• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • İstanbul İçin Kentsel Dönüşüm Projesi (III)

  • Geçen yazımızda ulusal düzeyde yapılması gerekenlere değinmiştik. Buna karşılık Kent düzeyinde de yapılacak çok iş vardır.rn Kamu arazilerinin özel sektöre devri gerekmektedir. Gecekondulaşmanın kamu arazilerinin işgali sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir.rn Yıkılıp yeniden yapılması düşünülen binaların gerçekten modern yaşam standartlarına cevap vermemesi halinde ancak yeniden inşaalarına izin verilmelidir.rn 1000 m2 altında arazilere iskan izni verilmemelidir.rn Yeni yerleşim alanı üretilmesi durumunda dağınık ve plansız çarpık yapılaşmaya izin verilmemelidir.rnYukarıda sunulan temel stratejiler0rn1. Kentin ıslahında kurumlaşmış özel teşebbüse imkan tanınması,rn2. Kamunun hukuki çevreyi hazırlaması,rn3. Kente yarı-merkeziyetçi yerel yönetim modelinin verilmesirnşeklinde özetlenebilir.rnBu üç temel prensibin tesisi sonrasında hızla İstanbul'a İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, ve bağımsız bilim adamlarından kurulmuş Düşünce Tankı Grubu oluşturulmalıdır. Bu grup kentin ıslahı için projeler üretirken; kamu tarafından düzenlenmiş ekonomik çevrede Merkez ve Çevre İstanbul için mekan özelliklerine göre özel sektör örgütlenmeleri ve yatırımları devreye girecektir.rnBu projelere bir kaç örnek gerekirse çevre bölgelerde yarım kalan yatırımların tamamlanması için işveren ve işçi sendikalarının, inşaat firmaları ve bankalar ile kurduğu konsorsiyumlar marifetiyle mevcut tıkanıklıklar aşılabilir.rnYine çevre bölgelerde Odalar, inşaat firmaları ve bankaların ortak yatırmları sonucu yeni yerleşim birimleri oluşturulabilir.rnAncak esas olan, İstanbul'un çarpık yapılanması sonucu ortaya çıkan durumun ıslahıdır. Bu noktada kentin gecekondu bölgeleri için hızla ve hiçbir imar affı çıkartılmadan parselasyon sistemi uygulanmalıdır. Bu sistemin uygulanması aşamasında projeyi finansi edecek şemada artık arazi ve mekan satışları sonucu elde edilecek kaynak yeterli gibi görünmektedir.rnGecekonduların ıslahı ve İstanbul çevresindeki sanayi sitelerine uygulanacak bu modellerle birlikte, kentteki modern anlamlı iş merkezlerinin valorizasyonu sırasında gerçek çetin iş gündeme gelmektedir:rnİstanbul Merkezi'nin ıslahı.rnSur-içi kapsamında Galata, tarihi yarımada, Pera, Balat, Kurtuluş ve diğerlerinin İstanbul'a engin zenginlikler katacağı yerde buraların çöküntü bölgeleri halini aldığı artık tartışılmaz bir olgudur. rnHalbuki Merkez düzeltilemediği oranda Çevre'nin ıslahı hiç bir işe yaramamaktadır; çünkü kente imajı veren Merkez'dir. Aksi halde bitkin ve biçimsiz ama temiz "rezidansiyel kartiyeleri" olan ruhsuz bir kent imajı hakim olacaktır. Dünya'da böyle bir çok Büyük Kent vardır.rnSur-içi kapsamındaki mahallelerin renovasyonu turizm amaçlı şirketlerin işletimine açılarak yapılabilir.rnBöylelikle karlı projeler devreye girerken, çöküntü bölgeleri kendiliğinden tasviye olacaktır.rnAncak gerçek işlevine kavuşturulan tarih ağırlıklı semtlerde imajın düzeltilmesi de yeterli değildir. rnİstanbul'un zamanında gözde semtleri olan, ancak çöküntü bölgelerinden taşmalar sonucu değerini kaybederek, eski ve yaşam kalitesinin bir hayli gerilediği bina parkı haline dönüşen mahallelerin ıslahı gerekmektedir: Örneğin Şehremini, Fatih, Nişantaşı, Şişli, Aksaray, vb. Buralarda halihazırda yaşayanların aralarında kuracakları kooperatiflerie verilecek uzun vadeli krediler ile renovasyonları sağlanmalıdır.rnYukarıda sunulan öneriler Avrupa'nın Birmingham, Montpellier, Glasgow, Rotterdam, Dublin, Hamburg,vb. kentlerinde başarıyla uygulanmıştır.rnAncak Tokyo kentinde uygulanan ve kentin çevresinde bir çok yüz ve yüzelli bin nüfuslu uydu kentlerin kurulması gerekmektedir. Bu yerleşim alanları tampon bölge vazifesini görecektir.rnİstanbul'a akmakta olan göç selini bu uydu kentlere kanalize etmek mümkün olabilecektir. Uydu kentlerin kuruluşunda taşaron görevini "Development Company" şeklinde nitelendirilen firmalar üstlenebilir. Bunlar kamu arazilerini devralmakta, "Community-Industry-University" felsefesiyle alt-yapıyı ve bina parkını hazırlayarak uzun vadadeli satışlara girmektedirler. rnBu modellerin bir çoğu A.B.D'de başarıyla uygulanmaktadır. Özellikle Kaliforniya, Arizona, vb. eyaletlerinde ilginç örnekler mevcuttur. Söz konusu uydu kentlerin Anadolu yakasında kurularak, İstanbul'u adeta bir kale gibi çevirmesi gerekmektedir. Bu beldeler ile İstanbul arasında ulaşım alt-yapısının Büyük Kent ile ulaşımı ve işbirliğini özendirici nitelikte olmamasına çok dikkat edilmelidir. Aksi halde bilinen dilemma ortaya çıkacaktır: Sürekli büyüyen bir alt-yapı gereksinimi ve gelişen alt-yapının sürekli büyüttüğü bir kent.rnBu çalışmada irdelenen modeller çerçevesinde İstanbul'un çeşitli semtlerinden örnekler sunularak, Kent'in ıslahının mümkün olduğu vurgulanmak istendi. Böyle bir niyetin hasıl olması durumunda kent coğrafyasının yeniden tanımlanmasıyla, programlı bir zaman tablosu dahilinde çeşitli paçal modeller de türetmek mümkündür. Ayrıca trafik, kanalizasyon, metro, vb. alt-yapı projeleri için de çeşitli modeller bulunmaktadır.rnÖnerilen modellerin en büyük özelliği hiç birinin on yılı aşmamasıdır. Bir kentin ömründe on yıl belki de bir saliseye eşittir. Önemli olan siyasi niyettir. Şayet bu niyet oluşmuş ise çok kısa sürede mükemmel sonuçlar alınabilir.rnHedef 2023 yılı kabül edilir ise ve ivedilikle soyut yaklaşımlar terk edilerek, somut bir kaç model başarıya ulaştırılabilirse, yılgınlık ve korku yerini Kent'le birlikte Kent üzerinden başarı ve meşru kazanca bırakacaktır.rnİşte o zaman İSTANBUL Olimpiyatlara, Uluslararası Ticaret ve Finans Merkezi'ne, Açık Hava Müzesine, Kongre Kenti'ne aday kent olacaktır.