• Rekabet Hukuku / Rekabet Bülteni

  • Sayı : 10 / Yıl : 2003

  • Fransız Rekabet Hukukunda İlgili Ürün Pazarının Sınırlandırılmasında Sektör Kavramının İşlevi

  • Fransız Rekabet Hukukunda
    İlgili Ãœrün Pazarının Sınırlandırılmasında
    Sektör Kavramının İşlevi

    Stj. Av. Gamze SANDURAÇ
    ESC Consulting

    Fransız Rekabet Hukuku’nda ilgili ürün pazarının sınırlandırılmasında “Sektör†kavramının işlevini belirleyebilmek için ilk önce bu kavramın ne anlam taşıdığı ve bu kavramın karışabileceği diğer rekabet hukuku terimlerini gözden geçirmek daha sonra da ilgili pazarın sınırlandırılmasındaki özellikleri belirlemek gerekmektedir.

    Fransız Rekabet Kurumu’nun karar ve görüşleri incelendiğinde, ilgili ürün pazarının sektörün temsil ettiği ekonomik bütünlüğe ait olduğu görülmektedir. Bu bakımdan, Fransız rekabet otoritesi, ilgili ürün pazarının sınırlarını belirlemek için ilk olarak ekonomik bütünlüğün tanımını yapmakla işe başlamaktadır. Bir çok vakada otoritenin incelemelerine hep aynı noktadan incelemeye başladığı ortaya çıkmaktadır.

    A. Sektörün Tanımı:

    “Sektör†terimi her zaman aynı kavramları kapsamamakta olup bu terimin ardına değişik anlamlar da gizlenmiş olabilmektedir.

    Sektörün tanımını kesin bir şekilde yapabilmek için, ilk olarak teorik anlamını araştırmak (1) sonrasında da içtihatlardan çıkarılan somut anlam yada anlamlarını elde etmek (2) gerekmektedir.

    1) Sektör terimi teorik olarak bir çok anlamı içinde barındırmakta olsa da, üretim sistemi içinde kullanılan ekonomik terimlerle karıştırılmaması gerekmektedir. Buna göre; ilk olarak, sektör teriminin isabet ettiği değişik anlamları belirlemek daha sonra da bunları diğer komşu kavramlardan ayırmak yerinde olacaktır.

    Sektör teriminin tam anlamını görebilmek için, Fransa Ulusal Saymanlık Dairesi’nin konuya ilişkin görüşlerini incelemekte fayda vardır.

    Ulusal Saymanlık Dairesi sektör kavramını, benzer faaliyetlere sahip olan şirketlerin bulunduğu ekonomik faaliyet alanı şeklinde belirlemiştir. Daha açık şekilde ifade etmek gerekirse; bir teşebbüs birçok alanda faaliyet gösterebilse de bu faaliyetlerinden ancak bir tanesi “dominant†baskın olarak kabul edilir. O halde teşebbüs, esas faaliyetinden kaynaklanan ürün veya hizmetlerin toplandığı sektöre bağlı olacaktır. Örneğin, küçük şişelerin de üretimini yapan bir parfüm teşebbüsü eses olarak kimya sektörüne bağlı olup, buna karşılık üretimlerinin dökümü ise kimya dalında parfümler ve camcılık dalında küçük şişeler olmak üzere iki dal halinde yapılmaktadır. İşte bu nedenle “sektör†ve “dal†kavramlarını birbirinden ayırmak gerekir.

    Bir başka açıdan sektör; üretim, dağıtım ve hizmet alanlarında parçalara ayrılmış faaliyetlerin tekrardan bir araya toplanması şeklinde ifade edilebilir.

    Ekonomik doktrinde kabul edilen sektör kuramı için, Amerikalı ekonomist Michael Porter’ın işlevsel tanımına gitmek de yerinde olabilir. Bu tanıma göre, “Sektör, birebir ikame edilebilir ürünler üreten firma gruplarından oluşur.â€

    Görülüyor ki, teorik olarak yapılan bu tanımlar ortak tek bir paydada birleşmektedir. Bu da, teşebbüslerin bir araya toplanmasının asıl sebebinin ürettikleri ürünlerin aynı ya da benzer özellik göstermesidir.

    Sektör kavramı hiç şÃ¼phesiz, pazarın sınırlandırılmasında ilk olarak ele alınan ekonomik kavramdır. Aslında, ilgili ürün pazarının sınırlandırılması amacıyla, bütün ilgili ürün ve hizmetlerin arzını gerçekleştiren teşebbüsleri açıkça belirlemek gerekir..

    “Sektörâ€, “Dal†veya “Alt Sektör†terimleri ile karıştırılmamalıdır. Aynı zamanda, sektör “Pazarâ€dan da ayrılır. Ekonomik teori, “Dalâ€ı sektörden ayırmaktadır. Buna göre, “Dal†ve “Sektör†örtüşmezler. “Dalâ€ın “Sektörâ€Ã¼n sahip olmadığı bir tek çeşitliliği vardır. “Sektörâ€, ilgili faaliyetlerde bulunan teşebbüsleri bir araya getirdiği halde, “Dalâ€, aynı ürünü veya daha belirleyici şekilde benzer ürünleri üreten teşebbüs kesimlerini bir araya getirir. Aynı zamanda, bir teşebbüs tek bir sektöre ait olduğu halde birden çok “Dalâ€a ait olabilir. Örneğin; Nathan firmasının iki ayrı faaliyet dalı bulunmaktadır: %60 oyuncak, %40 yayıncılık, ama Nathan oyuncak sektörüne ait bir teşebbüstür. John Robinson’un belirttiği gibi “endüstriyel dal kavramının rekabet teorisi için çok büyük bir önemi vardır. Teşebbüsün kendi gelişme seyri içinde nispeten daha kolay bir şekilde ilerleyebileceği alanı temsil eder.â€

    Alt Sektör kavramı ise, ilgili ürün pazarının sınırlandırılmasında daha az öneme sahip olup buna karşılık, bazı durumlarda ilgili ürün pazarının içinde yer aldığı çerçeveyi belirlemek için gerekli olabilir. Bundan dolayı da, rekabet otoriteleri bazen bu kavrama başvurmaktadır. Örneğin, tavuk üretiminin alt sektörüne yönelik olarak Otorite sektörü, standart kümes hayvanları üretimi ve kaliteli kümes hayvanları üretimi olarak ikiye ayırmıştır. Bu husus Kurul’a, kümes hayvanları sektörünün etiketlenerek ayrılması olanağını da vermektedir.

    “Alt Sektörâ€, bir ürünün başlangıç maddesinden bitmiş şekline geçmeyi sağlayan bütün dönüşÃ¼m evrelerini bir araya toplamaktadır. Ãœrünün oluşturulması ve taşınmasından son kullanım evresine gelmesine kadar katkıda bulunan, üretim, dağıtım ve finansman etkenleri ve operasyonlarının bütününü kapsamaktadır.

    “Sektör†ve “Pazar†kavramları ise genel olarak birbirine karışmayacak niteliktedir. Ortaya çıkan durumların çoğunluğunda, sektör pazardan daha geniş bir anlama geldiği üzere, sektör pazarı da kapsamaktadır.

    Yüksek Yargı da bu konuda yanılmamaktadır. Örneğin, Fransız Yargıtay’ının 12 Ocak 1993 tarihli bir onama kararına sebep teşkil eden bir ilk derece mahkemesi kararında şÃ¶yle denilmektedir: “Kurul, ekonomik sektörü ve pazarı kesin bir şekilde tanımlamış ve analiz etmiş.â€

    2) Rekabet otoritesi ve hakimler, ilgili ürün pazarını sınırlandırmak için temel ekonomik kavram olan (bu kavramın hukuki plandaki anlamı olmadan) sektörü kullanıyorlar.

    Belirli bir ilgili ürün pazarının sınırlandırılması neticesinde, rekabet otoritesi ve hakimler, ilgili ürün pazarının ortaya çıkacağı faaliyet bütünlüğünü kapsayan sektörü ortaya çıkarmak için çabalayacaklar ve gerekirse ilgili ürün pazarını daha yakından çerçeveleyebilmek için sektörü alt kümelere böleceklerdir.

    Sektör faaliyetler bütününü kapsar. Fransız Rekabet Kanunu’nun 53üncü maddesine göre, bu maddede belirtilen ekonomik faaliyetlerin bütününün üretim, dağıtım ve hizmet faaliyetleri olduğunu görebiliriz.

    Bazı durumlarda, rekabet otoritesi, sektörü bir “Alt Sektörâ€Ã¼n içerisine yerleştirerek tanımlayıcı tablosunu daha fazla da genişletebilir.

    Sektörün alt kümelere bölünmüş bazı görünümleri şu şekildedir:

    • Faaliyetine göre bölünme (Pazara ve dala göre bölünme)
    • Hizmet ve servis kategorilerine göre bölünme

    Bununla birlikte, sektörün alt sektörlere bölünmesinin de bir sınırı vardır. İlk Derece Mahkemesi’nin 17 Mayıs 1994 tarihli alet takımı sektörüyle ilgili bozma kararında (Rekabet Kurulu’nun talebin özelliklerini ve ürün topluluklarına göre yaptığı bölünmeyle ilgili kararı) bu hususun altı çizilmiştir. Bu kararda, mahkeme alet takımı sektörünün bir bütün olarak ele alınması gerektiğini belirlemiştir.

    Sektör terimi aslında faaliyet bütünlüklerini belirtmek için kullanılmaktadır. Ancak bazı durumlarda, değişik kavramlarla eşdeğer olarak da kullanılabilmektedir. Sektör teriminin pazar teriminin eş anlamlısı olarak kullanıldığı örneklerle çok sık karşılaşılmaktadır. Bu konuya ilişkin olarak Video oynatıcıları ve kamera üzerinden görüntü sağlayan oynatıcılarla ilgili örnek çok çarpıcıdır. Otorite, kamera üzerinden görüntü sağlayan oynatıcıları kavrayabilmek için “sektör†terimini kullanmıştır. Raporu’nun ilk paragrafında “...kamera üzerinden görüntü sağlayan oynatıcılar sektörü için...†derken, ondan sonra gelen paragrafta Pazar terimini kullanmış ve “...manyetoskop pazarında...†şeklinde bir ibare sarfetmiştir . Yani sektör terimiyle pazar terimi karmaşık bir şekilde birarada kullanılmıştır.
    B. İlgili Ãœrün Pazarının Sınırlandırılmasında Sektörün İşlevi:

    İçtihatların incelenmesi gösteriyor ki, ilgili ürün pazarının sınırlandırılması işlemi, ilgili faaliyetleri içeren sektörün tanımından başlanarak analitik bir yöntem izlenmesi neticesi olarak ulaşılan bir sonuçtur; bu da ilgili ürün pazarının içinde yer aldığı çerçevenin sınırlarını çizmektedir. Bu işlevin temel prensibi budur. Ancak bu prensip içinde bazı istisnalar olabilir çünkü bazı durumlarda ilgili ürün pazarı sektörün yardımı olmadan da sınırlandırılabilir.

    Sektörün, ilgili ürün pazarının sınırlandırılmasında başlıca iki işlevi vardır. Buna göre sektör bir taraftan ilgili ürün pazarının sınırlandırılması için bir analiz çerçevesi oluşturmakta, diğer taraftan da pazarın sınırlandırılmasına özgü analiz elemanlarını üretmektedir. Bu işlevleri daha yakından incelemek yerinde olacaktır;

    1)İlgili ürün pazarının sınırlandırılması

    İlgili ürün pazarının sınırlandırılması, ilgili teşebbüslerin ürün ve hizmetlerine yönelik faaliyet alanlarından kaynaklanmaktır. Ekonomik faaliyetlere göre tanımlanan bir sektörden yola çıkarak yapılan analiz, ilgili ürün pazarını daraltmak adına gittikçe daha sık başvurulan bir yöntem haline gelmiştir. Bu yöntem uyarınca, ekonomik faaliyetler sektörlere, daha sonra sektörler de alt sektörlere bölünecektir ( bunlar ilgili ürün pazarının belirlenmesine kadar tekrardan bölünebilirler) İlgili pazarın belirlenmesi açısından yapılan analizin başlangıç noktası sektör olmaktadır. İlk safhada, rekabet otoritelerinin ilgili sektöre ürün ve hizmetleri bağlayarak, bu alanın sınırlarını belirlemesi önemlidir.

    Otorite kitapların kulüplerce satılmasına özel ilgili ürün pazarının belirlenmesine ilişkin olarak , kitap sektörü hakkında şu analizi yapmıştır..

    Otorite, kullanılan değişik dağıtım kanalları arasından, baskı sektörünün analizine başladığında, kapıdan kapıya tüketicilere yapılan doğrudan satışlar, kulüplerin aracılığıyla yapılan satışlar, toptancılar ve perakendeciler aracılığıyla yapılan satışlar, özel devirler (elden ele) aracılığıyla yapılan satışlar olmak üzere bir ayrıma gitmiştir. Buradan anlaşılıyor ki, kitapların kulüpler aracılığıyla satılması sözü geçen sektörün bir alt sektörüdür.Sektörün genel tanımı sayesinde, Otorite, France-Loisirs’in iddiasını (bu iddiaya göre; kitapların kulüpler aracılığıyla satılması özel bir pazar oluşturmadığı; bunun faaliyet sektörünün, okul kitapları dışında baskı sektörüne ait olduğudur) çürütmek için “alt sektörâ€den de yararlanarak gerekçelerini kuvvetlendirmiştir.

    Hizmet konusunda da sektörün rolü farklı değildir. Sektör burada da ilgili hizmet pazarının sınırlandırılmasında kullanılacak olan çerçevenin oluşturulması için bir başlangıç noktası teşkil etmektedir. Sektör yıllıklarının incelenmesinden elde edilen genel çerçeveden yola çıkarak, Otorite, analizinde bir sonuca ulaşabilmektedir. Örneğin,“Fransa Telekom’un yıllıklarındaki reklam pazarı spesifik bir pazarâ€â€™dır.

    Aynı şekilde, telekomünikasyon hizmetlerinin satımı ile ilgili pazarın sınırlandırılması için de Otorite telekomünikasyon sektörünün analizine gitmiştir.

    Bazı örnekler, ilgili ürün pazarının belirlenmesi prensibini getiren Rekabet Kanunu’nun 7nci maddesinin uygulanmasını göstermektedir. Sözü geçen madde şu şekildedir:
    “Rekabeti kısıtlayıcı uygulamalar; rekabeti engelleyici, kısıtlayıcı veya bozucu etkilere sahip ise yasaklanır. Aynı şekilde, uyumlu eylemler ve mutlak veya zımni anlaşmalar da aşağıda belirtilen halleri ortaya çıkarma eğilimleri varsa yasaklanırlar:

    1.Pazara girişi zorlaştırmak veya diğer teşebbüslerin özgür şekilde rekabet edebilmelerine engel olmak,
    2.Serbest piyasa dışında düşÃ¼k ve yüksek fiyat belirlemesine yardım edecek şekilde fiyat sabitlemesine meydan vermek,
    3.Ãœretimi, piyasaları, yatırımları veya teknik ilerlemeyi kısıtlamak veya kontrol etmek,
    Pazarları veya tedarik kaynaklarını bölüşmek.â€

    Yine aynı kanunun 8inci maddesine göre de teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin hakim durumlarını kötüye kullanmaları yasaklanmış ancak bu bazı şartlara bağlanmıştır; Bunlar;

    1. Bir teşebbüsün pazarda hakim durumda veya bu pazarın büyük bir bölümüne hakim durumda bulunması,

    2. Bir teşebbüsün sağlayıcısı ya da alıcısına karşı zorunlu ekonomik bağımlılık içerisinde bulunması.

    2) Pazarın Sınırlandırılmasına Özgü Analiz Unsurları

    Rekabet otoriteleri sektörün tanımına, değişik unsurların bir araya getirilmesi aracılığıyla (özellikle, kapsadığı ürün ve hizmetler aracılığıyla) ulaşırlar. Bu unsurların tanımlarının gerekliliğinin altını çizmek gerekir. Gerçekte, Otorite’nin kararları ve görüşleri aracılığıyla anlaşılıyor ki, Otorite genelde analizinin unsurlarını, sektörü tanımlayan unsurlar içinden çıkarmaktadır. Zaten, iyi bir sektör tanımıyla ilgili ürün pazarının sınırlandırılması analizi arasında bir bağ olduğu açıkça farkedilmektedir. Bununla birlikte, örneğin, detaylı bir sektör tanımı, ilgili ürün pazarının sınırlarını belirginleştirmek için yapılacak olan derin ve kolay bir analize olanak verecektir.

    Sonuç olarak, sektörün, ilgili ürün pazarının sınırlandırılması konusundaki rolü çok önemlidir. Sektör terimi, bu sınırlamanın çerçevesini çizmektedir. Bu nedenle, sektör terimini diğer rekabet hukuku terimleriyle karıştırmamak gerekir. İlgili ürün pazarının sınırlarının doğru belirlenmesi ilk planda sektör teriminin tanımının tam ve detaylı şekilde yapılmasına bağlıdır.

    Â