• Rekabet Hukuku / Rekabet Bülteni

  • Sayı : 10 / Yıl : 2003

  • Avrupa Birliği’nde Acentacılık Faaliyetleri

  • Avrupa Birliği’nde Acentacılık Faaliyetleri

    Prof.Dr.Arif ESİN
    Rekabet Hukukçuları Derneği Başkanı

    Avrupa Birliği Rekabet Hukuku’nun acentacılık faaliyetlerine ilişkin 1962 yılından bu yana süregelen bir düzenlemesi mevcuttu. Yeni düzenleme ile söz konusu düzenleme kaldırılmakta ve yeni Tüzüğün Yönlendirici Rehberi kapsamında tanımlanan hususlara göre acentacılık faaliyetlerini yürütmek mümkün olabilecektir.

    Acentacılık sözleşmeleri, bir gerçek ya da tüzel kişinin bir başka gerçek ya da tüzel kişinin nam ve hesabına pazarlama, yararlanma, kullanım, alım ya da satım veya hizmet sunma işlemlerinde bulunması ve bunlarla ilgili sözleşmeler akdetmesi bağlamında ele alınmaktadır. Bu noktada bir sözleşmenin acentacılık sözleşmesi olabilmesi için bakılan bağlayıcı temel ilke acentanın yüklendiği ticari ve finansal risklerin durumudur. Şayet acenta bu riskleri taşımıyorsa bu durumda akdettiği sözleşme acentacılık sözleşmesidir. Ancak acentanın faaliyetleri sırasında sadece işletmeye ilişkin ticari riskler genel olarak muafiyet kapsamında kabul edilmemektedir. Diğer önemli bir husus da ticari ve finansal risklerin değerlendirilmesinde sözleşmelerin tek tek ele alınmasıdır. Acentacılık sözleşmelerinin risklere ilişkin bölümlerinde hukuksal çerçeveden çok ekonomik gerçeklerin değerlendirmeye alınması söz konusudur. Bu noktada bakılan husus acentacılık faaliyetini gösterenin mal ya hizmetin sahibi olmamasıdır. Ayrıca da aşağıda vazedilen faaliyetler ve bunlara benzer faaliyetler ile iştigal etmemeleri gerekmektedir.

    Acenta sözleşmesi sahibinin, mal ve hizmetlerin teminindeki mal ve hizmet bedeline ve diğer giderlere katılmaması ya da bunları üstlenmemesi; reklam, promosyon giderlerine katılmaması; satış sonrası hizmetlerde bulunmaması; dağıtım ağı kurmaması, hatta mevcut bir dağıtım ağına yatırımda bulunmaması, dağıtım teşkilatının personel giderlerine katılmaması; üçüncü kişilere satılan mal ve hizmetlerin sorumluluğunu yüklenmemesi; satılan mal ve hizmet bedellerinin ödenmemesi durumunda aldığı peşinatlar haricinde bir sorumluluk yüklenmemesi ve sözleşme konusu malların stok bulundurma maliyetleri ve risklerine katlanmaması ancak satılmayan malların da iadesi sırasında iade giderlerine katılması gerekmektedir.

    Yukarıda verilen örnek faaliyetler kesin bir liste konumunda değildir. Acentacılık alanında gösterilen faaliyet çeşidine göre yasaklar listesi Rekabet Otoriteleri tarafından ayrıca tek tek değerlendirmeye alınabilmektedir. İşte bu noktada sözleşmenin hukuksal çerçevesinden çok ekonomik ağırlığına ve kapsamına bakılması ilkesi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

    Acentacılık sözleşmelerinde, anlaşılacağı üzere, temel ilke mal ve hizmeti tedarik edenin ticari ve finanssal riskleri üzerinde tutulması ve acentanın da sadece bunların satışından bir komisyon alması üzerine kurulmuştur. Bu durumda da acentalık veren teşebbüsün risklerine karşı bazı haklarının da olması doğaldır. Diğer bir anlatım ile acentalık dağıtan teşebbüsün acentaların yeniden satış koşullarını belirlemesi mümkün olabilmektedir. Örneğin acentalık veren teşebbüsün, sözleşme konusu mal ve hizmetleri sınırlaması, acentaların faaliyet göstereceği bölgeleri belirlemesi, acentalara müşteri sınırlaması getirmesi ve yeniden satış fiyatını belirlemesi muafiyet kapsamındaki haklarıdır.

    Acentalık veren teşebbüsün per se rekabet ihlali kabul edilen ancak muafiyetten yararlanan ticari kararları dışında, acentacılık sözleşmelerinde münhasırlığa ve rekabet etmeme haklarına ilişkin hükümler de bulunabilmektedir. Örneğin; acenta, acentalık veren teşebbüsden belirli bir ticari işlemi gerçekleştirmek, belirli hedef kitlelere yönelik düzenlenen işlemlerin haklarına sahip olmak veya belirli bir coğrafi bölge üzerine münhasır haklar talep edebilir ve bu hususlar acentacılık sözleşmesinde bulunabilir. Buna karşılık acentalık veren teşebbüs acentaya rakiplerinin yeniden satıcısı ya da acentası olmamak üzere rekabet yasağı getirebilmektedir.

    Yukarıda açıklanan münhasırlığa ve rekabet etmeme konularında özellikle dikkat edilmesi gereken bir husus vardır: Acentacılık anlaşmalarındaki bu iki konu, şayet pazarın rakipler arasında acentalar vasıtasıyla bölüşÃ¼müne yol açıyorsa, muafiyet düşer ve Antlaşma’nın 81 (1) maddesi kapsamında bir ihlal olarak değerlendirilir. Ayrıca da yatayda iki rakip teşebbüsün birbirlerinin acentalığını üstlenmesi yasaktır.

    2002/2 Dikey Kısıtlamalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği de Avrupa Birliği’nin 2790/1999 Sayılı Antlaşma’nın 81inci Maddesi 3üncü Paragrafının Dikey Anlaşmalara ve Uyumlu Eylemlere Uygulanmasına İlişkin Komisyon Tüzüğü gibi hiçbir şekilde acentacılık konularına değinmemektedir. Yukarıda anlatılan AB uygulaması Komisyon’un dikey anlaşmalara ilişkin duyuru niteliğindeki belgesinde yer almaktadır. Rekabet Kurulu’da aynı nitelikteki uygulamayı bağlayıcı olamamak kaydıyla benimsemek durumundadır. Ancak Rekabet Kurulu’na yapılan bir menfi tespit başvurusunda Kurul 13.07.1999 tarih 99-35/341-212 sayılı Kararı ile “Acentacılık sözleşmelerinin 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girmediği†belirtmiştir. Öte yandan AB’deki yeni düzenlemenin Rekabet Kurulu’nun konuya ilişkin değerlendirmelerinde bazı değişiklikler yapmasına neden olabilir, bu bakımdan acentacılık sözleşmelerinin yukarıda belirtilen esaslara göre düzenlenmesinde ve gerektiğinde menfi tespit başvurusunda bulunulmasında teşebbüsler açısından büyük bir hukuki güvence bulunmaktadır.
    Â