• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • TÜRKİYE İÇİN DTÖ ve AB ile UYUMLU DEVLET YARDIMLARI (Teşvik) SİSTEMİ ÖNERİSİ

    • Sayfa : 2/9
      <1234...9>

    AVRUPA BİRLİĞİ'NDE DEVLET YARDIMLARI


    1. Devlet Müdahalelerinin Yardım Biçimine Ait Gerekçeler


    Avrupa Birliği ülkelerinde büyümenin 70'li yIlların sonunda yavaşlaması üye ülkelerin sanayilerinin gelişmesi yönünde müdahale etme zorunluluğunu doğurmuştur; gerileyen sektörlere ve bu sektörlerin yeniden yapılanmasındaki sorunları karşılamak üzere devletlerin çeşitli mali mekanizmaları yardım biçiminde harekete geçirdikleri görülmektedir.


    Ayrıca devlet yardımlarının makro-ekonomik gerekçelerinin başında 80'li yıllara girilirken Birlik üyelerinin ticari ödemeler dengelerindeki sıkıntıları ve istihdam sorunları gelmektedir. Bu bağlamda devlet yardımları, üretim faaliyetlerini devam ettirebilmek (dolayısıyla istihdamı korumak), Birlik pazarı ve uluslararası pazarda rekabeti sağlayabilmek, sonuçta da ihracaatı desteklemek açısından zorunlu hamleler olarak değerlendirilmiştir.


    Yukarıda işaret edilen gerekçeler dayanılarak Birliğin küreselleşen ekonomik konjonktürde rekabet gücünü koruduğu, bu nedenle de sanayi dokusunun yenilenmesi için devlet yardım mekanizmasını işlettiği görülmektedir.


    "Esas olarak devlet yardımlarının gerekçesi uluslararası işbölümünde Avrupa Birliği'nin değişen rolünün geleneksel sanayilerden (tekstil, gemi inşa, demir-çelik) ileri sanayilere (bioteknoloji, infoteknoloji, yeni malzemeler, uzay) kayması sonucu sanayi yapısının yenilenmesidir. Bu süreçte kar hadleri düşen sermayenin üretken olmayan yatırımlara yönelmesini önlemek, yeni yatırımlara özendirmek ve yeni kaynaklar yaratmak görevi devletlere düşmektedir


    Sözkonusu yeniden yapılanmanın zamanlaması doğru yapıldığı taktirde yeni istihdam alanları yaratacaktır, aksi halde ciddi bir işsizlik sorunu doğurma olasılığı bulunmaktadır. Örneğin İngiltere'de tekstil endüstrisinde uygulanan yeniden yapılanma programına bağlı olarak bir işsizlik sorunu doğmamıştır. Sektördeki işsizlik sadece ithalata bağlı kalmıştır. Bu durumda İngiliz tekstil sanayinin rekabet gücünü kaybettiğinin en güzel örneğidir". .


    Sonuç olarak yeniden yapılanma zorunluluğunun en belirgin sorunu istihdam dengeleridir. İstihdam dengelerinin bozulmasındaki belli başlı faktörler aşağıdaki şekilde özetlenebilir.


    o Ekonominin genel dinamizmi: dinamik bir ekonomide yeniden yapılanmadan doğan işsizlik sorunuyla karşılaşan çalışanlar başka alanlara kaydırılabilir. Bu dinamizm kurulamamış ise istihdam dengeleri bozulmaktadır.


    o Ekonominin geneline yayılan hızlı büyüme bölgesel ve sanayi politikalarıyla desteklendiğinde işletmeler geleneksel hareketlilikleriyle başka bölgelere kayacak ve istihdam yaratacaktır. Bu hareketlilik özendirilemediği durumlarda genel istihdam dengeleri bozulmaktadır.


    o Çalışanların ekonomik faktörlerden ötürü (kiralar, taşınma giderleri) sosyal hareketliliklerini kaybetmeleri, ayrıca buna psiko-sosyal faktörlerde (uzun yıllar yaşadıkları çevreyi terk edememeleri) eklenince bölge bazında istihdam yapısının bozulması sözkonusudur.


    o Hizmet-içi eğitimin verilememesi sorunu yeni bir iş edinememe durumunda istihdamın daralması görülebilmektedir.


    o Doğal olarak sosyal hareketliliği az iş görenlerin yeniden yapılanma sürecine giren sektörde yaygın olmaları; örneğin orta yaşlı iş görenlerin, evli kadın iş görenler vb.


    Yukarıda sunulan fonksiyonlara bağlı olarak ekonominin bir yandan dinamik bir yapıya sahip olması, öte yandan da sanayi yapısının yenilenmesi söz konusudur. Ayrıca istihdam dengesi meselesi bu iki faktörün en can alıcı ortak kesenidir. Bu bağlamda da devlet yardımları önemli bir konuma gelmektedir. Aşağıdaki paragrafta devlet yardımlarının biçimleri incelenecektir.


      Sayfa : 2/9
      <1234...9>