• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • AB ve Türk Ailesi Birarada Yaşamaya Nekadar Hazır? (III)

  • Avrupa Birliği ile bütünleşmenin temelinde siyasi bütünleşme ya da ikisadi bitünleşmeden çok sosyal bütünleşme yatmaktadır. Bu konuyu gündeme getirdik. Bugün sonluyoruz.rnAvrupa Birliği'nde kadın' genelde çalışan kadın' olarak görülmüştür. Birlik Çalışanları Temel Sosyal Bildirgesinde kadın ve erkek arasında eşitlik olduğu öngörülmüştür. Avrupa Birliği ülkelerinde kadınların mesleki faliyetlere iştiraki ülkemizden daha yüksek bir durumdadır. Diğer taraftan Topluluk ve Türk vatandaşları arasında kadının rolü üzerine düşünceleri farklılık göstermektedir. rnÖte yandan Avrupa Birliği ülkelerinde evlilik oranlarında belirgin bir azalma görülmektedir. Toffer'in sözünü ettiği ailenin parçalanması süreci fiilen yaşanmaktadır. Evlilik oranının düşmesi serbest birleşme ve boşanmaların artmasına sebep olmaktadır. Sonuçta tek ebeveynli ve parçalanmış ailenin tipinin hızla arttığı görülmektedir. Tek ebeveynli aile ve gayri meşru çocukların artış göstermesinin gelecek için önemli bir sorun yaratacağı düşünülmektedir. Bu açıdan Türk ailesi Birlik ailesine göre daha iyi konumdadır. AB üye ülkelerinde görülen bir başka önemli nokta ise klasik ebeveyn kavramının değişmekte oluşudur. Annenin yanında babanın rolününde yer alacağı hatta rollerin değişebileceği yönünde bir eğilim bulunmaktadır ya da solo anne denilen aile tipinde de bir artış bulunmaktadır. Türk ailesinde ise hez bu tür bir sorun görülmemektedir.rnAvrupa Birliği ülkelerinde ailenin güçlendirilmesi konusunda yapılan çalışmaların tamamı maddi olarak düşünülmüştür. Türkiye'de ise maddi olanın dışındaki unsurlarda gözönünde tutulmaktadır. Diğer taraftan Avrupa Konseyinin Türk aile yapısı içinde son derece uygun olan evişlerinin ekonomik değerinin kabul edilmesi yönünde bir eğilimi olması aile kurumu açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. AB üye ülkelerinde aile politikalarının kurumsallaşması, aile işlerinden sorumlu bir bakanın bulunması, bir bakanın sorumluluğunda olup bir genel müdürlük nezlinde yürütülmesi veya herikisininde olmaması şeklinde olmaktadır. Türkiye bu açıdan ikinci gruba girmektedir.rnAvrupa Birliği uluslararası platformda gerek ekonomik gerekse siyasi açıdan yeryüzünün en büyük güçleri arasındadır. Böyle güçlü bir bütünleşmenin yanında derin ekonomik, toplumsal ve kültürel farklılıklarıda bünyesinde barındırmaktadır. AB, coğrafyası içinde yeralan toplulukların birbirlerine göre farklılıkları bulunmaktadır. Bu bakımdan sosyo-ekonomik ve kültürel görüntüsü kelimenin tam anlamıyla bir mozaik teşkil etmektedir. Yaşam biçimlerini ileri teknolojilerin belirlediği AB'de sözkonusu bu mozayiğin artarak zenginleştirilmesi temel ilke olmaktadır. Çünkü bilinmektedirki Avrupa Tarihi insanlığın en çalkantılı ve en kanlı tarihidir. Böylesine derin tarihsel izleri taşıyan kültürlerin bir anda tekdüzeleştirilmesi mümkün değildir.rnTürkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin gerçekleşmesi durumunda ailenin, sosyo-kültürel ve yapısal olarak etkileneceği ve bununla beraber şiddetli bir çatışmanın olmayacağı söylenebilir.