Rekabet Kurumu Yetkileri ve İstisna Getirme Eğilimleri
Av. Vural Günal
I. Konu
Rekabet Bülteni'nin Üç numaralı son sayısında Rekabet Politikasının Oluşturulması konusunu ele almış ve rekabetin korunmasına
ilişkin olarak çıkarılan mevzuatla Rekabet Kurumu'nun işlevinin önemine değindikten sonra, Türkiye Cumhuriyeti'nin imzalamış
olduğu uluslararası anlaşmalar da dikkate alınarak, Devlet adına bu konuda oluşturulacak politikaların, -yasal hükümler
dolayısıyla- Rekabet Kurulu'nun görüşlerini de alarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın önderliğinde geliştirilmesi gerektiğini
belirtmiştik.Â
AB standardında bir Rekabet Politikası oluşturulurken, hukuki uygulama -piyasa mekanizmasının iktisadi kaynakların dağılımını
mümkün olan en yüksek toplumsal refaha ulaşacak, biçimde yapmasını önemli ölçüde piyasalarda rekabet koşullarının
varlığına bağlayan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki -13.12.1994 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren- Kanun'a ve
dolayısıyla Rekabet Kurumu'na bırakılmıştır. Tek ve bağımsız bir otorite olarak tutulan Rekabet Kurumu hakkındaki bu anlayışın,
yeni çeşitli yasalar içindeki hükümlerle zedelenmeye başladığı düşÃ¼nülebilir.Â
II. REKABET KURUMU VE ÇOK BAŞLILIK EĞİLİMİÂ
A) 4054 Sayılı Yasa Hükmü KapsamıÂ
4054 sayılı Yasa, Türkiye sınırlan içindeki tüm mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı
tüm davranışları kapsamına almaktadır.Â
Gerçekten Kanun'un l'nci maddesi Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu
piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün Yasa'da öngörülen konulardaki her türlü hukuki işlem ve davranışlarnın tespit,
düzenleme ve denetlenmesinden ve gerektiğinde tedbir alınmasından söz etmektedir.Â
Bu anlayışı tamamlayan hüküm ise Kanun'un 20'nci maddesinde Rekabet Kurumunun kuruluşuna ilişkin maddedeki mal ve hizmet
piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile 4054 sayılı Kanun'un
uygulanmasını gözetmek ve Kanun'da kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzel kişiliğini haiz idari ve mali
özerkliğe sahip olan Rekabet Kurumu teşkil edildiğine dair düzenlemedir.Â
B) Hükmün AnlamıÂ
Yukarıdaki hükümlerden anlaşılan idari ve mali bakımdan özerk bir kurumun, Türkiye çapındaki mal ve hizmet piyasalarında,
Yasa'nın çizdiği genel sınırlar içinde rekabeti korumasıdır.Â
Gerek Gümrük Birliği anlaşması ile resmen verilmiş taahhütlerimiz, gerek AB'ye uyum için yapılması zorunlu çalışmalar,
uluslararası düzeydeki -daha da daraltarak- Avrupa ülkelerinin teşkil ettiği topluluktaki uygulamaların esas alınmasını
gerektirmektedir.Â
Oysa, Ãœlkemizin, Rekabet Politikası'nda farklı bir anlayışa doğru adımlar atma eğiliminde olduğu izlenimi doğmaktadır.Â
C) Farklı Bir Anlayış Yansıtan Yeni YasalarÂ
1- 4389 Sayılı Bankalar KanunuÂ
a) İlgili Yasa HükümleriÂ
1999 yılı sonlarında yürürlüğe giren 4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
(Fon) hakkında düzenlemeler yaparken, (Madde 15.1), Fon'un yetkileri arasında ... hisseleri ve/veya yönetim ve denetimi Fon'a
intikal eden bankaların (1) mali bünyelerinin güçlendirilmesi, (2) yeniden yapılandırılması ve (3)üçüncü kişilere devrinden
söz edilmiştir.Â
Kanun'un (14/5-a) maddesinin (aa) işaretli alt bendine göre, ... yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankanın devri tarihi
itibariyle düzenlenecek bilançosunu esas almak suretiyle Fon, bankanın uygun göreceği aktiflerini, teşkilatını ... işlemiş
faizleri ile birlikte sigortaya tabi tasarruf mevduatını ve pasifte yer alan karşılık kalemlerini, kurulacak bir bankaya ya da
mevcut bankalardan istekli olanlara devretmeye yetkili bulunmaktadır.Â
Yine, Kanun'un 14'üncü maddesinin (6/a) fıkrasında ... bankayı isteklisi bulunan başka bir bankayla birleştirmeye Fon karar
verebilmektedir.Â
Yasa'nın 14/7'nci maddesinin 2'nci fıkrası ise ... Fonca yapılan devir ve birleşme işlemlerini de, devir ve birleşmeye tabi
tutulacak bankaların toplam aktiflerinin sektör içindeki paylarının % 20'yi geçmemesi kaydıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması
Hakkında Kanun'un 7, 10 ve 11 inci maddeleri uygulanmaz" hükmünü getirmiştir.Â
Aynı Kanun'un (18.1)'inci maddesinde ise ... birleşme ve devirlere ilişkin esas ve usuller Rekabet kurulu kararı ile çıkarılacak
bir yönetmelik ile belirlenir hükmü mevcuttur.Â
b) Hisse Devirlerine İlişkin YönetmelikÂ
Bankaların Kuruluşu ve Hisse Devirleri için Yapılacak izin Başvurularının Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, 19 Kasım 2000
tarihli Resmi Gazete'de, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yayımlanmıştır. Aynı tarihte yürürlüğe girmiş
olan Yönetmelik'in banka kuruluşunda veya mevcut bankaların hisselerin devralınmasında ya da Fon bünyesinde bulunan bankaların
hisselerini satın almak üzere yapılacak başvurularda uygulanacağı anlaşılmaktadır. Anonim şirket olan bankaların sahipliğinin
değişmesi -diğer bir ifade ile- birleştirilmesi veya devralınması, hisse senetlerinin el değiştirmesi veya devri suretiyle
yapılır.Â
Yönetmelik'de, bankaların hisse devrine ilişkin (5.1)'inci maddesinde hisse devriyle ilgili olarak yapılacak başvurularda
dilekçeye eklenecek hususlar uzun uzun sayılmıştır. Yönetmelik'in 8'inci maddesinde dolaylı pay sahipliğide düzenlenmiştir.
Önemli olan husus ise 9'uncu maddede görülmektedir. ŞÃ¶yle ki, Yönetmelik'de yer almayan ya da açıklık bulunmayan hususlarda
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararlarına göre işlem yapılacağı hükme bağlanmıştır. Genel hükümlere ve Rekabet
mevzuatına atıf sözkonusu değildir. Böyle olunca da Kanun'un açıkça zikrettiği Md. 14/7-2 hükmünden de hareketle 1994
tarihli Rekabetin Korunması Hakkında Kanun yerine 1999 tarihli daha yeni bir yasa olan Bankalar Kanunu hükümleri geçerli
olabilecektir. Bu husus ise, Bankalar Kanunu ile Rekabet Kurulu dışında bir yeni yetkili yaratıldığını göstermektedir.Â
2- 2183 Sayılı Telsiz KanunuÂ
27 Ocak 2000 tarihli 4502 sayılı Yasa ile 2813 sayılı Telsiz Kanunu'nun 7'nci maddesi değiştirilmiştir. Bu maddenin (m) bendinde:
4502 sayılı Kanun'la kurulan Telekomünikasyon Kurumu, hizmetlerinin yürütülmesi ve altyapısının işletilmesi ile ilgili
hususları ve ayrıca hem bu hizmetlerde hem de genel olarak telekomünikasyon sektöründe (rekabete aykırı davranış plan ve
uygulamaları re'sen veya şikayet üzerine incelemeye) ve görev alanına giren konularda bilgi ve dokümanların sağlanmasını talep
etmeye yetkilidir hükmü mevcuttur.Â
Madde de ifade edilen (re'sen veya şikayet üzerine inceleme) yetkisinin farklı yorumunun yapılması; Yasa'nın 33'üncü
maddesindeki Kanun'un uygulanmasına ilişkin hususlar, ... göz önünde tutularak hazırlanacak yönetmeliklerle düzenlenir
hükmü uyarınca yürürlüğe konulacak yönetmeliğe bağlı olacağı gibi, sözü edilen konuya ilişkin olarak açıkça bir
Yönetmelik hükmü getirilmemesi halinde de, bu durum, Rekabet Kurumu yetkileri yerine yetkili kullanımı sonucunu
doğurabilir.Â
III. SONUÇÂ
Tabiidir ki Yasa Koyucu'nun düzenlemelerine uyulur; ancak, bir yandan düzenlemelerin açık-seçik olması gereklidir; diğer
yandan da Rekabet Hukuku uygulamalarında ilgili otorite sayısının artmaması ve dolayısıyla farklı yorum, karar ve içtihatların
ortaya çıkmaması temenni olunur.Â
Rekabet Hukuku'nun uygulanmasında dağınıklıktan kurtulunması ile genellik, eşitlik ve adalet kavramlarının kolaylıkla yürürlüğe
konulabilmesi ve başarı sağlanabilmesi, Rekabet Politikası'nın açık bir şekilde politikayı yönlendirmekle görevli birim veya
birimler tarafından belirlenmesi ve savunulması ile mümkün olacaktır.Â
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a bazı istisnalar getirilmiş olmasının rekabet soruşturmalarında Rekabet Kurumu ile
yetkilendirilmiş sair kuruluşlar arasında yetki çatışmasına neden olduğunu vurgulayan 2001 yılı Programı ise, konunun,
yetkililerin gözünden kaçmadığını göstermektedir.
Â