Rekabet Hukuku ve İnternet
M. Fevzi TOKSOY
Enformasyon teknolojilerinin büyük ölçüde piyasa ekonomisini yeniden şekillendirmeye başladığı günümüzde, ortaya çıkan
yenilikler aslında önümüzdeki on yıllar içerisinde yaşanacak gelişmelerin ilk habercileri niteliğini taşımakta. Bu gelişmeler
karşısında hemen akla gelen önemli sorulardan birisi, rekabet hukukunun enfoteknolojik gelişmelere nasıl ayak uydurabileceğidir.
Genel olarak, İnternetin ve hususiyetle elektronik ticaretin, rekabet açısından çok faydalı olduğu düşÃ¼nülse dahi, İnternetin
rekabeti kısıtlayacak sonuçlar ortaya çıkarabileceği de ileri sürülebileceğinden İnternet ve rekabet ilişkisi dikkatle
incelenmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.Â
1. İnternetin İşleyişiÂ
İnternetin işleyişi ile ilgili olarak akla gelen ilk soru, sistem içinde var olabilecek bir takım mihenk noktalarının kimler
tarafından kontrol edildiğidir. İnternetin kimse tarafından kontrol edilmediğine ve hatta başarısının herhangi bir otoritenin
kontrolü altında olmamasından kaynaklanan özgürlükçü işbirliği ortamından ileri geldiğine ilişkin yaygın bir kanı mevcuttur.
Bu kanının bir dereceye kadar doğru olmasına karşın, İnternetin, sınırlı sayıda birkaç şirket tarafından yönetilen iletişim
ağları üzerine kurulu olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çerçevede, İnterneti yönetmesi gereken bazı kişilerin
olduğu ve bu kişilerin İnternet pazarlarının gelişmesinde hayati rol oynadıkları çok açıktır.Â
Başlangıçta, askeri bir araştırmanın ürünü olarak ortaya çıkan İnternet ile birbirine bağlanmış bilgisayarların telefon ağı
vasıtasıyla konuşmaları amaçlanmıştır. Bilgi aktarımının TCP/IP denen bir protokol sayesinde gerçekleşmesi ile İnternet,
Amerikan Hükümetinin kurduğu bir iletişim ağı olarak çalışmaya başlamıştır. Telekomünikasyon operatörleri ise İnternete
yatırım yapmaya 10 yıl önce başlamış, ilk kurulan İnternet ağı zamanla yerini birkaç şirketin birbiriyle bağlantılı ağlarına
bırakarak genişlemiştir.Â
İnternet için uzun mesafeli ağlar ve kısa mesafeli yerel ağlar olarak tanmlanan iki tip ağ gereklidir. Uzun mesafeli ağlar,
İnternetin iskeleti olarak anılmakta, dünyanın her yerindeki yerel ya da bölgesel ağlara erişmek için hayati önem teşkil
etmektedir.Â
İnternetin başlangıç safhalarında ulusal ağların birbirleriyle ve Amerika ile bağlanması söz konusu iken, daha sonraları
İnternet bağlantısını sağlayan şirketlerin Amerika'da yerleşmiş olması sebebiyle Avrupalı kullanıcılar da Amerika üzerinden
bağlanmak zorunda kalmışlardır. Bunun sonucu olarak da Avrupa'daki devletlerin arasındaki İnternet bağlantılarının yoğunluğu
Amerika ile olan bağlantılarından birkaç kat daha düşÃ¼k düzeyde kalmaktadır. Başka bir deyişle geniş Avrupa içi İnternet
trafiğinin Amerika üzerinden kontrol ediliyor olması, ekonomik etkilerinin dışında ticari bilgilerin de aksamadan düzenli ve
güvenilir bir şekilde iletilmesi, söz konusu transatlantik ağlara bağlı olmaktadır.Â
1.1. İnternetin Düzenlenmesi ve YönetilmesiÂ
İnternetin organizasyonu için, İnternet adresi, İnternet protokolleri ve fikri mülkiyet hakkı gibi az sayıda fakat gerekli
teknik uyum alanları mevcuttur. İnternetin organizasyonu; 1999 yılı sonunda Amerikan Hükümetinin bu husustaki yetkilerinden bir
kısmını özel sektöre devretmesine kadar tamamıyla ABD'nin kontrolündeydi. Bu aşamada, Amerikan Hükümetinin dolaylı olarak
denetimi altında bulunan ICAAN adlı bir dernek kurulmuş ve bu derneğe, İnternet adresleri vermek gibi düzenleyici görevler
yüklenmiştir.Â
Günümüzde, www.xx.com gibi kalıplardan oluşan İnternet isimleri ve bu isimlere bağlı olan birer sayısal adres mevcuttur.
Gelecekte ise iletişim kurabilen her elektronik aletin bir sayısal numarası olacaktır. Bu sebeple, bu adreslerin yönetiminde
rekabetin korunması ve ayrımcılık yapılmaması çok önemlidir. IETF ve WWWC gibi kuruluşlarca yönlendirien İnternet protokolleri
ise İnternete bağlı çalışan birimlerin birbirini görerek uyum içinde çalışmasını sağlamaktadır.
Bir başkasına ait olan İnternet adresinin kötü niyetle alınarak kullanılması ya da aynı ünvanlı iki şirket arasında ortaya
çıkabilecek İnternet adresi karmaşası, fikri mülkiyet hukuku açısından önemli bir sorunu da gündeme getirmektedir. Bu hususta
genel prensip, yalnızca ilk başvuranın adresinin esas alınması olarak belirtilebilmekle beraber, bu hususta özellikle Amerika'da
önemli içtihatlar mevcuttur. Ayrıca bu konuda uluslararası bir düzenlemenin yapılmasının gerektiği de belirtilmelidir. Nitekim,
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) bünyesinde bu konuya ilişkin yoğun çalışmalar yürütülmektedir.
2. İnternet ve Pazar Yapılanması
2.1. Genel YaklaşımÂ
İnternet aslında bir mucize değildir. Gerçek hayatın sanal bir yansımasından ibarettir. İnternet'in üstesinden geldiği en
önemli husus ise harcanan zaman ve eforu bireyler arasında değiş tokuş etme imkanı sağlamasıdır. Küçümsenmemesi gereken bu
özelliğiyle İnternet, kullanıcının en doğru karara daha kısa sürede ulaşmasını sağlamaktadır. Kullanıcının bu kısa süre
içerisinde verdiği kararlar bir bilgi çerçevesinde yoğunlaşabileceği gibi ticarete dayalı da olabilmektedir. Sürenin
kısalmasını ise İnternet ve/veya somut dünyadaki taşeronlar sağlamaktadır. Kurulan bu çıkar zinciri sayesinde insan bir dakika
önce kullanıcıyken bir dakika sonra taşeron konumuna düşebilmektedir. Bu da aslında klasik anlamdaki pazarın İnternet üzerinde
yeniden yapılanmasından başka bir şey değildir. İçerisinde bulunduğumuz dönem ise, pazarın yeniden yapılanmasının sancılı geçiş
sürecine denk gelmektedir. Aslında bu geçiş sürecini sancılı kılan en önemli etken klasik pazarlar ile İnternet pazarlarının
aynı anda varlıklarını sürdürmeleridir. İşte rekabet hukuku açısından olumsuzlukları başlatan nokta da budur.Â
Bu itibarla, İnternet ortamında ortaya çıkan yeni pazarların diğer pazarlara oranla ne ölçüde farklılıklar gösterdiğinden,
sitemin nasıl çalıştığından ve rekabeti tehdit edici unsurlar taşıyıp taşımadığından bahsetmek gerekmektedir.Â
İnternet, kendiliğinden rekabeti ihlal edici hiçbir özellik taşımaz. Aslında bir pazar bile olmayan İnternet, iktisadi açıdan
daha ciddi bir yaklaşım ile, teşebbüslerin birbirleriyle rekabet etmeleri için yeni bir ortam olarak tanımlanabilir. Ancak
üzerinde durulması gereken önemli nokta, bu yeni ortamın, başta teşebbüsler arasında aktedilen münhasır karakterli
sözleşmeler olmak üzere, klasik ticareti düzenleyen sözleşmeler üzerindeki olumsuz etkilerinin nasıl olabileceğidir.Â
2.2. İnternetin Pazar Kavramı Ãœzerindeki EtkileriÂ
Rekabet kuralları soyut ortamlara uygulanamayacağından ilgili pazarın sınırlarının mutlaka çizilmiş olması icap eder. Bu sebeple,
İnternet üzerine kurulmuş ya da İnternet ile ilgili piyasalarda ilgili pazar ve coğrafi pazar tanımının yapılması gerekir. Ancak,
İnternet üzerinden yapılan işlemler arttıkça farklı ilgili pazarlar oluştuğundan, bu tanımın yapılması sanıldığı kadar kolay
olmayacaktır.Â
Gerçekçi bir tespit yapabilmek için öncelikle İnternet üzerindeki pazarların ortak özelliklerinin belirlenerek rekabet
kuralları açısından değerlendirilmesi gerekir. Ancak bu noktada hatırlatmak gerekir ki, Rekabet Hukuku daha ağırlıklı olarak
iktisadi temellere dayandığından diğer hukuk dallarından farklı olarak teknolojik gelişmelere uyum sağlama açısından her zaman
daha esnektir.Â
İnternet ile birlikte gerçek anlamda global ticaret yapısının temelleri atıldığından, iktisadi faaliyetlerin rekabete aykırı
yönlerinin çok farklı coğrafi pazar yaklaşımlarıyla ve çok farklı hukuki düzenlemeler ışığında tespit edilmesi gibi bir zorluk
ortaya çıkmıştır.Â
Bu noktada, İnternet yerel ve uzak mesafeli pazarlarda getirdiği şeffaflık ile geleneksel ticarete ciddi bir rakip olarak
görülmektedir. Ayrıca, tüketicilerden bahsedildiğinde -ilk akla gelen son kullanıcılara ek olarak- İnternet, aracı pazarlarda
da önemli avantajlar sağlamaktadır. Bu açıdan İnternet, talebi ve arz-talep dengesindeki esnekliği etkileyebilmekte; giderek
tüketicinin davranışlarını değiştirebilecek güce sahip olmaktadır.
3. İnternet ile ortaya çıkan en çarpıcı gelişmelerden birisi, İnternet üzerinde çalışan pazarlarla geleneksel pazarların
birlikte yer almalarıdır. Rekabet kurallarının uygulanması için ise önemli olan İnternetin kendine özgü bir ilgili pazar
oluşturup oluşturmadığıdır. Avrupa Komisyonu'nun yakın tarihte verdiği birkaç kararda[1] İnternetin, aynı mal veya hizmetler
için, aynı zamanda, biri fiziki diğeri sanal olmak üzere birbirine paralel iki bölümden oluşan ikili bir pazar olarak
tanımlandığı görülmektedir. Her ne kadar iki bölümün aynı pazara dahil olduğu kabul edilebilse de, İnternetin, aracıları
ortadan kaldırarak tüketicilerle üreticileri yüz yüze getirdiği unutulmamalıdır.Â
4. İnternet basit ama kesin bir tanım ile tüm sektörlere açık, ucuz ve yaygın bir üretim aracı olarak ifade edilebilir.
Ãœretim aracı olarak İnternet, hem sistemin kendiliğinden getirdiği özelliklerden, hem de şirket stratejilerinin yeniden
biçimlenmesinden kaynaklanan bir verimlilik yaratmaktadır. Bu konuda yapılmış kapsamlı bir mikro ekonomik araştırma mevcut
olmamasına rağmen genel olarak, İnternetin talep esnekliğini değiştirebileceği kabul edilmektedir.
5. Her geçen gün İnternetin avantajlarından yararlanmak amacıyla yapılan yeni yatırımlar görülmektedir. İnternet projelerine
yapılan büyük miktarlardaki bu yatırımların İnternet üzerinden yapılan alışverişlerle geri döneceği varsayılmaktadır. Ancak
dikkat edilmesi gereken husus, bu büyük yatırımların yalnızca çok küçük bir kısmının kar etme aşamasına geçebilmiş
olmasıdır. Son on yıldır yapılan yatırımlara (siteler, portallar, arama motorları, tarayıcılar, elektronik ticaret siteleri)
bakılacak olursa onca yatırım arasından yalnızca birkaçının mali istikrara erişebildiği söylenebilir. Gelecek on yıl için ise,
İnternete çok yüklü yatırımların yapılacağı, buna karşın, yapılan yatırımların geri dönerek tüketicilerin talebini
çekebileceği söylenebilir.
6. İlk bakışta İnternet üzerine kurulu pazarlara giriş konusunda herhangi bir kısıtlamanın olmadığı ve ilgi çekici fikirleri
olan herkesin başarılı olabileceği düşÃ¼nülmekte ise de, İnternet dünyasında birleşme ve devralmalar ile gelen bir yoğunlaşma
süreci başlamıştır. Bunun Avrupa Birliği içindeki tipik örneği, önde gelen telekomünikasyon şirketlerinin kendilerine bağlı
servis sağlayıcılar kurmak, bunlara portallar açmak ve bankacılık gibi sektörlerle stratejik anlaşmalar yapmak yoluyla
oluşturdukları yapıdır. İnternet pazarının oligopolistik bir yapı sergilemesinden yola çıkan Avrupa Birliği Komisyonu, ciddi
rekabet ihlalleri olduğu kanısındadır. Örneğin MCI Worldcom/Sprint vakasında Komisyon, İnternet iskeletini kontrol eden dört
önemli şirketten ikisini[2] teşkil eden bu şirketlerin birleşmesinin % 50'nin üzerinde bir payla dünya İnternet pazarlarını,
dolayısıyla da Avrupa'daki pazarları etkileyeceği gerekçesiyle bu işleme izin vermemiştir.
7. Geleneksel sanayide bir ürün kullanıldıkça değer kaybetmektedir. Buna mukabil, İnternet üzerindeki bir ürünün
kullanımı yaygınlaştıkça pazar değeri de önemli ölçüde artmaktadır. Bu duruma, yalnızca İnternete değil, telekomünikasyon ve
bilişim endüstrisinde de geçerli bir kavram olarak kullanılan ağ etkisi adı verilmektedir. Ağ etkisi rekabet üzerinde çok
olumsuz ekiler yaratmakta özellikle de hakim durumlara sebep olmaktadır. Mesela, Microsoft gerçekten çok kullanışlı ve ucuz bir
sistem ortaya koymak suretiyle yakaladığı avantajlarla büyük bir pazar payı oluşturarak neredeyse bir standart haline gelmiştir.
Ancak PC ve diğer yazılım firmalarına ayrımcılık uygulaması ile gündeme gelen sorunlar, kendi tarayıcısı olan Explorer'ı rakip
firmalar aleyhine kullanmaya başlayınca daha da ciddi bir hal almıştır. Aynı tip sorunların portallarda, arama motorlarında ya da
şirketler arası elektronik ticaret platformlarında da yaşanabilme olasılığı büyüktür. Bu itibarla rekabet otoritelerinin,
piyasayı kendi haline bırakarak pazar güçlerinin verimlik sağlamasını beklemeleri daha isabetli bir tutum olarak ortaya
çıkmaktadır. Ancak, piyasadaki tüm aktörler için geçerli olan ağ etkisinin, sakıncalı hakim durumların oluşmasına yol
açabilmesine karşın sağlayacağı bütün avantajların ise haksız hakim durumların oluşması gibi görülmemesi gerekir.
8. İnternet içinde bilgisayarların, ağların ve uygulamaların uyumlu ve güvenilir çalışması için sürekli yenilenmesi gereken
bir takım ortak protokoller ve standartlar mevcuttur. Yeni çıkan mobil iletişim uygulamaları gibi uygulamalar ise üreticiler
arasında anlaşmalar yapılmasını gerektirmektedir. Yani, sektörde rekabetin tesisi için, hayati önemi haiz konular üzerinde
aynı pazarda faaliyet gösteren üreticiler biçimsel veya fiili anlaşmalar yapmaktadırlar. Ortak protokol ve standartların
geliştirilmesi bir ihtiyaç olmakla beraber, bu alanda sözü geçen birkaç aktörün bu gücü kendileri yararına kullanırken
başkalarına zarar verme ihtimali de ortaya çıkabilir. Zaten hakim durumda olan bir firmanın standartlarla bu konumunu daha da
güçlendirmesi mümkün olacağından, üreticiler arasında imzalanan gizli ya da açık standart anlaşmalarının rekabet kuralları
açısından incelenmesi gereklidir. Bu anlaşmalarda özellikle, ayrımcılık yapılıp yapılmadığına, şeffaflık ve makul fiyat
politikalarının mevcut olup olmadığına dikkat edilmelidir.
3. Elektronik Ticaret
3.1. Genel Olarak Elektronik TicaretÂ
İnternetin ticari, sınai ve mali işlemlerdeki kullanım alanının giderek yaygınlaşması, alışılmış ticaret usullerini değistirerek,
sözleşme taraflarının karşı karşıya gelmeksizin sözleşme yapabileceği yeni bir ticaret ortamının meydana çıkmasına sebep
olmuştur. Özellikle iletişim ve bilgi teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkmış olan elektronik ticaret son
yıllarda ulusal ve uluslararası platformlarda çok tartışılmakta olan konulardan birisini teşkil etmektedir.Â
Bu çerçevede, elektronik posta veya web siteleri gibi İnternet uygulamalarıyla tüketicilere ya da sağlayıcılara ulaşılabilmekte
ve İnternet üzerinden (online) şipariş ve ödeme yapılabilmektedir.Â
Sayısal malların ve hizmetlerin ticareti olarak da adlandırılabilecek elektronik ticaretin kapsamına İnternet üzerinden sipariş
edilen, ödenen ve dağıtılan kitaplar, haberler, filmler ve oyunlar, yeni bir ürün olarak ise İnternet telefonu da dahil olmakla
beraber, diğer bir kategori olarak adlandırılabılecek mali işlemler, onaylama ve şifreleme hizmetleri, online hisse satışları.vb.
de elektronik ticarete dahil edilmektedir.Â
Elektronik ticaret, teşebbüsler arası (B2B), teşebbüs tüketici arası (B2C), teşebbüs idare arası ve tüketici idare arası
olmak üzere dörde ayrılarak incelenmektedir. Bir teşebbüsün elektronik ticaret icra edebilmesi için, telekomünikasyon
altyapısına, elektronik donanımlara ve yazılımlara ihtiyacı olduğu ortadadır. İnternet bağlantısı telefon hatları üzerinden
modemle, kablo bağlantısı ile, uydu aracılığıyla olmak üzere birçok şekilde kurulabilmekte, İnternete bağlantı ücreti ise
telekom operatörleri tarafından belirlenmektedir. Ayrıca, cep telefonları, televizyonlar gibi bilgisayar dışında başka elektronik
aletler de İnternete bağlanabilme özelliğini kazanmaktadır.Â
Avrupa Birliği'nde yeni çıkarılan Elektronik Ticaret ve Elektronik İmza[3] Yönergeleri, verilerin korunması ve fikri mülkiyet
hukuku hakkındaki çalışmalarla özellikle elekronik ticaret ile ilgili hukuki altyapının hazırlanmasına çalışılmakta; Amerika'da
da bu konuda ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Ancak bu konuda özellikle uluslararası alanda kapsamlı düzenlemelerin yapılması
gerektiği çok açıktır.Â
3.2. Elektronik Ticaret ve Rekabet İhlaleriÂ
Birçok şirket için karlı bir girişim olanağı olan elektronik ticaretin ortadan kaldırabileceği iş alanlarının olması ihtimali
bazı şirketler için ise ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durum özellikle, İnternetin doğrudan rakip olabileceği toptancılar
ya da tedarikçiler gibi kesimler için geçerlidir. Aracı firmalar yanında bölgesel bayilik anlaşmaları da, internetin
dünyanın her yerindeki fiyatların öğrenilmesini ve dünyanın her yerindeki ürünün tedariğini sağlaması itibariyle tehlike
altındadır.Â
Teşebbüsler arası platformlarda ortaya çıkan önemli bir konu ise bu şirketlerin bilgilerini rakipleriyle ne dereceye kadar
paylaşacakları sorunudur. Çünkü fiyatlar, arz miktarları, anamaddeler gibi bilgiler pazarda tekellerin oluşmasına yol
açabilmektedir. Örnek vermek gerekirse Daimler/Chrysler, General Motors ve Ford'un bu yılın şubat ayında açıkladıkları, ortak
bir portal üzerinden tedarik zinciri oluşturma planı dünyanın en büyük sanal marketini oluşturacak, ancak rakiplerin bu
şekilde birleşmesi tedarikçiler karşısında büyük bir pazar gücünün ortaya çıkmasına sebep olacaktır.Â
Ayrıca İnternet pazarlarında stratejik anlaşmalar yoluyla veya birleşme ve devralmalarla oluşan bir yoğunlaşma hareketi de
görülmektedir. Moda tabirle Yeni Ekonominin gelişmesi için bu oluşumun gerekli olabileceği göz önünde bulundurulmakla
beraber, dünyadaki İnternet pazarlarının birkaç çok güçlü şirket tarafından kontrol edilir duruma gelmesi olasılığının
giderek arttığı gözden kaçırılmamalıdır.Â
Ayrıca, konuya sosyal açıdan yaklaşılacak olursa, yeni ekonomiye katılım için öncelikle bir İnternete bağlanma altyapısının
olması gerekmekte, buna mukabil gelişmiş ülkelerde bile toplumun önemli bir kısmının bu olanaktan mahrum olma ihtimali söz
konusu olabilmektedir. Bu durum da, ekonomik sistemin çalışması üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracak sosyal bölünmeler
yaratabilecektir.Â
SonuçÂ
İnternet kendiliğinden rekabeti tehdit eder bir unsur içermemekte ancak İnternet üzerinden iş yapmak için gereken yapının
oluşmasından sonra ise rekabet kurallarının bu pazarlar için nasıl uygulanacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla,
öncelikle yapılması gereken, bu yeni pazarların nasıl işlediğini öğrenerek pazarın kendi dinamiklerini oluşturmasına izin
vermeden müdahele etmemektir.Â
BİBLİOGRAFYAÂ
1. SCRIBBINS, Kate, Consumers at Shopping, an International Comparative Study of Electronic Commerce, September 1999Â
2. 1999/93 Sayılı Elektronik İmzalar İçin Topluluk Düzenlemesi Ãœzerine Avurupa Parlamentosu ve Konsey Yönergesi, ATRG L 13,
1999Â
3. Access Issues Under EU Regulation and Anti-Trust Law - The Case of Telecommunications and Internet Markets, Conference, June
23-24, 2000, Washington D.C.Â
4. Gudrun Gerth, Andrea Barth, Eva Machill Final, Report on the Investigation into Electronic Commerce in Europe, STIFTUNG
WARENTEST, September 1999.Â
5. L'Europe Face au Commerce et aux Echanges Electroniques: Quels enjeux pour les entreprises, Echangeur, Paris, 1999Â
6. THIRAN, Yves, Sexe, Mensonges et Internet, Réseau et Transparence, Editions Labor, Bruxelles, 2000.
Â