• Gazete Makaleleri / Forum Gazetesi

  • Para Politikası Kurulunu Kim Yönetiyor ?

  • Dün 21 Temmuz 2007 Ankara'da Çiftlik Lokantası'nda saat 13.00 civarı bir avukat dostumla öğlen yemeği yiyorum. Yanımızda bir masa kuruluyor ve masanın ilk gelen konuğu Süreyya Serdengeçti, gelip oturuyor, hemen bir iki dakika sonra Para Politikası Kurulu'nun bir önemli üyesi geliyor oturuyor ve para piyasalarından birkaç arkadaşları da onlara ilave oluyor ve hummalı bir takım konuşmalar başlıyor. Bu üyenin ismini vermem doğru olmaz. Kendi kendime soruyorum Merkez Bankası eski Başkanı'nın tam da Para Politikası Kurulu'nun toplanacağı ya da toplandığı gün bir üye ile yemek yemesinin anlamı ne olabilir diye İki anlamı olabilir ya Kurul Serdengeçti'ye rapor veriyor ya da yapacağı işler üzerine kıymetli (!) fikirlerini alıyor. Dün Kurul'un öğleden sonra toplandığında tablo açıklığa kavuşuyor. Süreyya Bey'den fikir alınıyor. rnBakınız fikir alıp verme işine karşı değilim. Hatta eski bir Başkana fikir danışmak bizim ülkede pek olağan bir davranış türü değildir. Herkes kendisi en iyisini bilir ya. Ancak Kurul ertesinde gecelik borç alma faiz oranı yüzde 17.50, borç verme faizi ise 25.50'e çıktı. Bu artışın hiçbir anlamı yoktur. Ancak Serdengeçti çizgisi enflasyonla mücadele adına değeri yüksek bir lira politikası üzerine kurulmuştur. Bu marifet ile ithalatı ucuzlatmak ve enflasyonu kontrol altında tutmaktır. Büyüyen cari açığın hiçbir önemi yoktur. Zira her zaman konjonktürel küçük ayarlamalar ile örneğin faiz arttırmak ya da düşürmek, sıcak parayı içeride tutmaya çalışırsınız, zaten görünmezlerin ülkeden geçerken bıraktığı bir hasıla mevcuttur. Özelleştirme gelirlerine turizm gibi gelirleri de eklediniz mi ucuz ithalatın kamçıladığı yapay ihracat büyümesi ile işi inatla sürdürürsünüz.rnSüreyya Serdengeçti inatla bu politikayı izlemiş ve bıraktığı gün cari açık GSMH'nın yüzde altısına dayanmıştır. Hatırlanacağı üzere yüzde beşe geldiğinde devletin en yüksek mertebesinde havada Anayasa uçmuştu. Ekonomiyi borsanın dışında göremeyen tüm köşe yazarlarımız dünkü faiz artışını doların ve euronun değer kaybını alkışlıyorlar. Çünkü Merkez gibi Hazine gibi Türkiye'de yaşanan paritedeki son olayları Dünya'daki bir portföy değişimi ya da kayması gibi değerlendiriyorlar. Sonuç FED Başkanı'nın açıklamalarından sonra yeniden sıcak parayı çekmek için bu gibi küçük güven arttırıcı önlemleri almanın gereğine inanıyorlar. Bu önlemleri alacaksın ki bu cari açığa ve güçlü YTL inadına devam edebilesin.rnHükümetin böylesine bir olayı nasıl görmediğini anlamakta güçlük çekiyorum ama işin özeti Merkez Bankası'nı hala Serdengeçti yönetiyor. İş kesiminin büyük patronları mutlu olabilir. Korkacak bir şey yok. Ama sonbaharda neler olur onu bilemem.