlamını büyük ölçüde yitirmiştir.

    KDV istisnası: Teşvik Belgesi kapsamında yer alan makine ve teçhizata KDV istisnası uygulanmaktadır.

    Vergi Resim Harç istisnası: Kredi kullanımında ve sermaye artırımında tahakkuk eden damga vergisi ve harçlardan istisna imkanı sağlar. Bu uygulamanın amacı firmalara maddi anlamda gelir sağlamaktan ziyade bürokrasi ve zaman kaybının önlenmesidir. Bu istisnaların tutarı çok düşÃ¼k orandadır.
    KOBİ Teşvik Mevzuatı
    5.3.99 tarih ve 23630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 19.02.1999 tarihli ve 99/12474 sayılı Karara istinaden uygulanmaktadır.
    KOBİ kapsamına imalat sanayinde faaliyet gösteren, işletmelerinde en fazla yüz elli işÃ§i çalıştıran ve makine ve teçhizat bedelleri toplamı 100 Milyar Türk Lirasını aşmayan işletmeler dahil edilmiştir.
    Yukarıda sayılan vergi desteklerinin yanında 75 Milyar TL’sına kadar kısa ve orta vadeli yatırım ve işletme kredisi tahsis edilmektedir. Faiz oranı kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 20, Diğer yörelerde ise yüzde 30’dur.

    Bölgesel Amaçlı Uygulamalar
    Yarım Kalmış veya İşletme Sermayesi Yetersizliği Nedeniyle Faaliyete Geçememiş Yatırımların Ekonomiye Kazandırılmasına Dair Karar ile Sağlanan Teşvikler

    5.3.1999 tarih ve 23630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 99/12474 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereği yürütülmektedir. Bu uygulama ile aşağıda sayılan geri kalmış illerde tamamlanamamış ya da tamamlanmış olup da işletme sermayesi temin edememiş işletmelerin bir an önce ekonomiye kazandırılması ve bölgede ekonomik canlılık sağlanması hedef olarak belirlenmiştir.

    99/12477 sayılı Karar ile Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Bayburt,Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Ordu, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Sımak, Tunceli, Van ve Yozgat illerinde imalat Sanayi (çırçır ve paketleme yatırımları hariç), tarımsal sanayi, sağlık ve eğitim alanlarındaki yarım kalmış yatırımlar belirtilen kapsama alınmıştır.
    Her bir işletme itibarıyla en fazla 300 Milyar Türk Lirasına kadar yatırım ve/veya işletme kredisi tahsis edilmektedir.

    Enerji Desteği
    5.3.1999 tarih ve 23630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, enerji desteğine ilişkin 26.02.1999 tarih ve 99/12478 sayılı Karar
    Yatırım teşvik belgeli işletmelere, yatırım tamamlandıktan sonra üç yıl süre ile birinci yıl yüzde 50, ikinci yıl yüzde 40, üçüncü yıl yüzde 25 oranında indirimli enerji verilmesi amaçlanmaktadır.

    Söz konusu Kararnameye göre, Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Hakkari, Hatay Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Ordu, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Sımak, Tunceli, Van ve Yozgat illerinde faaliyet gösteren firmalar kapsam dahilinde bulunmaktadır. Bu uygulama kapsamında yer alan iller, enerji sıkıntısının ve altyapı eksikliğinin yoğun olarak yaşandığı bölgeler olmalarının yanı sıra sosyal birçok sıkıntıya da sahiptir. Bu mevzuat, bölgedeki ekonomik ve sosyal istikrarın sağlanabilmesi ve ekonomik canlılığın temini için geçici olarak uygulanmaktadır (uygulamanın 2002 yılında sona ermesi öngörülmektedir).

    Tabii Afetten Zarar Gören Yatırımların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Karar
    99/13717 Sayılı Karar kapsamında yürütülen bu uygulama ile depremden zarar görmüş işletmelerin yeniden faaliyete geçebilmeleri ve bölgede yeniden ekonomik hareketliliğin sağlanması amaçlanmaktadır. Bu uygulamada, depremde hasar görmüş tesis ve makine ve teçhizatın yarısı kadar bir meblağın kredi olarak tahsisi öngörülmektedir.

    İhracat Destekleri
    Türkiye’de halen uygulanmakta olan ihracatı destekleyici nitelikteki tedbirler şunlardır:
    • Eximbank İhracat Kredi ve Sigortaları: Türkiye bu konuda yukarıda sözü geçen OECD Uzlaşmasının öngördüğü kurallara uyacak biçimde kendi ilgili mevzuatını yeniden düzenlemiştir. Zaten Gümrük birliği ile öngörülen yükümlülüklerden biri olan bu Resmi Destekli İhracat Kredileri konusunda halen İhracat- 96/12 sayılı Tebliğ doğrultusunda OECD koşulları ve AB kuralları çerçevesinde uygulama yapılmaktadır.
    • Araştırma Geliştirme AR-GE Yardımı (98/10 sayılı Tebliğ, RG: 4.11.1998)
    • Çevre Maliyetlerinin Desteklenmesi (97/5 ve 98/13 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 14.11.1998)
    • Patent, Faydalı Model Belgesi ve Endüstriyel Tasarım Tescil Yardımı (98/3 sayılı Tebliğ, RG: 27.2.1998)
    • Uluslararası Nitelikteki Yurtiçi İhtisas Fuarlarının Desteklenmesi (95/7 sayılı Tebliğ, RG: 1.6.1995)
    • Yurtdışında Ofis-Mağaza Açma. İşletme ve Marka Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi (97/9 ve 98/14 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 15.11.1998)
    • Yurt Dışında Düzenlenen Fuar ve Sergilere Milli Düzeyde veya Bireysel Katılımın Desteklenmesi (95/6 ve 97/3 sayılı Tebliğler, RG: 1.6.1995 ve 31.7.1997)
    • İstihdam Yardımı (97/8 ve 2000/1 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 29.1.2000)
    • Eğitim Yardımı (97/7 ve 2000/2 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 29.1.2000)
    • İhracat Pazar Araştırması Desteği (97/6 ve 98/12 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 14.11.1998)
    • Türk Ãœrünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Tanıtım ve Tutundurulması ile Türk Malı İmajının Yerleştirilmesine Yönelik Faaliyetlerin Desteklenmesi (2000/3 sayılı Tebliğ, RG: 29.1.2000)
    • Tarımsal Ãœrünlerde İhracat İadesi (2000/5 sayılı Tebliğ, RG 25.3.2000)

    b) Türk mevzuatında yapılması gereken değişiklik ve yenilikler
    Devlet yardımı uygulamalarıyla ilgili mevzuatta yapılması gerekenler konusu iki ayrı bölüm olarak ele alınmalıdır. Devlet Yardımları uygulamasının birden çok bağımsız birim tarafından yürütülmesi dolayısıyla uygulama mevzuatı da ayrı ayrı çıkartılmaktadır. Bu nedenle, aynı konuda destekler içeren değişik mevzuatın bir araya getirilmesi ve yardım politikalarının birbirine uyumlu ve tamamlayıcı mahiyette olması gerekmektedir.

    Konuyla ilgili bir diğer husus ise, mevcut durum itibarıyla uygulanan teşvik mevzuatının uluslararası anlaşmalarda ve AB mevzuatında yer alan rekabet ve devlet yardımları kıstaslarına genel olarak aykırı olmadığı düşÃ¼nülmekle birlikte, uygulamaların ve sistemin tümünün AB’nin yukarıda belirtilen NUTs esasına dayalı bölgesel mevzuatı zeminine oturtulması zorunludur. Kaldı ki, bu sistemin yerleştirilmesi sadece devlet yardımları uygulamaları için değil, ilerde Topluluk bütçesinden alınacak fonlar için de gereklidir. Dolayısıyla, bölgesel yapının yansıra, sektörel uygulamalar, ihmal edilebilir devlet yardımları “de minimis kuralı†yanında KOBİ’lere yönelik uygulamalar ile sosyal amaçlı uygulamaların AB Müktesebatında yer alan sistematik çerçevesinde yeniden ele alınması gerekmektedir.

    Bu yaklaşım çerçevesinde hareket etmek suretiyle, Türk mevzuatı aşağıdaki birincil mevzuata ve gerek buna bağlı olarak ve gerekse münferiden oluşturulan ikincil mevzuata (aşağıda yer almamaktadır) adapte edilecektir.
    • 80/723/EEC: Kamu teşebbüsleri ile üye devletler arasındaki mali ilişkilerin şeffaflığı hakkında 25 Haziran 1980 tarihli Komisyon Direktifi
    • 90/684/EEC: Gemi inşasına yapılan devlet yardımları hakkında 21 Aralık 1990 tarihli Konsey Direktifi
    • 3094/95/EC:Gemi inşasına yapılan devlet yardımları hakkında 22 Aralık 1995 tarihli Konsey Tüzüğü
    • 2496/96/ECSC: Çelik endüstrisine devlet yardımlarında Topluluk kurallarını tahsis eden 18 Aralık 1996 tarihli Komisyon Tüzüğü
    • 994/98/EC: Avrupa Topluluğunu kuran Antlaşmanın 92 ve 93’üncü maddelerinin belirli Yatay Devlet Yardımı kategorilerine uygulanması hakkında 7 Mayıs 1998 tarih Konsey Tüzüğü
    • 1540/98/EC: Gemi inşasına yapılan devlet yardımlarına ilişkin yeni kurallar getiren 29 Haziran 1998 tarih Konsey Tüzüğü
    • 659/1999/EC: AT Antlaşmasının 93’üncü maddesinin uygulanmasına yönelik olarak detaylı kurallar getiren 22 Mart 1999 tarih Konsey Tüzüğü

    c) Gerekli kurumsal değişiklikler
    Devlet yardımları uygulamalarını yürüten birimlerin organizasyonu açısından da AB Ãœyesi Ãœlkeler ile Türkiye arasında idari yapıdan kaynaklanan sistem farklılıkları bulunmaktadır. AB’de yardım uygulamaları AB Fonları, üye devletlerin merkezi idareleri ve yerel idarelerce yürütülmekte, ancak Komisyon, üye devletlerdeki tüm yardım programı uygulamalarını bildirim ve onay safhasından başlayarak, programın neticelenme safhasına kadar izlemektedir. Dolayısıyla üye devletlerde Komisyonu bu şekilde daimi olarak bilgilendirecek bir örgüte, bir başka deyişle milli düzeyde oluşturulacak bir Devlet Yardımları İzleme ve Denetleme Kurumuna (National State Aid Monitoring Authority) ihtiyaç bulunmaktadır. Bu kurumun görevi, devlet yardımı uygulamalarının AB müktesebatında yer alan kriterlere uygunluğunu değerlendirmek olacaktır.

    Böylece, Komisyon izleme ve denetim işlevini bu kuruluşu muhatap alarak sürdürebilecektir. Türkiye’de bu uygulamalar tamamen merkezi idare tarafından yapılmaktadır. Buradan hareketle görülmektedir ki, uyum sağlanması gereken mevzuat sadece uygulama kriterlerini kapsamamaktadır. Devlet yardımları uygulama birimlerinin mevcut uygulamalarının kontrolü, takibi ve sonuçlarının değerlendirilmesine yönelik AB tarafından talep edilen bilgilerin temini açısından idari anlamda yeniden yapılanma gereklidir.

    Oluşturulacak organ ya da kurum, devlet yardımları konusunda AB ile yürütülecek çalışmalarda mevzuat ve uygulama sonuçlarıyla ilgili gerekli bildirimlerin yapılması, bilgilendirme ve karşılıklı soruların yanıtlanmasında aktif olarak görev alacak, devlet yardımlarına yönelik GATT/DTÖ gibi uluslararası anlaşmalara, AB’de geçerli kural ve ilkelere uygunluğu sağlayacak, ülkemizin çıkarları doğrultusunda gerekli devlet yardımları politikasının oluşturulmasına katkı yapacak, uygulamaya yönelik yasal düzenlemelerin hazırlanmasında rol oynayacak ve uygulama sonuçlarını değerlendirecektir.

    d) Yeni mevzuatın yürürlüğe girmesine bağlı olarak alınması gereken tedbirler
    Devlet yardımları alanında müktesebata uyum sağlamak açısından AB mevzuatının yerli mevzuatın içine yerleştirilmesi diğer bir deyişle bire bir üstlenilmesiyle uyum sorununun çözülmesi mümkün görülmemektedir. Bu sorunların çözümü aşamasında ortaya çıkması muhtemel idari ve teknik sıkıntıların aşılabilmesi ve sürecin kısaltılabilmesi açısından teknik düzeyde ortak çalışmalar yapılması gerekecektir. Bölgesel esası getiren NUTs sistemine geçiş çalışmaları, yukarıda sorumlu kuruluş başlığı altında sayılan tüm kuruluşların ortak çalışmasını zaruri kılmaktadır. Öte yandan, AB’den ekonomik ve sosyal açıdan oldukça farklı bir yapıya sahip olan Türkiye’nin devlet yardımları sistemine, AB’de kullanılan devlet yardımları enstrümanlarının (bölgesel ve sektörel tercih kriterleri, KOBİ tanımı, yardım tavanları ve gerekçeleri gibi) yerleştirilmesi ve uyarlanabilmesi için teknik düzeyde AB ile ortak çalışma imkanları yaratılmalıdır. Daha önce bu amaca yönelik olarak hazırlanan proje ve yürütülen çalışmalarda AB ile yeterli seviyede irtibat sağlanamamış ve teknik düzeyde çalışmalar henüz başlatılamamıştır.

    Diğer taraftan, gerek ortaya konacak olan bölgesel değerlendirme kriterleri, gerekse devlet yardımları konusunda mevzuat ve idari yapılanmada mevcut olan dağınıklığı gidermek ve yeniden düzenlemek amacıyla bir çalışma çerçevesinin oluşturulması gerekli görülmektedir.

    e) Yeni düzenlemelerin uygulanması için gereken ek personel ve eğitim ihtiyacı
    AB mevzuatına uyum için gerekli yasal altyapının oluşturulması sırasında aşağıda sıralanan konularda bilgilendirme ve eğitim çalışmalarına gereksinim vardır.

    Ekonomik amaçlı yardımların temel hedef ve politikaları (özel kurallara tabi sektörler, Ar-Ge ve KOBİ destekleri, şirket kurtarma ve yeniden yapılandırma işlemleri gibi ekonomik istikrara yönelik uygulamalar)
    Sosyal amaçlı uygulamaların temel hedef ve politikaları (NUTs sistemi, bölgesel amaçlı uygulamalar, çevre korumaya ve işsizliğe yönelik destekler vb.)

    Yukarıda yer alan uygulamaların birimler arasında nasıl dağıtıldığı ve uygulamacı birimlere hangi kriterlere göre verildiği, yardım alması uygun görülen ekonomik faaliyetlerin alt ve üst sınırları ve eşiklerinin neler olduğu ve daha önemlisi bu oranların nasıl belirlendiği konuları önemli eğitim alanlarıdır.
    Kısaca, AB’ye uyum çalışmalarında mevzuatın tercüme edilmesi ve aynen kabulü yerine, temelde serbest piyasa ekonomisine müdahale niteliğinde olan ve bu hali ile rekabeti bozucu etkisi olan devlet yardımlarını haklı kılan sosyal gerekçelerin neler olduğu ve rekabet politikalarıyla nasıl ilişkilendirildiği üzerinde durmak gerekmektedir. Bu şekilde AB’nin rekabet ve devlet yardımları politikalarına ve ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına uygun teşvik enstrümanlarına sahip bir mevzuat ile uygulamada verimi azami kılacak bir kurum ya da uygulama birimi ihdas edilmiş olabilecektir.

    Buna göre, mevzuat uyumu çalışmalarında teknik işbirliği çok önemli bulunmaktadır. Bununla birlikte yukarıda öngörülen şekliyle görev tanımı çizilmiş bir kurumun oluşturulması halinde bu birimin mevcut personelinin eğitimi yanında önemli ölçüde nitelikli personel ile takviyesi de gerekmektedir.

    f) Gerekli yatırımlar
    Kurulacak sistemin işler hale getirilmesi ve mevzuata yönelik uyum için gerekli yatırımları iki kategoride ele almak gerekmektedir.

    Bu amaçla yapılması gereken fiziki yatırımlar, devlet yardımları ile ilgili oluşturulacak kurum için gerekli fiziki mekan ve donanımı kapsamaktadır. Buna göre işlevleri ölçüsünde belirlenmiş personelin bu hizmetleri görmesine imkan tanıyacak bina ve teknik donanım gereksinimi vardır.

    Konuyla ilgili bir diğer yatırım kalemi ise eğitim amaçlı harcamalardan oluşmaktadır. Bu kapsamda istihdam edilen personelin genel uzmanlık eğitimi yanında AB mevzuat ve uygulamaları, DTÖ ve diğer uluslararası anlaşma hükümleri ile ilgili bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır.

    Her iki yatırım için gerekli olan bedel, oluşturulacak yeni kuruma yüklenilen görev çerçevesinde değişecektir. Bununla birlikte Devlet yardımları alanında Türkiye-AB arasında gerçek anlamda uyum sağlanması, devlet yardımları uygulamalarının tek bir politika etrafında toplanabilmesi ve uygulamaların etkinliğinin sağlanabilmesi için böylesi bir yapıya gereksinim bulunmaktadır. Uzun vadede bu tür bir oluşum kamu maliyetleri yönünden mevcut sistemden daha avantajlı olacaktır. Ayrıca bu kapsamda faaliyetler için AB fonlarından yararlanma imkanı da araştırılmalıdır.

    III. Takvim
    Kısa vadede, mevzuat alanında yapılacak değişikliklerin altyapısını oluşturacak çalışmalar ile kurumsal yapıda yapılması gereken değişikliklerin yasal prosedürü ortaya konulmalıdır. Buna göre, AB rekabet ve devlet yardımı uygulamalarının mesnedini teşkil eden politikalar ile hedef ve amaçları ele alınmalı ve bu konuda AB ile teknik işbirliği sağlamak suretiyle Türkiye’ye yönelik devlet yardımları mevzuatının altyapısı oluşturulmalıdır. Kanun değişikliği öngörülen haller orta vadeye sarkabilecektir.
    Â