İlaç endüstrisi tüm aktörleri ile 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu en fazla ihlal eden sektördür. İEİS, TİSD, YİSD,
TEB, Bölge Odaları, münferiden ilaç firmaları ve eczacılar, AİFD üyeleri, SSK, hatta Sağlık Bakanlığı Rekabet Kurulu'nun
kararlarına konu olmuş, kimilerinin de idari para cezası ile tecziyesine karar kılınmıştır. Hal böyleyken ilaç endüstrisi ve
aktörleri rekabet hukukunu Türkiye'de daha uygulama alanı bulunmadan ve yasa yürürlüğe girmeden öğrenmiş ve adaptasyon
çalışmalarını yapmışlardır. rnrnRekabet kurallarının 1997 yılının 5 Kasım günü yürürlüğe girmesi ile neredeyse on yıldır
endüstrinin yakası Rekabet Kurulu'nun elinden kurtulamamıştır. Bunun nedeni ilaçda uygulanan yanlış fiyatlandırma
politikasıdır.rnrnBunun sonucu ihalelere fesat karıştırmaktan tutun da sahte evrak düzenlemeye kadar varan ve kamuyu zarara
uğratan bu çarpık sistemin aktörleri, karlılığını devam ettirebilmek için zehirli atıkları mahalle ortasına gömmeye kadar
gitmiştir. Bir de son günlerde sanayide yer alan mümtaz kişilere yapılan suikast, tehdit girişimleri basının gündemine
oturmuştur.rnrnGeçmiş dönemlerde yürürlükte bulunan fiyat kararnameleri ve mevcut düzenleme firmalara her türlü yolsuzluk imkanını
tanımaktadır. İşte bunların en çarpıcı örneği de ROCHE vakasıdır.rnrnROCHE vakası aslında tam anlamı ile bir rekabet ihlalidir.
Hal böyleyken konu Rekabet Kurumu'nun berbat duruşu ile dejenere olmuş, önce 4422 sayılı yasa kapsamında 5190 sayılı yasa ile
yetkili mahkemelere intikal etmiş, sonra da 5237 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile CMK 250 ile yetkili mahkemelerde devam
etmektedir. Bu kanun sayılarının açık anlamı ceza yasasının suç saydığı işleri yapmak ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmaktır.
Rekabet otoritesinin ısrarlı bir biçimde ROCHE Vakası'nda sessiz kalması ya da çok yavaş hareket etmesi meydanı boşbulanların
ihlalin boyutlarını futursuzca attırmalarına neden olmuştur.rnrnROCHE Vakası'nda rekabet ihlali nedir rnrnKamu kesiminin açtığı
toplu alım ihalelerine tek ecza deposu ile girmek diğer bir ifade ile sadece kendisinin tedarik edebildiği bir ilacı rekabetten
kaçınarak satılabilecek en yüksek fiyat ile satmaktır. Burada anahtar kelime rekabetten kaçmaktır. Bunun için de ihaleye girmek
isteyecek depoları çeşitli yöntemler ile sindirmek ve onları ihale düzeni dışında bırakarak desteklediği deponun istediği fiyatı
atmasını sağlamaktır. İşte böylesine açık bir ihlali rekabet otoritesi süzmek istememiştir. Eğer rekabet otoritesi daha 1998
yılında konuya ilişkin Eczacıbaşı İlaç Pazarlama üzerine gelen ilk şikayeti değerlendirseydi bugün ROCHE vakası diye bir konu
belki de olmayacaktı. Ancak işin gerçeği o günlerde Türk Rekabet Hukuku ve uygulamasında günümüzdeki kadar bir derinlik yoktu.
Kimse olayın nerelere varacağını anlayamadı, kestiremedi.rnrnAslında buradaki temel mesele son günlerde ortaya çıkan ilaç
firmalarının yanlış beyanda bulunarak ilaçlarına yüksek fiyat almaları konusuna dayanmaktadır.rnrnDüzenek şöyle kurulmaktadır:
Önce gider Sağlık Bakanlığ'ndan yanlış beyan ile yüksek fiyat alırsın, döner serbest piyasaya inanılmaz indirimler ve mal
fazlaları ile satış yaparken, koşan ilacın olan tekel konumunda bulunduğun malı da ihalelere başka depo sokmayarak en yüksek
fiyata çakar kamuyu zarara uğratır aşırı karlar yaparsın. İşte bu düzeneği kurmak çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak anlamını
taşımaktadır. Bu düzenek üzerine ROCHE hakkındaki ilk şikayetler Cumhuriyet Savcılığı'na değil ama Rekabet Kurulu'na yapılmıştır.
O gün Kurul harekete geçse (Soruşturma açsa) ve tedbir alsa (Geçici Önlem alarak ihlale son verse) bu saadet zinciri çoktan
kırılmış, olay aydınlanmış ve bir daha bu işlere kalkışmak ihtimali ortadan kalkmış olurdu. Nitekim konuya ilişkin o kadar çok
emare mecuttu ki; bakınız Kurul'un sektör hakkındaki ilk soruşturması depolara yapılan bu anormal indirim ve mal fazlalarından
müştereken vazgeçilmesi üzerine eczacı odalarının şikayetidir. Buna karşı promosyon sisteminden vazgeçen endüstrinin eczane
boykotları ile karşılaşması üzerine açılan soruşturmadır. Keza ilaçların üzerine ihale malıdır ibaresinin yazılması
soruşturmasıdır. Piyasada depolara inen çok ucuz ilaçların pahalı satılmak üzere kamu ihnalelerine yönlenmesini önleme girişimine
karşı bulunan bu yöntemin rekabet ihlali görülmesi meselesidir. İşte bu dönemde sen promosyon diye tava tencere verdin, yok sen
reçeteye 100 $ dağıttın suçlamaları ile firmalar birbirleri üzerine istihbarat toplamaya başlamışlar ve basından öğrendiğimiz
kadarı ile bu toplanan bilgiler şimdi Yöneyman marifetiyle ihbarlar şeklinde gün ışığına çıkmaktadır. Nitekim basından
öğrendiğimiz kadarı ile ROCHE Yöneticisi AİFD'den atılacağı gün gelerek hepiniz aynı işi yapıyorsunuz bana sahip çıkın yerli iki
firma bu işi başıma sardı dememiş midir Ve bunun üzerine geçen perşembe gününe kadar eski DGM'de yargılananlar dernek üyeliğine
devam etmişlerdir.rnrnRekabet Kurulu Başkanı sektördeki promosyon, mal fazlası ve indirim sistemini -bu arada geçmişteki açılan
ceza davalarından sonra bu satış yöntemleri çok sıkı bir biçimde Sağlık Bakanlığı'nın tebliğ ve kararnameleri ile denetlenmekte ve
düzenlenmektedir. Drama da zaten buradadır- yasanın emrettiği ve kendisine görev verdiği bir biçimde düzenleyeceğine yine basından
öğrendiğimiz (Sabah Gazetesi 1.9.2004) kadarı ile ROCHE Yöneticileri ile Kurum dışında pazar günü yemek yiyerek beraber bu sistem
ile mücedele edenlere ne yapabilirizi organize etmiştir.rnrnHal böyleyken ROCHE'un İhale İşleri ve Satış Emri Yönetimi adılı 11
Haziran 2004 tarihli İç Denetim Raporu Şu anda, tüm iş uygulamalarının ROCHE'un Rekabet Tutumu Kılavuzuna ve ulusal rekabet
hukukuna uygun değildir ifadesi yer almaktadır. Kaldı ki bağımısız denetim firması E &Y denetimi sırasında tek deponun nasıl
kullanıldığı, bu depoya ne şekilde fiyat uygulattırıldığı, başka depolar ne şekilde ihale dışında tutulduğu etraflıca kayda
geçmiştir. Tüm danışmanlar, denetçiler ROCHE'u uyarırken, firma ve yöneticilerinin gözleri aşırı kar sevdasından bu uyarıları
görmemiştir.rnrnROCHE Vakası ile olan ilaç sanayine olmuştur. Kamuoyunun gözünde koca bir sıfırdır. Bir genel müdürün aşırı hırsı
IMS denen külliyen rekabet yasasına aykırı bir sistemde bir basamak daha yukarı çıkmak ve yıl sonu primini, bonusünü bir nebze
arttırma sevdası diğer firmaları ve genel müdürlerini de bu girdabın içine çekmiştir. Ama ceza yasası bunu benim anlattığım gibi
rekabet mantığından algılamamaktadır. Ona göre bu düzenek çete düzeneğidir. rnrnBu iş nasıl düzeltilir, onu bir bilene sormak
gerekmektedir. Ama bana kalırsa hızla endüstrinin tüm aktörleri ve ilgili kurumları -Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Rekabet
Kurumu, İEİS, AİFD, YİSD, TEB, TTB, Akademisyenler, vb.- düşmanlıkları ve düzeneği bir yana bırakarak hızla sisteme bir yeni bir
şekil vermek üzere toplanmalıdır. Yoksa bu enkazın altından kimse sağ çıkamayacak gibi görünmektedir.