• Rekabet Hukuku / Yayınlarımız

  • REKABET KANUNU'NUN YABANCI SERMAYELİ DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLERİ Prof. Dr. Arif Esin

    • Sayfa : 3/4
      <1234>





    Buradaki ana esas ise; iki ya da daha çok sayıda bağımsız teşebbüsün toplam pazar paylarının %25'i geçmesi ya da toplam cirolarının 25 trilyon lirayı aşması halinde birleşmelerinin veya devralmalarının Rekabet Kurulu'na bildirimi zorunluluğudur. 



    Bu tür birleşmeler ve devralmalar rekabeti sınırladığı ve hakim durum yarattığı ölçüde yasaktır ayrıca Kanun'un yürürlük tarihinden itibaren gerçekleşen birleşmeler ve devralmaların da bildirimi zorunludur 



    Bütün bu temel yasaklara rağmen 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u teşebbüsler arasında rekabeti kısıtlayıcı nitelikteki anlaşma karar ve uyumlu eylemlere; 



    Grup muafiyetleri 



    Bireysel muafiyetler 



    Menfi tespit ile tüketici yararına olması kaydıyla ve süreleri ile şartları sınırlı olarak üretimde ve dağıtımda ekonomik ve teknolojik iyileşmeyi hedefleyerek -muafiyetin veya menfi tespitin geri alınması hakkını saklı tutarak-muafiyet tanımaktadır. 



    Öte yandan hakim durumun kötüye kullanılması yasağına muafiyet tanınmamıştır. 



    Grup muafiyetleri kapsamında ise; 



    Tek Elden Dağıtım 



    Tek Elden Satın Alma 



    Teknoloji Transferi 



    Motorlu Taşıt Araçları için selektif dağıtım 



    İhtisaslaşma 



    Ar-Ge 



    Franchising 



    Deniz taşımacılığı 



    Hava Taşımacılığı 



    Sigortacılık 



    anlaşmalarına uygulanmaktadır. 



    Grup Muafiyeti Tebliğleri ile kısıtlanmasına müsade edilen sınırları aşmayan unsurları içeren anlaşmalar 4. madde ile getirilen yasaklardan doğrudan muaf tutulmaktadır. 



    Ayrıca rekabeti kısıtlayıcı unsurları grup muafiyeti tüzüklerinde belirtilen sınırları aşan anlaşmalara, anlaşmanın etkisiyle tüketici yararına olarak üretimde/dağıtımda ekonomik ve teknolojik iyileşmeyi sağlayan/sağlayacak nitelikteki anlaşma, karar ve uyumlu eylemler için Rekabet Kurulu'ndan Bireysel Muafiyet veya Menfi tespit talep edilebilir. 



    Ancak hakim durumun kötüye kullanılması yasağına bireysel muafiyet ya da menfi tespit talep edilemez. 



    Sonuç olarak yukarıdaki şartlara uyan ve eksik rekabetten arınmış, tam rekabetin çalıştığı ekonomilerde, OECD araştırmalarına göre, % 15 oranında GSYİH büyümesi gözlenmektedir. 



    Rekabet Hukuku'nun Türkiye'deki doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkilerine bakıldığında, Türk işletmeleri ne kadar etkilenirse yabancı sermayeli işletmeler de o kadar etkilenecektir. Çünkü yasalarımız her hangi bir milli ayrıcalığa cevaz vermemektedir. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun muvacehesinde her işletme eşit muamele görmektedir. 



    Ancak başka bir açıdan mesele, yabancı sermaye bakımından değerlendirildiğinde; iki değişik yabancı sermaye yatırımı ile karşılaşılmaktadır. 
     

      Sayfa : 3/4
      <1234>