Dün Ankara Bilkent Otel'de başlayan ve bugün de (18 Aralık) devam eden II. Bağımsız Kurullar ve Piyasa Ekonomisi Arenası gerçekten
üst kurullar çevresinde dönen bilgi kirliliğini ortadan kaldırabilecek derecede açıklayıcı ve yoğun geçiyor. Neden bilgi kirliliği
diyorum biliyor musunuz Çünkü hala Üst Kurulları bağımsız sanan bir medyamız ve iş alemimiz var. Bir çok kez yazdım, kamu düzeni
içerisinde bağımısızlık kavramsal bir konudur, örneğin yargının bağımsızlığından söz edilebilir ama şu üst kurulun ya da bu üst
kurulun bağımsızlığından söz edilemez. İki konu sürekli birbirine karıştırılıyor.rnBunlardan birincisi Üst Kurul sözcüğü ile
Düzenleyici Kurul sözcüğünün karıştırılmasıdır. Düşünebilirsiniz ki, isteyen istediği sözcüğü kullansın bunda ne sakınca var Ancak
üst kurul dediğiniz andan itibaren düzenleyici niteliğini kaybettirebilirsiniz, hatta özerkliğine bile halel getirebilirsiniz.
İşte ikinci yanlış da bunların bağımsız olduğu meselesidir. rnBu düzenleyici ve denetleyici kurullar ve bunlara bağlı kurumları
idari ve mali özerkliği haiz ve Sayıştay denetimine tabi oluşumlardır.rnBugün modern devlet yapılanmasında geçmiş dönemlerde kamu
kesimi tarafından işletilen çeşitli piyasaların yavaş yavaş özel kesime devredilmesi veya özel kesimin de bu piyasalarda hizmet ya
da mal üretmesi sürecinde düzenleyici ve denetleme işlevini yerine getiren kurumlara ihtiyaç duyulmuştur. rnPiyasaların
serbestiyeve rekabete kavuşması ertesi bazıları işlevini tamamlarken, bazıları da denetleme fonksiyonlarını devam
ettirebilirler.rnBizdeki kargaşanın temelinde bu kurulların keyfi idarelerinden ve savurganlıklarından ötürü kamuoyunda gerçekten
bağımsız, muhtariyetini ilan etmiş gibi kötü bir görüntü vermeleridir. Ayrıca bazılarının da baştan isimlerinin yanlış
konulmasıdır. Bunların bazılarının birleştirilmesi, bazılarına da yeni görevler verilmesi ve bazı alanlarda da yenilerinin
kurulması gerekmektedir. rnHükümet bu konu üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca Hükümetimiz bunların siyasileştirilmesinin kendisine de
bir fayda getirmeyeceğini bilmektedir. Zira özerk karar alan birimlerin yanlışları ve hataları siyasi otoriteyi asla bağlamaz.
Bunların kararlarına idare mahkemelerinde kimi durumda da Danıştay'da itiraz edilebilir. Yargı süreci çalışır. 21.yy'da teknik
devlet işte böyle şekillenmektedir.rnSon olarak da sürekli karıştırılan bir diğer hususu belirtelim Rekabet Kurulu bir düzenleyici
kurul değildir. Bir zamanlar kendini düzenleyici ve bağımısız kurul sanmış olabilir. Ama geçmişteki bu kısa süreli yanılgı
Hükümeti şaşırtmamalıdır. Zaten görünen de odur.