İşbirliğinin sağlayacağı yararları gözönünde tutan ABD ve AB, 1991 yılında tarafların koordinasyonunu kolaylaştıracak bir anlaşma
imzalamışlardır. Bu anlaşma, taraflardan birinin rekabetin korunması amacına yönelik uygulamaları sırasında, diğer tarafın önemli
çıkarlarını da gözönünde bulunduracağı şeklinde hükümler içermektedir.rn1991 anlaşması, taraflardan birinin diğer tarafın
sınırları dahilinde gerçekleşen eylemlerden dolayı zarar görmesi halinde; diğer tarafın gerekli önlemleri almasını talep etme
hakkını içeren Uzlaşma Komitesi kavramını içermektedir. rnAB Komisyonu açısından bakıldığında, AB sınırları içinde yürütülen
soruşturmalarda, ABD'nin yetkisini kullanma hakkını ileri sürmekten vazgeçmesi anlamına gelen bu anlaşma, birçok siyasi
rahatsızlığın daha doğmadan önlenmesini sağlayacak niteliktedir.rnAynı şekilde, Komisyon'un talebiyle, ABD Rekabet Kurulu
tarafından, ABD'de yürütülecek soruşturmalarda daha sağlıklı ekonomik veri toplanması, şirketlerin benzer masraflardan
kurtarılması ve çifte baskıya maruz kalmalarının önlenmesi yolunda, önemli gelişmelere imkan tanımaktadır.rnABD ve AB Komisyonu
arasında görüşbirliğine varılan yeni ise anlaşmada, taraflardan birisinin çıkarlarının zarar gördüğü eylemin diğer tarafın
sınırları dahilinde gerçekleşmesi durumunda, zarar gören taraf diğer taraftan gerekli önlemlerin alınmasını Uzlaşma Komitesi
yoluyla talep edebilir. Bu tip uygulamalar, ABD'nin sınırötesi yetki iddialarının Uzlaşma Komitesi yoluyla yumuşatılması anlamına
da gelmektedir. Bu anlamda gerekli durumlarda taraflardan birinin uygulamaları ertelemesi veya askıya alması durumunu sözkonusu
olabilmektedir.rnAskıya Alma veya Erteleme, rekabeti kısıtlayıcı eylemlere karşı önlem alınmasına yönelik talepte bulunan tarafın
tüketicilerini doğrudan, kesin ve kapsamlı olarak etkilemediği durumlarda veya eylemlerin diğer tarafın sınırları dahilinde
gerçekleştiği takdirde düşünülecektir. Bu durumda da bazı koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir: talebin, talepte bulunulan
tarafın yasalarına uygunluğu., talepte bulunan tarafın uygulamalar hakkında ve soruşturmanın ilerleyişi hakkında sürekli
bilgilendirilmesi, son olarak da, konu hakkında talepte bulunan tarafın isteklerinin gözönünde tutulmasıdır.rnSon anlaşmada ayrıca
birleşmeler ve devralmalar, ABD ve AB arasında mevzuat bazında büyük farklılıklar bulunması nedeniyle anlaşmanın içeriğinin
dışında bırakılmıştır.rnABD ve AB arasındaki bu uygulama Dünya'daki ekonomik etkinlikleri, firmaların faaliyet alanlarını
düzenleyen ve fevkalade önemli bir yeri olan Rekabet Hukuku'nun uluslararası işbirliğinde en etkin ve belirleyici örneği
oluşturulmuş olacaktır.rnBunun ardından belki de DTÖ örneğinde olduğu gibi, uluslar topluluğunun tüm üyelerinin kabul edeceği ve
ulusal rekabet kurallarının birbiri ile uyumlu olduğu ve de tüm rekabet yasalarının birbirleri ile konuşabildiği bir sistem
oluşturulabilecektir. Oradan da bir Dünya Rekabet Kurulu'nun kurulması mümkün olabilecektir.